AB’de her bir emekliye karşı sadece iki çalışan kalacak

Çalışan bireylerin geleceklerini huzurlu ve refah içinde yaşayabilmeleri için emekliliklerini planlamaları ve tasarruflarına doğru şekilde yön vermeleri gerekiyor. Gelişmiş ülkelerde tasarrufların büyük bir kısmını bireysel emeklilik yatırım fonları oluşturuyor ve ülke ekonomilerinin ihtiyaç duyduğu uzun vadeli kaynak ihtiyacını da bu fonlar karşılıyor. Özellikle dünya nüfusunun yaş ortalamasının artış trendi içinde olduğu düşünülürse yaşlılık döneminde bireylerin, sağlık ve bakım masraflarının artması öngörülüyor. Avrupa İstatistik Ofisi Eurostat tarafından yapılan araştırmaya göre, 2060 yılında AB’de 65 yaş ve üstü kişilerin, nüfusun yaklaşık üçte birini oluşturacağı ve 65 yaş üstü her bir bireye karşılık çalışan iki kişi olacağı açıklandı. Bu durumun ekonomi ve sosyal güvenlik sistemi üzerinde büyük bir yük yaratacağı düşünülüyor.
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere baktığımızda bu ülkelerdeki sosyal güvenlik sistemlerinin yüksek talebi karşılamakta yetersiz olduğu görülüyor. Sosyal güvenlik sisteminin yetersizliği ve yaşam sürelerinin uzaması, bireylerin emeklilik yıllarına yönelik planlama yaparak tasarrufta bulunmaları ihtiyacını ortaya çıkarıyor. Emeklilik fonlarının dünyadaki coğrafi dağılımına bakıldığında; fonların yüzde 61.6’sı ABD’de, yüzde 12.7’si İngiltere’de, yüzde 6.2’si Hollanda’da ve 5.4’ü Avustralya’da bulunuyor.
Bireysel Emeklilik Sistemi’nin (BES) temeli tasarrufa ve bu yolla oluşan fonların değerlendirilmesine dayanıyor. Şirketler, bu amaçla emeklilik fonları kurarak yatırımcının tercihlerine uygun seçenekler yaratıp, emeklilik planları oluşturulurken de katkı paylarının değerlendirilebileceği fonlarının seçiminde rehberlik ediyor.

BES’İN ÜLKELERDEKİ DURUMU
ABD’de bireysel emeklilik fonları 1990’dan beri her yıl ortalama olarak yüzde 13 oranında büyüme kaydediyor. Yapılan araştırmaya göre, ABD’de toplam bireysel emeklilik hesaplarındaki kaynakların yüzde 60’ının yatırım fonlarında olduğu biliniyor. Yaşlanma eğilimindeki nüfusa sahip olan AB ülkeleri, sosyal yardım bütçesini kıstıkça, bireysel emeklilik fonlarının daha da büyüdüğünü görüyoruz. AB ülkelerinde BES’e yönelik sağlanan vergi teşvikleri sisteme katılımı cazip hale getiriyor.
Türkiye’de ise BES, mevcut kamu sosyal güvenlik sistemlerini tamamlayıcı nitelikte. Sistem, bugüne kadar herhangi bir sosyal güvenlik şemsiyesine dahil olmayanlara ve çalışmayanlara da emeklilik güvencesi sunuyor. Araştırmaya göre, bireylerin alışkanlıklarını değiştirebilecek ve Türkiye’de yatırım fonları endüstrisinin ve sermaye piyasalarının gelişiminde katkı sağlayacak en önemli faktörlerden birinin BES olduğu açıklandı. Türkiye’de BES, Avrupa ve Amerika uygulamaları incelenerek, her iki sistemin uygulamada başarılı ve pratik yönleri alınarak oluşturuldu.

