Zorunlu sigortalar mutlaka gelişmeli
CEO’lar konuşuyor bölümümüzün bu ayki konuğu Anadolu Sigorta Genel Müdürü Musa Ülken, “Zorunlu sigortalar, gelişmesini istediğimiz bir uygulama. Bu süreçte kamunun ciddi bir rolü bulunuyor. Branşlar zorunlu olduğunda, bireyler hem otomatik olarak sigortalanıyor hem de o branş genişliyor ve büyüyor” dedi. Türkiye’de sigorta bilincinin oluşturulmasının ancak kamu ile omuz omuza çalışarak mümkün olabileceğinin altını çizen Ülken, “Bu noktada şirketlerin tek başına çalışmasından öte, kamunun, mesleki eğitim ve medya aracılığı ile toplumu bilinçlendirmesi daha uygun olacaktır. Ayrıca yurtdışındaki örneklerin ülkemize uyarlanıp hayata geçirilmesi ve düzenlemelere öncülük edilmesine de ihtiyaç var” diye konuştu.
Anadolu Sigorta Genel Müdürü Musa Ülken sorularımızı yanıtladı.
‘TAVAN FİYAT PİYASAYA UYMUYOR’
Sohbete sıcak bir gelişmeyle başlayalım Musa Bey; 28 Ekim 2015 tarihinden itibaren trafik sigortalarına tavan fiyat getirildi. Bu, tarife sistemine dönüş müdür, konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu işin temelinde en önemli nokta, serbest tarife ortamının sağlanması. Bir diğer ifadeyle; alıcı ve satıcı arasında bir piyasa oluşması ve makul bir fiyatla, alıcının kendisine en uygun seçeneği tercih etmesi. Amaç bu olmalıdır. Bu noktada bir tavan fiyat koymak, esas olarak belirli bir kesimin mağduriyetlerini gidermek amacını taşıyor. Ama bu durum ticaretin genel kabullerine uymuyor.
Genel kabul nedir; fiyatın piyasada kendi kendine oluşması. Bu denkleme yapılan her müdahale kendi aksaklıklarını getirir. Türkiye’de yaklaşık 18 milyon trafik poliçesi var. Çok hasarı olan müşterilerin sayısı ancak on binlerle ifade edilebilir. İşte görece olarak az sayıdaki bu müşteriler için tavan konuyor. Uygulama bu kesime adeta; “sen serbestsin, bundan sonra istediğin kadar hasar yap, şu primden fazlasını ödemeyeceksin” demek anlamına geliyor. Bu durum ne kadar sağlıklı olur, neler getirir zaman içinde göreceğiz.
Konuya trafikten girdik devam edelim…
Trafik sigortasına baktığımızda, 2014’ün ilk 6 ayında 405 milyon lira olan teknik zarar, 2015’te 1 milyar 227 milyon liraya çıkmış durumda. Geçen yıldan bu yana teknik zararda % 203 artış var. Böylesine zararda olan bir yapı, serbest rekabet koşullarında fiyatın oluşması ile sürdürülebilir. Tavan fiyatlamasının konulması muhtemelen iyi sonuçlar getirmeyecektir. Fiyatın serbest rekabet ortamında oluşmasından yanayız.
Trafik sigortasındaki zarar nasıl giderilecek ve Doğrudan Tazmin Sistemi konusunda görüşleriniz nelerdir?
Trafik sigortasındaki zarara, “uygun riske uygun fiyatlama” mantığı ile müdahale edilmeli. Ancak bu şüphesiz ki uzun dönemli bir iş olacak. Bugün herhangi bir poliçe yazdığımızda, birinci yıl hasar prim oranları %50’lerde oluyor. Ayrıca geriye dönük tazminat talepleri, zaman aşımı gibi durumlar devreye giriyor. Mesela bugün, sektör olarak 10 yıl öncesinde düzenlenen poliçelerin tazminatlarını dahi hâlâ karşılıyoruz. Sektör olarak bu konunun ideal bir yapıya oturması için ciddi şekilde kafa yoruyoruz çalışıyoruz. Konuyla alakalı yasal mevzuat düzenlemeleri de mevcut. Şimdilerde eskiye oranla bir parça düzelme görülmeye başladığını söyleyebilirim. Birkaç yıl içerisinde, beklenmedik müdahaleler olmazsa, sektörde dengeleri sağlayacağımızı düşünüyorum. İşte o zaman daha doğru bir yere gitmeye başlayacağız.
