Trafikten gelen zarar 9 ayda 1.6 milyar lira

Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB) açıkladığı 9 aylık sonuçlara göre, sigorta sektörü hayat dışında teknik olarak 66 milyon lira zarar etti. 2014 yılının aynı dönemindeki 849 milyon liralık teknik kârla kıyaslandığında tablo hiç açıcı olmasa da, bu yılın ilk 6 ayında edilen 216 milyon liralık teknik zarara göre sektör bir miktar iyileşme gösterdi.
Hayat dışında net dönem zararı ilk 9 ayda 110 milyon lira olarak gerçekleşti. Geçtiğimiz yılın aynı döneminde 569 milyon lira net dönem kârı kaydedilmişti.
Hayat branşında ise tablo olumlu. Geçen yılın ilk 9 ayında 375 milyon lira teknik kâr kaydedilen branşta bu yıl kâr artarak 478 milyon lira olarak gerçekleşti. Emeklilik tarafındaysa ilk dokuz ayda 26 milyon lira teknik zarar kaydedildi. Geçen yıl bireysel emeklilik sektöründe teknik zarar 83 milyon liraydı. Emeklilik ve hayat şirketlerinin 2015 yılının ilk 9 ayındaki net dönem kârı 715 milyon lira oldu. 2014 yılının aynı döneminde bu miktar 506 milyon liraydı.

TRAFİKTE ZARAR ÜÇE KATLANDI
TSB verilerine göre, trafik sigortaları ilk 9 ayda 1 milyar 659 milyon lira teknik zarar etti. Geçen yılın aynı döneminde teknik zarar 571 milyon liraydı. Bir yıl içinde zarar neredeyse üçe katlanmış oldu. Yılın sadece üçüncü çeyrek döneminde ise zarar 432 milyon lira artış gösterdi.
İlk 9 ayda kasko branşında kârlılık düşüşe rağmen sürerken,  373 milyon lira teknik kâr elde edildi. Geçen yılın aynı döneminde görülen 579 milyon liralık teknik kâra kıyasla kasko branşının kârlılığında da belirgin bir düşüş gözlendi. Sektörün kârlı branşları arasında yer alan yangın ve doğal afetler ile hastalık-sağlık branşlarında olumlu tablo bu yılın ilk 9 ayında sürdü. Yangın ve doğal afetler branşında geçen yılın ilk 9 ayındaki 255 milyon liralık teknik kâr, bu yılın aynı döneminde 143 milyon liraya gerilerken, hastalık-sağlık branşında bu yıl ciddi bir kâr yazıldı. Söz konusu branşta geçen yılın ilk 9 ayındaki 68 milyon liralık teknik kâr bu yılın ilk 9 ayında 190 milyon liraya çıktı.

TİCARİ ARAÇLARDA ‘TAVAN FİYAT’ DÖNEMİ
Sektör uzun yıllar sonra tekrar “tavan fiyat” uygulaması ile karşılaştı. Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) ve Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF)’nun yaptığı başvuru sonucunda Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü,  Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında (trafik sigortası) ticari araçlara yönelik tavan fiyat uygulaması başlattı.  Bundan sonra araçların hasar frekansı ne kadar yüksek olursa olsun kamyon, kamyonet, minibüs, otobüs ve taksi gibi ticari araçların trafik sigortası primleri Hazine tarafından belirlenen üst limiti aşamayacak. Karar, yüksek prim ödemekten yakınan ticari araç sahiplerinin mağdur olmasını engellemek için alınsa da, dikkatli bakıldığı zaman, hasar frekansı yüksek araçlardan artık alınamayacak olan fazla ücret, hasarsız müşteriler ve sigorta şirketleri tarafından karşılanabilir.

SİGORTA SEKTÖRÜ  TAVAN FİYAT KONUSUNDA ENDİŞELİ
Sigorta sektörü, özellikle zararın bu kadar arttığı bir dönemde alınan bu kararın zararı daha da artıracağından, müşteri ve şirketleri zor duruma sokacağından endişeli. Türkiye’de faaliyet gösteren büyük yabancı sermayeli şirketler de düzenlemeler karşısında duydukları rahatsızlığı ardı ardına dile getirmeye başladı.
Hazine Müsteşarlığı ise trafik sigortası primlerinin 80 lira ile 122 bin lira arasında değiştiğini, ancak 122 bin lira primin sigortalamamak için özellikle belirlendiği izlenimi doğurduğunu kaydetti ve ekledi: “Tarife uygulamasına dönmeye niyetimiz yok, sadece primlerin sigortalıların erişebileceği bir aralığa oturtulmasını sağlıyoruz.”
Öte yandan, yılda 10’dan fazla kaza yapan araçların primlerinin düşürülmesinin doğruolup olmadığı da sigorta sektöründe tartışma konusu. Yılda 15’ten fazla kaza yapan 27 bin sürücü bulunuyor. Bu sürücülere yılda ortalama 10 bin lira hasar ödeniyor. Trafik sigortalarına gelen tavan limit uygulamasıyla, bu sürücülere ödenen hasarın, kaza yapmayan ve trafik kurallarına uyan 17.6 milyon sürücüden toplanması söz konusu olacağı belirtiliyor.

