NN Hayat ve Emeklilik hayat sigortasına odaklandı
NN Hayat ve Emeklilik Acente Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Alper Erdinç şirket olarak 2015 yılında hayat sigortalarına odaklandıklarını söyledi. Erdinç, “NN Hayat ve Emeklilik olarak müşterilerin hayat döngüsündeki farklı ihtiyaçlarına çözümler bulmak için, portföyümüze yeni ürünler katmak için yoğun biçimde çalışıyoruz” dedi.
2015 yılının ilk çeyrek sonuçlarına göre hayat sigortalarının toplam üretim içindeki payının yüzde 12 olduğunu hatırlatan Alper Erdinç dünyada ve Türkiye’de hayat sigortalarının durumu konusunda şu değerlendirmeyi yaptı: “Dünyadaki duruma bakacak olursak; gelişmiş ülkelerde penetrasyon seviyesinin, yani hayat sigortası primlerinin toplam GSMH’ye oranının yüzde 8-10 aralığına ulaştığını görüyoruz. Bu ülkelerde, Türkiye’nin 40-50 katı seviyelerinde hayat sigortası primi üretiliyor. Gelişmekte olan pazarlarda ise bu anlamda alınacak daha uzun bir yol var. Hayat sigortası pazarında en çok gelişen iki büyük pazar Çin ve Hindistan…”
‘BİRİKİMLİ HAYAT SİGORTASI TASARRUFLARI ÇOK DÜŞÜK’
Türkiye’de GSYİH’deki düşük payın kısmen birikimli hayat sigortası tasarruflarının düşük olmasından kaynaklandığını ifade eden Erdinç, “Bunun birkaç nedeni var. Halen birikimli hayat sigortalarında ödenen primlerin, gelir vergisi indiriminde kullanılabileceği yeteri kadar bilinmiyor. Bunun yanında ülkemizde sadece getiri garantili ürünler için uygun bir yasal altyapı var ve uzun vadeli ekonomik belirsizlikler nedeniyle garanti edilen getiriler oldukça düşük. Diğer bir neden ise, özel emeklilik sisteminin sunduğu ürünlerin daha cazip bulunması” dedi.
Erdinç şöyle devam etti: “Öte yandan, hayat sigortası sektörü şu anda korumaya yönelik ürünlere odaklanmış durumda. 2014 Hazine verilerine göre, korumaya yönelik ürünlerin yüzde 70’i krediler ile ilgili ki bu ürünler, bankaların kullandırmış oldukları krediler ile birlikte sundukları ve daha çok banka riskini azaltmaya odaklı ürünler. Halkımızın çok küçük bir bölümü beklenmeyen bir ölüm ve sakatlık karşısında ailesini korumaya yönelik bir sigortaya sahip.”
‘HAYAT SİGORTASI LÜKS OLARAK GÖRÜLÜYOR’
“Bunlarla birlikte ne yazık ki, Türkiye’de hâlâ hayat sigortası lüks bir ürün olarak görülüyor” diyen Erdinç şunları söyledi: “Yapılan araştırmalar, örneğin Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü 2010 raporuna göre, Türk ebeveynlerin yüzde 90’ının çocuklarının üniversite mezunu olmalarına büyük önem verdiklerini ortaya koyuyor. Aileler, eğitimin önemine ve çocuklarının geleceğine olan katkılarına inanıyorlar. Ve bunun için de para ödemeye hazırlar. Hiçbirimiz istemeyiz ama şöyle olumsuz bir senaryo hayal edelim. Talihsiz bir şekilde anne-babadan biri hayatını kaybediyor ve çocuğun eğitimi tehlike altına giriyor. İşte tam bu nedenle hayat sigortası çözümlerine büyük ihtiyaç var.”
Pazarda korumaya yönelik olan ürünler alanında büyük bir potansiyel olduğunu, ancak henüz bu potansiyelin yeterince karşılanmadığını dile getiren Erdinç, “Hayat sigortası branşı, NN Hayat ve Emeklilik olarak ana odağımız. Ailelerimizi, hayat sigortası ürünlerimizin, onların geleceklerini güvence altına almaları için var olduğuna, şeffaf bir şekilde ikna etmeye çalışacağız. Bu anlamda hem mevcut dağıtım kanallarımızı hem de çalışanlarımızı ‘Hayat Akademi’ adını verdiğimiz eğitimlerle 2015 yılı başından itibaren eğitmeye başladık. Acentelerimize hayat sigortalarının önemini anlattığımız eğitimler oluşturduk. Onların hayat sigortalarına odaklanmalarını sağlamak için düzenlediğimiz satış kampanyalarımız, günlük işlerini kolaylaştırmak için hazırladığımız online çalışan altyapılarımız mevcut” diye konuştu.
