Bina Tamamlama Sigortası kentsel dönüşüme en büyük desteği verecek

Bina Tamamlama Sigortası kentsel dönüşüme en büyük desteği verecek

Ülke genelinde kentsel dönüşüm hareketi devam ediyor. Kentsel dönüşüm projelerindeki mağduriyetleri önlemenin yolu ise sigortadan geçiyor. Bina Tamamlama Sigortası, hem konut sahiplerini hem de müteahhidin yasal sorumluluklarını teminat altına alarak mağduriyetlerin önüne geçiyor.

Hem deprem kuşağında yer alan hem de 20 yaş ve üzeri yoğunluklu yapı stokuna sahip ülkemizde güvenli binalarda yaşamak için kentsel dönüşüm çalışmaları hız kazanmaya başladı. Kentsel dönüşüm hareketi, afet riski olan alanlar ve riskli yapıların dönüşümü için atılmış en önemli adımlardan biri. Sağlıksız kentsel alanların fiziksel, ekonomik, toplumsal ve çevresel koşullarını iyileştirmeye yönelik bir projelendirme süreci olarak tanımlayabileceğimiz kentsel dönüşüm ile şunlar hedefleniyor:

  • Toplumsal bozulmanın önlenmesi ve kentsel alanların çöküntüsünün engellenmesi,
  • Kentsel dokunun ve altyapının sürekli değişim ihtiyacına yanıt verilmesi,
  • Ekonomik kalkınma ve yaşam kalitesinin artırılması,
  • Kentsel alanların etkin kullanımı ve gereksiz kentsel yayılmanın sınırlandırılması,
  • Sivil toplum örgütleri ve toplumun farklı kesimlerinin kentsel politikalara katılımının sağlanması.

Türkiye’de kentsel dönüşüme ilişkin yasal düzenlemeler

  • 1966/ 775 sayılı Gecekondu Kanunu: Mevcut gecekonduların ıslahı, tasfiyesi, yeniden gecekondu yapımının önlenmesi ve bu amaçlarla alınması gereken tedbirler.
  • 1984/ 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler, 6785 sayılı İmar Kanunun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun: Gecekondu dönüşüm sürecine yönelik atılmış ilk adımlar.
  • 2004/ 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu: Büyükşehir belediyelerine kentsel dönüşüm ve gelişim projelerini uygulama yetkisi verilmesi.
  • 2005/ 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 73. maddesi: Belediyenin belediye meclisi kararıyla eskiyen kent kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek, kentin tarihi ve kültürel dokusunu korumak veya deprem riskine karşı tedbirler almak amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilmesinin önünün açılması.
  • 2005/ 5366 sayılı Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilerek Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun: Sit veya koruma alanı olarak ilan edilen bölgelerin yenilenmesi.
  • 2021/ 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun: Afet riski altındaki alanlar ile riskli yapıların dönüşümünü sağlayarak şehirlerin sağlıklı ve güvenli yaşama çevrelerine dönüştürülmesi.

Kentsel dönüşüm; yeniden geliştirme, rehabilitasyon, entegrasyon ve yeniden canlandırma olmak üzere 4 farklı şekilde gerçekleşebiliyor. Bozulmuş ve korunacak değeri olmayan yapıların bulunduğu bölgelerde uygulanan yeniden geliştirme yönteminde genellikle yaşayan nüfus kentin başka bir kısmına yerleştiriliyor. Oldukça maliyetli olan bu yöntem, gelişmiş ülkelerde artık kullanılmazken gelişmekte olan ülkelerde konut koşullarını iyileştirmek ve şehir merkezindeki alanları modernize etmek için tek uygun yöntem olarak kabul ediliyor. Rehabilitasyon yönteminde, planlı olarak gelişmiş bölgelerin yıpranma ve işlevini yerine getirememesi nedeniyle mevcut bölge yapısının korunarak, tamir ve restore edilmesi söz konusu. Entegrasyon yönteminde de kent kimliğinin korunup yeni binalar ekleyerek çevrenin zenginleştirilmesi amaçlanıyor. Son olarak yeniden canlandırma yönteminde ise adından da anlaşılacağı üzere çöküntü yaşayan alanların bu çöküntüye sebep olan nedenlerin ortadan kaldırılarak yeniden hayata döndürülmesi hedefleniyor.

