Zorunlu sigortada DENETİM YETERSİZ

Türkiye’de 12 branşta zorunlu sigorta uygulaması bulunuyor. Araçların yurtdışına çıkarken almak zorunda oldukları yeşil kart sigortasıyla birlikte bu sayı 13’e çıkıyor. Ancak zorunlu sigortalar konusunda yeterli denetim sağlanamadığından sigortalılık oranı bir türlü beklenen seviyeye ulaşamıyor.
Zorunlu sigortalarda en başta gelen branş tüm dünyada olduğu gibi karayolu taşımacılık mali sorumluluk, yani trafik sigortası. Zorunlu sigortalarda sigortalılık oranı konusunda yeterli veri yok, ancak trafik sigortasında sigortalılık oranı yaklaşık yüzde 80 civarında. Sigortalılık oranı çok düşük olan motosiklet ve traktör dışta tutulduğunda oran yüzde 90’a kadar çıkıyor.

ZDS RAKAMLARI TARTIŞMALI
1999 büyük Marmara depremi sonrasında 2000 yılında kurulan Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) bünyesindeki zorunlu deprem sigortalarında 2014’te ulaşılan sigortalılık oranı yüzde 38.4 olarak belirtiliyor. Ancak bu orana son yıllarda kentlere eklenen konut stoklarının ne ölçüde dahil edildiği bilinemiyor.
Zorunlu sigortalar arasında sigortalılık oranı en yüksek branş “Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası”, yani “Hekim Sorumluluk Sigortası.” 2014 verilerine göre bu branşta sigortalılık oranı yüzde yüze yakın.
Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB) verilerine göre, 2014 yılının 10 aylık döneminde kesilen zorunlu sigorta poliçelerinin sayısı 18 milyon 268 bini aşıyor. Bu poliçeler içinde trafik sigortası 12 milyon 170 bin adetle başı çekerken, onu 5 milyon 658 bin adetle zorunlu deprem ve yaklaşık 118 binle tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali mesuliyet sigortası izliyor.

SIFIR ÇEKEN BRANŞLAR
TSB’nin 2014 yılının 10 aylık verilerine ilişkin tabloda en dikkat çeken konu, zorunlu sertifika mali sorumluluk ve yapı denetimi zorunlu mali sorumluluk branşlarında hiç poliçe kesilmemiş olması. Ayrıca Türkiye’de binlerce dağıtıcı varken tüp gaz zorunlu sorumlulukta sadece 97 ve akaryakıt istasyonlarıyla ilgili tehlikeli maddeler zorunlu sorumluluk branşında yalnızca 36 bin 500 civarında poliçe kesilmesi denetimin ne denli yetersiz olduğunu gözler önüne seriyor.
9 Ağustos 2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 1 Ocak 2015  tarihinde yürürlüğe giren “Zorunlu Sigorta Takibine İlişkin Yönetmelik” zorunlu sigortaların denetlenmesini öngörüyor. Yönetmelik, Türkiye Sigorta Birliği’ne bağlı  Güvence Hesabı’nda (Merkez) bir veri tabanı oluşturularak, zorunlu sigortaların takibinin buradan yapılmasını öngörüyor.

SİGORTA YAPTIRMAYANA İZİN YOK
Yönetmeliğin “Sigorta kontrolü” başlığıyla düzenlenen 6. Maddesi’nde şöyle deniyor: “Zorunlu sigortalara konu teşkil eden menfaate ilişkin bir faaliyetin icrası ya da bir şeyin kullanılması için izin, lisans veya ruhsat talep edildiğinde, yetkili mercilerce Merkez nezdindeki veri tabanı üzerinden veya ibraz edilen sigorta poliçesinden ilgili zorunlu sigortaların geçerli teminat tutarları üzerinden yaptırılıp yaptırılmadığı kontrol edilir. Merkez nezdinde yapılan kontrol neticesinde ilgili zorunlu sigortaların geçerli teminat tutarları üzerinden yaptırılmadığının tespit edilmesi veya ruhsat talep edenlerce ilgili sigorta poliçesinin ibraz edilmemesi durumunda geçerli teminat alınana kadar yetkili mercilerce izin, lisans veya ruhsat verilmez.”
Yönetmelik  poliçe yenilemeleri konusunda Güvence Hesabı’nın takibini ve ilgilileri uyarmasını öngörerek 7. Madde’nin 4. Bendi’nde şu hükme yer veriyor: “Güvence Hesabınca yapılan bildirim üzerine Kararın 6. maddesinin 3. fıkrası gereğince ilgili gerçek veya tüzel kişiler yetkili mercilerce uyarılır; uyarının tebliğ edildiği tarihten itibaren on beş iş günü içerisinde sigortasını yaptırmayanların faaliyetleri, sigorta yaptırılıncaya kadar durdurulur. Buna rağmen izin, lisans veya ruhsat vermeye yetkili mercilerce bir ayı geçmemek üzere belirlenecek sürede yaptırılmadığının tespiti halinde ruhsat iptal edilir.”

