Gelişen teknolojiyle sigortacılık da kişiselleşiyor
Finansal hizmetler sektöründe görülen hızlı dönüşüm sigorta sektörünü de etkiledi. Küresel krizin artçı şoklarının yarattığı “yeni normal” denilen finansal düzen ve dijitalleşmenin getirdiği önemli değişimler sektörü derinden etkiledi. Müşteri beklentileri değişiyor, piyasa düzenleyicileri yeni kurallar getiriyor. Öncesinde kârlı alanlar olarak görülen ürünler ve iş kolları artık beklenen getiriyi sağlamıyor. Acenteler üzerinden müşteriye ulaşmak en yaygın kullanılan yöntemlerden biriyken, artık müşteriyi daha yakından tanımak ve kanalları buna göre yapılandırmak gerekiyor.
Dijitalleşmenin getirdiği yeni iş modellerinden biri de “paylaşım ekonomisi.” Taksi kullanımı ve turizm alanında başarılı örneklerini gördüğümüz bu iş modelinde paylaşım esaslı gelir modeli oluşturmak ve kullanım esaslı ödemeye geçmek, ilgili sektörlerin işleyişini temelden etkiledi. Benzeri modellerin kullanımı sigorta sektöründe de uygulama alanı bulmaya başladı. Sigorta şirketleri yeni piyasa koşullarında kârlılığını yitirmekte olan ürün ve gelir modellerinin yerine yenilerini koymayı hedefliyorlar. EY Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Finansal Hizmetlerden Sorumlu Kıdemli Müdürü Fatih Öğün, konu hakkında şu açıklamalarda bulundu:
GÜVENLİ ARAÇ KULLAN AZ PRİM ÖDE
“Kullanım esaslı sigorta (Usage Based Insurance) kavramı, yukarıda bahsi geçen dinamikler ışığında sigorta sektöründe payını artıran bir ürün yapısı olarak karşımıza çıkıyor. Kullanım esaslı sigorta, temel olarak, poliçenin müşterinin davranışına ve kullanım şekline göre yapılandırılmasından meydana geliyor. Ürün yaklaşımının tek tip bir poliçe mantığına dayanmamasının yanı sıra, ödenen primler sigortanın konusu olan alanda müşterinin kullanım alışkanlığına göre değişiyor.
EY’nin bu alanda yaptığı araştırmaya göre, bu yeni ürün hasar maliyetini %40, poliçe yönetim maliyetlerini ise %50 azaltacak kapasitede. Sadece araç sigortası alanında 35 ülkede 165 ayrı uygulama hayata geçirildi. Global sigorta pazarının %1’ine ulaşan bu ürün yapısının 2020’de Avrupa, Amerika ve Asya’da %20’lik bir pazar payına ulaşması öngörülüyor.
Sistem, temelinde sigorta kullanımını takip eden teknolojinin devreye sokulması ve buna ilişkin sürecin oluşturulmasından meydana geliyor. Araç sigortası alanından örnek vermek gerekirse, araçlara takılan telematik cihazları, akıllı telefon uygulamaları ya da bu ikisinin kombinasyonu, kullanım esaslı sigortanın temelini oluşturuyor. Prim oranları, bu sistem üzerinden toplanan bilgilere bağlı olarak belirleniyor. Ani hızlanma, virajlara yaklaşırken yavaşlama, fren sayısı ve hız limitlerine uyma gibi ölçütlere göre kullanıcının aracını ne kadar güvenli kullandığı, trafik kurallarına ne kadar uyduğu dikkate alınıyor.
Bu şekilde tek tip bir ürün yerine kullanıcının performansına bağlı olarak kişiye özel poliçeler düzenlenebiliyor. Hem sigorta şirketi hem de müşteri için avantajlar sunabilen bu yaklaşımda, müşteri güvenli taşıt kullandığı sürece daha az prim ödüyor. Bu sistemle sigorta şirketi de poliçe ve hasar masrafını azaltırken, aynı zamanda müşteriyi anlama ve yeni ürün tasarımı sürecinde çok önemli olabilecek verilere sahip oluyor. Globalde yeni üretilen birçok taşıtın standart olarak telematik özelliğine sahip olduğu düşünüldüğünde ve akıllı telefonların pazar payı trendleri göz önüne alındığında, bu ürün tipinin geniş bir kullanım alanına sahip olacağı düşünülüyor.
YAŞAM TARZINA GÖRE SİGORTA POLİÇESİ
Belirli bir sigorta branşında başarılı olan ve dijitalin getirdiği dinamiklerle ivme kazanan bu ürün tipi, diğer branşlarda da yer almaya başladı. “Pay As You Live” olarak adlandırılan sigorta yaklaşımında, sigorta poliçesi ve prim yapısı kişinin ne kadar düzenli egzersiz yaptığına ve alışkanlıklarına bağlı olarak belirleniyor ve yönetiliyor. Akıllı telefonlar ve giyilebilir teknolojinin veri toplamak ve raporlamak için kullanıldığı bu ürün yaklaşımı, taşıt sigortasında da performans esaslı ürün yapılandırma imkânı sunuyor. Araç sigortasına ek olarak bu alan, aynı zamanda toplumda görülen kronik hastalıkların azaltılmasında rol alırken, bu alanda yürütülen geniş çaplı çalışmalara destek imkanı sağlıyor. Benzeri yaklaşımların dijitalleşmenin henüz yayılmadığı hayat ve emeklilik sigortası alanında da görülmesi bekleniyor.
DEĞİŞİMİ DOĞRU KURGULAMAK
Müşteri, veri, ürün ve teknolojiyi bir araya getiren bu yaklaşımda, standart çözümlerden çok, yaratıcı ve yeni alanları zorlayan çözümler ön plana çıkıyor. Müşteri, veri, ürün ve teknoloji boyutları önceki dönemlerde görülmeyen bir hızla değişiyor. Bir yandan birbirine bağlanmakta olan bu dinamiklere yaratıcı çözümler üretirken öte yandan da kurum içerisindeki değişimi taşıyabilecek nitelikte bir ekip ve teknik altyapıyı kurmak gerekiyor. İlerleyen dönemde değişimi doğru bir şekilde kurgulayan ve iş modellerinin parçası haline getiren kurumlar avantajlı konumda olacaklar.”
Akıllı telefon ve giyilebilir teknolojilerin yaygınlaşması sayesinde, kullanıcıların ne sıklıkta egzersiz yaptığı tespit edildikten sonra oluşturulan veriler hayat ve emeklilik sigortası alanında kullanılıyor.