Doğrudan tazmin sistemi de bu bahsetmiş olduğumuz dengelenme sürecine olumlu yönde destek olacaktır. Uygulama ile şirketler kendi sigortalılarına hizmet vermeye başlayacak ve elleri bugüne oranla daha rahatlayacak. Anadolu Sigorta olarak uygulamayı destekliyoruz. Ancak doğrudan tazmin sistemine, sigorta şirketlerinin katılım oranının yüksek olmasını çok önemli addediyoruz. Katılım yüksek olmalı ki diğer düzenlemelere de bu sistemin katkısı olsun.
‘KASKOYA TALEP ARTIYOR’
Kaskonun geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kasko sigortası 2012’ye kadar sektör genelinde, aynen bugün trafik sigortasında yaşadığımız gibi zarardaydı. 2013’ten başlayarak durum düzelmeye başladı. Şu an kaskonun sonuçlarına baktığımızda, ilk 6 ayda sektör genelinde yaklaşık 300 milyon liralık teknik kâr görmekteyiz.
Ortalama fiyatları değerlendirdiğimizde yıl boyunca primler aynı seviyede durdu diyebiliriz. Ancak dövizdeki yükseliş, yedek parça maliyetleri, işçilik gibi hasar maliyetlerinin yükselmesi ise tarifelere yansımadı. Teknik kârlılık hâlâ var. Ama bunun sürdürülebilir olması gerekiyor. Bu sebeple, hasardaki bu artışın fiyatlara yansıması lazım. Ayrıca unutmayalım, araç satışlarında yükseliş trendi var ve bu yükseliş de bu branşa olan talebi ve sigortalanma durumunu artırıyor.
Kendi açımızdan baktığımızda makul bir kârlılıkla çalışıyoruz. Pazar payımız kaskoda iyi düzeyde, sektördeki diğer şirketlere göre ise çok daha iyi. Ama rekabet yüzünden halihazırda bir yıl öncenin fiyatlarıyla çalışıyoruz diyebiliriz.
Sigorta sektörü gerçekten rekabetçi bir sektör mü?
Türkiye’de hayat dışı sigorta şirketlerinin önemli bir kısmı global sermayeli büyük şirketler. Biz, Anadolu Sigorta olarak onlar kadar güçlüyüz. Ne var ki bu kadar büyük yatırımların yapıldığı bir sahada, gelinen noktada kârlılığın çok düşük olduğunu görüyoruz. Kârlılık oranlarının, bağlanan sermayeyle karşılaştırıldığında, yeterli düzeyde olmadığı fark edilecektir.
Kârlılığı etkileyen en önemli unsur fiyattır. Dolayısıyla biraz önce söylediğim, bir yıl önceki fiyattan çalışma durumu, tamamen rekabetin getirdiği bir durumdur. Sektörümüzde çok ciddi rekabet olduğunu biliyorum ve görüyorum. Sektörde bugün çok ciddi bir istihdam oranına sahibiz. Eğer buna rağmen kârlılık az ise buradan da ciddi bir rekabetin olduğu sonucunu çıkarmak gerekiyor. Özetle bu sonuç, sigortacılıkta para zor kazanılıyor anlamına gelir.
‘ZORUNLU TRAFİK BRANŞI SİGORTA BİLİNİRLİĞİNİ ARTIRIYOR’
Sektörün durumu nedir genel olarak?
