Sektör “serbest tarife” diyor; trafikte tek çare prim artışı değil

Sektör “serbest tarife” diyor; trafikte tek çare prim artışı değil

Sigorta sektörü üç yıldır trafikle yatıp trafikle kalkıyor. Bu branştan edilen zararın önlenmesi için yapılan zamlarla başlayan süreçte tansiyon bir türlü düşmedi. En son Hazine Müsteşarlığı, trafik sigortasında tek seferlik bir zam uygulamasına gitti. Buna göre, zorunlu trafik sigortasında her bir araç grubu ve basamak bazında hesaplanan azami primler, 1 Ocak’tan itibaren geçerli olmak üzere, Aralık 2017 azami primlerine %5 eklenerek hesaplanmaya başladı.

Aralık 2017’de ortalama trafik primi 529 liraydı. %5’lik ek zam ve %1.5’lik aylık ilave ile birlikte, ortalama prim yeni yıla 853 lira olarak başladı. 24 Ocak itibarıyla ise, ortalama trafik primi 591 liraya indi. Ay sonundaysa ortalama primin 570 milyon lira civarına düşmesi bekleniyor.

TRAFİKTE NELER OLMUŞTU?

Zorunlu trafik sigortasında 2012 yılının sonunda yaklaşık 1.3 milyar lira zarar eden sigorta şirketleri, bu zararı telafi etmek için primleri artırmaya başladı. En çok zarara yol açan araçların ticari araçlar olması sebebiyle, bu prim artışı ticari araçlara daha çok yansıdı. Yüksek riskli ticari araçlara poliçe yapmaktan kaçınmak için çok yüksek fiyatlar verilmesi kamuoyunun gündemine oturdu.

Bunun üzerine Kasım 2015’te, Hazine Müsteşarlığı zorunlu trafik sigortasında ticari araçlar için tavan fiyat uygulaması getirdi. Poliçe kesmekten kaçınan şirketlere ağır yaptırımlar uygulanacağı konusunda da sektörü uyardı. 2015 yıl sonunda trafik branşında edilen teknik zarar yaklaşık 2.4 milyar dolara çıkınca, sigorta şirketleri çareyi diğer araçların primlerini de yükseltmekte buldu.

Ancak yükselen primler toplumun farklı kesimleri tarafından tepkiyle karşılandı. Her ne kadar artan primler teknik sonuçları olumluya döndürdüyse de, Hazine Müsteşarlığı primlerin çok yüksek olması gerekçesiyle Nisan 2017’de trafik sigortasında serbest tarifeyi sonlandırdı ve tüm araçlar için tavan fiyat uygulaması getirdi. Aynı zamanda, acentelere de taban komisyon uygulaması başladı.

11 YIL SONRA GELEN KÂR

Zararla geçen 11 yılın ardından, prim artışının da etkisiyle 2016 sonunda 19 milyon lira teknik kâra geçilen branşta, Eylül 2017 sonunda yeniden zarara dönüldü ve 240 milyon lira teknik zarar kaydedildi.

Sektör tarafından tepkiyle karşılanan tavan fiyat uygulamasının ardından Hazine trafik branşında bir düzenlemeye daha gitti ve temmuz ayında yayınlanan yönetmelikle “Riskli Sigortalılar Havuzu” uygulamaya alındı. Trafik sigortası poliçelerine ilişkin prim ve hasarın sigorta şirketleri arasında paylaştırılmasını sağlayan havuz sayesinde 1, 2 ve 3’üncü basamaktaki hususi araç ve kamyonetler ve bunların dışında kalan tüm araçlar havuza devredilebilir hale geldi.

Yaşanan tüm bu gelişmelerin ardından sektör trafik sigortasında zararın oldukça yükseleceğini ifade etti. Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Can Akın Çağlar, sektörün trafik sigortasından kâr etmeyi beklemediğini, ancak zararın makul bir seviyede tutulması gerektiğini savundu ve hesaplamalarına göre 2017 sonunda zorunlu trafik sigortasındaki zararın 2.3 milyar liraya ulaşacağını kaydetti. Hazine’nin bu branşta yaptığı iyileştirmeler üzerine açıklama yapan TSB Genel Sekreteri Mehmet Akif Eroğlu ise, “Acente komisyonlarının %10’dan %8’e düşürülmesi ve Hazine Müsteşarlığı’nın trafik sigortasındaki aylık %1 oranındaki zammı %1.5’e çıkarması avantaj sağladı. Ancak bu iyileştirmeler hasar tahminlerimizi sadece 2.1 milyar liraya düşürdü” ifadelerini kullandı.