12-15-trafiktablo1

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

TİCARİ ARAÇLARDAKİ TAVAN FİYATLAR
Kamyon: 6 bin lira
Kamyonet: 2 bin lira
Minibüs: 3 bin 300 lira
Otobüs: 17 bin 700 lira
Taksi: 5 bin 400 lira


Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Mehmet Akif Eroğlu: Bedeni hasarlardaki artış zararı körükledi

“IBNR artışı üçüncü çeyrekte devam etse de önemli ölçüde hız kaybetti. Ancak, geçen yılla kıyaslandığında ödenen bedeni dosya adedinin ve ortalama dosya başına düşen bedeni hasar tutarının 2015 yılında artış göstermesi zararın boyutlarının artmasında etkili oldu.”

Türkiye Sigorta Birliği Genel Sekreteri Mehmet Akif Eroğlu, trafik branşında ilk 6 aylık dönemde yaşanan IBNR artışının üçüncü çeyrekte devam etse de önemli ölçüde hız kaybettiğini söyledi. Bununla birlikte, ilk 6 ayda 1.2 milyar lira zarar eden branşın, üçüncü çeyrekte 1.6 milyar lira zarar ettiğini kaydeden Eroğlu, “Bu durum trafik branşındaki 9 yıllık zarar trendinin 2015 yılında da devam ettiğini gösteriyor. Geçen yılla kıyaslandığında ödenen bedeni dosya adedinin ve ortalama dosya başına düşen bedeni hasar tutarının, 2015 yılında artış göstermesi zararın boyutlarının artmasında etkili oldu” dedi.

‘ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE KASKODA KÂRLILIK ARTAR’
Hasarların artması sonucunda rekabetin yoğun yaşandığı kasko branşında teknik kârlılığın azaldığını söyleyen Eroğlu, “Fiyatlama politikalarının ve hasar süreçlerinin iyileştirilmesiyle beraber kasko branşındaki kârlılık sonuçlarının önümüzdeki dönemlerde azalma trendinden çıkmasını bekliyoruz” dedi.
Yılın üçüncü çeyreğinde özellikle hastalık/sağlık branşının teknik kârlılık sonuçlarında iyileşme olduğuna dikkat çeken Eroğlu, diğer branşlardaysa kârlılık seviyelerinin yılın ilk yarısına göre paralellik gösterdiğini, bunun sonucunda 2015 yılı üçüncü çeyrek sonuçlarında hayat dışı branşlardaki teknik zararda iyileşme yaşandığını ifade etti.

