Sağlık maliyetleriyle büyüyor

Sağlık maliyetleriyle büyüyor

Beklenmedik hastalıklar ve kazalar karşısında bireylerin finansal yükünü hafifleten sağlık sigortaları, hem kişileri hem de ailelerini olası sağlık giderlerine karşı güvence altına alıyor. Ancak artan sağlık harcamaları, yüksek enflasyon, dövizdeki dalgalanmalar nedeniyle sağlık sigortaları artan maliyetleri ile büyümekte.

İnsan hayatının en temel yapı taşlarından biri sağlık. Fiziksel ve zihinsel olarak iyi bir durumda olmak, sadece bireylerin günlük yaşamlarını sürdürebilmesi için değil, aynı zamanda toplumsal refahın da sağlanabilmesi için büyük önem taşıyor. Ancak sağlık sorunlarının ne zaman ortaya çıkacağını önceden kestirebilmek zor, bu da sağlık güvencesinin önemini daha da artırıyor. Beklenmedik hastalıklar ve kazalar karşısında bireylerin finansal yükünü hafifletmek amacıyla önemli bir koruma sağlayan sigorta, hem kişileri hem de ailelerini olası sağlık giderlerine karşı güvence altına alıyor. Hastalık, kaza veya acil bir durumda, tedavi masrafları oldukça yüksek olabiliyor ve bu durum birçok insanı maddi olarak zor durumda bırakabiliyor. Sigorta, hem bu tedavi masraflarının karşılanmasını hem de hastalıkların erken teşhisi ve önlenmesi için gereken sağlık hizmetlerine erişim sağlayan oldukça önemli bir enstrüman.

MEDİKAL ENFLASYON PRİMLERİ ARTIRIYOR

Artan yaşam maliyeti ve yüksek enflasyon, özellikle sağlık sigortası sektörünü olumsuz etkiliyor. Türkiye’de son yıllarda enflasyon oranlarının hızla yükselmesi, gıda, enerji ve genel yaşam giderlerinin artmasına yol açarken, sağlık hizmetlerinin de fiyatları ciddi şekilde yükseldi. Sağlık sigortaları primlerinin belirlenmesinde etkili olan en önemli faktör medikal enflasyon, özellikle ilaç ve tedavi maliyetlerini artırarak sağlık sigortası şirketlerinin prim tarifelerini gözden geçirmelerine sebep oldu. Bu durum, sigorta primlerinin de yükselmesine ve bireylerin sağlık sigortalarına erişim konusunda zorluk yaşamalarına neden oluyor. Sigorta şirketleri, artan tedavi ve ilaç maliyetlerini karşılamak adına prim oranlarını artırmak zorunda kalırken, bu durum vatandaşların bütçelerini zorlamakta. Medikal enflasyon, hastaneler, doktor muayeneleri ve laboratuvar testleri gibi sağlık hizmetlerine yapılan harcamaları etkileyerek sigorta primlerinin artışını kaçınılmaz hale getiriyor.

Özel sağlık sigortasında primleri artıran faktörler neler?

  • Enflasyon
  • Medikal enflasyon (tıbbi hizmetler, malzeme fiyatlarındaki yükselişler, tanı, teşhis ve tedavi maliyetleri)
  • Türk Tabipler Birliği Hekimlik Uygulama Veritabanı (HUV) ve Sağlık Uygulama Tebliği (SUV) tarifeleri
  • Asgari ücret artışları
  • Döviz kuruna bağlı tıbbi malzemelerin fiyatları
  • Hastane muayene ve ameliyat ücretleri
  • Muayene ve tanı yöntemlerinden yararlanma ve poliçeyi kullanma sıklığı

SAĞLIK TÜFE’Yİ SOLLADI

TÜİK tarafından açıklanan enflasyon verilerine göre enflasyon Kasım ayında %2,24 artarken yıllık %47,09’a ulaştı. Ana harcama grubunda yer alan sağlık ise aylık %2,69 ve yıllık %52,84 ile hem aylık hem de yıllık bazda TÜFE’yi geçti.

2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı ve Kalkınma Planı’nda TSS teşviki

12’nci Kalkınma Planı’nda da yer alan ve 30 Ekim 2024 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 2025 Yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda da yer verilen Sosyal Güvenlik Sistemi ve finansmanına yönelik politika ve tedbirler kapsamında Genel Sağlık Sigortası sisteminin sürdürülebilirliğinin güçlendirilmesi, kişilere alternatif bir sağlık güvencesi sağlanması ve sağlık hizmet sunumundaki kapasitenin etkin kullanımı için tamamlayıcı sağlık sigortacılığı teşvik edilecek. Ek olarak Sosyal Güvenlik Sistemi, emekli refahının artırılması ve kişilere ilave sağlık güvencesi sağlanması amacıyla tamamlayıcı emeklilik ve sağlık sistemleriyle desteklenecek.

