
“Sigortacılığın olmazsa olmazı hukuki yapısıdır”
42 sene boyunca tecrübesiyle sektöre yol gösteren Ahmet Hamdi Başar’a göre sigortacılıkta her bir sigorta poliçesi farklı bir sözleşme hükmünde. Sigortacılığın olmazsa olmaz kurallarından birinin hukuki yapısı olduğunu belirten Başar, sektörde hukuk sözleşmelerinin ise çok iyi hazırlanması gerektiğini vurguluyor.
Sigorta sektörünün önemli isimlerinden Ahmet Hamdi Başar, 1972 senesinde İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oluyor. Sektöre girişinde üniversite döneminde seçmeli ders olarak aldığı sigorta hukukunun büyük katkısı olduğunu vurgulayan Başar, 1976 yılında Sigorta Murakabe Kurulu’nda uzman yardımcısı olarak göreve başlıyor. Sektörde 42 sene geçiren Başar, sigortacılık sektörüne girdiğinden dolayı son derece memnun olduğunu sözlerine ekliyor. Duayenlerle Dünden Bugüne söyleşimizin bu ayki konuğu Ahmet Hamdi Başar oldu.
‘HUKUKTAN İYİ BİR DERECEYLE MEZUN OLDUM’
Öncelikle bize eğitim hayatınızdan bahseder misiniz?
Ben İstanbul’da doğdum fakat doğumdan kısa bir süre sonra annem vefat etti. Tesadüf eseri de babam o dönemde askere gitmişti. Bu nedenden dolayı da Tekirdağ’ın Saray kazasında dedemin yanına gittim ve ilkokulu orada okudum. Yazları İstanbul’da geçiriyordum, kışları da Tekirdağ’da okulumu okuyordum. Babam memurdu ve tayini sebebiyle ortaokulu ve liseyi Manisa’da okudum. Liseyi bitirdikten sonra 1968’de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kaydımı yaptırdım ve bu bölümü yüksek bir puanla isteyerek tercih ettim. Bugün de tercihimden memnunum ve 1972 senesinde de İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden iyi bir dereceyle mezun oldum.
Aslında hukuk mezunusunuz. Hukuk ve sigortayı nasıl birleştirdiniz?
Hukuk ve sigortayı birleştirmem tesadüf eseri oldu. Çok bilinçli yaptığım bir tercih değildi. Hukuk fakültesindeyken ikinci sınıfta bazı seçmeli dersleri almam gerekiyordu. Ben de seçmeli ders olarak kolay bir ders olduğu için sigorta hukuku dersini seçmiştim. Sigorta Murakabe Kurulu’na girişimde o dersin bana çok büyük katkısı oldu. ‘Sigortacılık nedir’, ‘poliçe nedir’, ‘sigorta hukuku neye bakar’ gibi konularda aldığım dersler kurula girişimde çok büyük fayda sağladı.
‘1976 YILINDA SEKTÖRE ADIM ATTIM’
1972 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra kurula geçişiniz nasıl oldu?
Fakülteyi bitirdikten sonra birçok kamu kurumu askerliği yapmadan görev vermiyordu. Ancak askerliği bitirdikten sonra kamu kurumlarında görev alabiliyordunuz. O ara İETT Genel Müdürlüğü’nün açtığı bir imtihana girdim ve orada raportör olarak teknik daireyle hukuk arasında kaza tespit raporlarıyla ilgili dökümanları aktardım. Bu görevim 1975’e kadar devam etti. Sonrasında askere giderken idari izinli olarak ayrıldım ancak bu görevi askere kadar geçici bir görev olarak düşündüğüm için asker dönüşümde kendime daha uygun bir görev arayışı içerisine girdim. Başta bir arkadaşımla beraber avukatlık bürosu açmayı düşündük ama mali şartlar buna imkân vermediği için iktisat fakültesinden çok değerli bir abim beni varlığından dahi haberdar olmadığım Sigorta Murakabe Kurulu’na yönlendirdi. 1976 senesinde Sigorta Murakabe Kurulu’nda uzman yardımcısı olarak göreve başlayarak sektöre adım atmış oldum. 1976’dan 1998’e kadar sigortanın kamu tarafında denetim görevlisi olarak çalıştım ve emekli oldum. 1998’den 2017’ye senesine kadar ise Anadolu Sigorta’da hukuk müşaviri ve genel müdür danışmanı olarak toplam 42 sene geçirdim. Vaktinizi şu an nasıl değerlendiriyorsunuz, yapmaktan hoşlandığınız şeyler nelerdir? Anadolu Sigorta’dan ayrıldıktan sonra pandemi geldi. Pandemi döneminde yaş durumundan dolayı eve kapandım. Şu an ise arkadaşlarımla buluşuyorum, sektörde beraber çalıştığım arkadaşlarımla fikir alışverişlerinde bulunuyoruz. Bazı emekli bürokrat arkadaşlarımla da buluşup oyun oynuyorum, sohbet ediyorum.