Sektörle ilgili 9 aylık sonuçları baz alabiliriz. Buna göre yaklaşık olarak ifade etmek gerekirse, yüzde 16’lık bir prim artışı söz konusu. Bunun içindeki enflasyon payını düştüğümüzde reel bir artış olduğunu söyleyebiliriz. Kasko sigortasında 4 milyar, trafikte ise 4,5 milyar lira civarında yazılan prim var. Diğer bir deyişle trafik sigortasından toplanan prim, kasko sigortasının önüne geçmiş halde. Bu önemli ve üzerinde düşünülmesi gereken bir husus. Demek ki artık birebir bu sigortayla tüketicinin tanışması söz konusu. Tabii ki bunda trafik sigortasının zorunlu olmasının payı da mutlaka var. Ancak her şekilde sigortada bilinirlik artışı olduğunu da söylememiz lazım. 2016’ya baktığımda daha iyi bir sigorta sektörü öngörüyorum. Kamunun sigorta sektörüne genel hatlarıyla yapıcı yaklaştığı düşüncesindeyim. Piyasaya çok fazla müdahale etmemek, yeni bir düzenleme yapıldığında sigorta şirketlerine yeni duruma uyum sağlayabilmeleri için süre verilmesi lazım. Doğru uygulamaları, tek taraflı değil de bir araya gelerek yapmak gerekir. Bizim sigortacılar olarak hayata geçirmek istediğimiz yapı bu şekildedir. Kamunun desteği burada önemli rol oynayacaktır.
‘ANA ÜRETİM KANALIMIZ ACENTE’
Biraz da dağıtım kanallarından bahsedelim…
Sigorta sektörünün temel aracılarının hepsi yani; bankasürans, broker, acente, djital kanallar, gelecek dönemde varlıklarını sürdürmeye devam edecek. Birinin diğerini ortadan kaldırması gibi bir durum söz konusu olamaz. Örneğin bankasüransın gelişmesiyle acente kanalının zayıflayacağı tezini doğru bulmuyorum. Çalışan, kendisini ileriye dönük daha fazla hazırlayan kanal, bu çalışmasıyla doğru orantılı olarak pastadan daha fazla pay kapacaktır. Acenteler halihazırda müşteriye en fazla dokunabilen kanaldır. Ama bu diğer kanalların dezavantajlı olduğu anlamına gelmemeli. Sonuç olarak işini en iyi yapan başarılı olacaktır. Anadolu Sigorta olarak, bizim ana üretim kanalımız acentelerimiz. Üretimimizin yaklaşık yüzde 80’ini bu kanaldan sağlıyoruz. Gelişen dijital çağa uyum sağlayan acentelerimizin gelecekte, dağıtım kanalındaki payları da artış gösterecektir. Temel ilkemiz, acentelerimizin portföy çeşitliliğini artırmaktır. Bunu yapmanın yolu, acentelerimizin mevcut işlerini koruması ve diğer yandan da yeni işler kazanabilmesi. Bu amaçla kârlı bir portföy oluşturmak için doğru risk seçimlerinin yapılabilmesi gerekir.
‘SAĞLIK SİGORTALARI BÜYÜYECEK’
Sağlık sigortasının geleceğine ilişkin beklentileriniz nedir?
Anadolu Sigorta olarak sağlık sigortalarında en büyük ilk 5 şirketin içindeyiz. Sağlık sigortacılığı ülkemizde tam olarak oturmuş değil. Tamamlayıcı sağlık ve özel hastane ihtiyacı arttıkça bu branş da büyüyecek. Sağlık branşının gelecekte bugünkünden daha etkili bir hale geleceğini çok net şekilde söyleyebiliriz. Sorunları giderme konusunda hızlanırsak bu branş ileriye dönük olarak, kısa sürede öne çıkacaktır. Anadolu Sigorta olarak sağlık sigortaları konusunda öncelikli hedefimiz; büyümek ve hizmet kalitemizi artırmaktır. Bu amaçla, sigortalılarımıza satın aldıkları ürün kapsamında ek menfaatler sağlamak ve yenilikçi hizmetler sunmak amacı ile farklı projeler üzerinde çalışıyoruz. Şirket olarak yakın dönemdeki yenilik planlarımız arasında, tamamlayıcı sağlık sigortası ürünü çıkarmak da yer alıyor. Bu ürünümüzün, sektördeki yenilikçi duruşumuzu vurgulayan bir ürün olmasına özen göstereceğiz. Tamamlayıcı sağlık sigortasının doğru model ile satışa sunulması ve anlaşmalı sağlık kuruluşları ile uygun şartlarda anlaşma yapılması halinde, daha geniş kesime dokunabileceğiz.