‘RİSKLER DOĞRU HESAPLANMALI’
“Prim üretiminde yaşanan yükseliş trendinin, riskler daha doğru hesaplanmadığı ve yıkıcı boyutlara varan fiyatlandırmalardan sektör olarak uzaklaşılmadığı, aşırı ve sigorta tekniğine aykırı rekabet kontrol altına alınmadığı sürece teknik kârlılık sonuçlarına yansıması ve sektörde bu doğrultuda olumlu gelişmeler beklenmesi doğru olmayacaktır” diyen Eroğlu, sigorta sektörünün şirketleri, acenteleri, brokerleri, bankaları ve sektöre hizmet üreten diğer yan kuruluşlarıyla bir bütün olarak değerlendirilmedi gerektiğini vurguladı.
Eroğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Tüm tarafların, sürdürülebilir büyümenin önemini kavramış olarak birlik içinde çaba göstermesinin, müşteri odaklılığının artmasının, daha kapsamlı ve kaliteli satış kanallarının, iyileştirilen teknik ve mali yapının ve kamuyla işbirliğinin sektörü ileriye götüreceği açık.”
‘TAVAN FİYAT, İYİ VE KÖTÜ SÜRÜCÜ AYRIMINI KALDIRABİLİR’
Sigorta şirketlerinin primleri serbest olarak belirleyebilmesinin rekabet getirdiğini, rekabete açık sistemlerin de müşterinin yararına olduğunu söyleyen Eroğlu, özellikle son yıllarda tazminata sebebiyet vermeyen araçlara indirim uygulanırken, tazminata sebebiyet verenlerin ise primlerinin artırılarak, oluşan maliyetin bu kişiler arasında paylaştırıldığını söyledi. “Hayata geçirilen bu uygulama sayesinde sürücüler trafik kurallarına uygun bir şekilde araç kullanmaya dikkat eder hale gelmiştir” diyen Eroğlu, “Azami prim uygulamasının iyi ve kötü sürücü ayrımını ortadan kaldırması, bunun sonucu olarak hasar maliyetlerinin yükselmesi riski bulunmaktadır. Hasar maliyetlerindeki artışın poliçe primlerini etkilemesi, hiç arzu edilmemesine karşın bu durumdan iyi sürücülerin de olumsuz etkilenmesi olasılığı bulunmaktadır” diye konuştu. Eroğlu, ülkemize yapılan ve yapılacak yatırımları olumsuz etkileyebilecek serbest piyasa dinamiklerinden uzaklaştırıcı adımların sektör gündeminde olmaması gerektiğini ifade etti.

 

12-15-trafiktablo2

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen: Sektörü kârlılığa serbest piyasa dinamikleri götürür

“Serbest piyasa dinamiklerinin orta ve uzun vadede sektörü trafik dahil tüm branşlarda kârlılığa götüreceği açık. Ancak, kamunun mevzuata ve uygulamaya dönük değişiklik ve müdahalelerinin sektör şirketlerini minimum etkileyecek şekilde yapılandırılması önemli.”

Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen, trafik sigortalarında 9 aylık süreçte elde edilen zarar hakkında değerlendirmelerde bulundu. Geçmiş tarihlere de etki eden ve sürekli değişen mevzuat ve kamu uygulamaları nedeniyle özellikle bedeni hasarlar için ayrılması gereken rezerv hesaplamalarının zorlaştığını söyleyen Gülen, ayrılan rezervlerin yeterli olmaması sebebiyle her geçen yıl sigorta sektörünün trafik sigortalarındaki teknik zararının arttığını ifade etti.
Gerçekleşen hasar ödemelerine paralel ayrılması gereken gerçek hasar rezervleri ortaya çıktıkça, her dönemde rezervlerini eksik ayıran veya öteleyen şirketlerin bu branştaki teknik hasarlarının geometrik olarak arttığını dile getiren Gülen, “Bedeni hasarlar dışında, değer kaybı, eksper ücretlerinin artırılması, döviz kurlarındaki artışa paralel gerçekleşen maliyet artışları, tavan prim uygulaması gibi kamunun poliçe kapsamı ve uygulamaya dönük değişiklikleri, önümüzdeki yıllarda da sektörün bu branşta teknik zararını artırarak sürdürmesine neden olacak. Son olarak, asgari ücrette 2016 yılı başında beklenen artış, hem bedeni hasarları artıracak hem de genel işçilik maliyetleri üzerinden trafik ve diğer branşların teknik sonuçlarını negatif etkileyecek” dedi.

‘KASKODA PRİM ARTIŞI KAÇINILMAZ’
2015 yılında kur artışları ve buna bağlı oluşan maliyet enflasyonunun, kasko branşındaki hasar yüklerinde ciddi artışlar getirdiğini aktaran Gülen, sektörde yaşanan yoğun rekabet ortamı nedeniyle, artan hasar yüklerine rağmen maliyet artışının ortalama primlere yansımadığını dile getirdi. 2015 yılının her çeyreğinde kârların eriyerek başa baş noktasına geldiğini belirten Gülen, sözlerine şöyle devam etti: “2016 yılındaysa asgari ücret artışının işçilik maliyetleri, hizmetler ve diğer ürün maliyetlerine etkisi ve 2015 yılında maruz kalınan hasar yüklerinin fiyatlara yansıtılacağı oldukça açık. Aksi takdirde, kasko branşında da teknik sonuçların trafikte olduğu gibi negatife dönmesi kaçınılmaz olacak.”
Bir önceki yılın aynı dönemiyle karşılaştırıldığında oto dışı branşlardaki teknik kârlılığında birkaç puan gerileme yaşandığından bahseden Gülen, “Özellikle, yangın branşında olumsuz hava şartları nedeniyle maruz kalınan sel, dolu, fırtına ve kar ağırlığı kaynaklı hasarlar bu branştaki teknik kârlılığı neredeyse yarı yarıya eritti. İlk yarıya kıyasla görülen iyileşmeyse yılın ikinci yarısında bu tip hasarların ilk yarıya oranla daha az yaşanmasından kaynaklandı” şeklinde konuştu.
Trafik sigortasında ve genel olarak hayat dışında kârlılığa ulaşabilmek için sektördeki farklı taraflara düşen görevleri de sorduğumuz Gülen, sorumuzu şöyle yanıtladı: “Kamu müdahalesi olmaması durumunda, serbest piyasa dinamiklerinin orta ve uzun vadede sektörü trafik dahil tüm branşlarda kârlılığa götüreceği açık. Ancak, kamunun mevzuata ve uygulamaya dönük değişiklik ve müdahalelerinin sektör şirketlerini minimum etkileyecek şekilde yapılandırılması önemli. Özellikle trafik branşıyla ilgili belirsizlik ortamının ortadan kaldırılması gerektiğini düşünüyorum.”


