
Sigorta sektöründe güven ve dönüşümün vurgusu yapılıyor
2025 ve sonrasında sigortaya ilişkin görüşlerini paylaşan PwC, geçiş halindeki bir sektörü şekillendiren beş temel trendi vurgularken sigorta şirketlerinin iş modellerini yeniden tasarlamalarına ve gelecekteki büyümeyi yakalamalarına yardımcı olmak için beş stratejik zorunluluğu paylaşıyor.
Danışmanlık, denetim ve vergi hizmetleri alanında hizmet veren PwC, 2025 ve sonrasında sigortaya dair görüşlerini paylaştığı “Sigorta Sektöründe 2025 ve Sonrası” adlı raporunda sigorta sektörünün bir dönüşümden geçtiğini ve sigortacıların COVID-19’un yarattığı zorlukların üstesinden gelmeyi başardığını belirtiyor. Sektörün sigortalılara karşı artan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, şirketlerin daha önce benzerini görmedikleri zorluklarla başa çıktıklarını ve kriz ortamında varlığının önemini kanıtladığını aktaran raporda COVID-19’un makroekonomik etkileri; çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) konuları ve işgücü ile ilgili zorlukların sigorta şirketlerinin gündemlerinde daha belirgin hale geldiği vurgulanıyor. Ayrıca, güven ve sosyal duyarlılık kavramlarının sektörde daha büyük rol oynamasından dolayı pazardaki bazı oyuncuların uzun vadeli stratejilerini yeniden düşünme fırsatını değerlendirdiği de belirtiliyor. PwC, amaca yönelik, müşteri odaklı ve dijital olarak güçlendirilmiş bir sigorta endüstrisinin ulaşılabilir olduğuna inandıklarını ifade ediyor. PwC’nin bulgularına göre sektörü etkileyecek beş trend şu şekilde:
- Belirsizlik ortamında artan güven açığı
- Hızla değişen müşteri ihtiyaçları ve tercihleri
- Giderek dijitalleşen, yapay zekânın öncülük ettiği bir dünya
- İklim riski ve sürdürülebilirlik odağı
- Yakınsama, iş birliği ve rekabet
Bu beş trend, sigortacıların stratejilerini yeniden tasarlarken akıllarında tutmaları gereken beş stratejik zorunluluğu da beraberinde getiriyor:
Dijital: Sigorta şirketleri dijital ekosistemler kullanmalı. Müşterilerin davranışları, ihtiyaçları, istekleri, riskleri hakkında kişiselleştirilmiş içgörüler toplayarak eşsiz müşteri bilgisi inşa etmeli. Dijital dünyanın taleplerine cevap veren ürün ve hizmetler üretmeli. Dağıtım kanallarını değiştirmeli. Değer zincirini dijital hizmetler seti olarak yeniden planlamalı. Dijital düşünce yapısını benimsemeli ve bunu benimseyen yeteneklere yatırım yapmalı.
Müşteri değeri: Sigorta şirketleri değerin nasıl yaratıldığını ve sigortanın çok daha basit, daha alakalı, kişiselleştirilmiş ve erişilebilir olmasını talep eden müşterilere nasıl sunulduğunu yeniden düşünmeli. Hangi ekosistemlere dâhil olmak istediğini, hangi rollerde oynamak istediğini; müşteri yolculuğunun neresinde ve nasıl dahil olmak istediğini netleştirerek konumunu belirlemeli ve konumuna uygun yeteneklere yatırım yaparak uyumlu hale gelmeli. Güvenilir iş ortaklarından oluşan bir ağ kurmalı. Dijital iş birliğine yönelik tasarım yapmalı. Operasyon modelini çok yönlü değer üretilmesine uyumlu hale getirmeli.
ESG: Kuruluştaki ESG anlayışı geliştirilmeli. Sosyal sorumluluk, misyonun temel değeri haline getirilmeli. İş stratejisinde ESG’ye yer vermeli. ESG aksiyonları ve sonuçları şeffaf hale getirilmeli.
Yetenek: Sigorta şirketleri, dijital ve yapay zekânın artan oranda benimsenmesi, ekosistem merkezli iş modelleri ve çevikliğe geçiş göz önüne alındığında dağıtım, ürün geliştirme, aktüerya, underwriting ve hasar yönetimi gibi kilit rollerin gelecekte nasıl çalışacağını düşünerek geleceğin iş gücünü yeniden tanımlamalı. Kültürden güç almalı. İş gücünün becerilerini yeni dünyaya göre geliştirmeli. Gig ekonomisinden yararlanmalı. Yeni dünyanın iş yeri ve iş gücü dinamikleri benimsenerek insan kaynakları politikaları baştan yazılmalı.
Uygulama: Sonuç odaklı bir organizasyon inşa edilmeli. Güçlü bir değişim yönetimi becerisi geliştirilmeli. Dönüşüm yönetimi organize edilmeli ve çevik bir dağıtım modeli benimsenmeli.
