Bir yaşam çizgisi “66 yıl”

YAŞAM süresi için aktüerler PMF tablolarında 66 yılı esas olarak alırlar. Antibiyotiklerin çıkması, refahın artması, yaşam kalitesinin yükselmesi, yaşamımızı kolaylaştıran teknolojik gelişmeler sonrasında bu süre 76’ya çıktı. Bu nedenle aktüerler yaklaşık 20 yıldır yaşam süresini 76 olarak alıyorlar.

66 yıl bizim kuşakların yaş sınıfına denk geliyor. 66 yıl hem uzun hem kısa bir süre. Sosyolojik olarak 66 yıl çok kısa bir süre….Ancak, şöyle geriye doğru baktığımda 66 yılda dünya siyasal coğrafyası değişirken, sistemler yıkıldı, ülkeler ortadan kalktı, yeni ülkeler kuruldu, teknolojide özellikle bilişim ve iletişimde öylesine büyük dönüşümler oldu ki burada yazmakla bitmez. Gençliğimizde bilimkurgu olan bazı şeylerin hayatımızın olağan bir parçası olması artık şaşırtıcı değil. İnternet ortaya çıkınca Alaattin’in sihirli lambasını bulmuş olduk.

Sigortacı olarak 66 yıllık süreye ben 1982 yılında TAM Sigorta’da işe başlayarak adım atmışım. İlk işe başladığımda tüm sigorta şirketlerinin isimleri bize aşinaydı. Çocukluğumuzdan beri gazetelerde reklamlarda gördüğümüz şirketlerdi. Hatta 1983 yılında Milli Reasürans’ın Sirkeci Türkiye Han’daki Sigorta Enstitüsüne başladığımda oraya gelen sigortacılar ile tanışıklığım ile nerede ise sektörün büyük kısmını tanımış oldum. Tüm şirketlerin genel müdürleri, yardımcıları herkes tarafından bilinirdi. Açıkçası şu an biri bana “sigorta şirketlerinin isimlerini say” dese kem küm ederim.

Hal ve vaziyet böyle iken Özallı yıllarda başlayan liberalizm rüzgarları ile bir de baktık ki milli şirketlerin tamamına yakını yabancı sermayenin sahipliğine geçti. Bununla da kalmadı 80’li 90’lı yıllarda kurulan yeni bankalar kendi sigorta şirketlerini kurunca sigorta şirketlerinin sayısı hızla arttı. Yaşam süremiz içinde yeni kurulan sigorta şirketleri yine finans sektöründe yaşanan travma nedeni ile tek tek kapanmaya başladı.

Sizi anlayacağınız aktüerlerin esas aldığı 66 yıllık ömür süresi içinde kendi sektörümüzde ne çok şeye şahit olduk. Eskiler hatta çok eskiler, yeniler hatta çok yeniler, kapananlar açılanlar, bırakın yöneticilerin adını bilmeyi sigorta şirketlerinin adını bile bilemez olduk.

Neyse biz yine Cumhuriyetimizin ilanından sonra 66 yıllık aktüerya yaşam süreci içinde kurulan şirketlere bakalım. 1942 yılına geldiğimizde 31 şirketin faaliyette bulunduğu sigorta sektöründe 7 sigorta şirketinin kapitali Türk sermayedarlara aittir.

Bu şirketler arasında gururla ifade etmeliyiz ki Mustafa Kemal’in direktifleri ile 1925 yılında kurulan Anadolu ve Ankara Sigorta (1936) halen faaliyetlerini sürdürmekte ise de yukarıda da yazdığımız gibi liberal rüzgarların etkisi ve ekonomik bunalımlar sonucu Doğan, Güven, İstanbul Umum, İttihadi Milli, Şark Sigorta gibi şirketler tarihin sayfaları arasında kaybolup gitti.

Ben bu şirketlerin faaliyet gösterdiği dönemde çalıştığım için kendimi ayrıcalıklı hissediyorum. Tabii ki yeri gelmişken Türk gençlerini eğiterek milli sigorta şirketlerinin yönetiminde yer almalarını sağlayan Rabbani Fehmi Tunaman’ı da saygı ile anmak gerek.

Aslında Balkan harbi, Birinci cihan savaşı, Çanakkale ve Kurtuluş Savaşında nerede ise iki kuşak eğitimli gençlerini kaybeden Türk ulusunun hem bankacılıkta hem de sigortacılıkta gençlerini kısa sürede yetiştirip şirketlerin yönetiminde görev vermek takdire şayan bir süreçtir.

Nerede ise yok sayılacak imkanlar ile bu zorlu eğitim sürecinde yer alan ve sigortacılığı çok iyi bilen azınlık vatandaşlarımızın emeklerini de bu noktada ifade etmek gerekiyor. Daha doğrusu bu zorlu süreçte yer alan efsane isimleri bu köşede anmak için ayrı bir yazıyı kaleme almak benim için zorunlu bir görev oldu…. Ne de olsa 66 yıllık yaşam çizgisi kuşağındanım.


TİMUÇİN ALPAY
timucinalpay@gmail.com

Yorum yazın