Yarısı Bizden kampanyasında destek 2,7 milyar liraya ulaştı

İstanbul’da kentsel dönüşüm hareketini hızlandırmak amacıyla başlatılan Yarısı Bizden kampanyası kapsamında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 269 binadaki 2 bin 567 ev ve dükkâna verdiği hibe, kredi ve taşınma desteği 2,7 milyar liraya ulaştı. Proje kapsamında hak sahibinin 1 konutu için 700 bin lira hibe ve 700 bin lira kredi desteği verilirken diğer her bir konutu için 1 milyon 400 bin lira kredi ve 100 bin lira taşınma desteği veriliyor. Ev sahibinin bir dükkânı için 350 bin lira hibe ve 350 bin lira kredi desteği yanında, diğer her bir dükkânı için de 700 bin lira kredi desteği sağlanıyor.

İSTANBUL YAŞLI YAPI STOKUNA SAHİP

Hem bina stoku hem de nüfus olarak en yoğun illerin başında gelen İstanbul’da çok sayıda deprem yönetmeliğine uygun olmayan, riskli bina bulunuyor. İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) yayınladığı “Türkiye’de Depremin 25 Yılı” isimli raporda, İstanbul’un konut stoku bakımından yaşlı bir kent olduğu ve her 3 yapıdan 2’sinin 2000 yılı öncesi inşa edildiği belirtiliyor. Raporda ek olarak 2022 yılı Ağustos ayında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın riskli konut verilerine de yer veriliyor. Bakanlığın paylaştığı verilere göre Türkiye’de 6,8 milyon riskli konutun 1,5 milyonunun acilen dönüştürülmesi gerektiği belirtiliyor. İstanbul’da ise 1,3 milyon riskli konut olduğu ve 230 bin yapının acil dönüşmesi gerektiği vurgulanmış. Rapor ayrıca, İstanbul’un 23 ilçesindeki toplamda 20 milyon metrekarelik alanın riskli olarak ilan edildiğini ve bu riskli alanda yer alan yaklaşık 84 bin binanın dönüşümünün sağlandığını da aktarıyor. Bu tabloya eklenen Marmara depremi gerçeği ise İstanbul’da kentsel dönüşümün ne kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor.

Olası İstanbul depreminde hasar tahminleri

İstanbul’da olası bir deprem halinde ne kadarlık hasar meydana geleceğine dair çeşitli çalışmalar yapılmış. Bu çalışmalardan öne çıkanlar ise şunlar:
1995- 1/50.000 Ölçekli İstanbul Metropoliten Alan Alt Bölge Nazım Planı Raporu: Raporda, İstanbul’da hasar oluşturabilecek 6 ve üzeri şiddetteki bir depremin oluşma ihtimali %83; 7, 7 şiddetindeki bir depremin oluşma ihtimali ise %30 olarak öngörülüyor. İstanbul ve çevresini etkileyebilecek en büyük depremin şiddetinin 7,5 olacağı; bunun da 50-100 yıllık dönemde oluşma ihtimalinin %3-5 arasında olduğu belirtiliyor. Raporda ayrıca İstanbul’da 7,5 şiddetindeki bir deprem olması halinde %20 ağır hasar, %40 orta hasar, %40 hafif hasar meydana geleceği de öngörülüyor.
2002- İstanbul İli Sismik Mikro-Bölgeleme Dâhil Afet Önleme/Azaltma Temel Planı Çalışması: Çalışma kapsamında 2 farklı deprem senaryosu modellemesi yapılmış. Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın (KAF) batısından Silivri’ye kadar uzanan hat üzerinde 7,5 şiddetinde bir deprem meydana gelme durumunda İstanbul’daki binaların %34,8’inin ağır, orta ve hafif olmak üzere hasar göreceği tahmin edilirken ağır hasarlı binaların hasar alacak binalar içindeki oranı ise %7,1 olarak öngörülmüş.
2009- İstanbul’un Olası Deprem Kayıpları Tahminlerinin Güncellenmesi Çalışması: Bu çalışmada 7,5 şiddetindeki bir deprem senaryosunda çok ağır hasarlı bina sayısı ortalama 5 bin, ağır hasarlı bina sayısı ortalama 20 bin, orta hasarlı bina sayısı ortalama 110 bin arası ve hafif hasarlı bina sayısı ortalama 300 bin olarak öngörülüyor.
2019- İstanbul’un Olası Deprem Kayıpları Tahminlerinin Güncellenmesi Çalışması: Bu çalışmada ise 7,5 şiddetindeki bir deprem senaryosunda 13 bin 495 binada (%1,2) çok ağır, 34 bin 345 binada (%2,9) ağır, 146 bin 552 (%12,6) binada orta, 301 bin 626 (%25,9) binada ise hafif hasar oluşacağı öngörülmüş. Çalışmada, çok ağır ve ağır hasarlı 47 bin 840 binanın İstanbul’daki tüm binaların %4,1’ini oluşturduğu da belirtiliyor.

