Finans kurumlarında önemli etken insan sermayesi

Bize Küresel Finansal Network Enstitüsü’nden bahseder misiniz?
Merkezi ABD’de olan şirketimizin, Türkiye, Brezilya, Çin ve Nijerya’da da şubeleri bulunmaktadır. Şubelerin olduğu ülkeler dünya ekonomisinin geleceğinde önemli yer alacak bölgelerden seçildi. GFN Enstitüsü, bu ülkelerdeki şubeleri aracılığıyla, bölgelerdeki diğer ülkelere de hizmet sunuyor. GFN Enstitüsü’nün temel önceliği, kapsamlı bilgilendirme araçları ve kaynakları, ürün ve hizmetleri, eğitim programları, organizasyon düzenlemeleri ve sektör liderleri, politikacılar, düzenleyiciler ve küresel yatırımcılarla olan güçlü ilişkileri aracılığıyla, kurumların güçlü sektör uygulamalarını ve işlerini küresel olarak geliştirmek.
Özellikle, profesyonellere yönelik olarak hazırlanan “Executive Eğitim Programları”mız uzman ve yöneticilerin kariyerlerinin geliştirilmesini ve onların şirketlerine ve küresel sektörlere etkin ve rekabetçi bir şekilde hizmet sunmalarını sağlamayı amaçlamaktadır.  Bireylerin profesyonel lisansları, küresel olarak tanınan sertifikaları, unvanları alabilmeleri için ihtiyaç  duydukları eğitim ve öğretimleri vermeyi hedefleyen programlar ise “Sertifika ve Sınav Hazırlık Programları”mızdır. Örneğin, Finansal Planlama Uzmanı Sertifika Programı (CFP), kişilere sigortacılık, bankacılık, gayrimenkul, finansal yatırım, borçlanma, vergi konularını da içeren özel hazırlanmış planları sunan, eğitim modülleriyle, katılımcıları CFP sertifika sınavına hazırlar. Ya da, Chartered Finansal Analist Programı (CFA), bireylere portföy yönetimi ve menkul kıymet analizi konusunda eğitimler vererek, onları CFA sertifika sınavına hazırlar.
Uzmanlık eğitim programlarımız ise kurumların tespit ettiğimiz ihtiyaçlarına göre, üniversiteler, kolejler ve diğer uzman finansal kuruluşlarla işbirliği yaparak, hazırladığımız programlardır. Örneğin, konusunda, 20 yıldır arka arkaya dünyada bir numarada yer alan Babson Kolej işbirliği ile “Girişimcilik”; tüm CEO’ların tercih ettiği Harvard Üniversitesi Law School  işbirliği ile “Müzakere ve Pazarlık Teknikleri”; Tufts Üniversitesi, Fletcher Law School ile “Ticari Diplomasi” programları gibi. Gene aile şirketlerinde yönetimi devralacak olan 2. ya da 3. kuşak temsilcilerin kısa sürede iş hayatına adapte olmasını sağlamak amacıyla, Kuşaklararası Girişimcilik Transferi, Stratejik Müzakere ve Ticari Diplomasi konularında,
İstanbul Ticaret Üniversitesi, Babson, Harward ve Fletcher işbirliğiyle hazırlanan,“Veliaht Programı” da, bir diğer örnek. Bunların yanında, tamamen kurumlara özel ihtiyaçlar ve istekler tespit edilerek, hazırlanan özelleştirilmiş eğitim programlarımız da bulunmaktadır.

Bizimle Türkiye’nin ve finans sektörünün geleceğine ilişkin görüşlerinizi paylaşabilir misiniz?
Dünya Bankası’nın “Turkey’s Transitions” raporuna göre, uzun zamandır süregelen istikrarlı büyüme, Türkiye’yi yüksek gelir eşiğine getirmiştir. 1960 ve 2012 yılları arasında milli gelirin (GSMH) yıllık ortalama büyüme hızı %4,5 olarak gerçekleşmiştir. 2030-2050 yılları arasında Türkiye’nin dünyada en büyük on ekonomiden biri ve Avrupa’daki 2. en büyük ekonomi olacağına inanılmaktadır.
Türkiye, dünyadaki en hızlı kentleşen ülkeler arasında yer alarak, 2009 yılından bu yana, 5 milyon yeni iş imkanı yaratmıştır. Bununla birlikte orta sınıftaki nüfusu, %18’den %41’e yükseltmiştir. Türkiye’de, sektörler arası önemli bir kaynak akışı gerçekleşerek, kaynaklar, tarım sektöründen, endüstriyel sektörlere ve hizmetler sektörüne kaymaya başlamış ve bu durum da Türkiye’de toplam verimliliğin artmasına büyük katkı sağlamıştır. Türkiye’nin ulaşım, telekomünikasyon ve enerji konularında altyapı kalitesinin gelişimi de, uluslararası ortamdaki rekabetçi yapısının güçlenmesini sağlamıştır. ‘Dünya Ekonomi Forum’u Türkiye’yi, altyapı kalitesi en hızlı gelişen ülkeler arasına almıştır.
Türk finansal hizmetler sektörünün ise, son 30 yıllık dönemde geliştiğini ve hızla ilerlediğini ilgiyle izlemekteyim. Finans sektöründe yabancı sermayenin artışı ile finansal ürünler ve finansal kurumların sayısı artmış ve yeni istihdam fırsatları oluşmuştur. Ayrıca, sektörde faaliyet gösteren piyasalar, güçlü bir mevzuat altyapısına sahipler. Özellikle bankacılık sektörünün, yeniden yapılanan güçlü yapısıyla, küresel krizler karşısında, etkilenmeden kalmayı başarabilmesi, dikkate değer bir durum. En önemlisi de, Türkiye, OECD üyeleri arasında, 2008 yılından beri kamu fonlarını bankacılık sektörüne enjekte etmeyen tek ülke.
Ayrıca, Türk finans sektörünün en önemli bileşeninin, Türkiye’nin sahip olduğu genç iş gücü olduğu ve bu iş gücünün Avrupa’daki en genç ve en büyük iş gücü olduğu unutulmamalıdır. Türkiye’de nüfusun yarıdan çoğu,  24-54 yaş arasındadır ve bu durum, ülkeye ve finans sektörüne büyük bir avantaj sağlamaktadır. Ayrıca, Türkiye’nin, dünyada 15-24 yaş arasındaki nüfusta da, dünyadaki en büyük yüzdeye sahip ülkelerden biri olması, ülkenin potansiyel iş gücünün büyüklüğünü göstermektedir.
BDDK’ya göre Türkiye’de finansal piyasalarda yetkin iş gücü %6 büyümüş ve 224.000’e ulaşmıştır. Finans sektöründe çalışanların %89’u (201.000 kişi) bankacılık sektöründe, %5’i de (12.500 kişi) sigorta şirketlerinde çalışmaktadır. Ayrıca, 145 bin öğrenci her yıl finansla ilgili yükseköğrenim bölümlerinden mezun olmaktadır.
Türkiye sahip olduğu bu olumlu gelişmelerle, yüksek gelir seviyeli ülkeler durumuna gelebilmek ve bugüne kadar başardığı büyümeyi devam ettirebilmek için, daha fazla inovasyon ve güçlü kuruma ihtiyaç duymaktadır. İnovasyonu ve güçlü kurumları başarabilmek için, kaynak aktarımı ve özellikle işgücünün niteliğinin artırılması büyük önem taşımaktadır.

