Trafik sorununu nasıl çözeriz?
GEÇENLERDE bir gazetenin sigorta sayfasında başlık şöyle atılmış ‘Sorunu Çözecek Yasa Hazır’. Yorum yapmadan bakalım müstakbel yasa ne diyor.
a) Bugünkü uygulamada vefat tazminatının hesaplanmasında
maalesef bir standart yok. Sigorta şirketleri mahkemeden mahkemeye değişen tazminatları ödemek durumunda kalıyorlar. Tazminat miktarlarını hesaplayamayan ve de fiyatlara bu miktarları yansıtamayan sigorta şirketleri uzun yıllardan beri çok poliçe sahipleri feryat etmektedirler.
Bu yasa resmileştiğinde otorite (Hazine) tazminat hesaplama yöntemini belirleyecek, sigorta şirketleri de kime ne ödeyeceğini hesaplayabilecek, tazminat almaya hak kazanmış olanların da mahkemeleri dolaşmalarına gerek kalmayacak. Hem mahkemelerin iş yükleri azalacak hem de vatandaş tazminatını çok daha erken alacak.
Bu değişiklik ve yeni şekil hem tazminatlara bir çekidüzen verecek hem de poliçe sahipleri daha az prim ödeyeceklerdir.
b) Yaklaşık dört yıl evvel oluşan bir yargı kararıyla sigorta şirketleri, kusurlu bir sürücü vefat ettiği zaman bile yakınlarına tazminat ödemek zorunda kaldılar. Hatta hesaplamada 10 yıl geriye giderek mahkemeler sigorta şirketlerine çok büyük tazminatlar ödettiler.Yeni yasa buna da bir son veriyor ve kusurlu sürücülerden (örneğin limitin üzerinde alkollü) dolayı tazminat ödenmeyeceğine hükmediyor. Bu iki çok önemli değişiklik tabii ki 1-2 yıl sonra pozitif etkilerini gösterecektir ama daha en az bir yıl geçmişten gelen dosyaların negatif yansımaları devam edecektir. Bu arada sadece iki önemli maddenin tüm olayı düzeltmesini de beklememeliyiz. 2015 sonunda aşağı yukarı 7.5 milyar TL trafik sigortası primi yazılmış (3. şahıs mali mesuliyet) ve sigorta şirketleri bir yılda bu işten, yine tahmini, 3 milyar TL zarar etmişken çok kısa sürelerde bu zararın çıkmasını beklemek hayal olur. Kısa vadede yasa ve mevzuat değişiklikleri kötü gidişe bir miktar çekidüzen verse de esas sorunun kökenine inilmesi gerekir kanısındayım.
***
Esas sorunumuz, trafik kazalarının azaltılması ve önlenmesidir. İşin esasında yüksek primler bir miktar kazaların azaltılmasına ve sürücülerin daha dikkatli sürmelerine de katkıda tabii ki bulunur. Yukarıda bahsettiğimiz konular sadece ödenen tazminatlardaki çarpıklığı düzeltmeye yarar ama trafik kazalarına bir düzen getirmez. Kazaların önlenmesi ve azaltılması sadece 2 yöntemle olur: EĞİTİM ve DENETİM.
***
Denetim trafikte çok önemli bir yer tutuyor. Tabii ki denetim ve kontrolden kasıt yılmadan, bıkmadan ve devamlı yapılmasıdır. İngiltere’ye gidenler bilir, adları ‘Traffic Warden’ olan görevliler Londra’nın her köşesinde dolaşır ve yanlış yapanlara orada hemen cezayı keser, sürücü yoksa sileceğin altına koyar ceza ihbarını. Görevlileri her an her köşede görürsünüz ve cezadan korkan sürücüler kurallara uyarlar. ABD’de de benzer uygulamalar vardır, polis her köşede sessiz sakin birilerinin hata yapmasını bekler ve yakaladı mı hemen cezayı keser. Bu işi 24 saat yaptıkları için de hem bilinçli olan hem de korkan sürücüler kurallara uyarlar, genellikle. Acaba eğitim seviyesi hayli yüksek olan bir toplumda neden denetim ve kontrole bu kadar önem veriliyor sorusunun cevabı şu: ‘Denetim olmadığı zaman insanoğlu kuralları biraz da kendi menfaatleri doğrultusunda yorumlamaya başlıyor, halbuki kurallar yoruma açık değildir ve birebir uyulmalıdır.’ Maalesef ülkemizde, son yıllarda, kontrolün ucu bırakılmıştır. Neredeyse her sürücü istediği yere park eder, istediği yerde şerit değiştirir, istediği sürati yapar, hiç sağa sola dönüş sinyali vermez, yaya geçitlerinde yayaya yol vermez, kornaya basar, üzerine sürer aracını ve de otorite tüm bu bozukluklara müdahale etmez.
Trafikte yaşanan sorunların temelinde kaliteli eğitim eksikliği yatmaktadır, gelecek ay bu konuda neler yapılması gerekiri irdeleyeceğiz.