Sigorta sektörü kârlı büyüme ve yeniliklerle geleceği şekillendiriyor

Sigorta sektörü kârlı büyüme ve yeniliklerle geleceği şekillendiriyor

Sigorta sektörünün karşılaştığı zorlukları ve fırsatları kişisel mal ve kaza sigortası, ticari mal ve kaza sigortası ve hayat sigortası olmak üzere 3 ana bölümde inceleyen McKinsey’nin 2025 Küresel Sigorta Raporu’nda, kişisel ve ticari mal ve kaza sigortalarında kârlı büyümenin önemi vurgulanırken, hayat sigortası sağlayıcılarının değişen tüketici ihtiyaçlarına uyum sağlaması gerektiği belirtiliyor.

Sigorta sektöründeki büyüme fırsatlarını ve zorlukları ele alan McKinsey’nin 2025 Küresel Sigorta Raporu’nda, kişisel ve ticari mal ve kaza sigortalarında (P&C) kârlı büyümenin önemi vurgulanırken, hayat sigortası sağlayıcılarının değişen tüketici ihtiyaçlarına uyum sağlaması gerektiği belirtiliyor. Rapor; ekonomik belirsizlik, doğal afet riski, yaşlanan nüfus ve yapay zekâ teknolojisinin sektöre etkisi gibi konulara değinerek, yenilikçi stratejiler ve operasyonel mükemmeliyet önerileri sunuyor.

Sigorta sektörünün karşılaştığı zorlukları ve fırsatları kişisel mal ve kaza (p&c) sigortası, ticari p&c sigortası ve hayat sigortası olmak üzere 3 ana bölümde inceleyen rapora göre, dünyanın kişisel ve ticari mal ve kaza sigortacıları için kârlı büyüme sağlamak bir zorunlulukken, hayat sigortası sağlayıcılarının ise değişen tüketici ihtiyaçlarına uyum sağlaması gerekiyor.

Riskleri azaltmak ve koruma sağlamak üzerine odaklanan sigorta sektörü, oldukça dalgalı bir dönemden geçiyor. Makroekonomik görünüm karmaşık; enflasyon hâlâ yüksek, faiz oranları belirsiz. Ekonomik büyümenin toparlanma belirtileri göstermesine rağmen, tüketici güveni zayıf. Küresel büyümeyi tehdit eden jeopolitik istikrarsızlık ve korumacılık eğilimleriyle değişen ticaret modelleri, sektöre meydan okuyor.

Buna rağmen, McKinsey’nin 3 bölümden oluşan 2025 Küresel Sigorta Raporu (ticari P&C, bireysel P&C ve hayat sigortası) önemli bir iyimserlik kaynağı sunuyor. Raporda, lider sigorta şirketlerinin performanslarını artırmak için uygulayabileceği ayrıntılı analizler ve net öneriler yer alıyor. Değişen bu ortamda, kârlı büyüme fırsatlarını nasıl yakalayabileceklerine dair stratejik yollar belirleniyor.

KİŞİSEL SİGORTA DALLARINDA KÂRLI BÜYÜME

Kişisel sigorta dallarında kârlı büyüme stratejilerini inceleyen McKinsey, ekonomik belirsizlikler ve değişen müşteri beklentileri ışığında inovasyon, veri odaklı analizler ve müşteri odaklı yaklaşımların önemine vurgu yapıyor. Ayrıca, teknoloji kullanımının verimlilik ve müşteri deneyimini artırma potansiyeli üzerinde duruluyor.

Kişisel mal ve kaza sigortası sektörünün, 2023 yılında gelişmiş piyasalardaki prim artışlarıyla büyüme gösterdiğini belirten rapora göre; şimdi ise yeni pazarlar ve sektörlere genişleyerek potansiyel büyüme alanlarını yakalama fırsatı mevcut.

Rapora göre, kişisel mal ve kaza (P&C) sigortası sektörü, küresel sigorta primlerinin yaklaşık dörtte birini oluşturuyor. İnsanların ve sevdiklerinin güvenliğini sağlarken, son yıllarda yaşanan pandemi, artan maliyetler, doğal afetlerin sıklığı ve yaşam şekillerindeki değişim gibi zorluklarla da karşı karşıya kalıyor. Bu durum hem fırsatlar hem de zorluklar sunuyor.

