Sigortacılar için tenis zamanı
Sigortacı Gazetesi olarak Anadolu Sigorta Genel Müdürü Musa Ülken ile tenis tutkusu üzerine sohbet ettik. Yaklaşık 25 yıldır büyük bir tutkuyla tenis oynayan Ülken, sarı bir topun peşinde koşmanın hayatın engebelerinden uzaklaşmak için ideal bir yol olduğunu belirterek, tüm sigortacılara tenis oynama çağrısında bulundu. Tenis tutkusunun yanında, motosiklet ve geçmişi hatırlatan nostaljik arabalara da ilgi duyduğunu ifade eden Ülken ayrıca, hayatımıza soktuğumuz aktif faaliyetler ve hobilerimizle işimizdeki başarımızı artıracağımızı sözlerine ekledi.
‘GELİN TENİS OYNAYIN, İŞİNİZDE BAŞARILI OLUN’
Tenis merakınız ne zaman başladı?
Tenis oynamaya 93 yılında başladım. Daha ziyade gençlik yıllarımda futbol, basketbol bazen de masa tenisi oynuyordum. 93 yılında tenisle tanıştığımdan beri sürekli tenis oynuyorum. Evimin tenis kortuna çok yakın olması da sık sık tenis oynamamı kolaylaştırıyor. Kortun evime yakın olması tesadüfi değildir, şu an oturduğum evi özellikle üyesi olduğum kulübe yakın olması nedeniyle tercih ettim.
Teniste, bir sarı top peşinde tüm sıkıntıları unutuyorsunuz. Sanılanın aksine tenis hiç pahalı ve külfetli bir uğraş da değil. Herhangi bir sporu yapmakla tenis oynamak arasında hiçbir fark yok. Bu nedenle tüm sigortacılara öneriyorum. Gelin tenis oynayın, rahatlayın, işinizde daha başarılı olun. Tenis, kesinlikle hem maddi hem de manevi olarak diğer sporlardan daha yorucu değil. Örneğin, günde bir paket sigara içen biri sigarayı bıraktığı takdirde, sigaraya ayırdığı parayla tenis kulübüne kayıt olabilir. Hatta üstüne para da biriktirir.
Peki, ne oldu da tenis oynamaya başladınız?
93 yılında oturmaya başladığım sitede, evimin penceresi tenis kortuna bakıyordu. Tenis o zaman ilgimi çekti ve şirkette tenis oynayan arkadaşlar aramaya başladım. Şimdi emekli olan ve brokerlik yapmaya başlayan arkadaşım Uğur Gülen, beni tenisle tanıştıran ve ilk raketimi hediye eden kişi oldu. Bu vesile ile 20 yılı aşkın süredir Miltaş’a üyeyim.
Miltaş’ta her yıl Uluslararası Tenis Turnuvası düzenleniyor. Sanıyorum bu turnuvalar 23 yıldır devam ediyor. Bu turnuvada, sigortacılar önce ana gruplar arasında eleme maçları yaparlar. Bunun yanı sıra sürpriz turnuvalar yapılır. Turnuva arasında hoşluk olsun diye rastgele çekilen isimler maç yapar. Bir keresinde sürpriz turnuvayı kazanmıştım ve çok mutlu olmuştum. Benim bu turnuvalarda iki şampiyonluğum ve bir de ikinciliğim var. Geçen yıl takım arkadaşım ile birinci olduk. Önümüzde, Türkiye Tenis Federasyonu’nun Antalya’da düzenleyeceği şampiyona olacak ve biz kulüp olarak bu şampiyonaya katılacağız.
Kulübümüzde, tenis oynamak isteyene, önceden ayarlamış olmasa bile hemen oynayabileceği bir ortam sunulabiliyor. Ulaşımı kolay bir lokasyon olduğu için sigortacılar gelsinler, katılsınlar istiyoruz. Herkesi buraya davet ediyoruz. Sigortacılar olarak bir araya gelip, sadece poliçe yazmanın konuşulacağı değil, harika ızgara köfteler eşliğinde, dostluklar kurup ilişkilerimizi geliştireceğimiz bir ortamda birlikte olmanın keyfini çıkaracağımızı düşünüyorum.
‘TENİS OYNAYAN SİGORTACILAR MAÇA 1-0 ÖNDE BAŞLAR’
Miltaş turnuvaları başından beri uluslararası olarak mı yapılıyor?
