Deprem gerçeğine karşı sigorta bilincinin artması elzem

Deprem gerçeğine karşı sigorta bilincinin artması elzem

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin ardından 25 sene geçmesine rağmen bölgede deprem içerikli sigortalılık oranı henüz yeterli seviyeye ulaşabilmiş değil. Olası bir Marmara depreminin de gündemde olduğu bu dönemde sigortaya yönelik bilincin ve farkındalığın artması elzem.

Türkiye, aktif fay hatları üzerinde yer aldığı için tarih boyunca birçok büyük ve yıkıcı depreme maruz kaldı. Meydana gelen bu depremler, hem can kayıplarına hem de büyük hasarlara yol açtı. 27 Aralık 1939 Erzincan Depremi, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi, 12 Kasım 1999 Düzce Depremi, 23 Ekim 2011 Van Depremi, 24 Ocak 2020 Elazığ Depremi, 30 Ekim 2020 İzmir Depremi ve ‘yüzyılın felaketi’ olarak adlandırılan 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş depremleri, depremin ülkemizin acı bir gerçeği olduğunu ve her an bu felaketle karşı karşıya olduğumuzu bizlere gösterdi.

TÜRKİYE’DE GERÇEKLEŞEN BÜYÜK DEPREMLER

Türkiye, aktif fay hatları üzerinde yer aldığı için tarih boyunca birçok büyük ve yıkıcı depreme maruz kaldı. Bu depremler, hem can kayıplarına hem de büyük maddi hasarlara yol açtı. Türkiye’de gerçekleşen bazı büyük depremler ise şöyle:

  • 1939 Erzincan Depremi
  • Tarih: 27 Aralık 1939
  • Büyüklük: 7.9
  • Etki Alanı: Erzincan ve çevresi
  • Sonuçlar: Yaklaşık 30 bin kişinin hayatını kaybetti ve 100 binden fazla yapı yıkıldı.
  • 1999 Marmara Depremi
  • Tarih: 17 Ağustos 1999
  • Büyüklük: 7.4
  • Etki Alanı: Marmara Bölgesi, özellikle Kocaeli, Sakarya, İstanbul, Bolu, Yalova
  • Sonuçlar: Yaklaşık 17 bin kişinin hayatını kaybettiği, 250 binden fazla kişinin evsiz kaldığı bu depremde büyük ekonomik kayıplar yaşandı.
  • 1999 Düzce Depremi
  • Tarih: 12 Kasım 1999
  • Büyüklük: 7.2
  • Etki Alanı: Düzce ve çevresi
  • Sonuçlar: 800’den fazla kişinin hayatını kaybettiği ve 5 binden fazla kişinin yaralandığı bu deprem, İzmit Depremi’nin hemen ardından gerçekleşti ve bölgedeki yıkımı artırdı.
  • 2011 Van Depremi
  • Tarih: 23 Ekim 2011
  • Büyüklük: 7.1
  • Etki Alanı: Van ve çevresi
  • Sonuçlar: 600’den fazla kişinin hayatını kaybettiği ve 4 binden fazla kişinin yaralandığı bu deprem, Van ilinde büyük yıkıma neden oldu.
  • 2020 Elazığ Depremi
  • Tarih: 24 Ocak 2020
  • Büyüklük: 6.8
  • Etki Alanı: Elazığ ve Malatya
  • Sonuçlar: 41 kişinin hayatını kaybettiği ve bin 600’den fazla kişinin yaralandığı bu deprem, bölgede önemli hasara yol açtı.
  • 2020 İzmir Depremi
  • Tarih: 30 Ekim 2020
  • Büyüklük: 6,6
  • Etki Alanı: Ege Denizi çevresi
  • Sonuçlar: 117 kişi hayatını kaybetti ve bin 53 kişi yaralandı.
  • 2023 Kahramanmaraş Depremi
  • Tarih: 6 Şubat 2023
  • Büyüklük: 7.7
  • Etki Alanı: Kahramanmaraş, Adana, Gaziantep, Hatay, Diyarbakır, Şanlıurfa, Malatya, Osmaniye, Adıyaman, Kilis, Elazığ
  • Sonuçlar: 53 bin 537 kişi hayatını kaybetti ve 122 binden fazla kişi yaralandı. Depremlerin ardından büyüklüğü 6,7 Mw’e kadar varan 45 binden fazla artçı sarsıntı gerçekleşti. Depremden etkilenen illerde 3 ay olağanüstü hâl ilan edildi ve birçok bina kullanılamaz hale geldi.
  • Türkiye’de gerçekleşen bu büyük depremler, ülkenin deprem riskinin ne kadar yüksek olduğunu ve bu riskle başa çıkmak için alınacak önlemlerin önemini ortaya koyuyor. Bu noktada deprem bilincinin artırılması, yapısal güçlendirme çalışmaları, kentsel dönüşüm projeleri ve Zorunlu Deprem Sigortası’nın yaygınlaştırılması, bu tür felaketlerin yıkıcı etkilerini en aza indirmek için kritik bir öneme sahip. Deprem gerçeğine karşı her an hazırlıklı olmak ve gerekli tedbirleri almak depremlerin olası zararlarını minimize etmek açısından büyük önem taşıyor.