Kişisel mal ve kaza sigortası sektörü, yeni pazarlar ve sektörlerde genişleme fırsatları sunuyor. Müşteri taleplerinin artması ve risklerin değişmesiyle, bu sektörün yenilikçi çözümler sunarak kârlı bir büyüme sağlaması mümkün hale geliyor.

Kişisel mal ve kaza sigortası primlerinin, 2022-23 döneminde %9,5 artışla 1,1 trilyon dolara ulaşarak, nominal küresel GSYİH’nın üzerinde bir büyüme gösterdiği ifade edilen raporda, sektörün önemi (brüt yazılmış primler olarak nominal GSYİH’ye oran) pandemi öncesi seviyelerin altında kaldığı ve gelişmiş ile gelişmekte olan ekonomiler arasındaki kapsama açığının genişlediğine dikkat çekiliyor. Gelişmiş piyasaların, sınırlı yeni risk genişlemesiyle büyük oranda fiyat artışlarıyla büyüdüğü belirtiliyor.

Aynı zamanda, sigortanın erişilebilirliğinin önemli bir konu haline geldiği vurgulanan raporda, konut sigortası maliyetindeki artışların, Amerika Birleşik Devletleri de dahil olmak üzere bazı bölgelerde gelir artışını geride bıraktığının altı çiziliyor. Bu durum, varlık fiyatlarının yükselmesiyle toplam sigortalanabilir değerlerin artması, tamir maliyetlerinin ve hasar sıklığının özellikle fiziksel risklere maruz kalan bölgelerde yükselmesi ve reasürans maliyetlerinin artmasıyla ilişkili olduğuna vurgu yapılıyor. Pek çok bölgenin aynı temel faktörlerden etkilenmesi nedeniyle, artan primlerin diğer bölgelere de yayılabileceği belirtiliyor.

Bu zorlukların, sigorta şirketleri için yenilik yapma, kapsamı genişletme ve sektörün önemini artırma fırsatları sunduğu ifade edilen raporda, sektörün sürdürülebilir ve kârlı bir büyümeye yönelmesi konusunda iyimser olunduğuna dikkat çekiliyor. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’nde primlerin 2025’e kadar yıllık %11 oranında artmasını ve birleşik oranların 8 puandan fazla düşmesi bekleniyor.

ZORLUKLAR VE FIRSATLAR

Değişen bir sigorta ortamında hem zorluklar hem de fırsatların mevcut olduğuna dikkat çekilen raporda, elektrikli ve otonom araçlar gibi mobilite trendlerinin, kaskoyu dönüştürerek sektörü etkileyebileceği belirtiliyor. Doğal afetlerin artan sıklığı ve şiddetinin ise, koruma açığını genişletebileceği ifade ediliyor. Rapora göre, Latin Amerika ve Asya’daki bazı ekonomiler sigorta kapsamını artırabilecek büyüme potansiyeli taşıyor. Küresel nüfusun yaşlanması ve değişen müşteri satın alma davranışları, sigorta şirketlerine yeteneklerini ve hizmetlerini yeniden düşünme fırsatı sunarken, özellikle yapay zekâ ve generative AI gibi teknolojiler inovasyonu teşvik edebilir.

KEŞFETMEK VE ETKİNLEŞTİRMEK İÇİN 3 BÜYÜME MODELİ

Sigorta şirketleri, sektörün performansına yanıt olarak bilinçli seçimler yapıyor ve iş modellerini değiştiriyor. Stratejiler bölgeye göre farklılık gösterse de, her biri belirgin farklılık alanlarına ve kısa ile uzun vadeli stratejilere sahip 3 ana sigorta modeli ortaya çıkıyor.

  • Temel, büyük ölçekli oyuncular: Geleneksel sigorta kapsamına odaklanırlar. Bu sigorta şirketleri; ulusal ölçeklerini, geniş dağıtım ağlarını ve marka gücünü kullanmayı hedefler. Artan rekabet nedeniyle (genişleyen dağıtım kanalları, teknolojik inovasyon vb.) teknik mükemmeliyetlerini sağlamak zorunda kalacaklardır.
  • Yenilikçiler: Yeni kanallar aracılığıyla özel ürünler sunarak sigorta kapsamını genişletirler. Elektrikli araçlar veya yüksek riskli bölgelerdeki konut sigortası gibi karşılanmamış yeni risklere yönelik çözümler üretirler.
  • Hedefe yönelik oyuncular: Pazarlama, dağıtım ve hizmet alanlarında farklılaşırlar. Güçlü markalarını ve ağlarını kullanarak belirli bir coğrafyada, kanalda veya segmentte üstün müşteri hizmetleri sunarlar.

