Bir Insurtech Festivali: DIA Amsterdam

Bir Insurtech Festivali: DIA Amsterdam

Global sigorta sektöründe inovasyon, dijitalleşme ve teknolojik girişim dünyasının buluşma noktası olmayı hedefleyen Digital Insurance Agenda (DIA), bu amacına ulaşmış görünüyor.

16-17 Mayıs tarihlerinde Amsterdam’da düzenlenen, Sigortacı Gazetesi’nin de medya sponsoru olduğu etkinlikte, 50 ülkeden 1200 katılımcı bir araya geldi.

Sadece sigorta özeline odaklanan en büyük global etkinlik olan DIA Amsterdam, tam bir insurtech festivali tadında geçti. Bu iki gün içerisinde global gelişmeleri takip etme, farklı paydaşlarla tanışma, ilham verici konuşmaları dinleme ve en önemlisi de 50 insurtech girişimi sahnede izleme fırsatı bulduk. Bu ay sayfalarımızda, yerinde takip ettiğimiz bu etkinlikten izlenimler, notlar ve öne çıkan mesajları paylaşacağız. 

50 INSURTECH SAHNEYE ÇIKTI

Gelen 300 başvuru arasından özenle seçilmiş 50 insurtech girişim, iki güne yayılan oturumlarda sahnede 10’ar dakikalık tanıtım yaptılar. Ayrıca, etkinlik alanına yayılmış stantlarda gün boyu bu girişimcilerle tanışma, sohbet etme ve bilgi alma fırsatı vardı. 

Seçilen şirketlerin tamamı, ürününü piyasaya sunmuş, faaliyete başlamış girişimlerdi. 

Etkinliğin bir diğer özelliği de, sahnede power point presentasyona izin verilmemesiydi. 50 girişimci kısaca hikayelerini anlattıktan sonra, sahnede gerçek zamanlı olarak ürünlerini tanıttılar. 

Bu sunumlar esnasında doğal olarak, blockchain, yapay zeka, makine öğrenimi, nesnelerin interneti gibi teknolojiler sık sık karşımıza çıktı. 

Bir diğer önemli gözlem de, insurtech girişimlerin sadece müşteriye dokunan ürün ve satış alanına değil, sigorta değer zincirinin çok farklı noktalarına çözüm üretmeleriydi. 

Öne çıkan alanlar ise şöyleydi:

– Sağlık ve hayat sigortası,

– Telematikler ve oto sigortaları,

– Hasar operasyonları ve suistimal,

– IaaS (Insurance as a Service) tabanlı çözümler,

– Satış ekipleri ve acente saha yönetimi.

Sahnede sunum yapan girişimlerin listesine www.digitalinsuranceagenda.com adresinden ulaşabilirsiniz.

İLHAM VEREN KONUŞMALAR

Insurtech sunumlarının yapıldığı oturumlar arasında 6 adet “keynote” konuşma ve bir panel gerçekleşti. 

Özellikle Hyperloop Başkanı Bibop Gresta’nın sunumu dikkat çekiciydi. Ulaşım ve taşımacılık sektörünü yeniden tasarlama hayaliyle çıktıkları yolculuğun hikayesini paylaştı. Önemli mesajlardan birisi de, ortak bir hayale inananların bir araya gelmelerinin günümüzde artık çok daha mümkün ve kolay olduğuydu. Hyperloop projesinin hayalini kurduklarında, ihtiyaç duyulan birçok teknolojiye sahip olmadıklarını, ama yaptıkları davete, dünyanın farklı yerlerinde bu teknolojilere sahip olanların hemen ilgi gösterdiğini paylaştı. Sonuçta, 40’tan fazla şirketle kurulan stratejik ortaklıkla, Hyperloop’un 6 kıtada 50’den fazla ekibin birlikte çalıştığı ortak bir projeye dönüştüğünü söyledi.

Ayrıca, Japonya’dan bir başarı hikayesi olarak büyüyen Rakuten’in hikayesi de ilgi çekiciydi. Rakuten Capital ortağı Oskar Mielczarek yaptığı konuşmada, “bir kulüpten daha fazlası” sloganını kullanan Barcelona ile yaptıkları işbirliğini örnek göstererek, aslında olayın bir teknolojiden çok fazlası olduğunun altını çizdi. Özellikle de ekosistem ve platform kavramlarının önemine değindi.

Bought by Many Kurucusu Steven Mendel konuşmasında, insan öğesinin oynadığı rolü anlattı.
İnsanın, teknoloji tarafından desteklenen bir güce kavuştuğunda ne kadar etkin bir rol oynayacağını aktardı.

