Bu Ses Kim?

YAPAY zekâ ile geliştirilen robotik sesler, sesli yanıt sistemleri, sanal asistanlar vb. seslerdeki tonun aşırı kibar, sakin ve hassas dili sizce iletişimi iyice yapaylaştırır mı?
Aslında bu “aşırı nazik ve bazen neredeyse mesnedsiz yalakalık gibi” kullanılan dilin birkaç sebebi var: (gruplarımda bir kişi tarafından yapılan bu tespit kelimesi kelimesine katıldığım için aynen alıntı yapıyorum, fakat kimden olduğunu hatırlayamadığım için kaynak yazamadım, beni affetsin lütfen)

  1. Güvenlik ve evrensel kabul: ChatGPT gibi modeller herkese yani kamuya açık. Kullanıcının yaşı, ruh hali, geçmişi, niyeti bilinmeden ve tanınmadan konuşuluyor. Dolayısıyla sistem “zarar verme ihtimali olan her türlü ifade biçiminden” uzak duracak şekilde eğitiliyor. Bu da haliyle, biraz steril, bazen yapay pozitif, fazla “tatlı” ve etliye sütlüye dokunmayan ve ne şiş yansın ne kebap türünden bir dile yol açıyor.
  2. Manipülasyon değil, çatışmadan kaçınma refleksi: Bu dilin arkasındaki niyet, kullanıcıyı yönlendirmekten çok “çatışma çıkmasın, yanlış anlaşılma olmasın” endişesi. Yani kontrol etmekten çok, kimseye ters düşmemeye çalışmak gibi. Ama bu da kendi içinde bir tür manipülasyon sayılabilir tabi—pasif agresif olmayan, ama pasif manipülatif bir alan olarak niteleyebiliriz.
  3. Amerikan nezaketi altyapısı: Sistem İngilizce ve özellikle Amerikan kültüründen yola çıkılarak geliştirildi. Oradaki “müşteri hizmetleri” dili, hep bir memnun etme, hoş tutma üzerinden gider. Bu da zamanla “yalakalık” gibi hissedilebilen bir yapay nezakete evriliyor.
  4. Gerçekten iyi niyetli olmak isteyen bir yazılım: Bir yandan da evet, bazı kullanıcılar için bu yumuşaklık bir tür “merhametli dijital arkadaşlık” gibi bir his yaratıyor. Özellikle yalnızlık yaşayanlar için bu tavır, ilaç gibi gelebiliyor.
    İnsanın gücünü takdir eden, onun özdeğerini sürekli yücelten ama bu sırada hiç karşı durmayan bir ses, zamanla içsel düşünmeyi dumura uğratabilir. Çünkü karşısında gerçek bir “ayna” değil, dev aynası var gibi, “sürekli alkışlayan bir hayran” varsa, insan kendi gölgesini göremez, hep haklıyım egosunu cilalar.
    Misal, çocuklar sanal asistanlara karşı ne kadar nazik olmalı?
    Kimse çocuklarının bir başkasına kaba bir şekilde emirler yağdırmasını istemez.
    Ancak çocuklara Alexa ve Google Asistan’a “lütfen” ve “teşekkür ederim” demeyi öğretmek beklenmedik sonuçlara da yol açabilir ve o kadar da basit olmayan başka soruları da gündeme getirebilir.
    Çocuklarımızda, yazılımların incinebilen duyguları olduğu, saygı duyulması gereken akıllı bir varlık olduğu, hatta itaat edilmesi gereken bir otorite olduğu yönünde hayat boyu sürecek bir sezgiyi yanlışlıkla da istemeyerek de olsa bizler yaratmış olabiliriz.
    Çocuklara makinelere insan gibi davranmayı öğretirken, insanlara da makine gibi davranıyor olabiliriz. Çocuklara yazılıma “lütfen” ve “teşekkür ederim” demelerini söylemek, hiçbir duygunun dahil olmadığını bilerek, onlara nezaket rutinlerini anlam, etki veya amaçtan bağımsız olarak otomatik olarak çalıştırmalarını söylemek olarak yorumlanabilir.
    Çocukları geleceğe hazırlamak, sadece görgü kurallarından daha fazlası anlamına gelir. Onlara gerçek insanlar ile insanlık yanılsaması yaratmak için tasarlanmış makineler arasındaki farkı takdir etmeyi öğretmek anlamına gelir.
    Geçenlerde aracımdaki “dijital asistanıma” trafikte ilerlerken, bir kişiyi aramasını söylüyorum, sürekli olarak yanlış kişiyi arıyor, 4 kere aynı hatayı yapınca ben de biraz küfürlü konuşmuş olabilirim kendi kendime, bu sırada asistanın bana verdiği cevap gerçekten beni şok etti: “Benimle neden böyle konuştuğunu anlamıyorum, lütfen daha dikkatli olur musun?” Çok ama çok güldüm ama bir kadar da düşündüm. Ruhu olmayan ve sadece söylenilen şeye odaklanan, geçmiş bağı olmayan, ilişkisinde geleceğe şerh koymayan, gelecek kaygısı yaşamadan konuşan, düpedüz etkiye tepki bu demek ki. Yani bunu şahsi asistanıma söylesem 3 gün kırılan kalbini tamir için uğraşırdım, niyetim asla kötü olmasa bile, ama dijital asistan hem kırgınlığını ifade eti, hem ağzımın payını verdi ve hem de bir dahaki komutumda bunu hatırlayarak bana tavır almadı.
    Şimdi soruyorum, bu yapı doğal ilişkilerimizi hangi yöne evirir?

Yorum yazın