ÇÖKME RİSKİ OLAN KAÇ BİNA VAR?

Bu yılın Ağustos ayında Küçükçekmece’deki bir binanın bir etken olmaksızın çökmesinin ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) şehir genelinde hızlı tarama çalışması yapmıştı. İBB’nin konu ile ilgili yaptığı açıklamada, “İBB’nin hızlı tarama testini yaptırmak için 160 bin talep alındı. Aralıksız çalışan ekipler, bugüne kadar 35 bin yapıda analiz yaptı. Analiz yapılan konutlar dayanıklılığına göre A ve B (düşük risk), C (orta risk), D (yüksek risk) ve E (çok yüksek risk) kategorilerinde sınıflandırıldı. Bina incelemesi sonuçlarında analizi yapılan konutların %50’si D ve E kategorisinde, yani riskli yapı olarak yer aldı” denildi. Hızlı tarama testlerinde, kentte çökme riski taşıyan bin 556 bina belirlendi.

İBB’den düşük gelirlilere %65 yapım maliyeti desteği

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) KİPTAŞ ile hayat geçirdiği İstanbul Yenileniyor projesi, kentsel dönüşüm süreci yürütülen 1999 yılı ve öncesinde yapılan yapıların dönüşümünün sağlanması amacıyla düşük gelirli vatandaşlara %65’e varan yapım desteği sağlıyor. Öncelikle 50 bin riskli binanın yenilenmesi hedefleniyor. Evini yenilemek isteyen düşük gelirli vatandaşlar, Kentsel Dönüşüm Mali Destek Paketi ile evlerini yenileme fırsatı yakalıyor. İBB, verdiği bu mali destekle riskli yapıların depreme dirençli konutlar haline getirilmesini, olası depremde can kayıplarının önlenmesini amaçlıyor.

KENTSEL DÖNÜŞÜME SİGORTA DESTEĞİ

Son dönemlerde gündemde olan kentsel dönüşüm hareketi, Bina Tamamlama Sigortası’nı (BTS) da öne çıkardı. Aslında 2015 yılından beri var olan bu sigorta ürünü, hem konut sahibi olmak için vatandaşların yaptığı ödemeleri hem de inşaat şirketinin/ müteahhidin yasal sorumluluklarını teminat altına alınarak oluşacak mağduriyetlerin önüne geçiyor. Geçtiğimiz aylarda SEDDK’nın, Bina Tamamlama Sigortası’nda yeni döneme ilişkin değerlendirmelerde bulunduğu yazılı açıklamasında, 2015 yılından bu yana uygulanmakta olan Bina Tamamlama Sigortası’nın kapsamında ve işleyişinde değişikliklere gidildiği ifade edilmiş, hem satıcının/ müteahhittin hem de hak sahiplerinin ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde bir işleyiş kurgulandığı belirtilmişti. Yapılan tüm bu değişikliklerle kentsel dönüşüm ve ön ödemeli konut satış projeleri başta olmak üzere tüm inşaat projelerinde yaşanan mağduriyetlerin önüne geçilmesi konusunda önemli bir adım atılmış oldu.