2025’TE KORUMA AÇIĞI 1,86 TRİLYON DOLARA ULAŞABİLİR
İşletmelere ve hükümetlere güvenin azaldığı bir dünyada, finans kurumlarına olan güven tüm zamanların en düşük seviyesine yakın. 2022 Edelman Güven Barometresi’ne göre, katılımcıların sadece %54’ü finansal hizmetler sektörüne güveniyor. Yaşanan bu güven erozyonu, bireylerin sigorta satın alma olasılığını azaltarak daha geniş koruma boşluklarına ve daha yüksek ekonomik kayıplara yol açıyor. 2000 yılından bu yana, küresel koruma açığı tüm sektörlerde büyük ölçüde genişlemiş durumda. PwC, 2020 yılında 1,4 trilyon dolara ulaşan koruma açığının 2025 yılına kadar 1,86 trilyon dolara ulaşabileceğini ve Asya-Pasifik bölgesinin sigortasız riskin neredeyse yarısını oluşturacağını tahmin ediyor. Rapor, güvenin sigortacılık için esas olduğuna ve sigortacıların toplumda riskten korumaktan çok daha büyük bir rolü olduğuna dikkat çekiyor. Raporda ek olarak pandeminin hızlandırdığı gelir eşitsizliği ve orta sınıfta devam eden erozyonun toplumsal güvensizliğe katkıda bulunduğuna işaret ediliyor. Sigortacıların da bu güven sorununu çözmek için cesur, amaca yönelik liderliğe ve net bir stratejiye ihtiyaç duyacağı ifade ediliyor.
KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ ÇÖZÜM İSTEĞİ ARTIYOR
Bugünün tüketicileri sadece finansal koruma aramıyor, günlük yaşamları bağlamında sunulan kişiselleştirilmiş çözümler de istiyor. Tüketiciler, sigorta şirketlerinin risk transferi yükümlülüklerinin ötesine geçmesini; risk tahmini, önleme ve müdahaleyi kapsayan uçtan uca çözümler sunmasını ve bu hizmetleri güçlü dijital ve veri yetenekleriyle desteklemesini bekliyor. Sigorta şirketleri tarafından bakacak olursak şirketler, büyümeyi teşvik eden ve müşteri deneyimini geliştiren sürdürülebilir iş modelleri oluşturmak için müşterilere nasıl hizmet verdiklerini yeniden tasarlamalı, tavsiyelerde bulunmalı ve yeni ortaklıklardan yararlanmalı.
DİJİTALDE HÜCUMA GEÇME ZAMANI
Teknolojinin hayatlarımız üzerindeki etkileri ve sürücüsüz araçlar, robotik fabrikalar, kripto varlıklar, NFT’ler gibi gelişmelerden kaynaklanan sigortalanabilir riskler hızlı bir şekilde geliyor. Birleşmiş Milletler’in (BM) yayınlamış olduğu 2021 Teknoloji ve İnovasyon raporunda Nesnelerin İnterneti (IOT), büyük veri, güneş enerjisi ve robot teknolojisindeki yeniliklerin 3,2 trilyon dolarlık bir pazara katkıda bulunacağı, öncül teknolojiler pazarının boyutunun ise 2025 yılına kadar dokuz kat artacağı tahmin ediliyor. PwC de raporunda otomasyon ve yapay zekânın, sigorta şirketlerinin ürün tasarımı, underwriting, fiyatlandırma gibi değer zinciri boyunca tüketicilerle etkileşim kurma şeklini değiştirdiğini belirtiyor. Sigortacıların dijital geleceği tam olarak benimsemesi gerektiğini de vurgulayan rapor, dijital dünyaya uyum sağlayanların ödüllendirildiği bu ortamda sigortacıların kazanması için hücuma geçmesi gerektiğinin altını çiziyor.
SEKTÖR İKLİM KRİZİYLE MÜCADELEDE ÖNCÜ OLABİLİR
Dünya, giderek büyüyen bir iklim değişikliği tehdidiyle karşı karşıya. Bu tehdit, sigorta sektörü için doğrudan etkileri olan, sistemik fiziksel ve geçiş risklerinden oluşmakta. Rapor, sigorta sektörünün iklim değişikliği ile ilgili alabileceği aksiyonları şöyle sıralıyor:
- Sigorta şirketleri portföylerinde risklere ilişkin daha derin bir anlayış geliştirmeli.
- Risk modellerini ve fiyatlandırma varsayımlarını yeniden tasarlamalı.
- İklimle ilgili yeni ürün ve hizmetler üretmeli.
- İklim risklerini azaltmak adına iş birlikleri artırılmalı.
- Sigortacılar, müşterilerin fiziksel ve geçiş risklerini ele almalarına yardımcı olacak tavsiyeler verebilir.
- Sigortacılar, iklim değişikliğine daha iyi uyum sağlamak için müşterilerle birlikte çalışabilir. Rapor ayrıca risk yönetimindeki uzmanlıkları nedeniyle sigortacıların ve reasürörlerin, küresel iklim krizine karşı mücadelenin öncüsü olma fırsatına sahip olduğuna da dikkat çekiyor.