Turnuvalar başından beri uluslararası olarak yapılıyor. Turnuvalar her yıl düzenli olarak haziran ayının ilk cuma, cumartesi ve pazar günlerinde gerçekleşiyor. Yurtdışından gelenlerin hepsi bir hafta önceden gelir, tüm sigorta programlarını önceden konuşurlar. Turnuva sonrasında da birçok etkinlik olur. Dolayısıyla tenis oynayan sigortacılar maça 1 – 0 önde başlar. Sigortada sosyal olmak çok önemlidir, tenis de çok iyi bir sosyalleşme aracı.
Dünyada Miltaş’ın düzenlediği gibi sigortacılar için uluslararası turnuvalar var mı?
Gelen meslektaşlarımızla konuştuğumuz üzere yok. Sigortacılarla ilgili tek turnuva, İstanbul’da düzenleniyor. Sigortacılar Tenis Turnuvası Baden Baden’ın bir başka şekli gibi düşünülebilir. Burada da yurtdışından meslektaşlarımız geliyor, Türkiye piyasası konuşuluyor. Birçok reasürörle görüşülüyor. Onlar bizden haberdar oluyor.
Bu sene Miltaş Turnuvası’nda partnerim bir Alman sigortacı arkadaş. Geçen sene de Hollanda’dan bir sigortacı arkadaşımızla oynadım. Aslında turnuvada amacımız, kazanmaktan ziyade, yeni dostluklar kurmak ve eğlenmek. Bunun için de önemli olan katılmak bence, nereye kadar giderse o kadar ilerlemek.
Biraz da motosiklet tutkunuzdan bahseder misiniz?
Tenis tutkumdan hemen sonra motosiklet tutkum geliyor. Hız motosikleti değil, tur motosikleti benimki. Genelde çok kalabalık yerler değil, İstanbul’un eski semtlerini keşfe çıkmayı tercih ederim. Moda’nın ara sokaklarına, Çamlıca’nın, Sultanahmet’in arka sokaklarına girerim, oraları dolaşırım. Güzel bir çay bahçesi gördüğümde oturur bir kahve molası veririm. İstanbul’un yoğun trafiğinden kaçmak için tenise de hep motosikletle gelirim.
Aynı zamanda 75 model bir Volkswagen’im var. Tam klasik olmasa da 40 yaşında, sarı renkli ve güler yüzlü bir Volkswagen. Gençlik yıllarımdan beri Volkswagen merakım devam ediyor. Hatta bir arkadaşım ile beraber Volkswagen ile yaptığımız 7 bin km.lik Avrupa turu serüvenim bile var.
Oğlunuz Alper’in tenis merakı da sizden mi kaynaklanıyor?
Evet küçük oğlum Alper, aynı zamanda tenis arkadaşım oldu. Birlikte programlar yaparız. Alper ilk basketbola merak sardı ve oynamaya başladı. Bana “Neden bu kadar kısasınız, 2 metre olsaydınız keşke” diye kızdığı dönemler bile olmuştur. Sonra Alper tenise merak saldı. Kısa sürede bu kadar iyi hale geldi ve bana rakip oldu.
Büyük oğlum ve eşi de sigortacı. Onlar da uzun yol bisikletçisi. Vakit buldukça geziyorlar ve uzun seyahatlere çıkıyorlar.
Eşim ise emekli bankacı. Onu spora çok çekemedik. Eşim tam bir sanat müziği tutkunu. Öyle ki emeklilik yıllarında Türk Sanat Müziği konservatuvarına başlayıp mezun olacak kadar sanat müziği tutkunu.
TENİSE İLK BAŞLADIĞI ZAMANLARDAN…
Tenise ilk başladığım zamanlarda, şirketten arkadaşım Macit Bal’a “gel” dedim, “Artık seni de üye yapalım.” Ama herkes bizden iyi oynuyordu. Örneğin, 9 maçlık bir turnuva yapıyorduk, kaybeden topun sahibi oluyordu. Bizim Macit’le birlikte, 9 maçın sonunda 9 topumuz oldu. 9 topumuzun olması bizi oldukça motive etti. O motivasyonla Sigortacılar Uluslararası Tenis Turnuvası’na girdik. Ondan sonra sürekli katıldık. Macit ile birlikte, bizden ileri olanları hep yakaladık.
HOBİ EDİNMEK İŞ HAYATINI DA DESTEKLER
Tenis çok güzel bir spor. Miltaş’a sigortacılar olarak birbirimizi tanımak ve sigorta dışındaki konularda konuşmak üzere geliyoruz. Spor yapan sigortacılar kendilerini daha rahat hissederler. Bu nedenle herkese tavsiye ediyorum. Sadece spor değil, sanat ya da kişisel bir hobi edinmek iş yaşantısında da kişiye iyi gelecektir.