Maçka Palas’ta tarihi soluyarak yedik yemeğimizi…
Geçtiğimiz ay geleneksel yazarlar yemeği için La Petite Maison’da buluştuk. Her ne kadar adı “Küçük Ev” olsa da oldukça geniş bir mekândı.
La Petite Maison, İstanbul Teşvikiye’de Maçka Palas’ın zemin katında yer alan bir restoran. Müşterilerine Fransız, ağırlıkla Nice mutfağından yemekler sunuyor. Restoranın birinci artısı mekanı. Maçka Palas müthiş bir mekan.
İnternet sitesi Vikipedi Özgür Ansiklopedi’de Maçka Palas’la ilgili şu bilgiler yer alıyor: “Maçka Palas 1922 yılında zengin İtalyan tüccar Vincenzo Caivano tarafından tam karşısında bulunan İtalyan Elçiliği’nin çalışanlarına kiralamak umuduyla İtalyan asıllı Mimar Giulio Mongeri’ye inşa ettirilmiş. Ancak elçilik Ankara’ya taşınınca plan suya düşmüş. 1849 yılında İstanbul’a göçen İtalyan Levanten bir ailenin torunu olan Mongeri, Maçka Palas’ı yaparken Brera Akademisi’nden mezun olduğu Milano saraylarından etkilenmiş. Birinci Ulusal Mimarlık Akımı olarak tanımlanan mimarinin öncü mimarlarından Mongeri’nin inşa ettiği Maçka Palas, yapıldığı dönemde teras olarak kullanılan bölüm ile birlikte sekiz kattan oluşuyor ve içinde 68 daire bulunuyordu.
Romancı Kerime Nadir ailesi uzun seneler Maçka Palas’ın sakinlerindendi. Ünlü şair-i azam Abdülhak Hamid Tarhan, 5 Kasım 1925’ten öldüğü güne kadar Maçka Palas’ın 4. kapıda 6 numaralı dairede kiracı olarak sevgili karısı Lüsyen Hanım ile oturdu, edebi toplantılar düzenledi.
Bugün Armani ve Gucci mağazalarına ev sahipliği yapan tarihi Maçka Palas, 1994’te binayı satın alan Doğuş Holding tarafından 2008 yılında lüks bir butik otel haline dönüştürüldü.”
Geçen ayki yemekte, Mehmet Aydoğdu ağabey, katarakt sorunu yüzünden yoktu. Bu arada bir önceki ay aramızda bulunamayan Eşber ağabeyi sanki yemekte varmış gibi yazdığım için kendisinden özür dilerim.
Geçen ayki yemekte konuğumuz SBN Sigorta Genel Müdürü Recep Duray’dı. Ben Türk mutfağını tercih etsem de, geçen ay Fransızların sofrasında son derece keyifli bir yemek yedik. (M. Emin Özcan)