Rapora göre, bu 3 model birbirini dışlamıyor. Aksine, gelecekte başarılı olacak şirketler, temel alanlardaki güçlü konumlarını kullanarak yan sektörlere genişlerken, stratejik olarak yenilik yapacakları özel alanları belirleyenler olacak. Bunu başarmak için kapsamlı bir büyüme sisteminin gerekliliğine dikkat çeken rapor, genel olarak sektörün görünümünü olumlu görüyor. Rapora göre, oyuncuların kârlı büyüme hedefiyle yenilik yapmaya ve kapsama alanlarını genişletmeye devam edecekleri, bu sayede de sektörün önemini artıracakları öngörülüyor.

TİCARİ BRANŞLARDA KÂRLI BÜYÜME ARAYIŞI

Raporun 3 bölümünden biri olan ticari mal ve kaza sigortacılığında kârlı büyüme giderek zorlaşıyor. Ticari mülkiyet ve kaza sigortası şirketlerinin, nerede ve nasıl rekabet edecekleri konusunda bilinçli kararlar alması gerekiyor.

Rapora göre, müşteriler için belirsizliği azaltmaya odaklanan ticari mülkiyet ve kaza (P&C) sigortacıları, kendileri makroekonomik belirsizliklerle karşı karşıya kalıyor. Pek çok ekonomide enflasyon beklenenden daha kalıcı oldu ve faiz oranlarındaki düşüşe ilişkin belirsizlik de sürüyor. Ekonomik büyüme döngüsü dip noktasına ulaşmış gibi görünse de tüketici güveni hala zayıf. Ayrıca, küresel büyüme için bir tehdit olarak algılanan jeopolitik istikrarsızlık ve korumacılığın işaretleri arasında değişen ticaret modelleri, sektörü zorluyor.

Bu makroekonomik ortam, piyasa dalgalanmaları nedeniyle büyümenin yavaşlayabileceği veya durabileceği dönemleri göz önünde bulundurarak ihtiyatlı bir iyimserlik gerektiriyor. Ancak ticari P&C sektörü ek zorluklarla karşı karşıya. İklim riskleri, özellikle şiddetli fırtınalar nedeniyle artıyor. Geçen yıl kaydedilen en sıcak yıl oldu ve 2024’ün daha da sıcak olma olasılığı üçte bir olarak tahmin ediliyor. Ayrıca, ABD’deki toplu dava masrafları 2022’de %8, 2021’de ise %5 artarak, sektördeki maliyetleri yükseltip erişilebilirliği de olumsuz etkiledi.

Rapor sonuç olarak, sigortacıların büyümeyi sağlamak için sürekli artan primlere veya mevcut zorlayıcı piyasa döngüsünün devamına güvenemeyeceğini; bu nedenle, değişen bu ortamda nasıl kârlı bir şekilde büyüme sağlayacaklarını yeniden değerlendirmek için kritik bir dönemden geçtiğini belirtiyor.

FİYAT ARTIŞLARININ ÖTESİNDE BÜYÜMEK

Rapora göre, fiyat artışlarının ötesinde büyüme sağlamak zorlaşıyor. Küresel ticari P&C sigortası hatları, son 5 yılda primlerin yılda ortalama %8 artmasıyla güçlü bir büyüme sergiledi. 2023’te sektörün ortalama birleşik oranı %91’e geriledi. Ancak bu büyümenin neredeyse tamamı, prim artışlarından kaynaklandı. Avrupa ve Kuzey Amerika pazarlarındaki toplam büyüme, tamamen daha yüksek fiyatlandırmalardan kaynaklanırken, fiyatlarla ilgisi olmayan faktörler genel prim büyümesini azalttı.

ZORLUK: KÂRLI BÜYÜMEYİ YAKALAMAK VE SÜRDÜRMEK

Son yıllarda, uzmanlaşmış sigortacılar veya farklı iş alanlarına yayılan şirketler için tutarlı bir kârlılık elde etmenin kolay olmadığı ifade edilen rapora göre, ancak başarı sağlandığında bu performans kalıcı olabilir. Sigortacıların artık değişen pazar ortamında sürekli ve kârlı büyümeyi nasıl yakalayacaklarına odaklanmaları gerekiyor.

