Salgının nakliyat emtia branşına olumsuz etkisi sınırlı olacak

 Salgının nakliyat emtia branşına olumsuz etkisi sınırlı olacak

COVID-19 salgını sürecinde taşımalarda yaşanan gecikmeler veya karantina uygulamaları gibi nedenlerle meydana gelen hasar taleplerinin nakliyat emtia sigortası teminatı kapsamında olup olmadığını değerlendiren TİLEGAL Avukatlık Bürosu Kıdemli Ortağı Av. Savaş İnandıoğlu, ilk izlenimlerin salgının nakliyat emtia sigortası üzerindeki olumsuz etkisinin sınırlı olacağı yönünde olduğunu söyledi.

Dünya Sağlık Örgütü tarafından salgın hastalık olarak ilan edilmesi akabinde tüm dünyada bir pandemik olarak kabul gören COVID-19 salgını, çeşitli seyahat yasaklarını ve ulaşımda aksaklıkları beraberinde getirerek Türkiye’de ve tüm dünyada üretim, lojistik ve uluslararası tedarik zincirinde önemli aksaklıklara neden oldu. TİLEGAL Avukatlık Bürosu Kıdemli Ortağı Av. Savaş İnandıoğlu, konuyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: Seyahat güzergâhlarında yaşanan duraksamalar, karantina uygulamaları ve iş gücü kesintileri nakliyecilerin taşıma işleri için belirlenen transit sürelere riayet etmelerini zorlaştırmış ve taşıma sözleşmelerinin ifasını güçleştirmiştir. Bu nedenle COVID-19 salgını sürecinde taşıma sürelerine riayet edilememesi veya karantina uygulamaları vb. nedenlerle meydana gelecek zararlardan doğan hasar taleplerinin nakliyat emtia sigortası teminatı kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve eğer değerlendirilecek ise zarardan sorumlu olan taşıyana Türk Ticaret Kanunu (TTK) md. 1472 kapsamında rücu edilmesinin mümkün olup olmadığı sorusu gündeme gelmektedir.

İNGİLİZ HUKUKU MU TÜRK HUKUKU MU?

Taşıyana rücu edilip edilemeyeceğinin değerlendirilmesi açısından öncelikle bu salgının mücbir sebep sayılmasının mümkün olup olmadığı incelenmelidir. Bu noktada taşıma sözleşmesinin uygulanacağı hukuk önemli rol oynamaktadır. İngiliz hukukuna tabi taşıma sözleşmelerinde taşıma sözleşmesinde salgına ilişkin açık ve özel bir mücbir sebep maddesi bulunmadığı takdirde, salgının mücbir sebep olarak nitelendirilmesi çok mümkün gözükmemektedir. Türk hukuku bakımından ise bir sözleşmede mücbir sebebe ilişkin bir düzenleme olmasa bile, şartları varsa Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 136 – 138 md arasının uygulanma ihtimali olacaktır. Taşıma sözleşmelerinde öngörülemeyen halin ne olduğu ve sonuçları ve buna istinaden taşıyanın sorumluluğuna ilişkin deniz, kara ve hava taşımaları ile ilgili olarak değişik durumlar ile alakalı hem uluslararası konvansiyonlarda hem de TTK’unda değişik düzenlemeler bulunmaktadır. Bu kapsamda, Türk hukukuna tabi bir taşıma sözleşmesinde, COVID-19 salgını sebebiyle tarafların yükümlülüklerinin nasıl etkileneceğinin her somut olay bakımından BK, TTK hükümleri ve taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekeceğinden sigortalısına ödeme yaparak onun haklarına TTK md. 1472 uyarınca halef olan sigortacının da aynı hükümleri her taşıma ilişkisine göre ayrı olarak incelemesi gerekecektir.

