Toparlandı gitti Eylül

“ AĞUSTOSTA toparlandı gitti annem,
Üç gün sonra sevgili dostum Süleyman.
Giden gidene bu günlerde,
Aslında giden sadece zaman.”

İşte o zaman farkına vardım önce yüreğimin sonra da ellerimin soğuduğunu. Sonra gördüm ki sadece elleri soğuyan ben değilmişim. Cemal Süreya da benim hissettiklerimi hissetmiş olmalı ki bir başka açıdan kaleme almış duygularını.

“Eylül’dü
Dalından kopan yaprakların
Sararan yanlarına yazdım adını
Sahte bir gülüşten ibarettin oysa
Ve hiç bilmedin ellerimin soğuğunu”

Turgut Uyar cevaben,
“Eylül toparlandı gitti işte
Ekim falan da gider bu gidişle” diyor.

“Eylül bir sanattır, diğerleri mevsim” demiş Cemal Süreya. Bir aylık sanat galerisi böylece kapanmış oluyor. En iyisi “bundan sonra olursa ekime” deyip biraz teselli bulalım ve Nazım’a kulak verip kışa hazırlanalım.

Ne demişti Nazım;
“ve biz
yine bir kış daha geçireceğiz
öfkemizin içinde ve
ümitlerimizin ateşinde ısınarak.”

Ümitlerimiz içinde ısınarak bir kış daha geçirebilecek miyiz acaba? Yeter ki Cahit Sıtkı’nın dediği gibi bu kış da gün eksilmesin penceremizden.

“Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer;
Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur.

Ve gönül Tanrısına der ki:
-Pervam yok verdiğin elemden;
Her mihnet kabulüm, yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!”

Eylül toparlandı gitti; Ekim de gider, Kasım da…

Daha çok eylüller gelir,daha çok eylüller geçer; kaçını yakalarız bilemem…

Yapılacak çok şey var, hayatı ıskalamayalım; yeter ki gün eksilmesin penceremizden.

Saros, 25 Eylül 2023

İlginizi Çekebilir