IBNR’da havuz problemi
Geçtiğimiz yıl, iki yeni havuzun devreye alınmasıyla sektörde yeni bir gündem oluştu. Bu havuzlardan ilki olan Riskli Sigortalılar Havuzu Temmuz 2017’de yayınlanan yönetmelikle uygulamaya alındı. Trafik sigortası poliçelerine ilişkin prim ve hasarın sigorta şirketleri arasında paylaştırılmasını sağlayan havuz sayesinde sigortacılar 1, 2 ve 3’üncü basamaktaki hususi araç ve kamyonetleri ve bunların dışında kalan tüm araçları havuza devredebilir hale geldi. Geriye dönük uygulama sayesinde, trafik sigortasında tavan fiyat uygulamasının devreye girdiği 12 Nisan 2017 tarihinden itibaren düzenlenen havuz kapsamındaki tüm poliçeler buraya aktarıldı. Havuza devredilen poliçelerin prim ve hasarının paylaştırılması için Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu görevlendirildi.
Havuz uygulamasına gidilen bir diğer branş da zorunlu hekim sorumluluk oldu. 2010 yılında zorunlu hale gelen Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nda Eylül 2017’de trafiktekine benzer bir havuz uygulamasına gidildi. Hazine Müsteşarlığı, konuya dair şu açıklamayı paylaştı: “Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına ilişkin poliçe düzenlememesi kaynaklı sıkıntıların giderilmesini teminen, 5684 sayılı Sigortacılık Kanununu 12’nci maddesinin birinci fıkrasına istinaden, Başbakan Yardımcılığı Makamı’ndan alınan 05.09.2017 tarih ve 22863 sayılı Onay kapsamında prim ve hasarın paylaşımına ilişkin ekte yer alan esaslar belirlenmiş olup, söz konusu paylaşıma ilişkin işlemlerin Genel Sorumluluk Sigortası ruhsatı olan Güneş Sigorta tarafından yürütülmesine karar verilmiştir.”
“HESAPLAMADA SORUN YAŞANIYOR”
Sigortacı Gazetesi olarak, bu iki havuz hakkında merak edilenleri ve şimdiye kadarki işleyişi havuz yöneticilerine sorduk. Yöneticilerin aktardığına göre, her iki havuzda da IBNR konusunda sorunlar söz konusu. Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu Müdürü Hilmi Karamercan, IBNR hesaplaması yapmak için sektörde verilerin yetersiz olduğunu ifade etti. Sektörün bilgi bankası konumundaki Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’ndeki verilerin eksikliğine dikkat çeken Karamercan, “Sektör buradaki verilerin eksik olduğunu ifade ediyor, halbuki bu verileri merkeze sektör gönderiyor. Bugüne kadar veri aktarımı konusunda hiçbir yaptırım uygulanmadığı için sektör verileri SBM’ye düzgün bir şekilde aktarılmamış” dedi.
Riskli Sigortalılar Havuzu’nun ortaya çıkmasının ve ardından her ay sigorta şirketlerinin birbiriyle olan nakit alışverişinin SBM’de toplanan verinin sıhhati açısından çok önemli bir yaptırım meydana getirdiğinin altını çizen Karamercan, şöyle devam etti: “Havuzla birlikte verilerin kalitesinde bir düzelme söz konusu. Ancak IBNR söz konusu olunca geçmişteki hasarlar da devreye giriyor ve o taraftaki verilerin yetersiz olması nedeniyle hesaplamada sıkıntı yaşanıyor. Dolayısıyla o verilerdeki düzeltmeleri de önümüzdeki zamanlarda bekliyoruz.”
“SEKTÖR MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİ İSTİYOR”
Zorunlu hekim sorumlulukta da IBNR’ın sağlıklı hesaplanamadığını vurgulayan Güneş Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Tayfun Altıntaş ise, buradaki problemin veri yetersizliğinden ziyade bu branştaki yapısal sorunlar olduğunu söyledi. Tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigortasının genel şartları itibarıyla bu branşın “sözleşme tarihinden önceki on yıllık dönemdeki veya sözleşme süresi içinde mesleki faaliyeti nedeniyle verdiği zararlara bağlı olarak sözleşme süresi içinde kendisine yapılan tazminat taleplerine” teminat sağladığını aktaran Altıntaş, “Bir başka anlatımla, poliçe başlamadan önceki dönemde ya da poliçe süresi içinde oluşup, yürürlükteki poliçe döneminde ortaya çıkan hasarın, poliçe bitim tarihine kadar poliçeyi düzenleyen sigorta şirketinden talep edilmesine imkan veriyor” şeklinde konuştu.