Türk Nippon Sigorta Genel Müdürü Dr. E. Baturalp Pamukçu: Yıl sonunda teknik sonuçlar üzerindeki IBNR etkisi azalır

“2015 yılının 9 ayı sonunda, 2014 yıl sonuna göre net IBNR tutarlarındaki belirgin artışın etkisi en yoğun trafik sigortalarında görülüyor. IBNR rakamlarındaki artışın, 2015 sonu teknik sonuçları üzerindeki etkisinin azalacağını düşünüyorum.”

Türk Nippon Sigorta Genel Müdürü Dr. E. Baturalp Pamukçu, oto sigortalarında geçmiş döneme göre görülen teknik kötüleşmenin konsolide sonuçların da olumsuz olmasına yol açtığını ifade etti.
Kasko sigortalarında geçen sene ön planda tutulan risk seleksiyonu, riske uygun fiyatlama, doğru risk seçimi ve teknik kriterler değerlendirmelerin son dönemlerde genel anlamda uygulanmadığını söyleyen Pamukçu, kasko sigortalarında görülen bu teknik eğilimin ve üretimdeki küçülmenin, teknik sonuçların geçen seneden kötü olmasına yol açmasının kaçınılmaz olacağını kaydetti.
Trafik sigortalarındaki zarardan da bahseden Pamukçu, bunun nedenlerinden biri olarak IBNR’daki artışı gösterdi. 2015 yılının ilk dokuz ayı sonunda, 2014 yıl sonuna göre net IBNR tutarlarındaki belirgin artışın etkisinin en yoğun olarak görüldüğü branşın trafik sigortaları olduğunu aktaran Pamukçu, IBNR rakamlarında ilk dokuz ay sonunda görülen baz etkisinin, 2015 sonu teknik sonuçları üzerinde azalacağını belirtti.
Pamukçu, IBNR baz etkisinin yanı sıra, şirketlerin üzerlerinde taşıdıkları maliyetler artarken primlerin aynı oranlarda artmaması ve bedeni tazminat ödemelerinde devam eden artışın da trafik sigortalarındaki zararı körüklediğinin altını çizdi.

‘YENİ GENEL ŞARTLARLA HASAR MALİYETİ ARTABİLİR’
“Bütün bunların yanında 1 Haziran 2015 itibarıyla yürürlüğe giren yeni trafik sigortası genel şartlarıyla, araçlardaki değer düşüklüğü yeni bir teminat olarak tanımlandı, orijinal veya eşdeğer yedek parça kullanımına dair koşullar net olarak belirlendi, bedeni hasarlarda destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasına baz teşkil edecek mortalite tablosu ile tazminat değerleme faiz oranı belirlendi. Yayınlanan bu genel şartlar uygulamada belirsiz bazı noktaların netleşmesi ve standartlaştırılması açısından olumlu oldu” diyen Pamukçu, sektör için ise genel şartlarda belirtilen başlıkların bir kısmının hasar maliyetlerini artıracak unsurlar taşıdığını dile getirdi.
Pamukçu, sözlerini şöyle tamamladı: “Bütün bu gelişmelerin ve ilk dokuz aylık verilerin ışığında, 2015 yılı sonunda sigorta sektörünün konsolide sonuçlarındaki teknik kâr veya zarar gerçekleşmesi özellikle trafik ve kasko sigortalarındaki teknik sonuçlara paralel olacaktır. Bunun yanında sonuçları yangın ve doğal afetler branşı ile hastalık/sağlık branşının olumlu yönde etkileyeceğini düşünüyorum.”