AVRUPA’DA DURUM
Insurance Europe’un verilerine göre zorunlu sigortalar şunlar:
– Trafik sigortası
– İşveren sorumluluk (İngiltere’de zorunlu)
– Ürün sorumluluk (İngiltere’de zorunlu)
– Tıbbi cihaz üreticileri için sorumluluk sigortası (medical devices’ manufacturers)
– Tren yolcularının sorumluluk sigortası (train passengers liability)
– Havacılık sigortası (aviation)
– Nükleer riskler sorumluluk sigortası
– Deniz nakliyat sigortası (marine hull and liability)
– Doğal afet sigortası (İsviçre, Fransa, Norveç ve İspanya’da zorunlu)


TSB Genel Sekreter Yardımcısı Atİlla Oksay:
TSB iş kazalarını önlemeye yönelik çalışmaları destekliyor

TSB olarak iş güvenliği standartlarının uluslararası normlara yükseltilmesi ve ölümlü iş kazalarının önüne geçilmesine yönelik çalışmaları desteklediklerini belirten Oksay, “Bunların gerçekleştirilmesi durumunda sigorta sektörü olarak sürece katkı sağlamaya hazırız” dedi.

Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreter Yardımcısı Atilla Oksay, gazetemize Türkiye’de zorunlu sigortaların durumunu ve TSB’nin bu alandaki çalışmalarını değerlendirdi. Türkiye’de 12 branşta zorunlu sigorta uygulaması olduğunu ifade eden Oksay, bu rakamın Fransa’da 90, İspanya’da ise ulusal ve yerel düzeyde yaklaşık 800’e ulaştığını belirtti.

Oksay, Türkiye genelinde tüm taşıtlarda sigortasızlık oranının yüzde 22 olmasına karşın sigortasızlık oranı yüksek olan motosiklet ve traktör araçları istatistik dışı bırakıldığında yüzde 10.4’lük sigortasızlık oranı olduğunu söyledi. Zorunlu deprem sigortasında konutların yüzde 38.4’ünün sigortalı olduğunu ifade eden Oksay, Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nda sigortalılık oranının yüzde 100’e yaklaştığını kaydetti.

TSB Genel Sekreter Yardımcısı Atilla Oksay sorularımızı yanıtladı.

Türkiye’de halen kaç branşta zorunlu sigorta uygulaması yapılıyor? Sizce bu yeterli mi, gelişmiş ülkelerle kıyaslayarak bir değerlendirme yapabilir misiniz?

Zorunlu sigortalar, yasal düzenlemelerle yaptırılması zorunlu tutulmuş sigortalardır ve üçüncü şahıslara karşı sorumlu olunan veya doğal afetler sonucu oluşan kimi zararlarda, mağdurların zararlarının karşılanması, milli servetin korunması, sosyal fayda ve güvenliğin sağlanması için, sigorta sistemi kullanılarak oluşturulmuş bir tedbir olarak düşünülmelidir.

Zorunlu sigorta düşüncesi on sekizinci yüzyılda başladı ve ilk defa bazı Alman eyaletlerinde yangın sigortası yaptırılması zorunlu kılındı. Fransa’da on dokuzuncu yüzyılda ev satın alınması için açılan kredilerde borç bakiyelerinin zorunlu sigortaya tabi tutulması düşüncesi liberal politikayı savunanlarla, zorunlu sigortayı savunanlar arasında tartışmalara neden oldu. Bu tartışmalar sosyal sorunlara çözüm aranması sırasında, özellikle de 1987’de iş kazalarına karşı işverenlerin sorumluluğunu karşılamak üzere zorunlu sigortanın uygulamaya konulması ile son buldu.