Şişli Belediyesi, KENTHAŞ ve Quick Sigorta’dan “Sigortalı Kentsel Dönüşüm” hamlesi

Geçtiğimiz yıl Şişli Belediyesi, iştirak şirketi KENTHAŞ ve Quick Sigorta iş birliğiyle “Bina Tamamlama Sigortası ve Sigortalı Kentsel Dönüşüm” modeli hayata geçirildi. Bu iş birliği ile Bina Tamamlama Sigortası, kentsel dönüşüm projelerinde uygulanarak Türkiye’de bir ilke imza atılmış oldu. İş birliğinin diğer belediyeler için de rol model olduğunu belirten Quick Sigorta Finansal Ürünler Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Soner Tekbaş, “Geçtiğimiz aylarda Ataşehir Belediyesi başta olmak üzere birçok belediyeyle de temasa geçtik, görüşmelerimizi sürdürüyoruz. İstanbul, İzmir, Bursa, Mersin, Hatay ve Antalya büyükşehir ve ilçe belediyeleri ile program anlaşmalarımız devam ediyor. Sadece 2024 yılında bin 200 adet bağımsız bölümün Bina Tamamlama Sigortası güvencesi ile projeye başladığını ve yakın gelecekte bu sayının çok üzerinde rakamlara ulaşacağımızı söyleyebilirim. Proje sahibinin iflası ya da projenin zamanında tamamlanamaması durumunda sigorta devreye girecek ve binayı tamamlayacağız. Bir diğer olasılık olarak birikimlerin geri alınması da sağlanabilir. Böylece hem tüketicilerin hem de ülkenin kaynakları korunmuş olacak” dedi.


Bina Tamamlama Sigortası güçlü bir güvence sunuyor

“Bina Tamamlama Sigortası, özellikle ön ödemeli konut projelerinde ve kentsel dönüşüm projelerinde tüketicilere güçlü bir güvence sunmaktadır.”

Bina Tamamlama Sigortası’nın (BTS) sigortalılara, sektöre ve ülkemize katkılarının oldukça değerli olduğunu belirten Birlik, şöyle devam etti: “Öncelikle, özellikle ön ödemeli konut projelerinde ve kentsel dönüşüm projelerinde tüketicilere güçlü bir güvence sunmaktadır. İnşaat firmalarının veya müteahhitlerin iflas gibi öngörülemeyen durumlar nedeniyle projeyi tamamlayamaması halinde, BTS hak sahiplerini olası mali kayıplara karşı korur. Bu sayede, yatırım sahiplerine ya projenin tamamlanması ya da kayıplarının tazmin edilmesi yönünde güvence sağlanarak, projeye duyulan güven artırılmaktadır. Neredeyse tüm ülkenin deprem bölgesi içinde yer aldığı ve önümüzdeki dönemde beklenen Marmara depremi göz önünde bulundurulduğunda, güvenli binalara erişim sağlayan kentsel dönüşüm projeleri ve Bina Tamamlama Sigortası büyük önem taşımaktadır. Öte yandan, Bina Tamamlama Sigortası sadece risk yönetimine katkıda bulunmakla kalmaz, aynı zamanda sigorta şirketlerinin satıcı/müteahhit üzerinde gerçekleştirdiği risk değerlendirmesi sayesinde projeye idari, teknik ve finansal risk denetimi de sağlamaktadır. Bu denetimle birlikte sigorta, inşaat sektöründe ikincil bir kontrol mekanizması rolünü üstlenerek projelerin güvenilirliğini artırır. Böylece, sigortanın risk yönetim fonksiyonu devreye girer ve sektörümüzde güvenilir bir risk azaltma kaynağı olarak konumlanır. BTS, aynı zamanda sektörü ekonomik dalgalanmalara karşı güçlendirirken, kentsel dönüşüm projelerine yönelik artan talep doğrultusunda sigorta şirketlerine ürün yelpazesini genişletme fırsatı sunar. Bu bağlamda, sektörün finansal sigortalar alanında büyümesine katkı sağlamakta ve ülkemiz ekonomisine dolaylı yoldan istikrar getirmektedir.”