Yaşanan bu acı felaketlerden sonra sigorta yaptırmanın önemini ve sektörün hayatın hızla normale dönme sürecindeki rolünü gördük. Depremin ve deprem sonucu meydana gelen yangın, infilak, tsunami ve yer kaymasının binalarda yol açacağı maddi zararları teminat altına alan Zorunlu Deprem Sigortası (ZDS), Türkiye’de her konutun yaptırması zorunlu olan bir sigorta türü olarak karşımıza çıksa da, sigortalılık oranı henüz %100’e ulaşmadı. Deprem felaketinin yol açabileceği maddi kayıpları en aza indirmenin en etkili yollarından biri olan sigorta, hayatın normale dönmesine büyük bir katkı sağlıyor.

MARMARA’DA SİGORTALILIK ORANI %64

17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin ardından 25 sene geçmesine rağmen bölgede sigortalılık oranında henüz yeterli seviyeye ulaşılabilmiş değil. Depremden geçen 25 seneye rağmen bölgede sigortalılık oranı sadece %64,30. Bölgeyi il bazında değerlendirecek olursak; İstanbul %62,90, Bursa %58,40, Kocaeli %68,50, Tekirdağ %80,10, Balıkesir %62,30, Sakarya %81,50, Çanakkale %64,60, Yalova %84,90, Edirne %59,10, Kırklareli %55,40, Bilecik %48,60 seviyesinde sigortalılık oranına sahip.

İLLERKONUT SAYISISİGORTALI KONUT SAYISISİGORTALILIK ORANI
İSTANBUL4.153.0002.612.270%62,90
BURSA754.000440.605%58,40
KOCAELİ481.000329.402%68,50
TEKİRDAĞ318.000254.876%80,10
BALIKESİR377.000234.946%62,30
SAKARYA240.000195.577%81,50
ÇANAKKALE151.00097.517%64,60
YALOVA93.00078.926%84,90
EDİRNE111.00065.607%59,10
KIRKLARELİ102.00056.520%55,40
BİLECİK60.00029.136%48,60
TOPLAM6.840.0004.395.382%64,30
Marmara Bölgesi’nde il bazında yürürlükteki poliçeler

2028’DE ZDS’Lİ KONUT VE İŞ YERİ SAYISI 15,2 MİLYONA ULAŞACAK

Kahramanmaraş Depremi’nden sonra tüm Türkiye’nin gündemine oturan Olası Marmara Depremi’ne yönelik alınacak tedbirler de 2024-2028 dönemini kapsayan 12. Kalkınma Planı’nda yer aldı. Yerleşim yerlerinin ve toplumun afetlere karşı dirençliliğinin artırılması, afet risk ve zararlarının azaltılarak can ve mal kayıplarının asgari düzeye indirilmesi, afet yönetiminin tüm süreçlerinin etkin yürütülmesi, toplumun ve tüm kuruluşların afet farkındalığının artırılmasını amaçlayan plana göre,