TEMİNAT KAPSAMI POLİÇE BAZINDA DEĞERLENDİRİLMELİ

COVID-19 nedeniyle meydana gelecek zararların nakliyat emtia sigorta poliçesi kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ile ilgili olarak da; her ne kadar hukukumuzda sözleşme serbestisi prensibi geçerli olsa da, sigorta sözleşmeleri bakımından mutlak bir sözleşme serbestisinin varlığından söz etmek mümkün değildir. Zira sigorta sözleşmelerinin Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenen sigorta genel şartlarına ve Türk Ticaret Kanunun emredici hükümlerine uygun olması gerekir. Kalan hususlarda sıklıkla Enstitü Yük Klozlarına atıfta bulunduğu görülmektedir. Bunlar “özel şart” niteliğindedir, poliçede her zaman aksi kararlaştırılabilir. Sigorta poliçesi ile sağlanan teminatın kapsamı olay bazında değişkenlik göstereceğinden, COVID-19 salgını sürecinde doğan gecikme ve hasar taleplerinin sigorta teminatı kapsamında kalıp kalmadığı hususunda mutlak bir kanıya varmak, poliçeyle ek teminat verilip verilmediğini incelemeden mümkün değildir. Her bir sigorta poliçesinin içeriği ve kapsamının olay bazında özel olarak değerlendirilmesi gerekir.

Emtia Nakliyat Sigortası Genel Şartları özel olarak salgın rizikosuna değinmemekte ancak malların sevk ve naklinde gecikme ve karantina kaynaklı talepleri teminat dışı bırakmaktadır. Bu durumda salgından kaynaklanan emtia hasarlarının sigorta kuvertüründe değerlendirilmesi mümkün olmasına rağmen gecikme kaynaklı hasarlar teminat dışı sayılabilecektir. 

Uygulamada poliçelerde sıklıkla Enstitü Yük Klozları (A)’ya atıf yapılmakta olup, Enstitü Yük Klozları (A)’nın tabi olduğu bir poliçede bir rizikonun teminat dışı sayılması 4,5,6 ve 7. klozlarda açık bir biçimde istisna edilmiş olmasına bağlıdır.

Açıkça istisna edilen haller haricinde tüm rizikolar bakımından teminat sağlayan Enstitü Yük Klozları (A)’ da salgın halini istisna edilen haller içerisinde saymamıştır. Ancak istisna hallerinden 4.5. maddede sigorta kapsamındaki bir tehlikeden olsa bile yakın nedeni gecikme olan zıya, hasar veya masrafları sigorta teminatından istisna edilen hallerden sayıldığı görülmektedir. Bu durumda tıpkı genel şartlarda olduğu gibi salgından kaynaklanan hasar taleplerinin teminat kapsamında değerlendirilmesi mümkün iken, hasar talebinin yakın nedeninin salgından ziyade gecikme olarak nitelendirilebildiği hallerde hasarın teminat dışı olarak değerlendirilmesi riski doğacaktır. Emtea Nakliyat Sigortası Genel Şartlarının 28. maddesinde “ Özel Şartların Genel Şartlardan önce uygulanır” denilmektedir. Bu nedenle Enstitü Yük Klozları (A) ile poliçe klozlarının her olay bazında dikkatle incelenmesi gerekecektir. Ancak önemle belirtmek isteriz ki, Nakliyat Emtea Sigortası kapsamında istisna olan gecikme zararları, taşıtan ile taşıyan arasındaki ilişkide, şartları oluşmuşsa ve ifa imkansızlığına ilişkin istisnalar saklı kalmak kaydıyla, taşıyanın sorumluluğunu gerektirebilecektir. Böyle bir durumda, doğrudan taşıtanın, taşıyana bir talep yöneltmesi durumunda taşıtanın “Taşıyan Sorumluluk Sigortası” olan sigorta şirketi ödeme yapmak zorunda kalabilecektir.  

İLK İZLENİMLER OLUMLU

Sonuç olarak, COVID-19 salgını sebebiyle deniz yolu, kara yolu ve hava yolu ile taşınan yükte meydana gelen hasarın teminat kapsamında olup olmayacağı ile ilgili olarak ilk izlenimler, salgının nakliyat emtia sigortası üzerindeki etkisinin sınırlı olacağı, poliçede yer alan diğer düzenlemelerle birlikte değerlendirilmesi gerektiği yönündedir. Ancak, ICC (A)’nın uygulandığı bir poliçede yakın nedeni gecikme dışı olan salgınla ilgili bazı hususların teminat içinde değerlendirilmesinin mümkün olduğu düşünülebilecektir.”

İlginizi Çekebilir