Kandilli’de çok güzel bir gün geçirdik…
Geçen ay yazarlar yemeği için Kandilli’de, Adile Sultan Sarayı’ndaki Borsa Lokantası’nda buluştuk. “Pastırma yazı” denilen, yazdan kalma bir gündü. Biz yemeği kapalı mekânda yedik, ama bazı arkadaşlar güneşten ve sıcaktan oldukça etkilenince perdeleri ve ısıtıcıları tamamen kapattırmak ve oturduğumuz alandaki sürme tavanı açtırmak zorunda kaldık.
Uzunca bir aradan sonra ekip tam takım yemekteydi. Yaz aylarında sağa sola saçılan ekip pastırma yazını pek umursamamıştı. Yemekte, ekip üyeleriyle yıllardır çok yakın olan üç de konuğumuz vardı; Anadolu Sigorta Genel Müdürü Musa Ülken, Genel Müdür Yardımcısı Metin Oğuz ve Kurumsal İletişim Müdürü Berna Ergüntan.
Borsa Lokantası müşterilerine Türk mutfağı sunan bir mekan. Arkadaşlar da seçimini ona göre yaptı. Ancak masanın güneş altında kalan üyeleri; Mehmet Muratoğlu, Timuçin Alpay, Okan Utkueri ve Faruk Ömrüuzak, garsonla anlaşıp ortaya “Saray Tabağı” söyleyince bir anda masanın rengi değişti…
Dört kişilik Saray Tabağı, küçük sini ölçeğinde bir şey. İçinde yok yok. Kebaplar, pirzolalar, tavuklar, közde patlıcan, biber, domates, bulgur pilavı, ne ararsan var. Üstelik bu tabağın bir de döner devamı varmış. Tabii ki arkadaşlar, sinidekileri görünce döneri iptal ettirdi, üstelik sinide kalanları diğer arkadaşlara paylaştırmak durumunda kaldılar. Yani dört kişilik Saray Tabağı sekiz kişiyi doyurmaya yetiyor. Nitekim arkadaşlar, gelecek sefer yan yana iki masaya oturup tek Saray Tabağı söyleme konusunda epey bir fikir jimnastiği de yaptılar…
Uzun sözün kısası, geçen ay Kandilli’de, o pastırma yazı gününde çok keyifli bir yemek yedik. David Ağabey de, Faruk Kaptan da çok formdaydı. Mehmet Aydoğdu, Erhan Dumanlı ve konukların da desteğiyle sohbet tadından yenmez oldu. (M. Emin Özcan)