Yeni nesil ürünlere ve iş modeli inovasyonuna ihtiyaç var

Yeni nesil ürünlere ve iş modeli inovasyonuna ihtiyaç var

Teknolojik gelişmelerin yakından izlenmesi gerektiğini söyleyen Alphan Manas, “2030 yılında sigorta primlerinin %25-30’u şu anda mevcut olmayan ürünlerden sağlanacak” dedi. Sadi Uzunoğlu ise “Sürekli krizler, ekonomik dalgalanmalar nedeniyle risk algısı ve yönetimi çok daha önemli hale gelecek. Oluşan yeni riskleri kapsayan yeni sigorta ürünlerine ihtiyaç artacak” dedi.

Aveon Global Sigorta Acenteler Toplantısı düzenlenen “Gelişime Yön Ver” panelinde sevgili Alphan Manas ve Sadi Uzunoğlu ile birlikte çok keyifli bir sohbet yaptık. Çok boyutlu bir sektör olarak, sigortacılık farklı disiplinler ile yakın ilişki içerisinde olan bir meslek dalı. Moderasyonu üstlendiğim panel bölümünde, kendi alanlarında ülkemizin iki önemli ismiyle, iki farklı pencereden sigorta sektörünü ele aldık:

  • İnovasyon, girişimcilik ve gelecek
  • Ekonomi ve finans

Bir yandan yapay zekâ, mobility, elektrikli araçlar, sağlık teknolojileri, blockchain gibi hayatımızı etkileyen yenilikler ve bir taraftan da makroekonomik trendler, para politikaları, faiz oranları, enflasyon üzerine konuştuk. Sohbetimizin ortak paydası ise doğal olarak sigorta sektörü oldu. Bu iki cephedeki gelişmelerin sektöre olası yansımalarını, sektör paydaşlarına etkilerini ve sigorta acenteleri için önemini ele aldık. Sohbetimizden yansıyan ana mesajları sizler için toparladım.

GELECEĞİN ANA GÜNDEM BAŞLIĞI YAPAY ZEKÂ

Alphan Manas: Son günlerde yapay zekâ ve onun etkisiyle başlayan çip savaşlarını konuşuyoruz. Onun etkisiyle çip savaşları başladı. 2030 – 2040 yılları arasında metal yakalar iş dünyasında etkin rol oynayacak, iş gücü kayıpları yaşanacak. Bununla mücadele için dijital dönüşüm, geleceğe uyumlanma çabaları yoğunlaşacak. Özellikle bizim ülkemizin iş gücü piyasası için riskler önemli.

Okan Utkueri: Yapay zekânın olası etkileri ve iş gücü piyasası için riskleri konuştuk. Öte yandan, özellikle üretken yapay zekâ teknolojisi, bunu etkin kullanmayı başaran birey, kurum ve ilkeler için ciddi avantajlar da sağlayacak. İşlerimizi çok daha hızlı, kolay ve düşük maliyetli olarak yapmamızı sağlayan katkılar elde etmeye başlayacağız bu teknoloji sayesinde. Örneğin; otonom araç sürüşü istenilen düzeye geldiğinde, yollarda meydana gelen kazaların, uğranılan can ve mal kayıplarının ciddi oranda azalması mümkün olacak.

‘SİGORTA YAPTIRMAYACAK KADAR ZENGİN DEĞİLİZ’

Sadi Uzunoğlu: Sektörün gelişimi adına toplumun kültürel yapısının hazır olması gerekiyor. Sigorta yaptırmayacak kadar zengin olmadığımızı hepimizin anlaması gerekiyor. Özellikle sınırlı ekonomik güce sahip olanlar için sahip olduğu tüm varlıklar kıymetli. Kaybettiğinizde yerine koymamız çok zor. Hele ki, bugünün enflasyonist ortamında araç değerleri, ev bedellerinin geldiği noktaya baktığımızda. Öncellikle bu kültürel olarak halkın geneline etkin şekilde anlatmamız gerekiyor.

‘COVID-19 EKONOMİ VE TİCARETİ ŞEKİLLENDİRDİ’

Sadi Uzunoğlu: COVID-19 salgını hayatımızda çok ciddi bir değişim yarattı. Bu etki ekonomi ve ticaret açısından da aynen yaşandı. Lojistik ve tedarik zincirlerinin kopmasıyla, ülkelerin planlaması değişti. Eskiden ucuz iş gücü piyasalarında üretip, kendi ülkeme tedarik ederim zihniyetinde olan gelişmiş ülkeler, artık ihtiyaç duydukları tarımsal, endüstriyel ve teknolojik üretimlerini kendi ülkelerinde gerçekleştirme çabası içine girdiler. Bunun doğal yansımasını çip üretiminde görüyoruz. Ticaret savaları ve korumacılık dalgası geldi. Globalleşme olgusu darbe yedi. Farklı bir dünya düzeni tasarımı oluşmaya başladı. Pandemi sürecindeki arz şoku ve sonrasındaki normal hayata dönme sürecindeki talep şoku piyasaları etkiledi. Bunun yanına parasal genişleme politikaları eklenince enflasyonist ortam oluştu. Parasal enflasyonu, varlık enflasyonu takip eder. Varlık fiyatları, emlak fiyatları ciddi yükseldi. Enflasyonla mücadele döneminde faiz oranlarının yükselmesiyle, özellikle borçlu ülke ve kurumlar zorlanmaya başladı. Ucuz paranın verimsiz olduğunu gördük. Sıfır faizle paraya ulaşan büyük şirketler oluşmaya başladı. Para yaratan ve mal üreten ülkeler arasında ciddi bir mücadele olacak.