  • – Olası bir deprem sonrasında can ve mal kaybının en az seviyede tutulabilmesi için Marmara Bölgesi’nde gerekli risk azaltma çalışmalarına devam edilecek.
  • – Marmara Bölgesi’ndeki kritik altyapı tesislerinin afetlere karşı dayanıklılığı artırılacak.
  • – Marmara Bölgesi’nde afet ve acil durumlarda kullanılması planlanan geçici barınma alanlarının kapasitelerinin artırılması ve gerekli sosyal donatılarının tamamlanması sağlanacak.
  • Plan kapsamındaki afet yönetimi hedeflerine göre, 2028’de Zorunlu Deprem Sigortası’na sahip konut ve iş yeri sayısının 15,2 milyona ulaşması bekleniyor. Şu anki verilere baktığımızda, 20 milyon konutun bulunduğu Türkiye genelinde, 11,2 milyon konut ve işyeri Zorunlu Deprem Sigortası’na sahip.

DEPREME KARŞI GEREKLİ ÖNLEMLER ALINMALI

Olası bir Marmara depreminin de gündemde olduğu bu dönemde, depremin yaratacağı hasara karşı en güçlü finansal önlemlerden olan Zorunlu Deprem Sigortası’nı yaptırmak acil bir gereklilik. Özellikle şehrin nüfus yoğunluğu ve şehirdeki yoğun yapılaşma olası bir depremde İstanbul için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Marmara Denizi’nin altından geçen Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın İstanbul’a yakın bir kısmında büyük bir depremin gerçekleşmesi, şehirde geniş çaplı hasara ve büyük bir insani krize yol açabilir. Bu noktada kentsel dönüşüm projelerinin hızlandırılması, sigorta bilincinin artırılması, yapısal güçlendirme çalışmalarının yapılması ve acil durum planlarının etkin bir şekilde uygulanması gerekiyor. Her birey, bu olası felakete karşı hazırlıklı olmalı ve gerekli önlemleri almalı.

İSTANBUL’DA 2,6 MİLYON KONUT SİGORTALI

2 milyon 610 bin konutun sigortalı olduğu İstanbul’un ilçelerindeki sigortalı konut sayısına bakacak olursak; 27 bin binanın bulunduğu Beyoğlu’nda 40 bin konut Zorunlu Deprem Sigortası’na sahip. 25 bin binanın bulunduğu Kadıköy’de Zorunlu Deprem Sigortalı konut sayısı 147 bin. Diğer bazı ilçelere bakacak olursak; 27 bin binanın bulunduğu Ataşehir’de 74 bin konut, 16 bin binanın bulunduğu Beşiktaş’ta 58 bin konut, 34 bin binanın bulunduğu Eyüp’te 74 bin konut, 20 bin binanın bulunduğu Şişli’de 76 bin konut, 52 bin binanın bulunduğu Ümraniye’de 110 bin konut, 23 bin binanın bulunduğu Bahçelievler’de 92 bin konut, 30 bin binanın bulunduğu Kartal’da 87 bin konut, 41 bin binanın bulunduğu Üsküdar’da 83 bin konut, 27 bin binanın bulunduğu Avcılar’da 70 bin konut Zorunlu Deprem Sigortası’na sahip.