SAĞLIKTA BÜYÜME TAM GAZ DEVAM

Türkiye Sigorta Birliği’nin (TSB) yayınladığı poliçe rakamlarına baktığımızda Eylül 2024’te 6 milyon 185 adet seviyelerine ulaşırken geçen yılın aynı döneminde bu rakam 5 milyon 116 bin adetti. Yani 1 yıl içerisinde yaklaşık 1 milyon adetlik artış gerçekleştiğini görüyoruz. Prim üretimine bakacak olursak da 2024 yılı Kasım sonu itibarı ile hastalık- sağlık branşında 114 milyar 817 milyon liralık prim üretimi gerçekleşirken bu üretimin 38 milyar 316 milyon lirasını ise tamamlayıcı sağlık oluşturuyor. Geçen sene aynı dönemde 58 milyar 354 milyon liralık prim üretilen hastalık sağlık branşında, tamamlayıcı sağlık prim üretimi 16 milyar 336 milyon olarak gerçekleşmiş.

Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) Başkanı Davut Menteş.

3 üniversite hastanesinde TSS pilot uygulaması yapılacak

Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) Başkanı Davut Menteş’in “Yıl Sonu Söyleşileri” kapsamında Anadolu Ajansı’na değerlendirmelerde bulunmuştu. Menteş, burada sağlık sigortalarına değinerek, özel sağlık sigortalarında düzenleyici faaliyetleri doğrultusunda poliçe yenileme dönemlerinde ortaya çıkan sorunları gidermek ve sigortanın devamlılığını sağlamak amacıyla ömür boyu yenileme garantisi hakkının çerçevesini yeniden belirleme çalışmalarının devam ettiğini söylemişti. Bekleme sürelerinin sigortacılık icaplarına uygun belirlenmesi noktasında da düzenlemeler yapıldığını belirten Menteş ayrıca, geçiş işlemlerinde sigortalıların kazanılmış haklarını muhafaza edebileceği bir yapı kurmayı planladıklarını ve çalışmaların 2025 yılı içerisinde tamamlamayı hedeflediklerini kaydetti. Menteş, Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nın (TSS) gelişmesi amacıyla ilgili kurum ve kuruluşlar ile de görüşmeler yapıldığını ifade ederek, “Üniversite hastanelerinin Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’nın kapsamına alınması ve sigortanın kullanım alanlarının geliştirilmesi noktasında sektör temsilcileri ve üniversite hastanelerinin yetkilileriyle yapılan görüşmeler doğrultusunda 3 pilot üniversite hastanesinde uygulamanın başlatılması ve pilot uygulamalardan elde edilecek geri bildirimler ışığında tüm üniversite hastanelerinin Tamamlayıcı Sağlık Sigortası kapsamına dâhil edilmesi hedeflenmektedir. Bu adım aynı zamanda fiyat rekabetine de katkı sunacaktır” dedi.


AXA Türkiye Satış, Kurumsal İletişim ve Sağlık Başkanı ve İcra Kurulu Üyesi Sanem Çıngay Buçukoğlu:

Sağlık sigortaları büyüme potansiyelini koruyor

“Sağlık sigortaları, bireyler için güvence sağlarken, sektörün dayanıklılığı ve esnekliği sayesinde büyüme potansiyelini koruyor. Özellikle özel hastanelerden hizmet almayı tercih eden bireyler, yüksek tedavi masraflarını güvence altına almak için sağlık sigortalarını daha fazla benimsemeye başladı.”

Sağlık sigortasının, prim hacmindeki büyümenin yanı sıra poliçe sayısındaki dikkat çekici artışla sektörün en hızlı büyüyen branşlarından biri olduğunu belirten AXA Türkiye Satış, Kurumsal İletişim ve Sağlık Başkanı ve İcra Kurulu Üyesi Sanem Çıngay Buçukoğlu, “Sağlık sigortalarının trafik sigortasından sonra ikinci büyük branş konumuna yükselmesi, talebin gücünü açıkça ortaya koymaktadır. Bu büyümenin temel sebepleri arasında; bireylerin sağlık harcamalarına dair kaygıları, sosyal güvenlik kapsamının yetersiz kalması ve özel sağlık hizmetlerine olan taleplerin artması olarak öne çıkmaktadır” dedi.