Bundan dolayı şu anda sisteme önemli bir yük getiren IBNR hesabının şirketler tarafından sağlıklı yapılamadığına dikkat çeken Altıntaş, “Bir adım ileri gidersek şirketler tarafında bu karşılığın ayrılmasına gerek olmadığı sonucuna bile ulaşmak olası. Oysa IBNR, havuz için bağımsız bir aktüer tarafından sağlıklı bir şekilde hesaplanabilir ve payları oranında şirketlere dağıtılabilir. Bu yöntem sigorta tekniği açısından daha uygun. Sektör de bu yönde mevzuat değişikliği istiyor” ifadelerini kullandı.
Riskli Sigortalılar Havuzu sektörde veri kalitesini artırdı
Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu Müdürü Hilmi Karamercan, Riskli Sigortalılar Havuzu hakkında sorularımızı yanıtladı. Her ne kadar büro Riskli Sigortalılar Havuzu sebebiyle bilinmeye başladıysa da aslında büronun sektörün ilk ve en eski havuzu olduğunu aktaran Karamercan, “Yeşil Kart Reasürans Havuzu adı altında 1963 yılında kurulan bir havuzuz. 2017’de Riskli Sigortalılar Havuzu kurulunca, Türkiye Motorlu Taşıt Bürosu’nun bu işteki tecrübesi ve bilgi birikimi Hazine Müsteşarlığı’nın bu görevi bize vermesine sebep oldu” dedi.
Havuzun işleyişi hakkında da bilgi veren Karamercan şunları söyledi: “Havuzun işleyişi aslında çok basit. Sigorta şirketleri havuz kapsamına giren poliçeleri isteseler de kendi üzerlerinde tutamıyorlar, sistemin işleyişi gereği bize devretmek durumundalar. Yani, şirketler havuzun kapsamına giren araç türlerine göre poliçelerini düzenliyor, bunların hasarlarının takibini ve ödemesini de kendileri üstleniyor. Her ayın sonunda havuzu ilgilendiren kısım itibarıyla poliçelerini ve hasar ödemelerini havuza bildiriyorlar. Ardından havuz şirketlere pay dağıtıyor. Bu dağıtımla birlikte bazı şirketler alacaklı bazı şirketlerse borçlu oluyor, o da yaptıkları işe göre değişiyor.”
“HENÜZ ÖDENEN HASAR ÜRETİLEN PRİMİ GEÇMEDİ”
Şu aşamada henüz ödenen hasarın primi geçmediğini dile getiren Karamercan, “Prim şu an hasardan daha yüksek, ancak bu önümüzdeki yıllarda farklı bir şekilde gerçekleşecek. Sorumluluk sigortalarındaki hasarlar uzun kuyruklu olduğu için bu durumun önümüzdeki yıllarda değişmesini bekliyoruz. 12 Nisan ile 31 Aralık 2017 arasında, havuz kapsamındaki poliçelerden 1.3 milyar lira gibi bir prim üretildi. Bu primlerden hasarlar ödendi, devirler yapıldı ve kimin borçlu kimin alacaklı olduğu belirlendi. Hasar ödendikten sonra 465 milyon lira borç/alacak el değiştirdi. Şu an baktığımızda, havuz kurulurken düşünülen prim ve poliçe adedi aşağı yukarı yakalanıyor” diye konuştu.
“IBNR HESABI İÇİN VERİLER SAĞLIKSIZ”
IBNR konusundan da bahseden Karamercan, “Havuzu ilgilendiren rizikolar itibarıyla IBNR hesaplamasını 2018’in ilk üç aylık dönemi için biz hazırlıyoruz. Bu konuda bir danışmanlık firmasından destek alıyoruz. Onlar bu veriyi hazırlamak için kollarını sıvadılar, ancak sektörde veriler sağlıklı değil. Sektörün bilgi bankası Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi (SBM). Sektör buradaki verilerin eksik olduğunu ifade ediyor, halbuki bu verileri merkeze sektör gönderiyor. Kuşkusuz IBNR hesaplaması için SBM verileri kullanılacak, fakat bu verilerin yeterli olmaması halinde aktüeryal hesaplamalar için farklı yöntemler de devreye girecek. Yine de bu yöntemler yeterli olmazsa, sektörü bilgilendirecek düzeyde bir veriye rastlamadığımızı ve değerlendirme yapamayacağımızı açıklayacağız” dedi.