%5 EK ZAM

Sektörden gelen tepkiler üzerine Hazine Müsteşarlığı, bu yılın ocak ayından itibaren geçerli olacak %5’lik ek zam uygulamasını getirdi. Buna karşın primlerde yapılan bu tek seferlik artışın tabloyu yeterli olmadığı görüşü hakim. Sektör her ne kadar sürekli serbest tarifeye dönülmesi taleplerini dile getirse de, tavan fiyat uygulamasının 2018 sonuna kadar kaldırılması mümkün görünmüyor. Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Şerif Çakırsoy’un yaptığı açıklamalar sebebiyle, havuz uygulamasının kalıcı olacağı, tavan fiyatın da uzun bir süre kalkmayacağı biliniyor.

%5’lik ek prim artışının sigorta şirketlerini bir nebze olsa rahatlatacağı düşünülse de, yeni yılda da zarar tablosunun süreceği öngörülüyor. Sadece primlerle oynanarak trafik sigortasındaki sorunun çözülemeyeceğini vurgulayan sektör yöneticileri, öncelikle kaza frekansının artırılması gerektiğini belirtiyor ve değer kaybı ile değerden yoksun kalma tazminatının hesaplanması, tazminat limitlerinin detaylandırılarak ucu açık tazminatlara sözleşme öncesi limit getirilmesi, bunların yanı sıra poliçeler üzerindeki vergi ve fon yükünün hafifletilmesi gibi düzenlemeler bekliyor.

ALLIANZ TÜRKİYE CEO’SU: %5 PRİM ARTIŞI YETERLİ OLMAZ

“Yapılan %5’lik artışın olumlu etkileri olacaktır. Ancak bu artışın yeterli olmayacağı görüşündeyim. 2017 yılı 9. ay sonuçlarında görülen zararın, yapılan ek zamma rağmen 2018 yılında devam etmesi büyük olasılık.”

Allianz Türkiye CEO’su Aylin Somersan Coqui, trafik sigortası primlerine yapılan zammı değerlendirdi. 12 Nisan itibarıyla zorunlu trafik sigortalarına getirilen ve ortalama sigorta primini %30 civarında aşağı çeken tavan fiyatı uygulamasının tüm sektörü doğrudan etkilediğini belirten Somersan Coqui, bu branşta 2017 yılında poliçe adedi artmasına rağmen poliçe primleri azaldığı için trafik prim toplamında düşüş gerçekleştiğini aktardı. 2018 yılı başından itibaren geçerli olmak üzere yapılan %5’lik artışın olumlu etkileri olacağını belirten Somersan Coqui, “Buna karşın bu artışın yeterli olmayacağı görüşündeyim” dedi.

Tarife uygulamasının gerçek olumsuz etkisini bu yıl içinde daha net göreceğimizi kaydeden Somersan Coqui, “2017 yılı 9. ay sonuçlarında da görülen zararın, yapılan ek zamma rağmen 2018 yılında devam etmesinin büyük olasılık olduğunu belirtmek isterim” şeklinde konuştu.

“SERBEST TARİFEYE DÖNÜLMELİ”

Tablonun olumluya çevrilmesi için önerilerini de paylaşan Somersan Coqui, “Önümüzdeki dönem temel beklentimiz, tavan fiyat uygulaması konusunda bütüncül bir yaklaşımla tüm tarafların yararına olacak kalıcı bir çözümün üretilmesi ve yeniden serbest tarife sistemine geri dönülmesi yönündedir. Mevcut uygulama kısmi iyileştirmelerle devam ettiği takdirde, kötü sürücü iyi sürücü ayrımı ile doğru fiyatlama, kazaların azaltılması ve sistemin sağlıklı temeller üzerinde gelişimi alanlarında eksikliklerle yola devam edilmiş olacak. Bu vesile ile sektörün sürdürülebilirliğinin serbest tarife mekanizmalarının sağlıklı işlemesine bağlı olduğunu bir kez daha belirtmek isterim” dedi.

KORU SİGORTA GENEL MÜDÜR BAŞ YARDIMCISI: SADECE PRİM ARTIŞIYLA KÂRLILIK MAKUL SEVİYEDE TUTULMAZ

“Yetersiz fiyatlama yapılan risk gruplarındaki azami prim uygulamasının detaylandırılması gerekir. Mevcut uygulamada sadece fiyat artışı ile bu branşın kârlılığını makul bir bantta tutmanın da mümkün olmayacağını düşünüyorum.”