‘AKTİF BİR ROL ÜSTLENDİK’

Bina Tamamlama Sigortası’nın yaygınlaştırılması için yürütülen çalışmalara da değinen Birlik, şu değerlendirmelerde bulundu: “Birliğimiz, Bina Tamamlama Sigortası’nın tanıtımı ve farkındalık yaratma çalışmaları kapsamında aktif bir rol üstlenmiştir. 6 Şubat 2023 tarihli Kahramanmaraş depremlerinin ardından artan kentsel dönüşüm talebine yanıt olarak, yasal düzenleme süreçleri hızlandırılmış ve Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) ile iş birliği içinde güncellenen genel şartlar Temmuz 2024’te yayımlanmıştır. Yeni genel şartlarla yapılan değişiklikler ile daha fazla kentsel dönüşüm projesinin Bina Tamamlama Sigortası kapsamına alınması ve stabil olan konut satışlarının canlanmasıyla birlikte, orta ve uzun vadede söz konusu sigorta penetrasyonunun artması beklenmektedir. Bununla birlikte, finansal sigortaların geliştirilmesine yönelik birliğimiz bünyesinde bir Çalışma Grubu oluşturulmuş olup dağıtım kanallarına finansal ürünler konusunda eğitim sağlanması amacıyla çalışmalar yürütülmektedir. Bu kapsamda, Türk Sigorta Enstitüsü Vakfı (TSEV) ile iş birliği çalışmalarımız devam etmektedir. Öte yandan, banka teminat mektuplarında olduğu gibi, BTS kapsamında alınan teminatların da damga vergisi ve harçlardan muaf tutulmasını içeren mevzuat düzenleme taleplerimiz ilgili kurumlarla paylaşılmıştır. Bu düzenlemenin hayata geçirilmesi, sigorta şirketleri ile bankalar arasındaki haksız rekabetin önlenmesi ve müteahhitlerin maliyet yükünün azaltılması açısından önem arz etmektedir.”

‘TÜM GÜCÜMÜZLE ÇALIŞIYORUZ’

Birlik, son olarak Bina Tamamlama Sigortası ile ilgili olarak sektörden gelen taleplerle ilgili şu yorumda bulundu: “Uzun yıllardır temel amacımız, sigorta şirketleri tarafından düzenlenen kefalet senetleri ile bankalarca verilen teminat mektupları arasındaki rekabet dezavantajını gidermektir. Bu çerçevede, sektörümüzün önemli ihtiyaçlarından biri olan bina tamamlama ve kefalet sigortaları kapsamında sunulan teminatlar için, banka teminat mektuplarında olduğu gibi vergi ve harçlardan muafiyet sağlayacak yasal bir zemin oluşturulmasıdır. Söz konusu muafiyetlerin sağlanması, BTS’nin kentsel dönüşüm ve ön ödemeli konut projelerinde daha yaygın bir şekilde kullanımını teşvik edecektir. Bu bağlamda, vergi ve harç uygulamaları konusundaki önerilerimiz Gelir İdaresi Başkanlığı ile paylaşılmış olup, sektörün bu alandaki taleplerinin karşılanması için Birliğimiz, gerekli adımları atmaya devam etmektedir. Diğer yandan, Birliğimiz tarafından oluşturulan Çalışma Grubu’nun çıktıları, finansal sigortalar bağlamında dağıtım kanallarına yönelik eğitimlerin artırılmasının önemini ortaya koymaktadır. Bu kapsamda, Türkiye Sigorta Enstitüsü Vakfı ile iş birliği çalışmalarımız devam etmekte olup, dağıtım kanallarının finansal ürünler konusunda yetkinliğini artırmayı hedefliyoruz. Birliğimiz, sektörün taleplerini dikkatle değerlendirerek finansal sigortalara ilişkin uygulamaların daha etkin ve yaygın hale gelmesi için kapsamlı adımlar atmaya devam etmektedir. Bu doğrultuda, yalnızca mevcut talepleri karşılamakla kalmayıp, sektörün gelecekteki ihtiyaçlarına yönelik proaktif çözümler geliştirme hedefi de güdülmektedir. Eğitim ve farkındalık artırma çalışmalarından, yasal düzenlemelerin sağlanmasına ve kamu kurumları ile entegrasyona kadar geniş bir yelpazede sürdürülen bu çalışmalar, finansal sigortaların bilinirliğini ve güvenilirliğini artırmayı amaçlamaktadır.”