Bugüne kadar veri aktarımı konusunda düzgün hiçbir yaptırım uygulanmadığı için sektör verilerinin SBM’ye düzgün bir şekilde aktarılmadığına dikkat çeken Hilmi Karamercan, sözlerine şöyle devam etti: “Riskli Sigortalılar Havuzu’nun ortaya çıkması ve ardından her ay sigorta şirketlerinin birbiriyle olan nakit alışverişi oralardaki verinin sıhhati açısından çok önemli bir yaptırım meydana getiriyor. Havuzla birlikte verilerin kalitesinde bir düzelme söz konusu. Ancak IBNR söz konusu olunca geçmişteki hasarlar da devreye giriyor ve o taraftaki verilerin yetersiz olması nedeniyle hesaplamada sıkıntı yaşanıyor. Dolayısıyla o verilerdeki düzeltmeleri de önümüzdeki zamanlarda bekliyoruz.”
“SİSTEM SORUNSUZ İŞLİYOR”
IBNR’da yaşanan sorunlar hariç, sistemin şimdiye kadar oldukça başarılı işlediğini vurgulayan Karamercan, “Bu kadar sorunsuz bir işleyiş beklenmiyordu, SBM’de verinin istenilen tarihlerde toplanamayacağı gibi endişeler vardı. Hasar verilerinin yeterli olmayacağından bahsedildi. Bunların hiçbiri mevzubahis olmadı. Bunlar başarıyla aşıldı. Başlangıçta sigorta şirketlerinin borç/alacak ilişkilerine uyumları tartışıldı. Fakat sigorta şirketlerinin tümü kendilerine gönderilen borç ödemelerine hiçbir şekilde uyumsuzluk göstermediler ve havuza borçlarını hep zamanında ve kuruşuna kadar ödediler. Büro da ödenen borçları alacaklılar arasında bölüştürdü” şeklinde konuştu.
“KAPSAM DARALTILABİLİR”
Başlangıçta sektörde havuz konusunda güvensizlik olduğuna değinen Karamercan, “Fakat şimdi bu sistem oldukça hoşlarına gitti. Artık başka araç türleri ve basamaklarının da burada olması isteğini dile getirenler de oluyor, ancak ben bunun sektörün genel görüşünün bu şekilde olduğunu düşünmüyorum. Bu sistemi serbest tarifeden sapmaya yol açan ya da serbestiye geçişi engelleyen bir sistem olarak da görmek istemiyorum. Çünkü Riskli Sigortalılar Havuzu genelde dünya uygulamasında olan bir sistem. Yine de, kapsamı bizim şu an yönettiğimiz havuz kadar geniş olanı yok” dedi.
“Sistem serbest tarife düzeninde gitse dahi böyle bir havuza ihtiyaç var, o da gerçekten şirketlerin başına dert olmuş sigortalıların dahil olması gereken bir havuz olmalı. Sürekli hasar yapan, fakat poliçe yapma zorunluluğu sebebiyle sizin sigortalamaktan kaçınamadığınız sigortalılar için bu havuz olmalı. Havuzun kapsamının genişletilmesinin normal ve arzu edilen bir amaç olmadığını düşünüyorum. Bu, genel anlamda serbestiye aykırı bir hadise olur” diyen Karamercan, kapsamın genişletilmeyeceğini, ancak daraltılarak bu sistemin devam ettirileceğini öngördü.
“SBM’YE SAHİP ÇIKILMALI”
Karamercan son olarak sektöre SBM’ye sahip çıkması çağrısında bulundu: “Şunu da eklemek isterim ki, sektörün kendi kurumlarına sahip çıkması lazım. Bunlardan biri ve hatta en önemlisi SBM. Kendi elindeki, kendisinin kurmuş olduğu ve kendi verilerinin toplandığı bir merkez. O veriler ne kadar sağlıklı olursa o derecede tahminler yapılabilir ve tarifeler, öngörüler sağlanabilir ve ilgili birimler ikna edilebilir. Siz elinizdeki sektör verilerini en düzgün şekilde sunduğunuz takdirde yetkililer de bu matematik karşılıkların anlamını değerlendirebilir. Bu verilere sahip çıkılması en önemli konu.”
2017 sonu itibarıyla, Riskli Sigortalılar Havuzu’na devredilen primde en büyük pay Anadolu Sigorta’nın, ancak poliçe sayısı itibarıyla en çok paya sahip olan Sompo Japan Sigorta.
Zorunlu hekim sorumlulukta IBNR sağlıklı hesaplanamıyor
Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Prim ve Hasar Paylaşımı Esasları 6 Eylül 2017 tarihli sektör duyurusu ve 7 Ekim 2017 tarihli Tarife ve Talimat değişikliği ile 1 Temmuz2017 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde uygulamaya konuldu. Bu esaslara ilişkin işlemler, Hazine Müsteşarlığı, Türkiye Sigorta Birliği ile prim ve hasar paylaşım sürecini yönetmekle görevlendirilen şirket yetkilisinden oluşan üç kişilik bir “Değerlendirme Komitesi” tarafından yürütülüyor. Güneş Sigorta da 7 Ekim 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan esaslar çerçevesinde prim ve hasar paylaşım sürecini yönetmekle görevlendirildi.