Zorunlu sigortada hareket noktasını oluşturan sosyal problemlerin yanında, yasa koyucunun dikkatini çeken önemli bir husus, yirminci yüzyılın ilk yarısından itibaren oto trafiğinin gelişmesi, araçların sayısının artması, kazaya uğrayanların çokluğu ve maddi ve bedeni zararlardaki artışlar oldu. Bu nedenle yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren bütün ülkelerde otomobil mali sorumluluk sigortasının yapılması zorunlu tutuldu.

Zorunlu sigortaların gelişmesi yirminci yüzyılın ikinci yarısında hızla artarak, 1980’li yıllarda en gelişmiş düzeyine ulaştı. Bu gelişme, özellikle sorumluluk sigortalarında kendisini gösterdi; çeşitli meslek gruplarına yönelik mesleki sorumluluk sigortaları bu gelişmede etkili oldu. Buna karşılık mal ile ilgili zorunlu sigortalar, bazı ülkelerde yangın ve doğal afetlere karşı sigortalar olarak oldukça kısıtlı kaldı.

Türkiye’de 12 zorunlu sigorta ürünü şirketlerimiz tarafından sunuluyor.

Ülkelerin sosyal, kültürel ve ekonomik yapılarına göre zorunlu sigortalar ihdas ediliyor. Bu çerçevede Fransa’da yaklaşık 90 adet, İspanya’da ulusal ve yerel düzeyde yaklaşık 800 adet zorunlu sigorta ürünü bulunuyor.

Türkiye’de zorunlu sigorta uygulamalarında sigortalılık oranı konusundaki değerlendirmeniz nedir? Sigortalılık oranı düşük branşlardaki durumun nedenleri nelerdir? Birlik olarak bu konuda ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Eylül 2014 itibarıyla araç türü bazında sigortasızlık oranını gösteren istatistiki çalışmalar aşağıda bulunuyor. (Tescilli araç adedi TÜİK tarafından yayınlanan “Motorlu Kara Taşıtları, Eylül” Haber Bülteni’nden temin edildi.)

Türkiye genelinde tüm taşıtlarda sigortasızlık oranının yüzde 22 olmasına karşın sigortasızlık oranı yüksek olan motosiklet ve traktör araçları istatistik dışı bırakıldığında yüzde 10.4’lük sigortasızlık oranının bulunduğu, trafik sigortasının alınan önlemler, uyarılar ve sigortanın faydalarının vurgulanması sonucunda her geçen gün oranının azalması bekleniyor.

Bölge bazında zorunlu deprem sigortası sigortalılık oranı bilgileri ise şöyle sıralanıyor:
Yukarıdaki istatistiki veriler dikkate alındığında Türkiye’de zorunlu deprem sigortası kapsamına giren konutların yüzde 34’ünü oluşturan Marmara Bölgesi haricindeki tüm bölgeler Türkiye geneli zorunlu deprem sigortalılık oranının altında kalıyor. Aynı analiz yapıldığında, büyükşehirlerin büyük kısmının sigortalılık oranının Türkiye geneline kıyasla daha olumlu olduğu görülüyor. Özellikle kırsal kesimlerde sigorta bilincinin artırılmasına yönelik çalışmaların sürekli devam ettiği günümüzde, önümüzdeki dönemde bu oranların daha iyiye doğru gitmesini bekliyoruz.

Zorunlu sigortalarda sigortalılık oranına ilişkin elimizde veri olan diğer bir ürün Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası. Geçtiğimiz yıl sonu verileri itibarıyla 131.145 poliçe, 48 milyon 890 bin lira prim üretimiyle hekimler için düzenlenen mesleki sorumluluk sigortasında sigortalılık oranı yüzde100’e yaklaşıyor.

Diğer zorunlu sigorta ürünlerine ilişkin sigortalılık oranına ilişkin veri Birliğimiz nezdinde bulunmuyor.

Zorunlu sigortalar konusunda şirketlerin etkinliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Zorunlu sigortalara ilişkin 2014 yılı içerisinde gerçekleşen en önemli düzenleme trafik sigortasında tarife serbestliğinin tam olarak sağlanması oldu. Böylece sigorta şirketlerinin iyi ile kötü araç sürücüsü arasındaki farkı daha net ortaya koyabilmesi, son yıllarda kaza yapmamış sürücüler için primlerin düşmesini sağladı. Hepsinden önemlisi sigorta priminin teşvik edici ve caydırıcı özelliği ile trafik kazası frekansının azalması bekleniyor.