Son 10 yılda 25 küresel ticari P&C sigortacısının performansına ilişkin McKinsey’nin analizine göre, büyüme ile kârlılık arasında güçlü bir ilişki olmasa da, zaman içinde farklılaşan bir performansı sürdürebilen net liderler bulunuyor. Net birleşik oran (CoR) sıralamasına göre, ilk çeyrekteki 7 sigortacıdan 5’i (toplamın %20’si) yerini korusa da, orta düzeyde performans gösteren 11 sigortacıdan sadece 2’si (%8) en üste çıkabilirken; alt çeyrekten hiçbir sigortacı zirveye ulaşamadı.

Sigortacıların faaliyet gösterdiği alanlar önemli olsa da, finansal performanslarının büyük bir kısmının işleyiş biçimleriyle belirlendiği ifade edilen rapora göre, performansın %40’ı iş kollarından kaynaklanırken, %60’ı ise nasıl çalıştıklarıyla ilişkili. Bu durum, hem ekonomik genişleme hem de daralma dönemlerinde geçerli, ancak bölgesel farklılıklar istisnalar yaratabiliyor. Portföy stratejileri önemli olsa da, uygulama ve icraat daha büyük bir öneme sahip. Bu nedenle sigortacılar, kârlı büyüme sağlamak için temel iş alanlarındaki yetkinliklerini güçlendirmeye odaklanmalı.

ÜSTÜN PERFORMANSIN 4 ANAHTARI

En iyi performans gösteren ticari P&C sigortacıları, sürdürülebilir kârlı büyüme ve rekabet avantajının nasıl sağladığını ele alan McKinsey analizine göre, liderlerin üstün performansını belirleyen 4 ayırt edici alan şu şekilde:

  1. Verimli operasyonlar ve maliyet kontrolü.

Kârlı büyümeyi yakalamaya yönelik net stratejilere sahiptirler. Bu stratejiler hem şirket içinde hem de dışında etkili bir şekilde iletilir ve anlaşılır. Ayrıca, belirli kanallar ve yetenekler gibi yürütmeyi yönlendiren yetkinliklere odaklı yatırımlar yaparlar.

  • Yenilikçi ürün ve hizmet geliştirme.

En iyi performans gösteren şirketler, risk değerlendirme sürecini modernize etmeye yatırım yapar. Özellikle, ayırt edici özelliklerini güçlendirmek için üretici yapay zekâ gibi teknolojik yenilikleri benimserler.

  • Müşteri odaklılık ve etkili dağıtım kanalları.

Değişen dağıtım ortamında başarıyla yol alırlar. Bunu, müşteri edinme maliyetlerini düşürmeye odaklanarak verimlilik sağlayarak gerçekleştiriyorlar.

  • Risk değerlendirme ve fiyatlama uzmanlığı.

Lider şirketler, operasyonel verimlilik sayesinde yönetim giderlerini etkin bir şekilde kontrol ederler. Bu sayede, rakiplerinden ortalama 2 puan daha düşük yönetim gider oranları ile faaliyet gösterirler.

Rapora göre, ticari P&C sigortacılarının, makroekonomik belirsizlikler ve yenilikçi çözümler sunan rakiplerin artan rekabetiyle şekillenen bir pazarla karşı karşıya. Ancak bu durum, büyüme için fırsatlar da sunabilir. Sigortacılar, yalnızca prim artışlarına odaklanmak yerine koruma açığını kapatmayı ve şirketler arasında öz sigorta uygulamalarını azaltmayı hedefleyebilir. Sektördeki dönüm noktaları, sigortacılar için rekabetten sıyrılma ve farklılaşma fırsatları yaratır. Bu dinamikler, sektörde liderliğe giden yolu açabilir.

HAYATTA VE ÖTESİNDE BÜYÜME VE RELEVANS

Raporun 3 ana bölümünden biri olan hayat, emeklilik ve sağlık sigortasının da derinlemesine bir analizi sunuluyor.

Rapora göre; küresel hayat, emeklilik ve sağlık sigortası sektörlerinde büyüme için umut vadeden alanlar bulunuyor. Ancak durgun talebi aşmak için sektörün, temel ürünlerinin ötesinde yeni büyüme kaynakları bulması gerekiyor.