Prof. Dr. Samİm Ünan: Tavan fiyat şirketleri sigorta yapmaktan kaçınmaya itecek

“Öngörülen üst sınırlar, sigorta şirketlerini zarar ettirecek kadar düşük olursa, sigorta şirketleri sigorta yapmaktan kaçınma konusunda gayret gösterebilir.”

Sigorta hukuku uzmanı ve Sigortacı Gazetesi yazarı Prof. Dr. Samim Ünan, alınan kararın, belirtilen gerekçelerle tam olarak uyuşmadığını belirtti. Ünan, karar hakkında görüşlerini şöyle açıkladı: “Hazine Müsteşarlığı “tavan primler” konusundaki kararını “Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Tarife Uygulama Esasları Hakkında Yönetmelik”in  16. maddesine dayandırmıştır. Söz konusu maddede müsteşarlığın, trafik sigortası prim tutarlarının; sigorta şirketlerinin mali bünyelerinin güçlendirilmesi, haksız rekabetin engellenmesi ve sigorta yapmaktan kaçınılmasının önlenmesi amaçlarıyla sigortacılık esasları çerçevesinde değiştirilmesini isteyebileceği belirtilmektedir.
Ancak ‘tavan prim’ uygulaması yönetmelikte sayılan, “sigorta şirketlerinin mali bünyelerinin güçlendirilmesi”, “sektörde haksız rekabetin önlenmesi”, “sigorta şirketlerinin sigorta yapmaktan kaçınmasının önüne geçilmesi” amaçlarından hangisi uyarınca gerekli görüldüğü anlaşılır değil. “Sigorta şirketinin mali bünyesinin güçlendirilmesi” prim tutarına üst sınır getirerek sağlanabilecek bir amaç gibi görünmüyor.” Ünan, tam tersine, herhangi bir üst sınırın olmamasının, şirketlerin daha fazla prim tahsil ederek daha iyi bir mali yapıya kavuşmalarına hizmet edeceğini
ifade etti.

TAVAN DEĞİL TABAN PRİM
“Prime üst sınır” getirilmesinin, öngörülen üst sınırların sigorta şirketlerinin zarar etmeleri sonucunu doğurabilecek şekilde düşük olması olasılığında, “sigorta yapmaktan kaçınılmasının önlenmesi” amacını gerçekleştirmeye hizmet etmeyeceğini; tam aksine şirketleri sigorta yapmaktan kaçınmaya iteceğini söyleyen Ünan, “Buna karşılık uygulanacak primin tavanı çok yüksek olduğunda bazı sigorta şirketleri, başka şirketler makul veya düşük prim uyguladıkları zaman, bu tavana yakın primler belirleyerek sigorta yapmak zorunluluğunu fiilen devre dışı bırakabilecekler. Şu halde, tavan primin gereğinden düşük veya yüksek oluşu sonucu değiştirebilecek. Tavan primler yeterli yükseklikte değilse, sigorta yapmaktan kaçınma önlenemeyecek” diye konuştu. “Sektörde haksız rekabetin önlenmesi” amacına “tavan primin” değil “taban primin” hizmet edeceğini belirten Ünan, “Sigorta şirketlerince zorunlu trafik sigortası kapsamında uygulanmakta olan primlerin kısaca bahsettiğim amaçlar doğrultusunda değiştirilmesi için öngörülen değişikliğin “sigortacılık esaslarına” uygun bulunması da lazımdır. İlgili yönetmeliğin 16. maddesi, bu gereği de açıkça hükme bağlamıştır. Belirlenen tavan primlerin sigorta şirketlerinin zarara uğramasına sebep olacak ölçüde düşük olması, sigortacılık esasları ile bağdaşmayacak” dedi.

SİGORTA PRİMİ VATANDAŞIN ÖDEMELER LİSTESİNDE  YOK
Prof Dr. Samim Ünan, konuyla ilgili sözlerini şöyle tamamdı: “Türkiye sigorta poliçesi priminin genellikle ‘ödemeler listesinde yer almadığı’ bir ülke. Buna rağmen özellikle motorlu aracını ekmek teknesi olarak kullanan kişilerden, maliyetlerin düşürülmesi istemi yükselmekte. Hazine Müsteşarlığı’nın bu olguyu dikkate aldığı görülüyor. Diğer bir anlatımla, vatandaşların prim borcunu ödemekte aşırı zorlanmasındansa, sigorta şirketlerinin kâr etmemeleri ve hatta bir miktar zarara uğramaları tercih edilmiş.”


