Paranın kiri…

BİR delikanlı belirdi televizyon ekranında. Sonradan öğrendik; adı Murat Yalçın’mış. Belli ki ana-baba “murat” ettiği için adını öyle koymuş. Ölümün eşiğinden dönüp, ambulansa binerken, “Çizmelerimi çıkarayım, sedye kirlenmesin” dedi. Ve ben içimde biriken bütün acıyı o anda gözyaşı olarak döktüm. Sağ ol Murat, anlayanlara büyük bir insanlık dersi verdin.

13 Mayıs’ta Soma’da bir kömür ocağında meydana gelen “kaza” –nasıl bir kazaysa- hepimizin yörüngesini bozdu. Bu konunun uzun süre medyada gündemden hiç düşmeyeceğini biliyorum. Bu yüzden, Soma ve tüm Türkiye’nin acısını yürekten paylaşarak, aslında bir biçimde Soma’da yaşananlarla da ilgili bir başka konuya değinmek istiyorum.

Bir banka kartı sistemi tarafından, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 12 Avrupa ülkesinde gerçekleştirilen çalışmaya göre, Avrupalıların çoğu nakit paranın kirli olduğuna inanıyor. Avrupalılar arasında, bu inanca en fazla sahip grubu ise Türkler oluşturuyor! Türk halkının yüzde 86’sı nakit paranın hijyenik olmadığını düşünüyor ve yüzde 40’ı paraya dokunduktan sonra mutlaka ellerini yıkıyor. Dilerim öyledir.

Aynı kuruluş tarafından geçtiğimiz yıl gerçekleştirilen farklı bir çalışmada, banknotların üzerinde ortalama 26 bin bakteri bulunduğunun ortaya çıktığı belirtiliyor.

AVRUPALI ALDIRMIYOR

Mart-Nisan 2014 tarihleri arasında, bu kuruluş adına bir araştırma firması tarafından 9 bini aşkın tüketicinin katılımıyla gerçekleştirilen çalışmaya göre, nakit paranın kirli olduğunu bilmesine rağmen, her beş Avrupalı’dan sadece biri parayı tuttuktan sonra ellerini yıkıyor. Türk tüketiciler arasında nakit para tuttuktan sonra el yıkama oranı ise yüzde 40. Bu oran, kadınlarda yüzde 45’e, 55 yaş üzerinde yüzde 48’e kadar çıkıyor.

Araştırmaya katılan Türk tüketicilerin yüzde 88’i başka birinin diş fırçasını kullanmayı ve umumi tuvaletleri “kirli” olarak tanımlıyor. İkinci sırada ise, yüzde 86’lık oranla nakit para ellemek geliyor. Nakit paranın ardından kağıt mendil paylaşmak, toplu taşıma araçları, kapı tokmakları, bilet gişeleri ve otomatlar hijyenik olmayan nesne ve durumlar olarak tanımlanıyor. Paranın kirli olduğuna inanç, kadın tüketicilerde yüzde 91’e kadar çıkıyor.

Araştırmaya katılan Avrupalılar da, toplu taşıma araçlarındaki tutma yerleri veya barlardaki çerezler gibi açıktaki yiyecekleri, nakit paradan daha kirli olarak nitelendirmelerine rağmen ödemelerini kirli nakit ile yapma alışkanlığından vazgeçmekte zorlanıyor.

TÜRKLER DUYARLI

Türk halkının yüzde 99’u hijyen şartlarını iyileştirebilmek adına, yaşam tarzlarında değişiklikler yapmaya hazır olduklarını söylüyor. Nakiti kirli bulan tüketicilerin yüzde 58’i kağıt para yerine temassız kart ya da kredi kartını tercih edeceğini, yüzde 56’sı da dezenfektan jel ve kağıt mendil taşımaya başlayacağını belirtiyor.

Nakit paraya karşı hangi alternatif ödeme şeklini tercih edecekleri sorulan Türk tüketiciler, Avrupa’daki diğer pazarların aksine öncelikli olarak yüzde 66 oranında temassız kartları tercih edeceklerini ifade ediyor. Bunu yüzde 63’le kredi kartı, yüzde 41’le online ödeme ve yüzde 26 ile mobil ödeme takip ediyor.

Türklerin yüzde 30’u için en şaşırtıcı pis alışkanlıkların başında ise tuvalet kullanımı sonrası el yıkamamak geliyor. Bunu yüzde 28 ile kalabalıkta burun karıştırmak takip ediyor.

2013 yılında, bu kuruluş için Oxford Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen araştırmada Avrupa’daki ortalama bir banknotun, sağlığa zarar verme potansiyeline sahip 26 bin bakteri taşıdığına dikkat çekilmiş. Aynı araştırmaya göre, en yeni paranın üzerinde bile ortalama 2 bin 400 bakteri bulunduğu, bu bakterilerin ise idrar ve solunum yolu enfeksiyonlarına neden olabileceği belirtilmiş.

Kısaca nakit paradaki kir hepimizin sağlığı için bir tehlike. Araştırmayı yaptıran şirket de nakit yerine kredi kartı kullanılmasını istiyor. Kullanalım kullanmasına da, bir de bunun ödemesi var. Esen kalın.

Yorum yazın