Hayat ve emeklilik sigortası sektörü için bu yıl, belirsizliklerle dolu bir dönem olsa da beklenmedik olumlu gelişmelerin de yaşandığı vurgulanıyor. Küresel GSYİH’nın reel anlamda büyümesi, enflasyonun sürekli düşmesi ve hisse senedi piyasalarının toparlanması gibi dayanıklı makroekonomik koşullar sektöre destek sağladı. Ancak tüm ürün grupları ve coğrafyalar bu ivmeden faydalanamadı. Küresel ölçekte büyüme için parlak alanlar bulunsa da, geleneksel ürünler ve büyük pazarlar durgun durumda. Bu durum, sektörün büyüme ve anlam arayışını zorunlu hale getiriyor.

DEĞİŞEN BİR PEYZAJA UYUM SAĞLAMAK

Rapora göe, hayat ve emeklilik sektörü, küresel GSYİH büyümesinin gerisinde kalması ve sermaye piyasalarındaki öneminin azalmasıyla anlam arayışında zorlanıyor. Ancak, yaşlanan nüfusa yönelik emeklilik çözümlerine olan talebin artışı, hayat sigortacıları için müşteri deneyiminin rekabet avantajı haline gelmesi ve özel sermayenin sektörün genişlemesindeki artan rolü gibi yapısal değişimler, fırsatlarla birlikte zorluklar da sunuyor.

Hayat sigortası pazarı, 65 yaş ve üzerindeki küresel “yaşlı” nüfusun ve servetin büyük ölçüde X Kuşağı ile emekliler arasında yoğunlaşmasının etkisiyle yeniden şekilleniyor. Daha az evlilik, düşük doğurganlık oranları ve çift gelirli hanelerin artışı gibi değişen sosyal normlar ve yaşam biçimleri, geleneksel hayat sigortası modeline meydan okusa da, bu durum, geleneksel olmayan aile yapılarına uygun daha esnek poliçeler geliştirmek için bir fırsat sunuyor.

BÜYÜME VE DEĞER YARATMA YOLLARINI BULMAK

Rapora göre sigorta şirketlerinin, hem tüketicilerin hem de toplumun değişen ihtiyaçlarını karşılayarak değer yaratma yeteneklerinde önemli bir dönüşüm gerçekleştirmesi gerekiyor. Bu, geleneksel yaşam sigortası tekliflerinin ötesine geçmeyi gerektiriyor. Raporda, hemen büyüme sağlayabilecek 4 ana eksene ise şu şekilde yer veriliyor:

Emeklilik alanında yeniden anlam kazanmak ve liderlik sağlamak: Yüksek faiz oranları ve makroekonomik belirsizlikler, yeni bir emeklilik öncesi ve emeklilik dönemi bireyler için temel ürün değer önerisini yeniden ön plana çıkardı. Ayrıca demografik değişimler, emeklilik varlıklarının büyük bir kısmını kullanıma açıyor. Hayat sigortası şirketleri, son 30 yıldır varlık ve servet yöneticilerine devredilen birikimleri koruyarak ve ömür boyu güvenli bir emeklilik geliri sağlayarak, yeniden güçlü ve anlamlı bir rol üstlenme fırsatına sahip.

Zenginlik ve sağlık çözümlerine doğru entegre bir yaklaşım benimsemek: Demografik değişimlere bağlı olarak müşteri tercihleri, hayat sigortası ile zenginlik çözümleri arasındaki çizgiyi bulanıklaştırdı. Modern müşteriler, tüm finansal ihtiyaçlarını ele alabilecek danışmanlar arıyor. Hayat sigortası, varlık yönetimi ve sağlık hizmetleri arasındaki sinerjilerden yararlanarak sigortacılar, müşterilerin değişen ihtiyaçlarını karşılayan, kişiselleştirilmiş ve entegre bir deneyim sunabilir. Bu yaklaşım, müşterilerin yaşam kalitesine odaklanırken, sürdürülebilir büyüme ve rekabet gücü için bir temel oluşturuyor.

Müşterilere ve danışmanlara hizmet vermek için yeni yollar bulmak: Hayat sigortasının azalan yaygınlığına rağmen artan cazibesi, sigorta şirketlerinin koruma hikâyesini daha fazla tüketiciye anlatması için bir fırsat sunuyor. Özellikle danışmanların yaşlandığı ve zamanlarının büyük kısmını başka ürünlere ayırdığı göz önüne alındığında, bu durum önem kazanıyor. Sigorta şirketleri, işyeri gibi yakın alanlar ve veri ile dijitalle desteklenmiş dağıtım kanalları aracılığıyla müşterilere ulaşma yollarını keşfederek, danışmanların hizmet maliyetlerini düşürmeyi hedefliyor.

