İstanbul’un kuşları

İSTANBUL’DA değişmeyen bir şey kalmadı. Öncelikle şu an İstanbul’da kaç yabancı uyruklu veya vatansızın (haymatlos) bizimle birlikte yaşadığını bilen bir makamın var olduğunu zannetmiyorum. Eskiden 72,5 millet denilirdi, oysa şimdi Birleşmiş Milletler üyesi 193 devlet var, çeşitli nedenlerle BM’de kabul edilmeyen devlet sayısı da belli değil. Ben bugün İstanbul’da 100’den fazla milletten insanın bir şekilde yaşadığı kanaatindeyim. Böyle kozmopolit bir şehrin değişmeyen bir şeyinin kalmaması doğaldır ki, tek etken bu değil elbette. İç göçler, şuursuz ve plansız yapılaşma, sanayi şehri mi, turizm merkezi mi, uluslararası fuar ve kongre merkezi mi, karar verilemedi.
Trafiğindeki kargaşa da çaresizliğini yansıtıyor.
Girizgâh biraz uzun oldu, oysa zaman zaman bu değişiklikleri konu etmek istiyorum vesselâm.
Garip ama nedense ilk aklıma gelen “İSTANBUL’UN KUŞLARI” oldu. Başlangıç için hazırladığım “İSTANBUL’UN HALLERİ“ başlıklı yazımın veto edilmiş olmasının bir tedbiri olarak…
Eski İstanbul’un kışlarında ortalıkta güvercinler dışında pek kuş görülmezdi. Bahar geldiğinde damlardaki bacalarda kurulan yuvalarda göçmenlerin en görkemlisi olan LEYLEK’ler boy gösterirdi. Leyleği ilk gördüğünde ayakta olan kişinin o seneyi hareketli geçireceğine dair bir inanç vardı. Cevap bulmakta zorluk çeken anneler çocuklarına “bebekleri leylekler getiriyor” derlerdi.
“Etçil olan leylek, böcekler, balık, amfibiler, sürüngenler, küçük memeliler ve küçük kuşlar gibi çok geniş bir yelpazede beslenir. Besinlerinin çoğunu yerden, kısa bitki örtüsü içinden ve sığ sulardan toplar.” diyor, İnternet Ansiklopedisi VİKİPEDİ, İstanbul’un değişenlerini ifade eden bu şartlar kalmayınca LEYLEK de kalmadı.
Leyleklerle arası iyi olmayıp, zaman zaman aralarında savaş çıkan ÇAYLAK’lar da baharda gelenlerdendi. Bu savaşları canlı takip etmişizdir. Atmaca ailesinden gelen çaylak yine VİKİPEDİ’ye göre: “Daha çok açık alanlarda yaşar, zaman zaman avlanırsa da çoğunlukla leş yerler. Cinsin örnek türü çaylak, Orta Çağ’da Avrupa kentlerinde leşleri ortadan kaldırdığı için korunmuş, günümüzde kırsal kesime çekilmiştir.”
İstanbul’un leşli günlerini görmedim ama çöplüklerin bu hayvanın yaşamına hizmet etmiş olabileceğini düşünüyorum. Göçünü şehre değil, kırsala yapması doğaldır.
YARASA’lar memeli hayvanlardır. Gündüz baş aşağı tutunarak uyurlar, gece ortaya çıkar ve görme duyguları tam gelişmiş olmadığı halde çok süratli bir şekilde uçarlar. Çıkardıkları ve insanların duymadığı çok yüksek frekanslı ses dalgalarının yardımı ile yönlerini bulabildikleri söylenir. Dehlizler, çatı araları gibi loş ve karanlık yerlerde yaşadıkları için, şehrin gelişmesine ayak uyduramayıp, az gelişmiş bölgelerde hala yaşıyor olabilirler.
KIRLANGIÇ’lar,” Kutuplar hariç dünyanın her tarafında yaşayabilen, ağızları açık uçarken sinek, sivrisinek gibi küçük böcekleri avlarlar”, diyor VİKİPEDİ ve devamında “Kuyrukları çatallı, kanatları uzun ve sivridir. Hızlı uçar ve kuyruklarını dümen olarak kullanır, ani dalışlar yapar. Binaların çatı altlarına, saçaklarına, pencere oyuklarına çamur ve kilden çanak şeklinde sağlam yuva yaparlar. Yaz sonunda göç ederek kışı Afrikada geçirir, ilkbaharda tekrar dönerler” diye ilâve ediyor.
Çok süratle ve öterek uçarlardı, bence göçmenlerin en sevimli olanıydı kırlangıçlar. Artık hiç rastlamıyorum, belki şehrin bahçeli, ağaçlı banliyölerine hala geliyor olabilirler.
MARTI’lar göçmen değiller, ancak gerek şehrin genel değişimi gerekse, Marmara Denizi’ni her yönden kötü kullanmamız nedeniyle deniz kuşu iken çöplük kuşuna döndüler. Eskiden Prens Adaları’nın arkasındaki küçük ve kayalık adacıklarda yuvalanırlar ve tamamen denize bağlı yaşarlardı. Şimdi damlarda yuvalanıp, kedi mamalarına ortak oldular. İstanbul’un değişiminin en canlı örneklerinden biridir martılar.
GÜVERCİN’ler yine meydanların süsü, iyi beslenip ürüyorlar.
KUMRU’lar çok azaldılar.
KARGA’ların en akıllı kuşlar oldukları söylenir, onun için herhalde şehir yaşamına uyum sağlayabildiler.
SERÇE’leri de kumrular gibi çok az görüyorum.
Bu şehirde küçük canlılar (!) için yaşam çok zor.
YENİ YILDA SAĞLIK, HUZUR, MUTLULUK DİLERİM…

Yorum yazın