Sigorta sektörü kâr etmek için büyümek zorunda

Ege Sigorta Genel Müdürü Kadir Şimşek, gerçekleştirdiğimiz röportajda ekonomideki reel daralmanın Türk sigorta sektörüne etkileri, sigorta şirketlerinin kârlılık için yapmaları gerekenleri ve Ege Sigorta’nın acenteler ile olan ilişkilerini ve etkin olduğu branşları anlattı. 1.100’e yakın acentesi bulunan Ege Sigorta eylül sonu itibarıyla yüzde 17’lik bir büyüme yakaladı. Anadolu’da penetrasyonu öncelikleri arasına koyan Ege Sigorta kâr trendini önümüzdeki dönemde devam ettirmeyi hedefliyor. Şimşek, 2014 yılında yavaşlayan sigorta sektörünün 2015 yılında hızlanmasını ve şirketlerin rahatlamasını beklediğini kaydetti.

Ege Sigorta bu yıl nasıl bir performans sergiledi?
Ege Sigorta eylül sonu itibarıyla baktığımız zaman yüzde 17 seviyesinde bir büyüme yakaladı. Bu oran sektör ortalamasının üzerinde. Enflasyon düşülmüş reel büyümeye bakınca ise yüzde 8.14’lük bir büyüme var. Hayat dışındaki pazar payımız ise yüzde 1.10 seviyelerinde. Sektörün bu kadar dağılmasına, reel bir azalma olmasına rağmen bizim reel bir yüzde 8’lik büyümemiz var. İstikrarlı bir şekilde büyüyoruz. Ve uzmanlaştığımız branşlarda gerçekten emek harcıyoruz ve kar ediyoruz. Gelecekle ilgili de Ege Sigorta olarak 2015 yılında çok daha iyi bir yerde olacağımızı düşünüyorum. Hem büyüyeceğiz hem de kâr edeceğiz. Bu sektörde kâr edip, büyümek kolay değildir ama biz kontrollü olarak büyüyeceğiz. Bizim kontrolümüzde olacak ve kârlı bir büyüme sağlayacağız.

Oto dışı ferdi kazada birincisiniz. Bunu hangi kanallardan gerçekleştirdiniz? Bankalar mı yoksa direkt sigortalama şeklinde mi?
Eylül sonu itibarıyla baktığımız zaman oto dışı ferdi kazada birinci olduğumuzu görüyoruz. Bu bizim uzmanlaşmamızın bir sonucu. En başından beri sigorta şirketlerinin artık uzmanlaşması gerektiğini söylüyorum. Sigorta branşlarında “hepsi benim olsun” dediğiniz zaman risk seçmede ve fiyatlamada zorlanıyorsunuz. Artık sigorta şirketlerinin bu yükleri kaldırması da çok kolay değil.  O açıdan Ege Sigorta’da şunu yapıyoruz: Belli branşlarda uzmanlaşıyoruz. Aktif branşlarımız olacak diye karar aldık. Bunun biri de zorunlu koltuk branşıydı. Şu anda zorunlu koltuk ferdi kazada sektör birincisi konumundayız. Sektörün toplam yaptığı üretimin yüzde 50’ye yakınını biz gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda Ege Sigorta olarak ferdi kazada üretim yapıyoruz. Bunu banka kanalıyla değil acente ve müşteri kanallarıyla yapıyoruz. Baktığınız zaman şu anda ferdi kazada toplam olarak iyi bir yere geldiğimizi düşünüyoruz.

Daha önce yaptığımız röportajda acentelerle net olmak gerektiğini söylediniz. Acentelerinize nasıl destek sunuyorsunuz?
Ege Sigorta’nın en büyük özelliklerinden bir tanesi de acentelere karşı net olmasıdır. Ege Sigorta yenilikçi yapısı, değişime açık olması ve acentelerle çok iyi iletişim kurması ile öne çıkan bir şirket yapısı üzerinde faaliyet göstermektedir. Ve biz iş yaptıkça şunu görmeye başladık: Yaptığımız toplantılarda kendimize dönüş oranı ve şirketten acenteye dönüş oranı yüzde 99 seviyesinde seyrediyor. Bu da bizi gerçekten çok memnun ediyor. Yönetim olarak bizim ilklerimiz, önceliklerimizden bir tanesi de buydu. Şirketimiz ve acenteler arasında net bir ilişki ortamı yaratmak. Eğer güvenilir ve insanların iş yapmak istediği bir sigorta şirketi olmak istiyorsanız bunları da acenteye net bir şekilde söylemeniz lazım. Biz hiçbir zaman müşterimize kesin olmayan, “bakarız” gibi cevaplar vermedik. Acentelere açık ve net bir şekilde biz bir riski, bir konuyu veya bir işi yapıp yapamayacağımızı net bir şekilde ifade ettik. Bir karar aldık ve bunu hızlı bir şekilde yürürlüğe koyduk. Bizim bu alandaki farkımız da tam olarak bu: Samimiyet.

