Vergi Usul Kanunu’nun vergi ve ceza indirimi hükümlerinde yapılması beklenen değişiklikler:

İKMALEN, re’sen veya idarece tarh edilen vergiler ve buna bağlı olarak kesilen cezalar nedeniyle mükelleflere tanınan bazı avantajlı ödeme şekilleri bulunmaktadır.
Mevcut düzenlemelerde; tarhiyat öncesi ve sonrası uzlaşmalarda; teorik olarak sadece cezalarda değil vergi asıllarında  da indirim konusu yapılması mümkündür. Bununla birlikte, uygulamada özellik arz eden durumlar haricinde vergi asıllarında indirim söz konusu olmamaktadır.
Halen gündemde olan Vergi Usul Kanunu tasarısının uzlaşma ile ilgili hükümlerinde bu defa eskisinden farklı olarak vergi aslından indirim yapılacak haller tadadi olarak sayılmıştır. (Tarhiyatta vergi hatası olması, aksi yönde istikrar kazanmış yargı kararları bulunması, yetkili makamlarca verilen yanlış görüşle yanılma hali, merkez rapor değerlendirme komisyonunun tarhiyatta mevzuata aykırılıklar olduğu görüşünü bildirmiş olması halleri) Bu haller dışında, vergi aslında indirim yapılmayacak indirim sadece cezalarda söz konusu olabilecektir.
Vergi Usul Kanununun 376. Maddesine göre;  ikmalen, re’sen ve idarece tarh edilen vergiler ve vergi ziyaı cezaları, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarıyla ilgili olarak mükellefler ihbarname tebliğinden itibaren 30 gün içinde başvurarak bunları vadesinde (ya da teminat göstererek 3 ay içinde) ödeyeceğini bildirirse;  vergi ziyaı cezalarının ilkinde yarısı, takip edenlerde üçte biri, usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezalarının ise üçte biri indirilmektedir. Ancak, bunlar dava konusu yapılır ya da ödemeler süresinde ifa edilmezse bu hak kaybedilmektedir. Tasarıda bu hükümlerle ilgili olarak yapılması beklenen en önemli değişiklik; cezaların nev’ine ve tekerrürüne bakılmaksızın indirimin hepsi için cezanın yarısı olarak öngörülmesidir.
Tasarıda,  mevcut Kanunda bulunmayan yeni bir düzenleme öngörülmektedir. Buna göre; ihbarname ile tebliğ edilen vergi ve bunlara ilişkin kesilen cezaların; dava açma süresi içinde yazılı başvuruda bulunmak, dava açmamak, yazılı başvurudan önce davadan vazgeçmek, tarh edilen verginin en az % 90’ı ile, kesilen cezanın % 30’unu dava açma süresini takip eden bir ay içinde ödemek şartlarıyla, tarh edilen vergi ve kesilen cezanın kalan tutarı tahakkuk ettirilmeden silinecektir. Tasarıda “Ödeme Şartı ile Tahakkuktan Vazgeçme” diye adlandırılan bu düzenlemeye vergi aslına bağlı olmayan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları da dahildir. Ancak, bu düzenlemeden yararlanıldığında ayrıca uzlaşma ve bir önceki paragrafta belirttiğimiz ceza indirimi hükümlerinden faydalanma imkanı ortadan kalkmaktadır.Bakanlar Kuruluna yukarıda belirtilen %90 oranını %60 a kadar, %0 oranını %10’a kadar indirme veya Kanuni oranına kadar tekrar çıkarmaya yetki verilmesi öngörülmektedir.
Yine, mevcut Kanunda bulunmayan ancak tasarıda yer alan bir başka düzenleme de “Karşılıklı Anlaşma Usulü”dür. Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile diğer devletler arasında mevcut olan çifte vergilendirmenin önlenmesine yönelik anlaşmalara aykırı tarhiyat yapıldığı ya da yapılması yönünde kuvvetli emare olduğu iddiası ile düzeltme talep eden mükellefler, bu taleplerinin “Karşılıklı Anlaşma Usulü” hükümlerine göre idari yardımlaşma çerçevesinde çözümü için Gelir İdaresi Başkanlığı’na başvurabileceklerdir.
Yazımız, mevcut tasarıdan hareketle kaleme alınmıştır. Vergi Usul Kanunu tasarısının kanunlaşıncaya kadar geçen safhada değişikliklere uğrayabileceği hususu malumdur.

Yorum yazın