Biofabrikasyon

İLERİ biyolojik sistemler (yapay doku/organlar vb.), medikal terapötik ürünler ve tıbbi olmayan biyolojik sistemlerin fabrikasyonuna verilen genel addır.

Günümüzde adı pek fazla duyulmayan; fakat çok yakın bir geleceğimizde sık sık kullanılması ve yaygınlaşması beklenen yeni bir dönem yaratabilecek, kulağa olan dışı gelen, fakat gayet mümkün olan ve şu anda denemeleri yapılmış olan bir bilim tekniğinden bahsetmek istiyorum.

Bu tekniğin insanların hakiki hayvan derisi için kullanımı ve hayvan katliamının önüne geçmekte kullanılacak, yayıldıktan sonra çok da faydalı olacak müstesna bir yönü var. Hücreyi çoğaltarak doku, organ gibi biyolojik ürünler üretilmesi için kullanılan bu teknik, yavaş yavaş tıpta hak ettiği yeri almaya başladı bile. Bu yöntemle hücre kendini yeniliyor, çoğaltıyor hatta yeni vücut parçaları oluşumunu sağlıyor.

Biyofabrikasyon, yapay ama hakiki et ve deri üretimiyle insanlar tarafından sonu gelecek bir hayvan neslini de kurtarabilir. Üstelik biyofabrikasyon tekniğiyle, et ve deriler steril laboratuvar özelliğinde fabrikalarda oluşturuluyor. Biyofabrikasyonun ilk basamağı basit bir biyopsiyle hayvanlardan alınan hücrenin izole edilmesidir. Hücrelerin çoğalmasıyla milyonlar milyarlara dönüşüyor. Tıpkı virüslerin çoğaldığı gibi. Deri ve et üretimi, daha sonra biyofabrikasyon işlemiyle daha az hayvan zarar görmüş, öldürülmemiş şekilde doğal halini alır. Hücreler manipüle edilip hücreler arasında doğal bir bağ olan kolajen üretimi sağlanır. Hücreler ve kolajenler daha kalın katmanlar oluşturmak için şekil tabakalarına yayılır ve hayvan hücresi olgunlaştırmaya bırakılır. En sonuncu aşamada ise deri üretiminde kullanılan daha az kimyasal ve daha çok insancıl yöntemlerle olgunlaşan deri hücresinin pH’ının homojen olarak bazifikasyon işlemi yapılması ve bu sayede derinin bozulmaz hale getirilmesi sağlanır. Böylece biyofabrikasyon tekniği ile hücre çoğalır ve hiçbir hayvan kurban edilmeden gerçek endüstriyel deri oluşturulur.

Hatta bu konuda bir dernek bile var ; Uluslararası Biyofabrikasyon Derneği (ISBF), 2010 yılında kuruldu ve Biyofabrikasyon konusunda araştırma, geliştirme, eğitim, öğretim ve tıbbi ve klinik uygulamalarını destekleyen bilimsel ve profesyonel bir topluluktur. ISBF uluslararası Biyofabrikasyon topluluğunu temsil eder ve yıllık Biyofabrikasyon Konferanslarını düzenler.

Board Members

ABD’de bulunan Pittsburgh Üniversitesi’nden bilim insanları, cilt hücrelerinden minyatür insan karaciğerleri oluşturmayı başardılar bile . Araştırmacılara göre söz konusu yöntem, organ ve doku nakil listelerinde yıllarca bekleyen hastalar için yeni bir umut kapısı olabilir.Cildin bir hücresinden tamamen fonksiyonel olan bütün bir organ yapılabiliyor, ne kadar muhteşem değil mi ?

ABD’de şu anda yaklaşık 17 bin kişi karaciğer nakli bekliyor. Bu sayı vefat eden bağışçılar tarafından bağışlanan miktarın çok üzerinde. Bu da organ yetmezliği sorunu yaşayan hastaların çok uzun süreler bekleme listelerinde kalmasına, hatta birçoğunun bu süre zarfında hayatını kaybetmesine neden oluyor. Öte yandan bağışlanan organlar her zaman alıcı ile uyumluluk da göstermeyebiliyor.

Son yıllarda çok önemli gelişmelere sahne olan biyofabrikasyon teknolojisi, organ talebini karşılamaya, nakil sürecini hızlandırmaya ve maliyetleri düşürmeye yardımcı olabilir. Teknoloji aynı zamanda işlevini yitirmiş karaciğerlere fonksiyonel bir destek sağlayarak nakil bekleyen hastalara zaman kazandırabilir.

Dr. Ayşegül Çoruhlu: “Gılgamış’tan beri yaşlanmayı durduran mucizevi iksiri arıyoruz. Eskiden bir fantezi olan bu talebi gerçekleştirmek artık hayalden öte gerçeğe çok yakın. Bilim insanları ve fütüristik öngörüler yaşlanmanın durdurulacağı zamanı 2030 olarak öngörüyor. Bu öngörünün arkasında tamamen bilim var. Hatta bu öngörünün bir adı var: Longevity escape velocity, anlamı yaşlanma hızının takvim yaşımızdan daha yavaş ilerleyeceği tarih.”

Evet haydi bakalım 2030’a kadar kendimize iyi bakalım, sonrası tufan değil, ölümsüzlük imiş.

Yorum yazın