‘NOTERLİK YAPMAK İSTERDİM’
Hukuk okumasaydınız ne okumak isterdiniz, farklı bir tercihiniz olur muydu?
Hukuk okumasaydım sosyal bilimlerle ilgili bir bölüm tercih ederdim. Yapım icabıyla fen ve matematik konularına çok sıcak bakan bir insan değilim. Sosyoloji, psikoloji gibi bölümlerde görev yapmak isterdim. İlkokuldan itibaren sosyal derslerim hep çok iyiydi. Geometri, fizik, kimya gibi derslerim idare eder düzeydeydi. Tercihim bu noktada hukuktu ve isabetli bir karar oldu. Bu konuyla ilgili içimde ukde kalan tek şey noterlik yapmak isterdim.
‘SEKTÖRE GİRDİĞİM İÇİN ÇOK MEMNUNUM’
Avukatlığa niçin devam etmediniz?
Bir süre Vakıflar Genel Müdürlüğü’nde avukatlık yaptım, hevesimi aldım. Hakim olmaktan ziyade savunma tarafında görev almak, avukatlığa devam etmek isterdim fakat hayatta her şey istediğimiz gibi olmuyor ancak sigorta sektörüne girdiğimden dolayı da son derece memnunum.
‘SİGORTACILIK BANA İLGİNÇ GELDİ’
Tercih hakkınız olsa yine sigorta hukukundan devam etmek ister miydiniz?
Devam ederdim. Yeni ve değişik bir sahaydı. Sigortacılık Türkiye’de çok bilinmiyordu. Başladığım zaman bana da ilginç geldi. Yurt dışı imkânı vardı. Ben de kurulun göndermesiyle Londra’ya gittim. İngiliz Murakabe Sistemi üzerine bir araştırma yapıp rapor hazırladım ve kurula sundum.
‘HER BRANŞ AYRI BİR HUKUKİ SÖZLEŞME’
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Türkiye’de sigorta sektörünün bugün geldiği noktanın Batı standartları seviyesinde olduğunu düşünüyorum. Birçok yeni enstrüman sigorta şirketlerine dahil oldu. Bizim zamanımızda ağırlıklı olarak nakliyat, yangın, kasko ve trafik sigortaları vardı. Bugün artık mesuliyet sigortaları çok ciddi bir artış gösterdi. Sektörde dijitalleşme önemli bir geliştirme göstermiştir. Türkiye’de şu anda sigorta primi düşük seviyede görünüyor olabilir ama sigortacılığı uygulama ve sigortacılık tekniğine hakim olma noktasında ben Batı standartlarını yakaladığımızı düşünüyorum. Yeni birtakım enstrümanların da Türk sigortacılık sektöründe yerini alacağını düşünüyorum. İnsanlardaki sigorta bilincinin gelişmesi, ekonomik yapının, ticaret ve sınai yapının güçlenmesi sigortacılığın gelişmesine yönelik şeyler. Ticari ve sınai faaliyetlerimiz ne kadar yüksekse o kadar da sigorta ihtiyacı doğuyor. Bilinç de arttıkça insanlar kendi sorumluluklarını sigorta ettirme ihtiyacı duyuyor. Sadece varlıklarını değil, üçüncü kişilere verebilecekleri zararlara karşı da kendilerini güvence altına almak için sigorta yaptırıyorlar. Bu ilgi her geçen gün daha fazla artıyor. Kadercilikten uzaklaşıp sigortacılığın da bir gerçek olduğu anlaşıldı. Sigortacılıkta her bir sigorta poliçesi farklı bir hukuki sözleşme hükmünde. Yüzbinlerce hukuki sözleşme var. Her branşın hatta her poliçenin hukuki anlamda koşulları farklı. Her bir poliçe müstakil bir sözleşme hükmünde. Hukuk, sigorta sektörünün 3 temel ayağından biri. Bu 3 temel ayaktan biri teknik, biri mali biri ise hukuki yapısıdır. Sigortacılığın olmazsa olmaz kurallarından bir tanesi hukuki yapısının, sözleşmelerinin çok iyi hazırlanmasıdır.