Yılın sonuna geldik. Yıl sonunda prim üretimi olarak nasıl bitirmeyi planlıyorsunuz?
2014 yılına eylül sonu sonuçları itibarıyla baktığımız zaman yüzde 6 civarında bir artış gözükmekte.  Ama reel anlamda baktığımızda yüzde 2.5 seviyesinde bir azalma görüyoruz. Bu bizim sektörümüzü büyütemediğimiz anlamına geliyor. Eğer siz büyüyemiyorsanız bu sektörde hiç şansınız yok. Kâr eden şirketlere bakınca, hepsinin altında büyüme vardır. Sağlıklı bir büyüme vardır. Büyüme olmadan olmaz. Sektörün sonuçları ortada: Şirketler büyüyemiyor. En büyük sıkıntı da poliçe adetlerindeki genel düşüş. Önümüzdeki dönemden itibaren bu sıkıntılar sektöre daha fazla zarar verecek. Ve eylüle geldiğimiz zaman  yüzde 2.5 bir daralma var. Bu hepimizin işletmelerini şirketleri negatif olarak etkileyecek, kârlılık anlamında etkileyecek. Şu an sektörün en büyük payı trafik sigortasında. Trafikte şu anda 500 milyon lira civarında bir zarar var. Bu zarar daha da büyüyecek.

Büyümek istediğiniz başka branşlar var mı?
Şu an kendimize seçtiğimiz uzmanlık branşları zorunlu koltuk ve ferdi kaza branşı. Diğer branşlarda ise bir ihtimal olarak tarımı düşünüyoruz. Çünkü orada büyük bir potansiyel var. Bizim seyahat sağlık ürünümüz var. Bu ürünü piyasada yaygınlaştırmayı düşünüyoruz. Ama genel olarak zorunlu koltuk ve ferdi kaza branşlarında uzmanlaşmak ve burada fırsatlarımızı, artılarımızı ve kârlılığımızı sürdürmek istiyoruz. Özel ürünlerle ise pazardan belli bir pay almayı düşünüyoruz.

Yapılan regülasyonlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Hükümete ne gibi görevler düşüyor? Sigorta sektöründe nasıl düzenlemeler yapılmalı?
Bence otorite gerekli desteği verdi. Bu son 10 yıla baktığımız zaman kanunlar, yönetmelikler ve tedbirlerle mevzuatta çok büyük değişiklikler yapıldı. Zaten sektör ve Hazine son zamanda el ele çok şey yaptılar. Burada sektörün üstüne büyük bir görev düşüyor. Görev yönetici ve sermayelere düşüyor. Bu sektörün artık kâr odaklı bir sektör olması lazım. Kâr edemeyen bir sektör haline geldik. Artık bu sektörün kâr eden bir sektör haline gelmesi, bizlerin kendimizi yenilemesi ve farklı iş yapış şekillerini geliştirmemiz lazım.

Anadolu’daki çalışmalarınız nasıl gidiyor?
Ege Sigortanın çok büyük bir avantajı var. Bugün 1.100’e yakın çalışan acentemiz var. Bunun yüzde 70’i nereden baksanız Anadolu’da. Bugün Anadolu’da hangi ile giderseniz gidin muhakkak bir Ege Sigorta acentesi vardır. Biz Anadolu’ya çok önem veriyoruz çünkü, Anadolu’da büyük bir gelişim ve potansiyel var. Biz oralarda olmak istiyoruz. Kimsenin gitmediği, sigortanın olmadığı yerlerde biz olmak istiyoruz. Böyle bir stratejimiz var orta ve uzun vadede. Pazarda rekabet oluşturmak yerine sigortası olmayan ve ulaşılmayan yerlere sigorta götürmek istiyoruz.

2014 yılında “İlk kez iyimser değilim” demiştiniz. Bu dönem tahmin ettiğiniz gibi geçti mi?
Bu dönem tahmin ettiğim gibi geçti. Sektörde reel anlamda bir daralma var. Sektörün dinamikleriyle yüzde 6’lık bir büyüme reelde yüzde 2.5 seviyesinde bir daralma gösteriyor. Bu sigorta sektörünün gerçek dinamikleri değil. Oto satışlarının düşmesi, poliçe adetlerinin düşmesi, bunların hepsi bağlantılı. Sektör daraldığı zaman da rekabetin en yoğun olduğu dönem başlıyor. Biz rekabete karşı değiliz ama bu kadar yoğun bir rekabet sektöre de zarar veriyor. Genel gider, maliyetlerin azalması rekabetlerde kullanılır ama sektöre bakınca herkesin genel giderlerinde artış var. Bizim her riske düşük fiyat verme hastalığımız var. Yoksa tabii ki rekabet olacak. Rekabet bu işin ruhunda var. En büyük handikapımız da bu. O yüzden sonuçlara eylül itibarıyla baktığımız zaman poliçe adetleri ortada. Büyüme olmayınca kâr da olmuyor. Kâr görmeyince sermayedarlar da rahatsız oluyor ve bu da sektörü olumsuz bir şekilde etkiliyor. Yöneticilerin artık yönetsel anlamda kârlılık odaklı düşünmelerini sağlayacak sistemleri kurmaları lazım. Sektörün en büyük sorunu bu. Her zaman söylüyorum: Başarı büyümeyle gelir. Büyüme de kârı getirmez her zaman. Kâr yoksa üretimin büyüklüğü önemli değil. Her şirketin bir başarı hikayesi, yönetsel davranışları vardır. Bunu da kendileri bulacaklar. Bunu yaparken yöneticilerin kâr odaklı düşünmeleri şart diye düşünüyorum.

Yorum yazın