Sigorta Haftası

SEVGİ konusunda yaptığı çalışmalarla 20. yüzyıla damgasını vurmuş Amerikalı yazar, kişisel gelişimci ve motivasyon konuşmacısı Leo F. Buscaglia riskle ilgili şunları söylemiş;

Gülmek; “SAF” denme riskini göze almaktır.

Ağlamak ise; “DUYGUSAL” görünme riskini,

Birine yakınlaşmak; “KENDİNİ KAPTIRMA” riskini,

Duygularını açmak; “KENDİNİ ORTAYA KOYMA” riskini,

Hayalleri ve düşünceleri sergilemek ise; “ONLARI BAŞKASINA KAPTIRMA” riskini göze almaktır.

Sevmek; “KARŞILIK GÖREMEME” riskini…

Yaşamak ise; “ÖLME” riskini göze almaktır.

Umutlanmak; “HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRAMA” riskini,

Çabalamak ise; “BAŞARISIZ OLMA” riskini göze almaktır…

Ama riskler yaşanmalıdır, çünkü hayatımızın en büyük riski hiç risk almamaktır.

Hiç risk almayan kişi, belki acı ve üzüntülerden korunabilir ama büyüyemez, sevemez, değişemez, hissedemez, öğrenemez.

Garanti arayışlarıyla zincirlenmiş bir köle olarak yaşarken, bedelini; özgürlüğünü kaybederek öder.

Sadece; riski göze alabilen kişi hürdür.

Bir sosyal bilimci açısından risk böyle tanımlanmış; oysa riskin tek bir anlamı yoktur ve tanımlanması zor bir kavramdır.

Ekonomistler, davranış bilimciler, aktüerler, risk teorisyenleri ve sigortacılar kendi bakış açılarından riski tanımlamışlardır.

Günlük hayatımız nereden ve nasıl geleceğini bilmediğimiz ve başımıza geldiğinde yaratacağı zararın boyutunu kestiremediğimiz risklerle doludur. İnsanoğlu, varlığından bu yana güvenli bir ortamda yaşamak amacıyla karşılaşacağı risklere karşı önlemler alarak risklerini yönetmeye çalışmıştır.

Alınan fiziksel tedbirlerin yetersiz kaldığı noktada ise modern yaşamın en önemli ihtiyaçlarından biri olan ‘sigorta’, finansal bir risk yönetimi olarak günlük hayatımızda yerini almıştır.

Sigortanın konusunu, Leo Buscaglia’nın konu ettiği riskler dışında kalan ve doğrudan doğruya ekonomik zarar doğuran riskler ve bu risklerin yönetilmesi oluşturmaktadır.

Dilimizde “Olacakla, öleceğe çare bulunmaz” diye bir özdeyiş vardır. Doğrudur. Sigortacılar da olacağa ve öleceğe çare bulamazlar ancak olacağın ve ölümün doğuracağı ekonomik sonuçlarını ortadan kaldırarak hayatımıza kolaylık sağlarlar.

Sigortacılar itfaiyeciler gibidir. Başkalarının riskini devralacak cesur kişilerdir. Hiç tanımadıkları kişilerin kaderlerini paylaşırlar. Sigortanın tarihçesi M.Ö. 3500’lü yıllara kadar uzanır. Bilinen en eski mesleklerin başında gelir. Yaptıkları iş sosyal bir iştir. Hangi rejimde olursa olsun, sigorta sistemin temel yapısını oluşturur. Bir tanıma göre “Sigorta, kapitalist sistemin en sosyalist uygulamasıdır. Temelinde sosyal dayanışma vardır.

Sigortasız ve Sigortacısız bir yaşam düşünülemez.

Kim olursak olalım, ne iş yaparsak yapalım, hepimiz bugünümüzü ve yarınlarımızı güvence altına almak için sigortayı ve sigortacıyı hayatımızdan çıkarmayalım.

Bu hafta “Sigorta Haftası”.

Tüm sigortalıların ve sigortacıların haftası kutlu olsun.

İlginizi Çekebilir