‘KAHRAMANMARAŞ DEPREMLERİ SONRASI HAYAT SİGORTASINA YÖNELİK FARKINDALIK ARTTI’

Ani ve beklenmedik şekilde meydana gelen depremler; ne yazık ki ciddi can kayıplarına, yaralanmalara ve ekonomik zararlara yol açıyor. Deprem gibi büyük felaketlerin sonucu sadece maddi hasarlarla sınırlı kalmıyor. Maalesef bu tür büyük afetler, insanların hayatlarını kaybetmesine de neden oluyor.  Bu noktada, hayat sigortası, deprem gibi felaketlerde bireylerin ve ailelerinin ekonomik güvence altına alınmasında büyük bir rol oynuyor. 2023 yılınn başında ülkemizde meydana gelen, 50 binden fazla vatandaşımızın hayatını kaybettiği ve 120 binden fazla kişinin yaralandığı Kahramanmaraş depremleri sonrasında, bireylerin kendilerini ve ailelerini finansal anlamda korumak için hayat sigortası ürünlerine yönelik ilginin arttığı gözlemleniyor.


Kahramanmaraş Depremi sonrası hayat sigortalarına yönelik gösterilen ilgi hakkında görüşlerini aldığımız Allianz Türkiye Hayat ve Emeklilik Genel Müdür Yardımcısı Fisun Koç Doğan, “Cumhuriyet tarihimizin en ağır felaketi olan 6 Şubat depremleri, büyük bir yıkıma ve can kaybına yol açarak hepimizi derinden sarstı. Dünyanın en önemli deprem kuşaklarından birinde yer alan ülkemizde, deprem dirençli bir yaşam inşa etmenin hayati önemini bir kez daha hatırladık. Depremde kaybettiklerimizin acısını silmemiz mümkün değil. Bununla birlikte, yaraların sarılabilmesi ve depremzedelerin hayatlarını yeniden kurabilmeleri için ortaya çıkan maddi hasarın ve kayıpların karşılanması büyük önem taşıyor. 6 Şubat depremlerinden sonra bu konudaki farkındalığın arttığını, farklı tüketici profillerinde hayat sigortasının önemine dair bilincin arttığını gözlemiyoruz. Özellikle de ebeveynlerin çocuklarının geleceğine yönelik endişelerinin belirgin şekilde öne çıktığını ve hayat sigortasına ilgi gösterdiklerini söyleyebiliriz. TSB verilerine göre depremden etkilenen illerde hayat branşında gerçekleşen hasar yaklaşık 858 milyon lira olarak kaydedildi” ifadelerine yer verdi.

DEPREM GERÇEĞİNE KARŞI KENTSEL DÖNÜŞÜM ÖNEMLİ BİR FAKTÖR

Uzmanlar, İstanbul’da 2030 yılına kadar 7 büyüklüğündeki bir depremin olma olasılığının %64 olduğunu ve İstanbul için beklenen olası depremde 100 bini aşkın evin yıkılabileceğini söylüyor. Deprem sonrası 6 milyon kişinin evsiz kalması, mali kaybın ise 120 milyar lira seviyelerinde gerçekleşmesi öngörülüyor. Bu risklerin azaltılması için ise yapı stoğunun depreme dayanıklılığının artırılması, daha katı denetimler ve yapı standartlarının iyileştirilmesi, altyapının depreme dayanıklı hale getirilmesi, halkın bilinçlendirilmesi büyük önem taşıyor.

Kentsel dönüşüm, özellikle deprem riski yüksek bölgelerde güvenli, modern ve yaşanabilir şehirler oluşturmanın en etkili yollarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Kentsel dönüşüm projelerinin başarılı bir şekilde tamamlanması ve projelerin tüm paydaşlarına güvence sağlaması da büyük önem taşıyor. Bu noktada Bina Tamamlama Sigortası, kentsel dönüşüm süreçlerinin güvenli ve planlandığı gibi tamamlanmasını sağlayan önemli bir enstrüman olarak öne çıkıyor. Bina Tamamlama Sigortası, kentsel dönüşüm projelerinin tamamlanması durumunda güvence sağlıyor. Bu ürün, müteahhitin iflas etmesi, projeyi tamamlayamaması veya projeyi belirlenen sürede teslim edememesi gibi risklere karşı koruma sağlıyor.

Yorum yazın