‘HAYAT SİGORTASI KREDİLERE BAĞLI’
Erdinç, “Bireysel Emeklilik Sistemi’nin (BES) devreye girmesinin ardından hayat sigortaları tamamen bankaların kredi verirken kesilen poliçelere bağımlı hale geldi. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?” şeklindeki sorumuzu şöyle yanıtladı: “Hayat sigortaları koruma odaklı ürünler olduğu için, üretim yoğunluğu krediler ile birlikte düzenlenir. Bunun iki temel nedeni, kredi veren kuruluşların riskini teminat altına almak istemesi ve kredi kullanan kişilerin beklenmedik durumlarda kendilerine bir şey olması sonucu geride kalanları borç altında bırakmak istememeleri. Hayat sigortası ihtiyacı her iki taraf için de net hissedildiği için de bu alanda üretim oldukça fazla.”
Birikim unsuru olan hayat sigortalarına ilginin uzun bir süre yetersiz kaldığını belirten Erdinç, “Bireysel Emeklilik Sistemi’nin devreye girmesi ile kişiler birikim yapabilecekleri tutarda paralarını birikimli hayat sigortaları yerine devlet tarafından geçmişte vergi avantajı, günümüzde ise “devlet katkısı” ile desteklenen, doğru yönetildiği takdirde ciddi miktarlarda getiri elde edebilecekleri bu sisteme yatırmayı tercih ettiler” dedi.
Erdinç şöyle devam etti: “Birikimli hayat sigortaları ise son yıllarda düşük de olsa getiri garantisi isteyen ve ödedikleri primleri gelir vergilerinden düşebileceğini bilen, yaş sınırı olmaksızın belirli bir vadede toplu para elde etmeyi amaçlayan kişiler için alternatif bir yatırım enstrümanı olarak kendini konumlandırıyor. Ülkemizde, ödenen primlerin Bireysel Emeklilik Sistemi’nde olduğu gibi kişilerin seçtiği yatırım enstrümanlarına yönlendirilebildiği ve getiri beklentisi çok daha yüksek olan ürünler için mevzuat altyapısının hayata geçmesi ile bu alanda ciddi bir büyüme beklenebilir.”
‘DOĞRU TANITIM, DOĞRU ÜRÜN, DOĞRU FİNANSAL PLANLAMA’
Erdinç, Türkiye’de hayat sigortalarını canlandırmak için yapılması gerekenler konusunda şunları söyledi: “Türkiye’de hayat sigortalarının dünyanın çok gerisinde kaldığı gibi bir gerçek var önümüzde. Daha az nüfusa sahip gelişmiş ülkelerde kişi başı hayat prim üretimi bin dolarlarla telaffuz edilirken; oldukça yüksek genç bir nüfusa sahip Türkiye’de kişi başı hayat prim üretimi halen 10-20 dolarlarla ifade ediliyor. Öte yandan yaptığımız analizlere göre Türkiye’de finansal okuryazarlık oranı çok düşük ve insanımızın önemli bir bölümü hayat sigortası almadıkları takdirde hangi risklere maruz kaldıklarını bilmiyor. Kişiler, hayat sigortası aldığında sadece kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu aile fertlerine vefat durumunda bir fayda satın aldığını düşünüyor. Dolayısıyla hayat sigortacılığını canlandırmak için doğru tanıtım, doğru ürün seçimi ve doğru finansal planlama yapılması gerektiğini düşünüyoruz.”
‘ÖNCE SEN’ ANLAYIŞIMIZIN REHBERLİĞİNDE İLERLİYORUZ’
Erdinç, “NN Hayat ve Emeklilik olarak hayat sigortaları konusunda bir yol haritanız var mı? Bu konuda neler yapmayı planlıyorsunuz, hedefleriniz nedir?” sorumuzu da şöyle yanıtladı: “NN Hayat ve Emeklilik olarak müşterilerin hayat döngüsündeki farklı ihtiyaçlarına çözümler bulmak için ürün portföyümüze yeni ürünler katmak için yoğun çalışmalar yürütüyoruz. Bu anlamda hem müşterilerin, hem iş ortaklarımızın, hem acentelerimizin sesini dinleyerek farklı ürün dizaynları üzerinde çalışıyoruz. Türkiye’de hayat sigortasının büyük bir ihtiyaç olduğunun benimsenmesi için hayat ürünlerimizi çeşitlendireceğiz. “Önce Sen” söylemi ile çıktığımız yolculukta özellikle aileleri hedefleyerek BES ile yarın için biriktirmelerini, hayat sigortaları ile riskleri bize devrederek kendileri ve aileleri için finansal koruma sağlayacakları ürünler öncelikli gündemimiz.”
‘2015 HAYAT YILI’
“Öncelikli stratejileri olan hayat segmentinde büyümek için 2015’i ‘Hayat Yılı’ ilan ettiklerini vurgulayan Erdinç, “Hedefimize ulaşmak için geçtiğimiz günlerde hayat sigortası konusunda farkındalık ve bilinç yaratmak için anlamlı bir adım attık ve Bilgi Üniversitesi işbirliğiyle şirket çalışanlarına yönelik bir diploma programı olan Hayat Akademi’yi hayata geçirdik. Akademi’nin ilk eğitimi 17-19 Nisan tarihlerinde gerçekleştirildi. Bu girişim, şirketimizin en önemli stratejilerinden biri olan ‘hayat’ segmentini büyütmek kapsamında çok önemli bir adım” diye konuştu.