BES’İN BÜYÜME POTANSİYELİ ÇOK YÜKSEK
Bireylerin tasarruflarının en etkin şekilde değerlendirilmesi için, global piyasa verilerini doğru yorumlamaları, aktif olarak varlıklarını yönetmeleri ve risk faktörlerini göz önünde bulundurmaları gerekiyor. Tasarruf sahiplerinin bu sistemi  bireysel olarak uygulamaları mümkün olmamakla birlikte, bu noktada portföy yönetimi şirketleri devreye giriyor. Eurostat’ın yaptığı araştırmaya göre,  profesyonel portföy yönetim şirketleri tarafından yönetilen fonlar bireylerin tasarruflarını değerlendirebilecekleri alternatif yöntemler içinde maliyeti en uygun olan yatırım araçlarıdır. Türkiye’deki emeklilik fonlarının büyüklüğü Avrupa ülkeleriyle karşılaştırıldığında oldukça düşük olsa da, kısa dönemde hızlı bir büyüme gösteren sistemin geleceğini umut vaat ettiği görülüyor. Piyasanın bu derece gelecek vaat etmesinin yanı sıra, yabancı yatırımcıların Türk sigorta sektörüne yönelik ilgisi de her geçen gün artıyor. Türkiye’de BES’e katılabilecek 18 yaşın üzerinde 43.6 milyon birey bulunuyor ve bu veri Türkiye’de BES’in büyüme potansiyelinin önemli bir göstergesi olarak kabul ediliyor.

BİREYSEL EMEKLİLİK FONLARININ YAYGINLAŞTIRILMASI GEREKİYOR
BES katılımcılarına uygulanan vergi indirimi ve emeklilik fonlarının vergi muafiyetiyle de önemli avantajlar sağlıyor. Gelişmiş ülkelerde fonlar ağırlıklı olarak hisse senetlerinden oluşurken, Türkiye’deki emeklilik yatırım fonlarının yüzde 72’si kamu borçlanma senetlerinden oluşuyor. Emeklilik fonlarının, sermaye piyasalarında finansal yeniliklerin meydana gelmesinde ve yeni yatırım araçlarının oluşumunda önemli bir faktör olduğu biliniyor.
Türkiye’de sermaye birikiminin oluşmasında ilk basamak olan BES, bireylerin tasarruf alışkanlıklarının geliştirilmesinde ve dolayısıyla ülke ekonomisinin kalkınması için uzun vadeli kaynak yaratılmasında çok büyük önem arz ediyor. Araştırmaya göre, katkı paylarının düzenli olarak ödenmesi ve fonların istikrarlı bir şekilde büyümesiyle gelecekte ciddi boyutlarda bir sermaye birikimi sağlanmış olacak. Yatırımcılar Türkiye’deki yatırımlarında uzun vadeli bakış açısını benimseyerek, portföylerinde hisse senetleri gibi değişken getirili finansal varlıklara verdikleri yeri artıracaklar.

BES’in ekonomiye sağladığı yararlar:
• Sosyal güvenlik kapsamının artmasını ve kamunun sosyal güvenlikten kaynaklanan yükünün azaltılmasını sağlamak.
• Finansal sisteme uzun vadeli fon arzının artmasıyla faiz oranlarının düşmesine, bunun sonucunda kamu kesiminin daha uzun vadeli ve düşük faiz oranından borçlanmasına olanak tanımak.
• Enflasyonla mücadeleye ve istikrarlı büyümeye olumlu katkı sağlamak.
• Kurumsal yatırım stratejileri ile piyasalardaki dalgalanmaları ve  sermaye piyasalarını derinleştirmek.

BES’in katılımcılarına sağladığı yararlar:
• Bireylerin yaşlılıklarında kullanmaları amacıyla, güvenli bir şekilde tasarruf yapmalarını sağlamak.
• Bu tasarrufları teşvik etmek, yatırıma yönlendirmek ve düzenlemek.
• Emekli aylığı ve toptan geri ödeme yoluyla katılımcılara emeklilik dönemlerinde ek gelir sağlanarak, refah düzeylerini artırmak.
• Ekonomiye kaynak yaratmak.
• İstihdamı artırmak.

TÜRKİYE
• İstihdam edilen 26 milyon kişi
• Emekli maaşı alan 11 milyon kişi

Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu 2014

Yorum yazın