Narsist miyiz?
Güzel Türkçemize selfie’nin, özçekimi sonrası, özsever olarak geçen narsist kelimesi, öz-önemini abartan, hayranlık ve ilgi ihtiyacı olan, benmerkezci ve kibirli olmak ile karakterize olmuş kişileri tanımlamak için kullanılmıştır. Bugünlerde etrafımda o kadar fazla bu karakterlerin varlığının farkına varıyorum ki, durumu kaleme almak ihtiyacı hissettim, hani hepimiz belki bir öz farkındalık yaşarız bu yazı sayesinde. Bu kişileri fark edip, çevremizden uzaklaştırmaz isek, hepimizden beslenip, bizi yer bitirirler, benden söylemesi, tecrübe ile sabittir. “Narsist kişilik bozukluğu toplumdaki bazı bireylerin abartılmış özgüven ile kendilerini sürekli olarak diğer insanlardan çok üstün görmesiyle ortaya çıkan tehlikeli bir kişilik bozukluğudur. Çoğunlukla benmerkezci kişilik özellikleri ile empati yoksunluğu, kişiliği fazlasıyla abartma, başarıya ve güce adeta bağımlı davranışlarla kendilerini belli ederler. Narsist kişilik bozukluğu toplumun bütün kesimlerinde her yaştan insanda görülebilir. Toplum içerisinde görülme oranları ise %6,2 ve cinsiyet dağılımında ise kadınlara göre erkeklerde daha yaygındır. Narsist kişilik bozukluğu arkasındaki en önemli etkenler;
• Aile veya çevrenin manipülatif davranışlara itmesi,
• İyi ve kötü davranışlar karşısında sürekli olarak övgü ve/veya eleştiri alarak büyümek,
• Çocuk dönemlerde şiddet ve istismar yaşamış olmak,
• Ebeveynlerin büyüme çağındaki çocuklarından yaşlarından çok daha büyük beklentide bulunması,
• Çok fazla şımartılarak büyümek,
• Gerçekçi geri bildirimler yerine devamlı gerçekçi olmayan övgüler almak.
Narsist insanların en sık kullandığı yöntem ilişkide bulunduğu kişileri sürekli yalnızlaştırmaktır. Sizi güçsüzleştirir ve zamanla kendinizi ona mahkûm hissedersiniz. Fazla özgüvenli, övgüyü seven, manipüle eden, sürekli haklı çıkan, hakkının yenmesini sevmeyen ama başkalarının hakkını çok rahat, kolay ve hiç rahatsızlık hissetmeden yiyen insanlardır. Eğer benim gibi empatik bir tipseniz, çevrenizde bu tip narsistlerin barınmış olmasına hiç şaşırmayınız, çünkü onların en sık uğradıkları alandır empatik kişilerin çevresi.
Narsistik kişilik bozukluğu olan kişilerin ortak özelliği olarak şunlar sıralanabilir:
1. Kendini eleştirilerin üstünde görür,
2. Manipüle edici davranışlar sergiler,
3. Diğer bireyleri kendi menfaatleri için kullanır,
4. Kendisiyle aynı statüye sahip insanlarla arkadaşlık kurmak ister. Fakat bu gerçekleştiğinde bile önde olma dürtüsü ile çevresiyle sürekli yarış halinde olur,
5. Kendi yetenek ve başarılarını abartıp üstün görür,
6. Sürekli haklı çıkacağı ortamları yaratıp onaylanmak ister,
7. Sürekli övgü bekler ve bunun için baskı ortamı kurar,
8. Diğer insanları kendinden daha yeteneksiz, daha başarısız, daha az zeki ve daha az güzel bulur,
9. İnsanların kendine hizmet etme durumunda olduklarını varsayar,
10. Kendisini toplumun parçası olarak görse de bu toplumun içerisinde özel muameleyi hak ettiğini düşünüp, o toplumun en üstündeki kişi olduğunu iddia eder,
11. Başkaları üzerinden var olur,
12. Genellikle bu bozukluğun temelinde çocuklukta yaşanılan değersizlik ve sevgisizlik gibi kavramlar vardır,
13. Ne kadar dışarıya özgüven sahibi gözükse de içinde kendine güven kavramı kırılgandır ve bunu göstermek en büyük korkusudur.
Genellikle ilişkilerini emir ve komuta sistemine göre yürütmeye çalışırlar. Bunun dışına çıkıldığında öfkelenir ve agresif, pasif agresif davranışlar sergilerler. Karşısındaki kişinin hayatı onları hiç ilgilendirmez.”