Quick Sigorta Finansal Ürünler Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Soner Tekbaş:

Bina Tamamlama Sigortası’nı tabana yaymak büyük önem taşıyor

“BTS ürününün hem sektör hem de ülke ekonomisi açısından ne denli büyük olduğunu idrak etmek ve ülkenin tüm tabanına yaymak çok mühim.”

Bina Tamamlama Sigortası’yla (BTS) alakalı otoriteden iki yönlü beklentileri olduğunu belirten Quick Sigorta Finansal Ürünler Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Soner Tekbaş, “İlki mevzuatlarla ilgili tüm engellerin kalkması ve süreçlerin kolaylaşması. En son 13 Haziran’da yürürlüğe alınan son biçimiyle hem topraktan ya da maketten satış olarak bilinen ön ödemeli konut satışları hem de kentsel dönüşüm uygulamaları için Bina Tamamlama Sigortası idarelerce aranan ve kabul edilen bir teminat halini aldı. Genel şartlar yayınlanmış olmasına rağmen kentsel dönüşümün önündeki en önemli konu olan harç ve vergi istisnası engeli hala kalkmış değil. Umutlar 2025’e kaldı gibi görünüyor. Ancak bu engel ne kadar hızlı kalkarsa proje sahipleri o denli BTS yaptırmaya gönüllü olurlar ve penetrasyon da o denli hızlı artar. İkinci beklentimiz ise BTS farkındalığının artırılmasına yönelik kamu spotu gibi çalışmaların artması. Ev sahipleri kentsel dönüşümle ilgili duydukları olumsuz deneyimler sonucu haklı olarak Dimyat’a pirince giderken ellerindeki bulgurdan olmak istemiyor. İnsanlar güvenli evlerde güvenle oturmak istiyor. Bina yıkıldığında yerine konulmazsa korkusu da yaşamak istemiyorlar. Bu problemi ortadan kaldırabilecek yegâne enstrüman da Bina Tamamlama Sigortası. Vatandaşın BTS ile kentsel dönüşümle ilgili duyduğu endişelerden kurtulacağını bilmesi gerekiyor” diye konuştu.

‘BTS İÇİN REASÜRANS KAPASİTESİ MEVCUT’

“Reasürans şirketleri, geçtiğimiz yıl Türkiye özelinde olası Marmara depremi sebebiyle de teminat vermede biraz çekingen bir ruh haline sahipti” diyen Tekbaş, “Ekonomik belirsizlik de eklenince verdikleri teminatın fiyatını katladılar. Bu da sigorta fiyatlarının artmasına sebep oldu. Beklenen Marmara depremini de dikkate aldığımızda sigorta şirketlerinin 2-3 milyar dolarlık bir kapasite artışı talebi var. Bu yıl hem Monte Carlo hem de Baden Baden’daki görüşmelerde ise daha olumlu bir hava hâkimdi. Türkiye için fiyatlarda belirgin bir iyileşme olmayacağını ama geçen seneki kadar da sert yükselişler olmayacağın söyleyebiliriz. Ve şunu da rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Türkiye artan deprem ve doğal afet riskleri sebebiyle kapasite sorunu yaşamayacak. BTS için reasürans kapasitesi mevcut. Biz sektör paydaşları olarak reasürans görüşmelerinde, gerek şehircilikte gerek kentsel dönüşümde gerekse sigorta sektöründe gerçekleştirdiklerimizi anlatma fırsatı yakaladık. Bu nedenle BTS ürününün hem sektör hem de ülke ekonomisi açısından ne denli büyük olduğunu idrak etmek ve ülkenin tüm tabanına yaymak çok mühim” diye konuştu.

Yorum yazın