“Kurtarmıyor Abi”
AYDA bir satın aldığım hizmetler var. Saç tıraşı, araba yıkama, ilçe merkezindeki otopark gibi.
Bunların aldıkları ücretler neredeyse her gittiğimde değişiyor 1,5 – 2 yıldır. Ufak ufak, ama düzenli bir şekilde. Rakamlar büyük olmadığı ve alışkanlık da olduğu için sesimi çıkartmıyorum ama istatistik tutacak kadar yakın takip ediyorum gelişmeleri.
Aralık’ın son haftası 1 birime mal olan otopark Ocak’ın 2.haftası 1,2 birime mal oldu. Kaldığım süre aynı. Ne oldu peki? “Asgari ücret arttı”! Peki 150 araçlık, en fazla 5 kişinin çalıştığı o otoparkta giderler bir anda %20 mi arttı?
Benzer artışlar neredeyse her işletmede var. Gerekçe de asgari ücret artışı, diğer maliyetlerdeki artışlar vs. Eskiden kur artışı da seslendirilirdi ama bir süredir pek duymuyorum.
Ama daha da vahimi gündelik yaşamımızda kullandığımız hizmet tedarikçilerinin ezici bir çoğunluğunun bırakın muhasebesini yapmayı, sunduğu hizmetin maliyetini bile bildiğini sanmıyorum. Öyle olsa bu kadar yer kapanmaz kısa sürede.
Birkaç ay önce büyük masraflarla bir şarküteri açıldı bölgede. Sağlam bir kira ile, bölge koşullarında pahalı bir dekorasyon masrafıyla. Açılıştan birkaç hafta sonra tezgahtaki çalışanı sık sık dükkânın önünde görmeye başladım. Sonra dükkân camına “sandviç de yapılır” diye bir A4 kâğıt yapıştırdılar. Geçen hafta da dükkânın kapandığını öğrendim. Emin olun 3 ay bile değil yaşam süresi.
Hesapsızlık, gerçekçi bir iş planı, nakit akışı çalışması yapmayınca hangi fiyatı uygularsan uygula direnemiyorsun. Fiyatını pazara, rakiplerine göre belirliyorsun ama maliyetlerinin rakiplerine göre durumunu bilmiyorsun, çalışanlarının beceri ve yetkinlikleri ile rakiplerininki konusunda en ufak bir fikrin yok. Sadece fiyat ile tutunacağını zannediyorsun ama gerçek öyle değil.
Benzer şekilde birkaç yıldır ara ara uğradığım bir pideci vardı bölgede. Güzel çorba yapar, pidesi de nitelikli idi. O da kapanmış. Bir süredir ödediği kira kaynaklı bir tahliye davası varmış ve kaybetmiş davayı, çıkmak zorunda kalmış. Demek ki en başından beri yaptığı işe göre pahalı bir yerdeymiş, ya da o kirayı çıkartacak kadar ciro yapamamış, ya da belki de hiç girmemeliymiş o işe.
Önce pandemi, sonra da ekonomide yaşanan sıkıntılar tüm dengeleri bozdu. Bunların önemli bir kısmı da bireylerin ve kurumların kontrolleri dışında olan gelişmeler, kabul.
Yine fırsat zamları, fahiş fiyatlar, tutturabildiğine hesaplar filan da etik sorunlar.
Ama sonuçta serbest olduğunu iddia eden bir piyasada bunlar olabilir, olacaktır. Sonuçta her şey tüketicide bitiyor. Tüketici ayakta kaldığı sürece işletmeler de ayakta kalıyor. Ama tüketici dizginleri tutmaya başladığında bazı işletmeler adadan ayrılıyor ister istemez.
Pandemiye kadar haftada bir araba yıkatırdım. Önce hijyen kaygısı, sonra su kıtlığı ve beraberinde bütçe kaynaklı olarak ayda bire indirdim bunu. O da esasen aracın içinin temizliği için.
Birkaç sene öncesine kadar ayda 3-4 kez gittiğim restorana şimdi belki ayda 1 gidiyorum.
Neredeyse tüm gittiğim yerlerde sıklık azaldı ama hala aynı yerlere gidiyor olmam da o yerlerin etik tutumlarına inanıyor olmam.
Diğer yandan etik de yetmeyebiliyor, çünkü herkes işini azami özen ve dürüstlükle yapsa da tüketim alışkanlıkları ve öncelikleri de değişiyor şu veya bu şekilde.
Bu nedenle tüketici de “Yetmiyor Abi” kartını kullanıyor mecburen.
Tabii hiçbir olumsuz gelişmeden etkilenmeyen işletmeler ve tüketiciler de var. Bunun yanında ülkede ekonomik anlamda olumlu ya da olumsuz gidişin hiçbir zaman birkaç yıldan fazla sürmediği gerçeğini de unutmamak gerek.
Ama ne olursa olsun hizmet verenlerin daha kapsamlı ve uzun vadeli düşünmeleri gerek çünkü “gün bugündür” anlayışı herkese kaybettiriyor sonunda.
Görüşmek üzere,