Eğitimde geriye mi gidiyoruz?

BU ay Polonya‘nın eğitimde yaptığı atılımlardan örnekler verecektim, ancak maalesef ülkemizde her gün o kadar akıl almaz olay oluyor ki buna bir türlü fırsat bulamıyorum.

Bu sefer elime Yüksek Öğrenime Geçiş Sınavı (YGS) istatistikleri geldi.

tablomayıs

 

 

 

 

 

Bu rakamlar sınav türüne göre 40 soru üzerinden verilen doğru cevap ortalamalarıdır. Matematik ve fende çok büyük bir başarısızlık ortada, peki yıllardır süren bu kötü ortalamaları düzeltmek için hamleler yapılıyor mu, eğitimin çıktısında hiçbir şey değişmiyorsa bu konuda daha iyiye gidiyoruz denebilir mi?

PISA’nın 2012 raporuna göre, 2003 yılında bizimle benzer sonuçlar alan Uruguay ve Tayland’ın 2012’deki aldığı sonuçlara göre bu iki ülkenin de arkasında kalmışız. Aşağıda Polonya’nın eğitimdeki büyük atılımını nasıl yaptığını göreceğiz, bence eğitim konusunda çalışan yetkililerimiz bu üç ülkeyi mercek altına yatırmalılar. Yaptıklarını incelemeliyiz ve kendi ülkemizde bunları nasıl uygulayabileceğimizi araştırmalıyız yoksa maalesef bu gidişle PISA sıralamasındaki 45’inciliğimizi kaybetmeye başlarız.

Polonya’da eğitim reformu 1999 yılında başlatılmış. Reform, eski eğitim sisteminin eksiklerini değerlendirerek ülke koşulları ve ihtiyaçlarına göre iyi tasarlanmış, kapsamlı bir reformdu. Birkaç günde, kapalı kapılar ardında hazırlanmamıştı, kapsamlı bir hazırlık ürünüydü. Ayrıca sistemde bir değişiklik yapılmadığı için 14-15 yıldır istikrarlı ve ısrarlı bir şekilde uygulanıyor.

Eğitimdeki en başarılı birçok ülke gibi ilk önce şu ilke benimsenmiş: ‘Öğretmenlerin düzeyi yükseltilmeden eğitimin düzeyi yükseltilemez.’ Bu ilkeden hareketle öğretmen eğitiminin kalitesi yükseltilmiş, öğretmen sertifikası için aranan nitelikler yükseltilmiş. Buna paralel olarak öğretmen ücretleri de ciddi oranda yükseltilerek öğretmenlik prestijli bir meslek haline getirilmiş.Öğretmen kalitesinin yükseltilmesi, eğitimdeki ilerlemenin de güvence altına alınmasını sağlamış.

Müfredatta merkeziyetci politika terk edilerek, okulları ve öğretmenleri daha serbest bırakan bir politika benimsenmiş. Müfredatın sadece ana çerçevesi merkezi olarak belirlenmeye başlamış. Okullar ve öğretmenler, öğrencilerin durumunu ve ihtiyaçlarını gözeterek, kendi bilgi ve deneyimlerini yaratıcı bir şekilde kullanarak nasıl bir eğitim programı uygulayacaklarına kendileri karar veriyorlar. Okullar ve öğretmenler, merkezi kuralları yerine getirmeye göre değil, öğrencilerin durumuna göre değerlendiriliyorlar.

Buna paralel olarak sistem odaklı yaklaşımdan vazgeçilerek öğrenci odaklı bir yaklaşım benimsenmiş. Öğretmenler ve okullar, tetek her öğrencinin ihtiyaçlarına odaklanan bir eğitim stratejisi uygulamaya başlamışlar. Sınıflarda başarılı öğrencilerden çok geç öğrenenlere odaklanan bir çalışma tarzı egemen hale getirilmiş.

Sınıflardaki öğrenci sayıları aşağı çekilerek öğrenci odaklı eğitim stratejisi güçlendirilmiş.

Gelecek ay Polonya’daki eğitim reformunda yapılanlarla devam edeceğiz.

Yorum yazın