TSB: Trafik Kanunu’ndaki değişiklikler yeterli değil
Türkiye Sigorta Birliği tarafından yapılan açıklamada, zorunlu trafik sigortasında yaşanan sıkıntıları önlemek adına TBMM’ye sevk edilen Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’yla gerçekleşecek değişikliklerin sektör açısından memnuniyet verici olduğu, ancak belirsizliklerin aşılması için 2 maddede daha değişiklik yapılması gerektiği belirtildi.
Birlik tarafından yapılan açıklamada, “Sektörümüzün son yıllardaki en önemli konularından biri olan trafik sigortası, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91 ila 111’inci maddelerinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddelerin bazılarında Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihten bugüne kadar herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. Geçen uzun süre içerisinde gerek uygulamada meydana gelen değişiklikler, gerekse yoruma açık ifadeler nedeniyle sigortacılık tekniği ile uyumlu olmayan birtakım yargı kararları ve uygulamalar ortaya çıkmıştır. Hazine Müsteşarlığı tarafından yayımlanan genel şartlar ile söz konusu sigorta kapsamında hesaplanacak tazminat yöntemleri standart hale gelmiş olmakla birlikte, kanuni dayanağının olmaması sıkıntıların devam etmesine yol açmaktadır” denildi.
“Zorunlu trafik sigortası kapsamında yaşanan sıkıntıları gidermek üzere hazırlanan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sevk edilen Karayolları Trafik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı sektörümüz tarafından memnuniyetle karşılanmıştır. Ancak hazırlanan tasarı mevzuattaki belirsizlikleri tam anlamıyla ortadan kaldırmamaktadır. Bu nedenle tasarı ile yapılan değişikliklerin yanında, Birliğimiz tarafından özellikle ilgili Kanunun 97 ve 111’inci maddelerinde de değişiklik yapılması belirsizliklerin tam anlamıyla ortadan kalkması için zorunlu görülmektedir” diye devam eden açıklamada, kanun tasarısı çalışması kapsamında Birlik’in değişiklik istediği bu 2 maddeyle ilgili mevcut durum ve önerileri ise şöyle sıralandı:
YARGININ YÜKÜ AZALSIN, HAK SAHİBİ TAM TAZMİNAT ALSIN
97. madde mevcut durum: Trafik kazalarında zarar görenlerin hakları kamu tarafından garanti altına alınmıştır. Karayolları Trafik Kanunu hükümleri çerçevesinde trafik kazasında maddi ya da bedeni zarar meydana geldiğinde kusursuz tarafın uğradığı zarar, kusur oranı nispetinde kusurlu tarafın trafik sigorta şirketi tarafından karşılanmaktadır. Ancak son yıllarda zarar görenler, hasar aracılarının da yönlendirmesi ile sigorta şirketine başvurmadan doğrudan yargıya başvurmaktadır. Bedeni tazminat dosyalarının ticari bir meta haline gelmesine neden olan bu durum yargı nezdinde de iş yükünü artmıştır. 2011 yılında 34.965 adet bedeni dosyanın 8.694 adedi yargıya taşınırken, 2014 yılı sonunda 42.638 adet bedeni dosyanın 21.240 adedi yargıya taşınmıştır. Diğer bir deyişle 2011 yılında toplam bedeni dosyaların % 25’i yargıya taşınırken, 2014 yılsonunda bu oran % 50’ye yükselmiştir.
Ayrıca, hak sahipleri alacakları tazminatın önemli bir kısmını aracılara ödediğinden hak ettiklerinden daha az bir tazminat alır hale gelmiştir. Sözleşme aracı ile hak sahibi arasında olduğundan şirketler nezdinde net bir rakam olmamakla birlikte aracı komisyonlarının % 25-35 seviyesinde olduğu tahmin edilmektedir. Hak sahipleri hem daha az tazminat almış hem de tazminatını almak için 3-4 yıl beklemek durumunda kalmıştır.
Birlik önerisi: Zarar görenin daha hızlı ve eksiksiz tazminat alabilmesi ve yargı üzerinde oluşan yükün hafifletilebilmesi için zarar gören öncelikle sigorta şirketine başvurmalı, anlaşmazlık durumunda konunun yargıya taşınması sağlanmalıdır.
KAPANMIŞ DOSYALAR YENİDEN AÇILMASIN
111. madde mevcut durum: Şirketlerce hak sahibine ödeme yapıldıktan sonra ibraname alınmaktadır. Ancak 111’inci maddedeki 2 yıllık zamanaşımı süresi nedeniyle ve kanunda net olmayan bir durumla alakalı mahkeme içtihatları sonucunda yeni bir tazminat uygulaması ortaya çıktığında bu geçmiş dosyalara, hatta ibra alınmış dosyalara bile uygulanmakta ve kapanmış dava dosyalar tekrar açılabilmektedir. Bu durum şirketlerin tazminat maliyetlerini geriye dönük olarak öngörmedikleri şekilde artırmakta ve sektörün bu branşta zarar etmesindeki en önemli sebeplerden birini oluşturmaktadır.
Birlik önerisi: KTK ve Türk Borçlar Kanunu’nun 132’nci maddesi arasındaki çelişki giderilerek, madde Türk Borçlar Kanunu’nun 132’nci maddesi doğrultusunda revize edilerek ödeme yapılarak kapanan dosyalar sonunda yapılan ibra sözleşmeleri ile dosyaların yeniden açılmasının önlenmesi sağlanmalıdır.