Axa Sigorta Direktör ve Genişletilmiş İcra Kurulu Üyesi (Bireysel Teknik ve Ürün Geliştirme) Balkır Demirkan: Mevzuat geçmiş ve gelecek için öngörülebilir olmalı

“Kârlılığa ulaşabilmek için sağlam ve değişmez bir mevzuat ile data veri tabanının bulunması gerekiyor. Mevzuat hem geçmiş hem de sigorta şirketlerinin yakın ve uzak vade planlamaları için öngörülebilir olmalı.”

Trafik zararlarının artışında geçmişten gelen ancak ihbarı yapılmamış dosyaların etkisi olduğu açık olduğunu söyleyen Axa Sigorta Direktör ve Genişletilmiş İcra Kurulu Üyesi (Bireysel Teknik ve Ürün Geliştirme) Balkır Demirkan,  açık olan fakat yeterli muallak tutulmayan dosyaların da (IBNER) toplam zararda önemli bir etkisi olduğunu belirtti. Demirkan, “Hazine Müsteşarlığı’nın bedeni dosyalar için getirmiş olduğu asgari dosya muallak tutarların ve araç değer kaybı taleplerinin artışı ile birlikte, hasar yükünün hızla ve ciddi bir biçimde artacağını beklemek de hatalı olmayacaktır” dedi. Demirkan, geçmişi etkileyen birçok düzenlemenin sektörün gündemini işgal ettiğini ve bu düzenlemelerin mali tablolara olumsuz yansıyabileceğini söyledi.

‘KASKODA KÂRLILIĞA DÖNÜŞ OLABİLİR’
Kasko kârlılığının birçok faktörden etkilendiğini söyleyen Demirkan, sigortacılıkta kâr döngüsünü anlattı: “Sigortacılıkta tüm koşullar aynı devam etse dahi, sigorta döngüsü nedeni ile bir ya da bir kaç dönem kâr eden bir branş bir sonraki dönemlerinde zarar etmekte, sonra yeniden kâr eder noktaya dönmektedir. Türkiye’de periyod bu kadar kısa olmasa da, aynı döngü Türkiye için de geçerlidir. Bu, rekabet ve serbest sigorta piyasasının hareket döngüsüdür.”
‘MEVZUAT SABİT VE ÖNGÖRÜLEBİLİR OLMALI’
Tüm branşlarda kârlılığa ulaşabilmek için sağlam ve değişmez bir mevzuat ile veri tabanının bulunmasının önemine değinen Demirkan, “Mevzuat değişmemeli ve hem geçmiş hem de sigorta şirketlerinin yakın ve uzak vade planlamaları için öngörülebilir olmalıdır.
Hasarları mağdurlar adına takip eden kişi ve kurumların takip edilmesi, bu aracıların ortadan kaldırılmasını sağlayacak yapıların kurulması, hem mağdurlar, hem aracılar hem de sigorta şirketleri ve prim ödeyenler için gereklidir” diye konuştu.

‘SEKTÖRE GEREKEN MİNİMUM PRİM LİMİTİ’
Getirilen tavan fiyatı  uygulamasının, kaza yapan birçok aracın getirdiği yükün diğer sigortalılarca yüklenilmesi anlamına gelen bir düzenleme olduğunu ifade eden Demirkan, “Mevcut piyasa şartlarında uygun olması beklenen adımın, minimum bir prim koruması sağlanarak sigorta şirketlerinin daha sağlıklı primlendirme yapmaları dolayısı ile çok hasar yapanın yaptığı hasar kadar sigortalanmasını sağlaması beklenmektedir” dedi ve uygulamanın, tam aksine, kötü sürücüleri koruyacağını ve sigorta şirketlerini mali açıdan sıkıntıya sokacağını söyledi.


Av. Ahmet Karayazgan: Özel araçların primleri de etkilenebilir

“Tavan fiyat uygulaması sigorta şirketlerini ve müşterileri zor duruma düşürebilir. Ticari olmayan araçların prim ve tarifeleri de etkilenebilir. Nihayetinde bu uygulama daha fazla düzenlemeye gebe.”