Sağlık sigortaları branşında şirket olarak, özellikle son birkaç yıldır bireysel müşterilere odaklandık. Bu nedenle; bireysel ürünlerimize yeni teminatlar eklenmesi, hizmet çeşitliliğimizin zenginleştirilmesi, kişilerin farklı beklentilerine ve ekonomik durumlarına cevap verecek yeni ürünlerin oluşturulması ve bireysel ürün yelpazemizin mümkün olduğunca genişletilmesi hedeflerimiz arasında oldu.
Bu hedeflerimizi, 35 yaş altındaki yeni sigortalı adaylarımıza ürün bazında uyguladığımız ilk kez sigortalanma indirimiyle de destekliyor ve genç yaştaki kişileri sektöre kazandırmaya çalışıyoruz.
‘ANADOLU SİGORTA ULUSAL KİMLİĞİNİ KORUYACAK’
Son olarak, akıllara gelen bir soruyu da sormak istiyorum. Anadolu Sigorta yabancılara satılacak mı, yoksa hep milli şirket olarak mı kalacak?
Anadolu Sigorta kurulduğu 1925 yılından bu yana, ulusal kimliğini koruyarak büyüdü ve Türk sigorta sektöründe; oyun kurucu oldu, öncü bir pozisyona hak ederek ulaştı.
Biz bugün 5 binden fazla temas noktası ile ülkenin her yanındayız. En güçlü şekilde temsil edilmekte ve sigortalılarımıza kesintisiz hizmet sunmaktayız. Aktif ve öz sermaye büyüklüğü açısından sektörün en büyük oyuncularından olmamızın yanı sıra reasürans kalitesi ve kapasitesi açısından da güçlü duruşumuzu sürdürüyoruz.
Şimdi bu noktadan değerlendirdiğimiz zaman, 90 yıldır gururla taşıdığı ulusal kimliğini gelecek yıllara da taşımayı, Anadolu Sigorta’nın en önemli hedeflerinden birisi olarak rahatlıkla söyleyebilirim. Şirketimiz, Türk sigortacılığının gelişimine katkı sağlayacak; ürün, hizmet ve sigortacılık uygulamalarını da ilerleyen dönemlerde geliştirmeye devam edecek ve her daim sektörüne yön vermeyi sürdürecektir.
‘TARIM SİGORTASINDA ÜRETİMİ ARTIRACAĞIZ’
Tarım sigortaları, özellikle devlet desteğinin ardından hızlı bir gelişim gösterdi. Sizce tarım sigortalarında verilen teminatlar yeterli mi?
Tarım sigortalarında, devlet desteğinin poliçe bazında verilmeye başlanması sektörün gelişmesine olumlu yönde katkı sağladı. Sistemin başlangıcında verilen teminatlar; üreticilerden gelen talepler, devletin tarım sigortalarına olan bakış açısındaki olumlu gelişmeler ve sistemin sürdürülebilir olmasına dair veriler ile birlikte her geçen yıl genişletiliyor.
Tarım sigortalarında hâlihazırda verilen teminatların yeterli olduğu söylenebilir. Devletimiz tarımsal üretime olan desteğini devam ettirme iradesini gösterdiği sürece sistem sürdürülebilir olarak büyüyecektir. Anadolu Sigorta olarak amacımız banka kanalı ile tarım sigortası poliçe üretimine özel önem vermek ve bu yolla mevcut prim üretimimizi artırmaktır. Satış kadrolarımızı genişletme ve pazardaki payımızı her geçen gün artırma hedefimizi koruyoruz.
Türkiye’yi sigortayla tanıştıran şirketiz
Önümüzdeki dönem için Anadolu Sigorta’nın hedefleri nelerdir?