‘KOLEKTİF BİR ETKİ YARATMAK ÖNEMLİ’

Alphan Manas: Insurtech, fintech kavramlarını konuşuyoruz ama bir de techfin ya da techinsurance var, yani teknoloji şirketlerinin bu alanlara giriyor olması lazım. Örneğin teknoloji şirketlerinin bankacılık alanına girdiğini görüyoruz. Çok sayıda startup girişim, dağınık bir yapı var. Odaklanma ve önceliklendirme ihtiyacımız var. Sigorta şirketlerinin insurtech alanını büyütmesi için, bir araya gelip, belirli girişimleri seçip, az sayıdaki o başarılı startup girişimi hep birlikte desteklemesi önemli fayda yaratır. Kaynaklarımızı etkin yönetmek adına hep birlikte kolektif, toplu bir etki yaratmak önemli.

Okan Utkueri: Aslında İTÜ Çekirdek Insurtech Programı tam olarak da bu vizyon ve misyonla oluşmuştu. 4 yıl önce bu hedeflerle yola çıkıldı ve şu anda programdaki girişimlerin başarılarını görmeye başladık. Bir mesajım da sigorta sektörünün içindekilere. Insurtech dikeyinde, alan bilgisi çok kritik ve önemli. Sigortacılık göründüğünden daha kompleks bir alan. Girişimcilerin başarıya ulaşmak için, bu alanda bilgisi ve deneyimi olan ekip üyelerine, destekçilere ihtiyacı var. Sektörün içindeki acente ve brokerler için bu açıdan ciddi fırsatlar var. Startup girişim alanına merak ve ilgi duyan aracılar teknoloji kasları olan girişimcilerle bir araya gelip, başarılı insurtech hikâyeleri yaratabilir.

‘TEKNOLOJİK GELİŞMELER YAKINDAN İZLENMELİ’

Alphan Manas: Sigorta sektöründe de inovasyona ihtiyaç var, özelikle de iş modeli inovasyonuna. Örneğin büyük şehirlere yakın lokasyonlarda kurulacak dikey tarım tesisleri üzerine çalışıyoruz. Bu teknoloji ve yatırım büyümesi için buradaki riskleri üstlenen sigorta ürünlerine ihtiyaç duyuluyor. Bir diğer örnek, farklı poliçeleri olan bir müşteri tek bir poliçe ve tek bir tahsilat planıyla tüm sigorta risklerini teminat altına alan bir yapı olsa nasıl bir etki yaratır? Sektörün teknoloji tarafında yaşanan gelişmeleri yakından izlemesi gerekiyor. Örneğin şarjı biten ve yolda kalan araçlara çekici göndermek yerine, mobil şarj hizmeti veren bir araç yönlendirmesi gerekir.

Sadi Uzunoğlu: Bundan sonra sürekli krizler, ekonomik dalgalanmalar, çalkantılar yaşamaya devam edeceğiz. Kapitalizm sorun ve kriz üretir. Oluşan bu riskleri teminat altına alan çözümlere ihtiyaç artacak. Risk yönetimi ve risk algısı çok daha önemli hale gelecek. Değişen bu dünya düzenine ilişkin yeni riskleri kapsayan yeni sigorta ürünlerine ihtiyaç artacak. Pandemi bize ne kadar kırılgan ve riskli bir dünyada yaşadığımızı öğretti. Örneğin tedarik zincirlerinin bozulması nedeniyle uğranılan zararları kapsayan sigorta teminatlarına ihtiyaç var.

‘APPLE BİR SAĞLIK PLATFORMUNA DÖNÜŞECEK’

Alphan Manas: 2030 yılında sigorta prim üretiminin %25-30 kısmı şu anda mevcut olmayan ürünlerden sağlanacak. 1 Mart – Future Day etkinliğinde 20 yıl önceki sunumuma atıfta bulunan bir konuşma yaptım. Orada bahsettiğim bir konu; Apple donanım üreten bir yapıdan çıkıp, sağlık yönetim platformu haline dönüşecek. Artık müşteriyi yakalayıp, kendimize bağlayıp, ona mümkün olan ölçüde maksimum hizmeti sunma zamanı. Apple buna odaklanacak. Sağlık kabinleri kuracak, hızlı sağlık testleri sunmaya başlayacak.

‘ELEKTRİKLİ ARAÇ DEVRİMİ KAÇINILMAZ’

Alphan Manas: Elektrikli araç devrimi kaçınılmaz. Teknoloji çok hızlı ilerliyor. Geleneksel otomotiv şirketleri için en büyük tehlikeyi Tesla yaratıyor. Rekabetten korkan otomotiv sektörü ciddi endişe halinde. Özellikle de Alman otomotiv endüstrisi. Tesla ve Çin merkezli elektrikli araç üreticileri, ülke için çok önemli olan Alman otomotiv endüstrisini zorluyor, korkutuyor. Bir diğer gelişme de hidrojen teknolojisinde. Kısa vadede bireysel kullanım mümkün olmayacak ama ticari alanlarda hidrojen de bir enerji alternatifi olarak devreye girecek.

‘ENFLASYONUN ETKİLERİNİ İYİ ANALİZ ETMELİYİZ’

Sadi Uzunoğlu: Enflasyon ortamında yaşamaya devam edeceğiz. Bu herkes için kötü değil elbette, bu ortamdan yararlananlar da var. Bir de, akım ve stok ayırımını, yani gelir ile varlık değeri ayrımını yapmamız gerekiyor. Evimizin değeri artıyor, zenginleşiyoruz, ama gelirimiz artmadığı için o evin aidatını ödemekte zorlanıyoruz. Aynı şekilde, aracımızın değeri artıyor, ama benzin alırken zorlanıyoruz. İş planlarını ve projeksiyonları gelecekteki riskleri, olası dalgalanmaları ve enflasyonun etkilerini