Koru Sigorta Genel Müdür Baş Yardımcısı Ender Güzeler, trafik sigortasında yaşanan son gelişmeleri Sigortacı Gazetesi’ne değerlendirdi. “Bilindiği gibi, aslında kamu otoritesi Nisan 2017’de azami prim uygulamasının kapsamını genişleterek ve nihai olarak Haziran 2017’de Riskli Sigortalılar Havuz sistemini getirerek serbest tarifeden bilinmeyen bir süre için vazgeçti. Her ne kadar düzenlemeler kısmen olumlu değişimlerin sinyalini verse de, gelinen noktada teminat limitlerinin, sigorta primlerinin, acente komisyonlarının, poliçelerdeki fon ve vergilerin kamu otoritesi tarafından belirlendiği, tazminat hesaplamalarının bağımsız eksper ve mahkemeler tarafından belirlediği bir ortamda trafik sigortalarından oluşacak zararın sorumluluğunun kimde olacağı ve nasıl finanse edileceği konusuna gerekli çözümün üretilmediği ortadadır” diyen Güzeler, doğal olarak sigorta şirketleri kadar kamu otoritesinin de bu durumun ve sorumluluğunun farkında davrandığını kaydetti.

Söz konusu artışı hiç yoktan iyidir diyerek değersizleştirmemek gerektiğini düşünen Güzeler, “Daha farklı oran mı olmalıydı? Evet. Ama, artış oranından önce uygulanan tarifenin, yetersiz fiyatlama yapılan risk gruplarında azami prim uygulamasının detaylandırılması gerektiğini düşünüyor ve bunları yapmadan toptancı bir yaklaşımla trafik tarifesinin serbest piyasa dinamiklerinin işlediği bir ortamda uzun süre yönetilebileceğini öngörmüyorum” dedi.

“OLUMLUYA DÖNMESE DE İYİLEŞTİRİCİ KATKISI OLUR”

Son zammın trafikteki kârsızlık sorununa etkisini de sorduğumuz Güzeler, şu yanıtı verdi:

“Tablo olumluya dönmese de mutlaka iyileştirici bir katkısı olur. Aslında ekstra yapılan artış oranı sadece %3.5. Havuz kapsamındaki riskler için bunun birkaç katına ihtiyaç var. Sadece yıl içinde planlı yapılan artış oranlarını topladığımızda hasar enflasyonunu (otomobil sektörü kur artışları ve sağlık enflasyonu) karşılar gibi görünse de aslında yetersiz olduğu, yıl ortalamasında hasar enflasyonun minimum 5 puan altında kalacağı görülmektedir. Hesaplamalarımıza göre azami primlerin sektör portföyünün %40-45’i için yeterli olmadığı, kalan kısım için ise gerekli olan ticari priminin %1-3 üzerinde olduğunu görüyoruz.”

Mevcut kamu tarifesinin en azından 2018 sonuna kadar süreceğinin kesin olduğuna dikkat çeken Güzeler, “Sadece fiyat artışı ile bu branşın kârlılığını makul bir bantta tutmanın da mümkün olmayacağını düşünüyorum. Bu gerekçelerle, maliyetlerin tüm bileşenlerine yönelik uzun süredir dile getirilen ve bazılarında mevzuat düzenlemesi getirilse de etkisi henüz tam hissedilmeyen konular, değer kaybı, değerden yoksun kalma tazminatının hesaplanması, tazminat limitlerinin detaylandırılarak ucu açık tazminatlara sözleşme öncesi limit getirilmesi, üzerinde çalışılan genel şartlarla birlikte kısa vadeli çözümlerin başında gelmektedir. Ayrıca, poliçeler üzerindeki vergi ve fon yükünün de bir miktar hafifletilmesini de kısa vadeli çözümlere ekleyebiliriz. Kısa vadede beklenen çözümlerin üzerine, orta ve uzun vadede serbest tarife uygulamasıyla birlikte sigortalılık oranını/sigortalı sayısını artıracak, riski yayan ve anti seleksiyonu engelleyen bir düzenlemeye ihtiyaç var” diye konuştu.


Renk Özcan
renk@sigortacigazetesi.com.tr

Yorum yazın