Anadolu Sigorta olarak geçmişten bugüne, bir asra yaklaşan bir sigorta şirketiyiz. Türkiye’yi sigortayla biz tanıştırdık ve bu öncü rolümüzü sürdüreceğiz. Elbette daha fazla müşteriye ulaşmak istiyoruz. Bizde sigortası olan müşterilerimizin diğer sigorta ihtiyaçlarını öngören, müşteriyi iyi tanıyan tarifeler yaparak, uygulamalar geliştirerek önümüzdeki süreçte sigortacılık anlamında farklılaşmak istiyoruz. Takip edilen şirket konumunu güçlendirmek için altyapımızı kuruyoruz.
Anadolu Sigorta olarak pazarın bütününe hitap eden bir stratejiyi tercih ediyoruz. Şirketimizin geçmişi, ülkemizin tarihi ile beraber anılır. Bu köklü yapı, sektörün dinamik ve beklentilerini iyi bilen, onları anlayan ve çözümler geliştiren bir deneyimi de beraberinde getiriyor.
Bir süredir maliyetlerin daha iyi yönetilmesiyle verimlilik artışı, riskleri daha iyi fiyatlama ve banka dağıtım kanalının etkinliğini artırma yönünde çalışmalarımız sürüyor. Şirketimizin kısa ve orta vadeli planları arasında acentelerimizde çapraz satış oranını artırmak ve şirket portföyümüze yeni müşteriler kazandırmak bulunuyor. Uzun vadeli hedeflerimiz arasında ise müşterilerimize sunduğumuz kaliteli hizmeti devam ettirmek, müşterilerimizin güvenini ve sadakatini sağlayan koruyucu politikamızı geleceğe taşımak yer alıyor.
‘HEKİM SORUMLULUKTA MUALLAK HASAR ARTIYOR’
Zorunlu hale getirilen hekim sorumluluk sigortasının geldiği nokta ve geleceği konusundaki değerlendirmeniz nedir?
İlk kez 30 Temmuz 2010 tarihinde düzenlenmeye başlayan Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, daha çok bilinen adıyla Hekim Sorumluluk Sigortası, başladığı günden bu yana aynı istikrarda devam ediyor. Aradan geçen süre boyunca hekimler poliçe yenilemelerinde oldukça titiz davranıyor, sistemsel sorunlar artık daha az yaşanıyor ve Sigorta Bilgi Merkezi (SBM) transferleri de daha sorunsuz yapılıyor. Öte yandan tazminat ödemesi ile sonuçlanan hasar dosya sayısı oldukça az olduğundan ürünün hâlâ kârlı görünmesine karşın, sektör gittikçe büyüyen bir muallak hasar yükü altında kalıyor. Bu muallak hasar bilançoları ve sektörü yıllar sürecek şekilde olumsuz etkileyecektir.
‘SOSYAL SORUMLULUK TOPLUMA OLAN BORCUMUZ’
Bir Usta Bin Usta projeniz devam edecek mi?
Bir Usta Bin Usta projesi ve diğer sosyal sorumluluk çalışmaları Anadolu Sigorta’nın topluma olan borcudur. Biz bu hissiyatla yola çıkıyoruz. Bu projenin altıncı yılındayız. Ustalar çoğalıyor, ustalar yeni usta yetiştiriyor. Memnuniyetle ifade etmem gerekir ki artık o duruma geldik. Toplumun her kesiminden çok güzel dönüşler geliyor. O mesleklerin hâlâ yapılabiliyor olması bize ayrı bir gurur veriyor. Ülkeye dair ne varsa sahiplenmek istiyoruz.
Biz yaptıklarımızı da çok fazla anlatma taraftarı değiliz, ama güzel projelere de devam ediyoruz. Sözgelimi yakın zamanda İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü’ne mamografi cihazı bağışımız oldu. Ayrıca İstanbul Üniversitesiyle gerçekleştirdiğimiz anlaşma gereği, mamografi cihazının teslimi sonrası, toplumda meme kanserine karşı olan bilinçlenmeyi sağlayabilmek için, önümüzdeki 3 yıl boyunca, Anneler Günü ve Dünya Kadınlar Günü’nün denk gelen iki haftada, aynı cihazla, ücretsiz mamografi tarama kampanyaları da düzenlemeyi düşünüyoruz.