GLOBAL YAKLAŞIM ÖNEMLİ

Etkinlikteki 1200 katılımcı, 50 farklı ülkeden gelmişti. 

Sahnede tanıtım yapan 50 insurtech girişim ise, 26 farklı ülkedendi. Elbette ABD, İngiltere, Almanya gibi ülkelerden çok sayıda girişim olmakla birlikte, bu 50 insurtech arasında Polonya, Slovenya, Hırvatistan, Estonya’dan da girişimler vardı. Ayrıca, Japonya, Çin, Singapur, Hong Kong gibi Uzak Doğu ülkelerinden de temsilciler vardı. 

Yapılan konuşma ve tanıtımlarda, global piyasalara ulaşma kolaylığı ile bu yönde kurulan ekosistem ve platformların etkisinin altı hep çizildi.  

Bizdeki insurtech sayısının azlığının en önemli sebeplerinden biri olarak, ülkemizdeki sigorta farkındalığı ve ilgisinin düşük olması gösteriliyor. 

Bu görüşe karşı yanıt ise çok net; sigortacılık ve startup ekosistemi global bir olgu, insurtech girişimler mutlaka global pazarları dikkate alarak yola çıkmalı ve sadece bizim piyasamızı değil, daha büyük resmi düşünmeli.

EKOSİSTEM VE PLATFORMLARIN GÜCÜ ARTIYOR

Konuşmacılar ve panelistlerin vurguladığı bir diğer konu da tek bir şirketin değer zincirinin tüm halkalarında optimum çözümü sağlama gücüne sahip olmadığı ve bu yüzden, diğer şirketler, girişimciler ve hatta rakipleriyle işbirliği fırsatlarına açık olma zorunluğu oldu.

Bu fırsatları sağlayan ekosistem ve platformların oynadığı rol ve öneme dikkat çekildi.

Yıkıcı rekabet yerine, ekosistem, platform ve işbirliği teması ön plana çıktı. Sigorta sektörünün bu noktada, insurtech girişimleri risk ve tehdit olarak değil, işbirliği modelleri için fırsat olarak görmesi de önemli. 

Ayrıca, insurtech girişimlerin de kendi aralarında birlikte çalışmaya açık olması gerektiği belirtildi. 

Bir diğer gözlemim de, ana oyuncuların
satın alma, yatırım yapma, stratejik ortaklık kurma gibi farklı yöntemlerle, ihtiyaç duydukları alanlardaki girişimleri bünyelerine katarak, değer zincirinin tüm halkalarına yönelik bir platform oluşturmaya çalışması. 

ÖNE ÇIKAN MESAJLAR

* Müşteri problemleri ve ihtiyaçlarına yönelik inovatif ve yaratıcı çözümleri hızlı bir şekilde hayata geçirme noktasında insurtech girişimlerin sunduğu imkanlardan optimum fayda sağlanmalı.

* Sigorta değer zincirinin tüm halkaları dijitalleşiyor. Insurtech girişimler, sadece müşteriye dokunan satış alanına değil, sigorta değer zincirinin tüm halkalarına optimum çözümler sunma noktasında şirketlere önemli fırsatlar sunuyor.

* Değer zincirinin tüm halkalarına tek başına en mükemmel çözümü sunmaya çalışan şirketlerin başarıya ulaşması mümkün değil. Bunun yerine, kendi alanına odaklanan ve mükemmel çözümler üreten insurtech girişimlerle işbirliği ortamı yaratan ve ortak platformları hayata geçiren şirketler ön plana çıkacak.

* Insurtech girişimler, mevcut oyuncuları ve düzeni yıkan yapılar yerine, daha çok B2B ve B2B2C modellerle, şirketlere ve şirketler üzerinden müşterilere değer yaratan çözümler üzerinde yoğunlaşıyor.

* Başarıya götüren yolu salt teknoloji eksenli tasarlama hatasına düşmeyip, insan davranışı ve müşteri ihtiyaçlarını mutlaka odağa yerleştirmek gerekiyor.

* Sigortacılık ürünlerinin, bireysel ve kurumsal müşterilerin yaşam döngüsündeki birçok noktaya entegre olması nedeniyle, sigorta şirketleri ve girişimciler sigorta alanının ötesinde düşünerek, daha geniş bir ekosistemin ve platformun parçası olmaya açık olmalı.

Okan Utkueri – okanutkueri@gmail.com / Ali Erhan Tamer – ali@botudio.com

Yorum yazın