Sigorta hukuku konusunda sektörün önemli isimlerinden Av. Ahmet Karayazgan, yeni tavan fiyat düzenlemesi hakkında görüşlerini aktardı. İlk olarak, yeni düzenlemenin niteliği hakkında bir belirsizlik olduğunu ifade eden Karayazgan, uygulamanın Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü tarafından alınan karar gereğince ve sigorta şirketlerine gönderilen bir yazı ile hayata geçirilmiş olduğunu belirtti. Karayazgan, bu bildirim yanında Hazine Müsteşarlığı’nın, sigortacılık mevzuatı içinde uygun bir düzenlemeyi de hayata geçirmesi gerektiğini söyledi.

‘KARARIN GEREKÇESİ NET ANLAŞILMIYOR’
Ticari araç primlerine tavan fiyat getiren uygulamanın dayanağı olarak, trafik sigortalarında uygulama esaslarını belirleyen yönetmeliğin 16. Maddesinin gösterildiğini söyleyen Karayazgan,  “Bu maddede sayılan hallerden hangi gerekçenin esas alındığı, bahsedilen kararın içeriğinden tam olarak anlaşılamamaktadır. Bunun yanında, bu sınırlama ne sigorta şirketlerinin mali bünyelerinin güçlendirilmesine, ne sektörde haksız rekabetin engellenmesine, ne de sigorta şirketlerinin sigorta yapmaktan kaçınmasının önlenmesine yönelik bir önlem gibi gözükmektedir” dedi. Bu kararın, yönetmelikte belirlenen durumların önlenmesinden çok, kaçınılan hususların gerçekleşmesi ihtimalini gündeme taşıyacağını dile getiren Karayazgan, bunun sonucunun, kamu otoritesi tarafından yeni tedbir ve önlemlerin alınması olacağını vurguladı. Karayazgan sözlerine şöyle devam etti: “Diğer yandan karar, ilgili yönetmelik maddesinde öngörülen ‘sigorta primlerinin sigortacılık esasları çerçevesinde değiştirilmesi talebi’ olması gerekmesine karşın, bu kararın bahsedilen esaslar paralelinde bir değiştirme talebi olarak değerlendirilmesi güç.”

‘KARARIN ZAMANLAMASI SORUNLARA NEDEN OLABİLİR’
“Diğer bir husus olarak, bu kararın uygulamaya ve yürürlüğe alınma şekli nedeniyle, kısa bir süre için de olsa, uygulamada sıkıntılar getirebileceğini düşünmekteyim” diyen Karayazgan, sözlerine şöyle devam etti: “Sigorta şirketlerince açıklanmış bir tarife var. Buna göre satılmış ve hayatta olan poliçeler varken, ayın bitimine son birkaç gün kala bu değişikliği hayata geçirmek, prim farklarının iadesi yönünde taleplere dair bir tartışmayı da beraberinde getirebilir. Mutlaka böyle bir tavan getirilecekse, yürürlük için ileri bir  tarih belirlenseydi ya da tavan kademeli bir sistemle hayata geçirilebilseydi daha uygun olabilirdi.” Bunun yanında trafik sigortası genel şartları ile ilgili iptal davalarının devam etmekte olduğunu hatırlatan Karayazgan, “Demokles’in Kılıcı gibi sektörün üzerinde duran bu davalara rağmen yeni genel şartlara göre uygulamalar sürdürülmektedir. Bunun iptali durumunda karşılaşılabilecek ve sigorta şirketlerinin üzerine binecek yük ve sıkıntı henüz tam olarak bilinemezken, yeni yüklerin getirilmesi konusunda daha dikkatli olunması ve acele edilmemesinin, şu noktada son derece önemli olduğunu düşünüyorum” diyerek kararın zamanlaması hakkında endişelerini dile getirdi.

‘SERBEST TARİFE SINIRLANIYOR’
Tarife rejimi hakkındaki endişeleri yorumlayan Karayazgan, “Bu karar, tamamen denilemese de, tarife rejimi yönünde dolaylı bir adım olabilir. Sigorta şirketleri, tavan uygulaması nedeniyle sigortacılık esaslarına göre belirledikleri tarifeleri gereğince alamayacakları prim farklarını, bir şekilde  uygulamalarına yansıtmalarına yönelik önlem ve tedbirler alacaktır” diye konuştu. Genel Şartların iptal edilmesi halindeki durumu düşünmenin bile güç olduğunu ifade eden Karayazgan, “Bu tip durumlar karşısında, kamu otoritesi muhtemel olarak yeni düzenleme getirmek durumunda kalacak. Bu şekilde, tamamen tarife rejimine geçilmeyecekse de, tarifeleri etkileyecek karar ve düzenlemeler ile sigorta şirketlerinin tarifelerinin oluşturulmasına katılması suretiyle, sınırlı bir serbest tarife rejimine doğru gidileceğini düşünmekteyim” dedi.