Peki GFN şube açmak için neden Türkiye’yi tercih etti?
Finans merkezlerini geliştirip rekabetçi bir yapıya kavuşturmak için çabalayan ülkelerin nitelikli ve yetenekli çalışanlara ihtiyacı hızla artmaktadır. Günümüzde, Dubai, Singapur, Hong Kong, Güney Afrika, Bahreyn, Katar ve Şanghay gibi finans merkezlerinde, yüksek nitelikli finansal çalışan ihtiyacı ve onların gelişimi çok önemli ve kritik bir konu haline gelmiştir. New Yok ve Londra gibi dünyanın lideri konumunda bulunan finans piyasalarında bile yetkin çalışanlara yönelik talep hızla artmaktadır. Deloitte tarafından yapılan bir çalışmada, finans merkezlerinin en önemli rekabet faktörlerinden birinin yetenekli çalışan olduğu saptanmıştır. Hükümetler ve finansal kurumlar da amaçlarına ulaşmak için eğitim programlarının önemini kavramış ve kaynaklarını ona göre yeniden dağıtmaya başlamıştır. Yüksek nitelikli eğitim programlarına olan talep ve ihtiyaç günümüzde oldukça fazladır.
2023 hedeflerinin parçası olarak, Türk hükümetinin prestij projesi olan İstanbul Uluslararası Finans Merkezi, İstanbul’u önce bölgesel sonra da küresel anlamda seçkin bir finans merkezi haline dönüştürmeyi amaçlamaktadır. Türkiye’nin de, küresel finans piyasalarının arasına girmeye aday olması, nitelik işgücüne olan ihtiyacını iyice belirginleştirmektedir.
Kısaca ifade etmek gerekirse; Türkiye’de sektörün gelişmesi ve iş imkânlarının ve zenginliğin artması, daha nitelikli profesyonel ve yönetici yetiştirmeye yönelik eğitim programlarına olan ihtiyacı da hızla artırmıştır.. İşte bizim Türkiye pazarında bulunmamızın ana sebepleri, ülkenizin ve özellikle finans sektörünüzün hızla gelişmesi ve iş imkânlarının ve zenginliğin artması olarak sıralanabilir. GFN Enstitü olarak, Türkiye’deki finans piyasalarının da, diğer faaliyet gösterdiğimiz ülkelerdeki finans sektörlerinde olduğu gibi, sunduğumuz geniş kapsamlı, profesyonel ve yönetici yetiştirmeye yönelik nitelikli eğitim programlarından yarar sağlayacağına inanıyoruz.

PATRICK FITZGERALD KİMDİR?
25 yıldır küresel finansal kurumlarda ve aynı zamanda bu kurumlardaki işgücünün eğitimi için, yönetici eğitimi ve profesyonel eğitimler üzerinde çalışıyorum. Küresel finans kurumlarında çalıştığı dönemde, Fidelity Investments ve Morgan Stanley şirketleri için yatırım ürünleri geliştirme ve yönetme gruplarını yönetti. Bunlara ilave olarak, dünyadaki sayısız üniversiteye, çeşitli eğitim kurumuna, şirketlere, düzenleyicilere ve kanun koyuculara, yeni programların ve yeni ürünlerin ve bunlara ilaveten stratejik ortaklıkların büyüme imkanları konusunda da danışmanlıklar yaptı. Bu kapsamda, 66 ülkede faaliyet gösteren, dünyanın en büyük şirketlerinden biri olan Pearson Ltd.’de, küresel finansal hizmetlerde faaliyet gösteren profesyonel eğitim bölümünü geliştirip büyüttü. Fitzgerald, “Retirement Income Industry Association”da bünyesindeki “Education Business Unit”te yönetim kurulu üyeliği de yapıyor, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde liderlik, girişimcilik ve aile şirketi araştırma merkezlerinin danışma kurulunda yer alan Fitzgerald, aynı üniversitede rektöre danışmanlık hizmeti de veriyor.

Yorum yazın