Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde “Bir Yerde” sergisi açılıyor

1991 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nden mezun olan İsmet Değirmenci, ilk sergisini 1994 yılında açtı. Yapıtlarında doğanın hallerini metaforlarla yorumlayan sanatçı, bu sergisinde tamamen doğanın merkezinde ve onunla özdeşleşen, arınma, hatırlama, kendine dönme ve yeniden bakma gibi belki de bir içe yürümeyi dışavurumcu soyut bir imgelemeyle yorumlamaktadır. İsmet Değirmenci ressam olmanın bilinciyle ve ressamlığa atfettiği değerle, içinde devindiği yaşamla hesaplaşmayı yeğleyen bir sanatçıdır.

İsmet Değirmenci’nin doğanın dönüşümüne gönderme yapan resimleri, imgesel bir görselleştirmenin değil; tinsel bir içselleştirmenin deneysel verileridir. Doğa üzerine resimleme eyleminde bulunması, fiziksel bir olgunun duyusal bir olaya dönüştürülmesiyle ilgilidir. Daha önceki sergilerinde de ifade edildiği gibi; “İnsan sadece algılayan değil eyleyen bir varlık da olduğuna göre, karşısında-içinde olduğu doğaya daha nereye kadar arzularının nesnesi muamelesi gösterecek? Yaratıcı bir mesafeye, uzaklığa ihtiyaç yok mu? Kendi suskunluğumuz doğanın sessizliğiyle buluşana dek iflah olacağa benzemiyor bu hırs, bu hız…” İşte bu durdurulamayan hızın ve hırsın resmini yapıyor İsmet Değirmenci.

Ümit İnatçı, Değirmenci’nin yapıtlarıyla ilgili olarak “Resim, ressamın kendiyle ve kentiyle kurduğu bir diyalog yüzeyidir. Saydam katmanların altına kaygan ve akışkan bir zemini hissedercesine yerleştirdiği gazete parçaları sadece sentetik bir bütünleyici eleman olarak kullanılmıyorlar. Hafızanın doğru kullanılamayan zaman karşısında unutkanlığa nasıl yenik düştüğünü ve unutkanlığın gündelik yaşamımızda nasıl etkin bir hal aldığını hissedebiliyoruz.” diyor.

Yorum yazın