Sigorta, varlık yönetimi ve sermaye arasında döngüyü (flywheel) harekete geçirmek: Hayat sigortası ile varlık yönetiminin birleştiği bir ortamda, değer yaratımı, “flywheel” yaklaşımının başarılı bir şekilde uygulanmasına dayanır. Bu model 3 bileşenden oluşur: Geniş çapta sigorta poliçesi ve gelir sigortası ihraç edilmesi, farklılaşmış yatırım yönetimi ve sermaye yönetimi. Bazı sigorta şirketleri, bu bileşenlerin tümünde özgün bir model sunarak tam entegre bir döngü oluşturabilirken, diğerleri en güçlü oldukları bileşenleri seçip bu alanlara odaklanmayı tercih edebilir.

Raporda hayat sigortası şirketlerinin, belirsizliklere karşı koruma sağlama ve bireylerin servet inşa etmesine yardımcı olma konusunda toplumlarda önemli bir rol oynadığına dikkat çekiliyor. Sektörün önemi azalmış olsa da, ortaya çıkan yapısal eğilimlerden yararlanarak rolünü yeniden tanımlama fırsatı bulunuyor. Bu fırsatlardan yararlanmak, sigortacıların finansal hizmetler, sağlık ve uzun ömürlü bakım gibi alanlarda yeni yetkinlikler geliştirmelerini ve pozisyonlarını yeniden ayarlamalarını gerektiriyor. Rapora göre, geleneksel hayat sigortasının ötesine geçmek, sektör için artık hem gerekli hem de heyecan verici bir büyüme gerekliliğine dayanıyor.

SİGORTA SEKTÖRÜ DEĞİŞEN İHTİYAÇLARA YANIT VEREREK BÜYÜMEYİ HEDEFLİYOR

McKinsey’nin “Küresel Sigorta Raporu 2025: Büyüme Arayışı” başlıklı raporu, sigorta sektörünün karşılaştığı zorlukları ve fırsatları 3 ana bölümde inceliyor: Kişisel Mal ve Kaza (P&C) Sigortası, Ticari P&C Sigortası ve Hayat Sigortası.

  1. Kişisel P&C Sigortası: 2022-2023 yılları arasında kişisel P&C sigortası primleri %9,5 artarak 1,1 trilyon dolara ulaştı. Ancak, primlerin nominal GSYİH içindeki payı pandemi öncesi seviyelerin altında kaldı ve gelişmiş ile gelişmekte olan ekonomiler arasındaki sigorta kapsamı farkı genişledi. Gelişmiş piyasalardaki büyüme büyük ölçüde fiyat artışlarından kaynaklandı, yeni risk alanlarına genişleme sınırlı kaldı. ABD gibi bazı pazarlarda sigorta maliyetleri; artan varlık fiyatları, onarım maliyetleri ve doğal afetlerin sıklığı nedeniyle önemli bir konu haline geldi.
  2. Ticari P&C Sigortası: Son 5 yılda ticari P&C sigortası primleri yıllık ortalama %8 artış gösterdi ve 2023 yılında ortalama birleşik oran %91’e düştü. Ancak, bu büyüme büyük ölçüde prim artışlarından kaynaklandı. Sigortacılar, değişen piyasa koşullarında sürdürülebilir ve kârlı büyüme elde etmek için faaliyet stratejilerine odaklanmalı.
  3. Hayat Sigortası: Küresel hayat, emeklilik ve sağlık sigortası sektöründe bazı büyüme alanları bulunmasına rağmen, geleneksel ürünlere olan talep durağan. Değişen demografik yapılar ve sosyal normlar, sigortacıların daha esnek ve yenilikçi poliçeler geliştirmesini gerektiriyor. Özellikle yaşlanan nüfus ve yeni yaşam biçimleri, sigorta sektörünün ürün ve hizmetlerini yeniden şekillendirmesi için fırsatlar sunuyor.

Raporda, sigortacıların yeni teknolojilerden, özellikle yapay zekâ ve üretken yapay zekâdan yararlanarak değer zincirlerini yeniden düşünmeleri ve yenilik yapmaları gerektiği vurgulanıyor. Ayrıca, doğal afetlerle ilgili riskleri yönetmek, hafifletmek ve aktarmak için yeni yetkinliklere yatırım yapmanın önemi belirtiliyor.

Yorum yazın