Konu hakkında değerlendirmelerde bulunan Güneş Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Tayfun Altıntaş, Güneş Sigorta’nın kısa bir süre içerisinde gerekli personel ve sistem altyapısı çalışmalarını bitirdiğini ve belirlenen esaslar kapsamında süreci yönetmeye başladığını ifade etti.
Genel sorumluluk sigortası branşında ruhsat sahibi olan 34 şirketin, tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigortası prim ve hasar verilerinin havuza aktarıldığını belirten Altıntaş, 1 Temmuz 2017 tarihinden itibaren şirketlerin paylaşım oranları dikkate alınarak havuz kapsamında işlemlerin yürütüldüğünü aktardı. 2017 yılı prim ve hasar devirlerine ilişkin iş ve işlemlerin tamamlandığı bilgisini veren Altıntaş, 2018 yılına ilişkin işlemlerin, esaslar çerçevesinde aylık olarak Güneş Sigorta tarafından yönetilmeye devam ettiğini kaydetti.
‘BRANŞLA İLGİLİ YAPISAL SORUNLAR SÖZ KONUSU’
Güneş Sigorta’nın, Prim ve Hasar Paylaşımı Esasları ile Değerlendirme Komitesi kararları çerçevesinde işlemleri yürütmekle görevlendirildiğini ve bu kapsam dahilindeki operasyonel iş ve işlemleri yönettiğini ifade eden Altıntaş, “Bu anlamda baktığınızda mevcut uygulamada ve sistemin işleyişinde herhangi bir sorun yaşanmadı. Sektörde zaman zaman dile getirilen ve tartışılan sorunlar sistemin operasyonel süreci ile ilgili sorunlar değil; tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigortasının genel şartları, tarife ve talimatı ve uygulama esaslarına ilişkin yapısal sorunlardır” dedi.
POLİÇE BAŞLANGICINDAN ÖNCEKİ HASARA DA TEMİNAT
Kısaca bu sorunlara ilişkin ana başlıklara değinen Altıntaş şunları söyledi: “Tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali sorumluluk sigortasının genel şartlarına göre bu poliçe türü, hasar ihbar esaslı (claims made basis policy) çalışıyor. Genel şartlardaki sigortanın konusu maddesine göre sigortacı ‘…sözleşme tarihinden önceki on yıllık dönemdeki veya sözleşme süresi içinde mesleki faaliyeti nedeniyle verdiği zararlara bağlı olarak sözleşme süresi içinde kendisine yapılan tazminat taleplerine…’ teminat sağlıyor. Bir başka anlatımla, poliçe başlamadan önceki dönemde ya da poliçe süresi içinde oluşup, yürürlükteki poliçe döneminde ortaya çıkan hasarın, poliçe bitim tarihine kadar poliçeyi düzenleyen sigorta şirketinden talep edilmesine imkan veriyor.
‘IBNR HESABINI BAĞIMSIZ BİR AKTÜER YAPABİLİR’
Bu kapsamda baktığımızda, şu anda sisteme önemli bir yük getiren IBNR hesabının şirketler tarafından sağlıklı yapılmasının mümkün olmadığı görülüyor. Bir adım ileri gidersek şirketler tarafında bu karşılığın ayrılmasına gerek olmadığı sonucuna bile ulaşmak olası.
Oysa IBNR, zorunlu hekim sorumluluk havuzu için bağımsız bir aktüer tarafından sağlıklı bir şekilde hesaplanabilir ve payları oranında şirketlere dağıtılabilir. Bu yöntemin sigorta tekniği açısından daha uygun bir yöntem olduğu görüşündeyim. Sektörün de bu yönde mevzuat değişikliği talebi bulunuyor.
‘SİSTEM REVİZE EDİLMELİ’
Genel Şartlar, teminat tutarları ve primler konusunda da değişiklik talepleri mevcut. Yürürlükteki havuz sisteminin işleyişi çerçevesinde sistemin yeniden revize edilmesi ihtiyacı ortaya çıktı. Özellikle primlerin risk gruplarına göre geçmiş yıllardaki teknik sonuçlar kapsamında yeniden belirlenmesine ihtiyaç var.
Bu sigorta türünün yapısından kaynaklanan sebeplerden dolayı hasar süreci oldukça uzun zaman alıyor, bu durum da hem şirketlere ek yük getiriyor hem de mağdurların tazminat alma süreci çok uzuyor. Dava süreçlerini kısaltmaya yönelik mevzuat ve uygulama değişikliklerinin yapılması en önemli beklentilerden biridir.”
renk@sigortacigazetesi.com.tr