Kadına yönelik şiddet (3) psikiyatr görüşü
ÜLKEYİ kim yönetirse yönetsin hep erkek egemen bir yapıya ve dile sahip, kontrol edilen mekanizmalar da bu erkek gücünü yansıtıyor ve yönlendiriyor. Doğal olarak bu durumda kendinden zayıf olana, yani kadına ve çocuğa, çeşitli şekilde şiddet davranışı olarak geri dönüyor.
Kadına yönelik şiddetin en önde gelen nedeni erkek egemen sistemin varlığıdır. Erkekler hep kadınların kurdukları yaşamı kendi kurdukları düzene göre şekillendirmek istemektedirler. Eğitimde de hukukta da, sanatta da buna göre biçimleniyor erkek egemen yapı. Belirleyen olarak erkeğin ön planda olması, kadını ikinci sınıf olarak görmektedir. Erkeklerin böyle bir yapıya sahip olması küçüklükten beri gelmektedir. Ailelerin erkek çocuklarına baştan itibaren ‘canım oğlum, paşa oğlum’ gibi söylemleri ile onları kız çocuklarından farklı görmesi bunları oluşturan etkenlerdendir.
Türkiye’nin kuruluşundan itibaren erkek egemen kültür var ve son yıllarda bu egemen kültür kendini daha fazla göstermektedir. Kadın ve erkek eşit değildir, kadın kocaya hizmet etmek için vardır vurgusu devamlı yapılmaktadır.
***
Erkek egemen toplum = kadına şiddet, öldürme, tecavüz, taciz mi demektir? Bizim gibi gelişen ve erkek egemen çok ülke var, neden onlarda bu kadar çok olay yok? 2015 Nisan sonu itibarıyla 4 ayda 100 civarında kadın öldürülmüş, 42 kadın ve kız çocuğuna tecavüz edilmiş, 102 kadına zorla seks işçiliği yaptırılmış, 100 kadın taciz edilmiş. 2014 yılının tümünde 290 civarı kadın öldürüldüğüne göre ölü rakamı bu gidişle geçen yılı geçecektir. Yukarıdaki görüş ile hemfikir olmakla beraber eşit ağırlıkta başka bir sebep olduğu kanısındayım, o da eğitim ve kültür. Hiçbir nedenden dolayı karşı cinsin hayatına son vermeye hiç kimsenin hakkı olmadığının defalarca ve her fırsatta söylenmesi gerekir. Kadına şiddet ve öldürme vakalarının mahkemelerde çok hızlı bir şekilde karara bağlanmaları ve hafifletici neden kabul edilmemesi gerekir.
Erkek ve güçlü olduğu iddiasındakiler kendini spora versin. Karısını döveceğine ve/veya onu top gibi kullanacağına gitsin boks, güreş, halter gibi sporlarda göstersin gücünü ve topluma faydalı olsunlar.
***
Danimarka Eşitlik, Uyum ve Sosyal İşler Bakanı’ndan kadına yönelik şiddete çözüm önerisi
Bakan, Türkiye’de şiddet ve tecavüz mağduru kadınların suç duyurusunda bulunmaları için sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yapılması gerektiğini ancak asıl önemlisinin ‘kültürel değişiklik’ olduğunu söyledi.
Danimarka’da, Türk gençlerin zorla evlendirmeler konusunda en çok şikayette bulunan göçmen kökenli vatandaşlar arasında yer almasını yorumlayan Bakan, “Anne ve babalarına ‘ben buna karşıyım’ diyebilme cesaretini göstermeleri ve yardım aramalarının iyi bir sinyal olduğu kanısındayım.’ Bu gençlerin cesaretli olduklarının ve yetkililere karşı güven duyduklarının bir göstergesidir. Gençlerin şikayette bulunması, kendilerini istemediği biriyle evlenmeye zorlayan aileleri tarafından başkaldırma olarak görülüyor” diye ekledi.
Yabancı ülkelerde çalışıp yaşayanların çocukların ve torunların bir süreç içerisinde kültürel değişime uğrayacakları kesindir ancak Türkiye’de yaşayanları nasıl eğiteceğiz ve bu çok kötü tabloyu nasıl düzelteceğiz. Geniş platformlarda enine boyuna tartışılması ve aksiyon planlarına bağlanması gerekir yoksa yine AB yolunda sıkıntı yaratmaya devam eder bu görüntü.