‘ŞİRKETLERİN UYUMU SEKTÖR ALEYHİNE KULLANILMAMALI’
Karayazgan, ticari araçlarda tavan fiyat uygulanmasını öngören kararın sigorta şirketlerine etkilerini de değerlendirdi. Sigorta şirketlerinin genel itibarı ile kamu otoritesi ile son derece uyumlu hareket etmekte olduğunu söyleyen Karayazgan, şirketlerin, kamu otoritesinden gelen talimat ve uygulamaları, zaman ve içerik yönüyle olabilecek en yüksek seviyede benimseyerek, hayata geçirmekte olduğuna parmak bastı. Kararın gereğinin sigorta şirketleri tarafından çoktan yerine getirilmeye başlandığını sözlerine ekleyen Karayazgan, sektörün bu şekildeki uyumunun, ilgili karşı menfaat grupları açısından benzer şekilde gösterilmediğinin de unutulmaması gerektiğinin altını çizdi. “Bunun en güncel örneği olarak Trafik Sigortası Genel Şartları’nın iptali yönünden menfaat gruplarınca açılan iptal davaları gösterilebilir” diyen Karayazgan, sigorta sektörünün bu uyumunun, sektör aleyhine sürekli bir şekilde kullanılmasının sigorta şirketlerine karşı haksız rekabet teşkil ettiğini söyledi. Karayazgan sözlerine şöyle devam etti: “Sigorta şirketleri de ticaret için kurulmuş ve kâr amaçlı kurumlar. Bu şirketler, oldukça sıkı bir şekilde düzenlenen bir alanda azami iyi niyet ve gayretle ticari bir faaliyet yürütmekte, aynı zamanda, üzerlerine aldıkları riskler itibarıyla da önemli ölçüde topluma destek olmaktadır. Hal böyle iken, sigorta sektörü açısından çok yük ve sıkıntı getiren trafik sigortasına, bu türlü bir tavan uygulaması getirilmesi ve bunun devamında gelebilecek düzenlemeler, sigortacılık bir yana, ticaretin de usul ve esaslarını zorlayacak şekilde sigorta şirketlerinin trafik branşında faaliyetini daha da güçleştirecektir.”

‘TİCARİ OLMAYAN ARAÇLARDA PRİMLER ARTABİLİR’
Şirketlerin yeni fiyat uygulaması ile alamayacakları prim farklarını, bir şekilde ve ayırım yapmaksızın aynı havuzdaki diğer poliçelere ve sigortalılara yansıtmak durumunda kalabileceklerini ifade eden Karayazgan, “Bu durumda, özellikle hasarlı/hasarsız ticari araç ayrımı ve ticari olmayan araçlara yönelik primler ile  tarifeler de etkilenecek. Diğer yandan şirketler, ticaretin bir gereği olarak aldıkları hizmetlere dönük olarak da tasarrufa gitmek durumunda kalabilir. Bu anlamda acente komisyonları da önemli bir maliyet kalemi olarak masaya yatırılarak gözden geçirilebilir” dedi ve ekledi: “Tüm bunlar, kamu otoritesini, diğer araçlar için de tavan fiyat uygulaması getirilmesi ve asgari aracı komisyonu gibi tedbir ve önlemleri almaya mecbur bırakacak, sigortada tüm tarafların hayatını güçleştirecektir.”

‘TRAFİK SİGORTALARINDA TARSİM VE DASK MODELİ ÖRNEK ALINMALI’
Trafik sigortalarının kamu otoritesi tarafından arzulanan şekilde çalışabilmesi ve sektörün bu branşta yaşadığı sıkıntı ve yükün azaltılması  için TARSİM, DASK gibi başarılı uygulamalardaki yapılanma çalışma usul ve esaslarının trafik sigortalarına getirilmesi gerektiğini söyleyen Karayazgan, sözlerini şöyle noktaladı: “İş, hukuk ve mevzuat altyapısının oluşturulması bakımından, tüm ilgili aktörlerin, kamu otoritesinin önderliğinde, birlikte harekete geçmesinin uygun ve yerinde olacağını düşünmekteyim.”

Yorum yazın