İlk yazı ilk heyecan

YAKLAŞIK 1 yıl önce, uzun süredir arzuladığım, planladığım bir hayalimi gerçeğe dönüştürdüm.
Yazmaya başladım.
Düşüncelerimi, görüşlerimi, içselleştirdiklerimi yazıya dökmek ve kişisel blog sayfalarımda paylaşmaktan büyük keyif alıyorum.
Bu sayıyla birlikte, kendi adıma yeni bir adım daha atmanın ve Sigortacı Gazetesi’nde yazmaya başlamanın heyecanı ve mutluluğunu yaşıyorum.

Beni daha yakından tanımak isteyenler, www.okanutkueri.com adresindeki “Yaşamım” bölümünü okuyabilirler.
Hikayeleri hep önemsedim. Mekanik, soğuk, kalıplaşmış ve standart formatlar yerine sıcak, samimi, özgün bir hikaye hep çok daha cazip gelmiştir. Hikayesi olan markalar, “hikaye anlatma” becerisine sahip liderler ve arkamızda bıraktığımız yaşam hikayeleri ilgimi çekmiştir.
Bu yüzden, geçen yıl açtığım blog bünyesindeki “Yaşamım” bölümünü bir hikaye tadında yazmaya gayret ettim.

Sigorta sektörü yöneticiliği kimliğimin yanı sıra, son 5-6 yıldır yaşam döngüsü, insan olgusu, farkındalık, koçluk, pozitif psikoloji gibi kavramlara ilgi duymaya başladım.
Yaşamın, denge arayışıyla geçen bir yolculuktan ibaret olduğuna inanıyorum. Bu denge arayışı bazen kendimiz ve etrafımızdaki sistem arasında, bazen iş hayatı ve özel yaşam arasında, bazen de mantığımız ve duygularımız arasında geçiyor.
Yaşam yolculuğu bu ikilemler arasındaki dengeyi bulma arayışıyla geçip gidiyor.
Denge her neredeyse ve her nasılsa, ona ulaşabilenler yaşam yolculuğundan azami keyif alan, mutlu olabilen azınlık.
Halen devam etmekte olan kendi denge arayışımda bana yol gösteren birçok kavram oldu.
Kendine ve içinde olduğun sisteme ilişkin farkındalığı artırmak, bireysel fabrika ayarlarını ve değerlerini keşfetmek, yaşam amacını sorgulamak, yaşam yolculuğundan keyif almak, güçlü yönlerine odaklanmak, merak etmek, cesur olmak, vs. vs. vs.

Kendi adıma bir süredir bu konular üzerinde düşünüyorum, araştırıyorum, okuyorum, dinliyorum. Bu süreçte öğrendiklerimi, içselleştirdiklerimi, beni etkileyen fikirleri mümkün olduğunca fazla kişiye yaymak, onları da düşündürmek ve karınca kararınca yaşam yolculuklarına katkıda bulunabilmek için yazıyorum ve paylaşıyorum.
Fikir üreten, sorular soran, cevaplar arayan, farkındalığını artıran ve yaşam yolculuğunun keyfine varan bireylerin sayısının artması en büyük hayalim.
Bireysel mutluluğun ve  yaşam tatmininin, kurumsal başarı ve toplumsal refahın en temel bileşeni olduğuna inanıyorum.
Yazdıklarımı paylaşarak, koca okyanusta bir damla boyutunda olsa da, bu yönde arayışı olanlara katkı sağlayabilme ümidi bana büyük bir mutluluk ve enerji veriyor.

İş yaşamının bizi içine soktuğu yoğun çalışma temposu, stres dolu koşuşturmaca, hedef baskısı ve rekabet ortamı hayatımızı daha da zorlu hale getiriyor.
Bir yandan, satış rakamları, büyüme, pazar payı, kârlılık, gider rasyosu, rakip analizleri, müşteri beklentileri, trendler, global akımlar, makroekonomik göstergeler…
Diğer yandan ise, kurum kültürü, değerler, şirket iklimi, ekip ruhu, tutku, bağlılık, yetenek gelişimi, değişim süreçleri ve en önemlisi çalışanlar…
Genellikle ilk gruptaki unsurların ön plana çıktığı, ana hedef olarak görüldüğü ve öncelik haline geldiği bir çalışma iklimine sahibiz. Oysa sürdürülebilir ve kalıcı başarı için, ikinci grupta yer alan başlıkların ve insan unsurunun anahtar olduğuna inanıyorum.
Dolayısıyla, bu satırlarda ağırlıklı olarak, liderlik, kişisel gelişim, pozitif psikoloji, koçluk, kurum kültürü ve organizasyonel iklim konularında yazacağım.
Elbette, ana odağımız, 25 yıllık iş yaşamımın neredeyse tamamını geçirdiğim sigorta sektörü olacak.
Aynı zamanda, tüm bu kavramların çalışma ortamına, günlük hayatımıza, iş pratiğine ve bireylere yansımaları, olası etkileşimi üzerinde de tartışacağız.

Amacım, sizlere düşünme iştahınızı artıracak zihinsel atıştırmalıklar sunabilmek.

İlginizi Çekebilir

Leave a Reply