Yeni riskler sigortacılığı nasıl etkileyecek?
Günümüzde, teknolojinin gelişmesi, küresel olaylar ve beklenmedik doğa olayları sektörü oldukça etkileyebilecek unsurların başında geliyor. Ortaya çıkacak risklerin sürekli değişmesinden ötürü, yeni riskleri ve etkilerini saptamak gittikçe zorlaşıyor. Bu yüzden de meydana gelecek risklerin hangi iş sektörlerine ne şekilde darbe vuracağı tahmin edilemiyor. Değişen risk ortamındaki asıl belirleyici öğeler yeni sosyopolitik, teknolojik ve çevresel gelişmeler ve bunlar arasındaki artan bağlılık olacak.
Sürekli değişen riskler, sigorta sektörünü de yeni sorunlarla karşı karşıya bırakabilir.
Swiss Re, önümüzdeki yıllarda beklenen riskleri ve sigorta sektörüne olası etkilerini şu şekilde sıralıyor:
SÜPER AFETLER
Doğal felaketler arttıkça ekonomi için oluşturdukları tehdit de büyüyor. Bu durum toplumda ve çevrede önemli kayıplara neden oluyor. 1997 – 2006 yılları arasında ABD’de yaşanan aşırı sel ve yoğun kar yağışı sonucunda hayatını kaybeden 1 milyon kişi buna örnek olarak gösterilebilir. Fakat günümüzde yaşanan sel, kar fırtınası ve volkanik patlamalar halen yeterince dikkate alınmıyor. Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırmaları Kurumu’nun yaptığı araştırmaya göre, ABD’de yaşanacak muhtemel bir kar fırtınasında 400 milyar dolarlık hasar meydana gelebilir ve bu durum 20-30 milyar dolarlık sigortalı hasara neden olabilir. Bu rakamlar Kaliforniya’da yaşanması beklenen büyük depremden çok daha maliyetli olacak gibi gözüküyor. Büyük seller ve volkanik patlamalar da önemli hasarlar ve büyük ekonomik kayıplara neden olabilir.
ANTİ KÜRESELLEŞME
Son yıllarda Orta Doğu, Doğu Avrupa ve Doğu Asya’da meydana gelen siyasi çatışmalar gittikçe arttı. Meydana gelen yaptırımlar ve diğer müdahaleci politik araçlar sermaye akışında, ticarette ve uluslararası dolaşımda durgunluklara neden oldu.
Aynı zamanda, ekonomik sıkıntılar popülist ve milliyetçi partilerin sıçramasına yol açtı. Bu durum ileride daha korumacı düzenlemelerin ve kanunların ortaya çıkma tehlikesini artıracak. Örneğin, Avrupa’da İskoçya ve Katalonya gibi toprakların ülkelerinden ayrılmasına neden olacak ve Avrupa Birliği gibi entegrasyon projeleri zayıflayacak. Ekonomi ve yatırımlardaki olumsuz gidiş, sigorta prim üretiminde düşüşe neden olacak.
ÖNLEYİCİ BAKIM
Teknolojinin gelişimi ve internet kullanımının yükselişe geçmesiyle birlikte elektronik cihazların kullanımı artış gösteriyor. Binalar da elektronik güvenliklerle donatılıyor. İleride sensörlerle donatılmış cihazlar sayesinde aletlerin bozulabilme riski tespit edilip, erken önlemler alınabilecek. Böylelikle ev aletlerinin yetersiz ve sınırlı bakımı beklenmedik kazalara bağlı mülk kayıplarını ortadan kaldıracak.
Geliştirilmiş güvenlik ve daha bakımlı makineler ortaya çıkacak, böylelikle bina ve işyeri hasarları azalacak. Bu durum ise uzun vadede hayat dışı ve sorumluluk sigortası talebini azaltacak.
KONTROL EDİLEMEYEN YANGINLAR
Lloyds’a göre, 2002 ve 2011 arasında ABD’de meydana gelen yangınlar toplam 7.9 milyar dolarlık kayba neden oldu. Yangınların yüzde 90’ı insan kaynaklıyken, kalan yüzde 10’una yıldırım ve lavlar neden oldu. Orman yangınlarının sıklığı ve büyüklüğüne göre prim gelirleri ve tazminatlar arasındaki denge bozulabilir.
Büyük yangınlardan kaynaklanan ihmaller kaza teminatı kapsamında elektrik hatlarının bakımının yetersiz yapılması gibi önemli etkiler doğurabilir.
SALGIN HASTALIKLARIN ARTIŞI VE ANTİBİYOTİĞİN DEZAVANTAJI
Virüslerin hızla yayılması ve bireylerin antibiyotiğe bağışıklık kazanmasıyla birlikte sigorta penetrasyonunun yüksek olduğu Kuzey Amerika, Japonya, Avrupa gibi bölgelerde virüsten kaynaklanan tıbbi tedavi ya da hayat sigortası ödemelerini etkilemesi bekleniyor.
Koşullara karşı dirençli olan ve kolaylıkla üreyerek çoğalan virüsler, salgın hastalıkların artışıyla birlikte dünyada gittikçe yaygınlık gösteriyor. Bununla birlikte antibiyotik direnci hem insan hem de hayvan sağlığı için dünyada bilinen en önemli sorunlardan biri olarak kabul ediliyor. Bu sorun antibiyotiklerin aşırı kullanımı sonucunda yaşanıyor.
Bilim adamları ise bilinçsiz ve çok sık kullanılan antibiyotiklerin bundan sonraki hastalık süreçlerinde virüslerin azalmasında etkisi olmayacağını söylüyor. Bu noktada bundan antibiyotiklerin virüsleri yok etmede etkisi olmayacağı gibi, ileride karşılaşılacak daha büyük salgınlarda ilaçların iyileştirici özellikleri ortadan kalkmış olacak.
1967 yılında dünyada virüsten ölenlerin sayısı 3.5 milyonken, 2010 yılında bu rakam 7 milyona ulaşarak antibiyotiklerin gittikçe azalan faydasını ortaya koyuyor. 2013 yılında ise ABD’de vücudu antibiyotiğe direnç gösteremediği için yaklaşık 23 bin kişi hayatını kaybetti.
Dünyadaki kamu otoriteleri bu tehdidi fark ettiğinden beri, hükümetler antibiyotikle savaşmak için yeni stratejiler ve yönergeler ortaya koydu.
Fakat bu mevzuatlar beklenenden daha ters etki doğurabilir. Zira antibiyotik ilaçların kâr marjı olmaması sebebiyle bu yasal değişim ilaç firmaları ve kamu otoriteleri arasında problem yaratabilir.
İNTERNET KULLANIMINDAN KAYNAKLANABİLECEK SORUNLAR
2025 yılına kadar, dört kişilik bir ailenin fertleri birbirine bağlı 100 farklı cihazla günlük temas halinde olacak. Böylelikle bir günde yaklaşık 3 bin ila 5 bin bağlantılı birime bağlanılabilecek. En önemli bilgi kaynağı haline gelecek olan ‘Big Data’ ile birlikte kişisel bilgilere rahatlıkla ulaşılabilecek ve artan bu bağlantılarla birlikte ağ ve veri güvenliğiyle ilgili sorunlarda artış gözlenecek. Sistemdeki kayıtlar ve kişisel bilgiler, bilgisayar korsanları ve bu bilgileri kötü amaç için kullanacak olan suçluların eline geçecek.