Bağışların vergi matrahının tespitinde kazançtan ve gelirden indirimi

GELİR ve kurumlar vergisi mükellefleri; gerek vergi kanunlarında ve gerekse diğer başka kanunlarda yer alan hükümler kapsamında yaptıkları bağışları, vergi matrahının hesaplanmasında beyan ettikleri gelirlerden ve kazançlardan indirim konusu yapabilmektedir.

Kurumlar Vergisi Kanununun 10. maddesinde; kurumlar vergisi mükelleflerinin kurum kazancından indirim konusu yapabilecekleri bağışların kapsamı ve şartları belirtilmiştir. Maddede sayılan bağışların indirime konu olabilecek azami sınırı bazı hallerde kurum kazancının %5’i ile sınırlanmışken, diğer bazı durumlarda ise bağışın tamamının kurum kazancından indirimine imkan sağlanmıştır. Ancak; indirilebilecek tutar beyan edilen kurum kazancı ile sınırlıdır. Kazanç yetersizliği nedeniyle indirilemeyen bağış tutarı nedeniyle mali zarar doğması yada indirilemeyen kısmın sonraki yıllarda indirime konu edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Gelir Vergisi Kanununun 89. Maddesinde ise; gelir vergisi mükelleflerinin beyan ettikleri gelirden indirim konusu yapılabilecek bağışlara ait hükümler mevcuttur.

Nakdi bağışların, esas itibariyle, bağışın yapıldığı kurumun düzenleyeceği bağış makbuzu ile belgelenmesi gerekmektedir. Bununla birlikte; Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde, bu amaçla açtırılan hesaplara yatırılan banka dekontlarıyla da belgelenmenin mümkün olduğu belirtilmiştir. Ayni değerlerin yani nakit yerine malların kamu kurum ve kuruluşuna bağışlanmış olması durumunda ise bağışın ne şekilde belgeleneceği Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 10.3.2.2.4. bölümünde açıklanmıştır.

Kamu kurum ve kuruluşları ile imzalanan protokol gereğince kamu arazisi üzerine okul yaptırılması halinde, söz konusu okul inşasına ilişkin olarak yapılan harcamalar, okulun tamamlanması beklenmeden harcamanın yapıldığı yıla ilişkin kazancın tespitinde indirim konusu yapılabilmektedir.

Bağışlanan tutarlar, şirketlerde defter kayıtlarına gider olarak yazılmakta, sonrasında geçici vergi ve kurumlar vergisi beyannamelerinde kanunen kabul edilmeyen gider olarak kurum kazancına ilave edilirken, beyannamenin ilgili satırında da (indirim konusu yapılabilecek kısmı) matrah tespitinde indirilmektedir. Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde indirime esas alınan kurum kazancının aşağıdaki şekilde dikkate alınacağı belirtilmiştir;

İndirilebilecek bağış ve yardım tutarının tespitinde esas alınan kurum kazancı, zarar mahsubu dahil giderler ile iştirak kazançları istisnası düşüldükten sonra, indirim ve istisnalar düşülmeden önceki [Ticari bilanço kârı – (iştirak kazançları istisnası + geçmiş yıl zararları)] tutardır.

Genel Tebliğdeki bu açıklamanın hatalı olduğunu düşünüyoruz. Zira; bağış tutarı yasal defter kayıtlarında gider yazılmak suretiyle ticari bilanço karı azalttığından yukarıdaki formüle göre hesaplama yapmak indirim sınırını düşürmektedir. Kanaatimizce; bu hesaplamada dikkate alınacak ticari bilanço karının, indirime konu olacak ve gider kaydedilmiş olan bağış tutarı öncesi tutarı olması gerekir. Danıştay 4. Dairesinin 4 Şubat 2021 tarihli ve Esas No: 2016/14325, Karar No: 2021/753 sayılı kararı ve aynı dairenin 12 Ekim 2025 tarihli Esas No:2012/8118, Karar No: 2015/4467 sayılı kararı özetle; bağışların indirimine esas alınacak kurum kazancının, ticari bilanço kârı değil kanunen kabul edilmeyen giderler eklenmiş, istisnalar düşülmüş mali bilanço kârı olması gerektiği yönündedir.

Yorum yazın