TIBBİ KÖTÜ UYGULAMADA TARİFE SORUNU
Oksay: Tüm zorunlu poliçelerde teminat limiti ve kapsamı Hazine Müsteşarlığı tarafından belirleniyor. Tıbbi kötü uygulamaya ilişkin zorunlu mali mesuliyet sigortasının ise tarifesi ve uygulanacak prim de Hazine Müsteşarlığı tarafından belirleniyor. Sigorta şirketlerinin bu üründe primi serbest şekilde belirleyememesi sigorta şirketleri açısından teknik kârlılık riski doğuruyor. Doğru riske doğru fiyat uygulanmasının teşvik ve caydırıcı özelliği sigortalının daha özenli hareket etmesini sağlayarak toplumsal fayda sağlar.

‘İŞ GÜVENLİĞİ SAĞLANMALI’

Birlik olarak yeni zorunlu sigortalar konusunda çalışmalarınız var mı, varsa hangi branşlarda olacak?

Ülkemizde yaşanmış olan maden kazaları, madenlerde çalışan işçiler için hayat sigortasının zorunlu olmasını gündeme getirdi. Konunun kamuoyunun gündeminde olması nedeniyle Birliğimiz bünyesinde de değerlendirme çalışmaları sürdürülüyor. Bu vesileyle belirtmek isteriz ki sigorta sadece zararı ödemeyi taahhüt eden bir sistem değildir, aynı zamanda teminat verdiği alanda asgari standartların sağlanmasını sağlayan önemli bir enstrümandır. Sigorta, asgari standartları tesis eder ve bunun sonrasında ortaya çıkan beklenmeyen zararı öder. Türkiye Sigorta Birliği olarak iş güvenliği standartlarının uluslararası normlara yükseltilmesi ve ölümlü iş kazalarının önüne geçilmesine yönelik çalışmaları destekliyoruz. Bunların gerçekleştirilmesi durumunda sigorta sektörü olarak sürece katkı sağlamaya her zaman hazırız.

Anadolu Sİgorta Genel Müdürü Musa Ülken:
Yurtdışındaki örnekler ülkemize uyarlanmalı

Zorunlu sigorta uygulamalarının yurtdışındaki örnekleriyle karşılaştırıldığında kısıtlı kaldığını ifade eden Ülken, bu örneklerin ülkemize uyarlanıp hayata geçirilmesi ve devletin düzenlemelere öncülük etmesi gerektiğini belirtti.

Zorunlu sigortaların toplumdaki sigorta bilincine etkisiyle ilgili bir değerlendirme yapan Anadolu Sigorta Genel Müdürü Musa Ülken, “Hizmet sektörü içinde çok önemli bir yere sahip olan sigorta sektörü, ulusal kaynak ve varlıkların uğrayacakları zararları en aza indirgeme işlevini yerine getiriyor. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde, sigorta bilincinin yaygınlaştırılması için uygulanabilirliği olan zorunlu sigortaların hayata geçirilmesinin önemli olduğunu düşünüyoruz” dedi.

Ülkemizde zorunlu sigorta uygulamalarının dünyadaki benzerleri ile karşılaştırıldığında kısıtlı kaldığını ifade eden Ülken, “Türk sigorta sektörünün ekonomideki gelişmelere paralel bir değişim geçirdiği görülüyor. Zaten sigortacılık sektörünün gelişimini; ekonomik kalkınma ve rekabetçi yapıdan ayrı da düşünmemek gerekir. Ancak Türkiye benzeri ülkelerde sigorta sektörü henüz amaçlanan düzeye ulaşabilmiş değil. Sektöre pek çok yeni ürün katılmasına rağmen; prim tahsilatı sorunu, kalifiye çalışan eksikliği, sigortalılarda sigorta hizmeti bilincinin arzu edilen düzeyde olmaması gibi sorunlar kendisini hissettiriyor ve önemini koruyor” diye konuştu. Musa Ülken sigorta bilinciyle ilgili olarak da şunları söyledi: “Bu bilincin oluşturulması ancak devlet desteği ile mümkün olabilir. Bu noktada şirketlerin tek başına aksiyon alması yeterli olamaz. Hükümetlerin, mesleki eğitim ve medya aracılığı ile toplumu bilinçlendirmeleri gerekir. Ayrıca yurtdışındaki örneklerin ülkemize uyarlanıp hayata geçirilmesi ve düzenlemelere öncülük edilmesine de ihtiyaç var.”

AIG Sigorta Sorumluluk Sigortaları Müdürü İpek Kutluğ Özcan:
Zorunlu poliçeler çok dar kapsamlı

Zorunlu poliçelerin takibi için ilgili kurumların sağlam kontrol mekanizmaları kurması gerektiğini belirten İpek Kutluğ Özcan, bu yüzden Türkiye’de zorunlu poliçelerde bile sigortalılık oranının çok düşük olduğunu söyledi.

Türkiye’deki zorunlu sigortaları gelişmiş ülkelerle kıyaslayarak bir değerlendirme yapan AIG Sigorta Sorumluluk Sigortaları Müdürü İpek Kutluğ Özcan şunları söyledi: “Türkiye’de mevcutta bulunan zorunlu poliçeler gelişmiş ülkelerde bulunan zorunlu poliçelerle kıyaslandığında, Türkiye’deki zorunlu poliçelerin çok daha dar kapsamlı olduğunu görüyoruz. Sigorta şirketlerinin reasürans sıkıntısı ve sigortalıların da düşük maliyet beklentisi nedeniyle özellikle sorumluluk ürünlerinde ciddi bir teminat darlığı söz konusudur.”

Türkiye’de zorunlu sigortaların sigortalılık oranına değinen Özcan, “Zorunlu poliçelerin takibinin yapılması için ilgili kurumların sağlam kontrol mekanizmaları kurması gerekiyor. Bu durum tam olarak sağlanmadığı ve yüksek cezai yaptırımlar olmadığı durumlarda, zorunlu poliçelerde bile sigortalılık oranının maalesef düşük olduğunu gözlemliyoruz. Zorunlu poliçe yaptırması gereken firmaların, kamu ile ilişkilerinin olduğu tüm noktalarda söz konusu kontrollerin kurulması bu konuda bir iyileştirme sağlayacaktır” dedi.

Özcan, “Sizce Türkiye’de hangi alanlarda yeni zorunlu sigorta uygulamasına gidilebilir” şeklindeki sorumuzu da, “Son yıllarda yaşanan ve toplumda etkisi çok büyük olan işveren sorumluluk sigortaları ile ilgili olarak bir düzenleme gelmesini bekliyoruz” diye yanıtladı.

Zorunlu sigorta için 2015 uyarısı
Tüketici Sorunları Derneği (TÜSODER) Sigorta Komisyonu Başkanı Taner Çağatay, yılbaşından itibaren zorunlu trafik sigortası başta olmak üzere diğer zorunlu sigortaları (DASK, tehlikeli maddeler, kıyı tesisleri yasal sorumluluk) yaptırmayanlara ciddi müeyyideler uygulanacağını söyledi.

“Zorunlu Sigorta Takibine İlişkin Yönetmelik”in 1 Ocak’ta yürürlüğe gireceğini anımsatan Çağatay, “Yılbaşından itibaren zorunlu trafik sigortası başta olmak üzere diğer zorunlu sigortaları yaptırmayanlara ciddi yaptırımlar getirilecek. Bu yükümlülüğü yerine getirmeyenler, ehliyet ve ruhsatını kaybetme riskiyle karşılaşabilecek. Düzenleme gereği 1 Ocak’a kadar sigorta firmaları, özel emeklilik kurumları ve reasürans şirketlerinde ‘güvence hesabı’ adı altında veri tabanı ve merkez hesabı oluşturulacak” ifadesini kullandı.

YAPTIRMAYANLAR UYARILACAK
Zorunlu sigorta poliçesi yaptırmayanların merkezden izleneceğini vurgulayan Taner Çağatay, adli ve idari kolluk kuvvetleriyle jandarma ve mahalli idarelerin, denetimlerde aykırılığın tespiti halinde izin durumu lisans ve ruhsat veren yetkili mercilere bildirmekle yükümlü olduğunu kaydetti. Çağatay, “Uyarının tebliğ edildiği tarihten itibaren 15 iş günü içinde sigorta yaptırmayanların ehliyet ve ruhsatları, sigortayı yaptırana kadar durdurulur” dedi.

Yorum yazın