‘TSS’YE TALEP ARTIYOR’

“Son yıllarda sağlığın birinci öncelik haline gelmesi, sağlık sigortalarına olan talebi artırarak sektörün büyümesine ivme kazandırdı. Özellikle özel hastanelerden hizmet almayı tercih eden bireyler, yüksek tedavi masraflarını güvence altına almak için sağlık sigortalarını daha fazla benimsemeye başladı” diyen Buçukoğlu, şöyle devam etti: “Küresel ekonomik gelişmelerin ve döviz kurlarındaki dalgalanmaların etkisiyle oluşan yüksek enflasyon ortamı, sağlık sektöründe maliyet artışlarına yol açsa da bu durum sigorta şirketlerine yenilikçi çözümler ve ürünler geliştirme fırsatı sunuyor. Sağlık sigortaları, bireyler ve aileler için güvence sağlarken, sektörün dayanıklılığı ve esnekliği sayesinde büyüme potansiyelini koruyor. Sağlık hizmeti sağlayıcılarının fiyat artışlarına yönelik belirsizlikler, Tamamlayıcı Sağlık Sigortası ürünlerine olan talebi artırmakta; böylece vatandaşların uygun maliyetle sağlık hizmetine erişim taleplerinde artışa yol açmaktadır. Hem bireysel hem de grup sigortalarındaki potansiyel artışları da göz önünde bulundurduğumuzda bu sayının çok daha artacağını öngörüyoruz.”

‘TOPLUMSAL FARKINDALIK YARATILMALI’

Buçukoğlu, sağlıkta penetrasyonu artırmak için öncelikle toplumda sağlık sigortasının önemine dair farkındalık yaratılmasının ve bilinçlendirme çalışmalarının yapılmasının büyük önem taşıdığına dikkat çekerek, “Kamu ve özel sektörün birlikte yürüteceği eğitim kampanyaları hayata geçirilebilir, özellikle genç nüfusa sigortanın sadece gider değil, geleceğe yönelik bir güvence olduğunu anlatabilir. Bireylerin farklı bütçe ve ihtiyaçlarına uygun ürünlerin geliştirilmesi de erişimi kolaylaştırabilir. Daha düşük primlerle sunulan mikro sigortalar veya belirli sağlık hizmetlerini kapsayan modüler sigorta seçenekleri, sağlık sigortasının cazibesini artırabilir. Dijitalleşmenin sunduğu fırsatlar da bu alanda önemli bir rol oynayabilir. Online platformlar ve mobil uygulamalar üzerinden hızlı ve kolay poliçe alımı, bilgi paylaşımı ve fiyat karşılaştırma imkânları, müşteri deneyimini iyileştirerek daha geniş kitlelere ulaşmayı mümkün kılar. Sigorta şirketleri, müşterilerine daha geniş kapsamlı ve kaliteli hizmetler sunarak da penetrasyonu artırabilir. Sigorta kapsamına daha fazla özel sağlık kuruluşunun dâhil edilmesi ve sunulan hizmetlerin çeşitlendirilmesi, sağlık sigortasını bireyler için daha cazip hale getirebilir. Ayrıca, inovatif yaklaşımlar benimseyerek yeni ürünler geliştirmek de sektörün büyümesine katkı sağlayabilir. Örneğin, giyilebilir cihazlardan elde edilen verilere dayalı indirimler veya ödül sistemleri, bireyleri hem sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemeye hem de sağlık sigortası kullanmaya teşvik edebilir” açıklamasında bulundu.

‘DİJİTAL FIRSATLAR SUNUYOR’

Buçukoğlu, son olarak dijitalleşmenin sağlık sigortacılığını nasıl şekillendireceğini şöyle anlattı: “Dijitalleşme, sağlık sigortacılığının geleceğini köklü bir şekilde dönüştürerek sektöre yeni fırsatlar ve yaklaşımlar sunuyor. Büyük veri analitiği ve yapay zekâ gibi teknolojiler, müşterilerin sağlık geçmişi, yaşam tarzı ve ihtiyaçlarına uygun, kişiselleştirilmiş sigorta çözümlerinin geliştirilmesine olanak tanıyor. Bu sayede, sigorta ürünleri hem daha etkili hem de müşteri odaklı hale geliyor. Aynı zamanda dijital platformlar, poliçe satın alma, yenileme ve hasar süreçlerini hızlandırarak daha şeffaf ve kullanıcı dostu bir deneyim sağlıyor. Mobil uygulamalar ve yapay zekâ destekli chatbot’lar, müşterilere anında ve etkili çözümler sunarak memnuniyeti artırıyor. Dijitalleşmenin bir diğer önemli katkısı ise uzaktan sağlık hizmetleriyle olan entegrasyon. Tele sağlık uygulamaları ve dijital doktor görüşmeleri, sigorta poliçelerinin kapsamını genişleterek müşterilere daha erişilebilir ve esnek hizmetler sunuyor. Ayrıca giyilebilir cihazlar ve sağlık izleme uygulamaları sayesinde sigorta şirketleri, müşterilerin sağlık verilerini analiz ederek riskleri daha iyi yönetebiliyor ve önleyici sağlık hizmetlerini destekleyebiliyor. Bu durum, erken müdahale fırsatlarını artırırken sağlık giderlerini azaltmaya da yardımcı oluyor. Son olarak, dijitalleşme operasyonel süreçlerin otomasyonunu sağlayarak maliyetlerin düşmesine ve verimliliğin artmasına katkıda bulunuyor. Bu gelişmeler, müşterilere daha uygun fiyatlı ve kapsamlı poliçeler sunulmasını mümkün kılıyor. Tüm bu dönüşüm, sağlık sigortacılığını bireylerin sağlık yolculuklarını destekleyen bütüncül bir çözüm ortağına dönüştürüyor.”


Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Taylan Matkap:

Sağlık sigortası son yıllarda önemli bir büyüme ivmesi yakaladı

“Sağlık sigortacılığı sektörü, son yıllarda önemli bir büyüme ivmesi yakaladı. TSS ve ÖSS sigortalı sayılarında 2021 Ekim sonundan 2024 Ekim sonuna kadar %62’lik bir artış gözlemliyoruz. Bu, insanların sağlık hizmetlerine erişim ve kalite beklentilerinin arttığının bir göstergesi.”

Sağlık sigortacılığı sektörünün son yıllarda önemli bir büyüme ivmesi yakaladığını söyleyen Anadolu Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Taylan Matkap, “Türkiye Sigorta Birliği (TSB) verilerine göre, Tamamlayıcı Sağlık Sigortası ve Özel Sağlık Sigortası sigortalı sayılarında 2021 Ekim sonundan 2024 Ekim sonuna kadar %62’lik bir artış gözlemliyoruz. Bu, insanların sağlık hizmetlerine erişim ve kalite beklentilerinin arttığının bir göstergesi” dedi.

‘DENGELİ BİR FİYATLANDIRMA GEREKLİ’

Sağlık maliyetlerindeki artışların sigorta primlerini doğrudan etkileyen önemli bir faktör olduğunu belirten Matkap, sözlerine şu şekilde devam etti: “Medikal enflasyon, teknolojik gelişmeler, kronik hastalıkların yaygınlaşması ve yaşlanan nüfus gibi faktörler bu artışta rol oynuyor. Hekim ücretleri, malzeme ve ilaç fiyatlarındaki yükseliş de bu süreci hızlandırıyor. Özellikle medikal enflasyonun ekonomik ve politik gelişmelerden etkilenmesi, sağlık maliyetlerinin öngörülmesini zaman zaman zorlaştırıyor. Yüksek primler, bireyleri sigortadan uzaklaştırarak talebi düşürüyor. Diğer yandan, bireyleri memnun edecek düşük primler ise sigorta şirketlerinin sürdürülebilirliğini tehdit ediyor. İşte bu noktada, doğru tahmin modelleriyle dengeli ve sürdürülebilir bir fiyatlandırma yapabilmek büyük önem taşıyor.”

SAĞLIKTA PENETRASYONU ARTIRMA HEDEFİ

Stratejik öncelikleri arasında sağlıkta penetrasyonu artırmanın yer aldığını vurgulayan Matkap, “Müşteri talebine göre öncelik belirliyor ve teknolojinin sunduğu olanakları kullanarak bu talepleri analiz ediyoruz. Yaş, cinsiyet, gelir düzeyi, sağlık riskleri ve yaşam tarzı gibi faktörlere göre segmentasyon yaparak hedef kitlemizi doğru bir şekilde belirlemeye gayret ediyoruz. Genç nüfusta sigorta bilincini artırmak da önceliklerimiz arasında. Üniversitelerle iş birlikleri kurarak, sosyal medya kampanyaları düzenleyerek ve gençlere yönelik özel indirimler sunarak gençlerin sigortaya erişimini kolaylaştırıyoruz. Sağlıklı yaşam bilincini teşvik etmek ve gençlerin sigorta algısını geliştirmek için maratonlara sponsor olarak sporcuları destekliyoruz. Sigortalılarımıza dokunduğumuz her alanda değer yaratmayı hedefliyoruz. Unutmamak gerekir ki, hepimiz bir bütünün parçalarıyız; tüm sağlık ekosistemi olarak ancak birlikte bu işi başarabiliriz” diyerek sözlerini noktaladı.


Ankara Sigorta Sağlık Müdürü Hacire Parmaksız:

Sağlık sigortalarının önemi artmaya devam ediyor

“Dijitalleşme, teknolojik çözümlerin artması gibi faktörlerin de etkisiyle sağlık sigortalarının önemi artarak devam ediyor.”

Ankara Sigorta Sağlık Müdürü Hacire Parmaksız, sağlık sigortacılığının gelişimi hakkında şu değerlendirmede bulundu: “Türkiye’de sağlık sigortacılığı, özellikle Genel Sağlık Sigortası’nın devreye alınması ve sonrasında Tamamlayıcı Sağlık Sigortası’na gösterilen destek ile anlamlı bir büyüme yaşadı. Bununla birlikte Özel Sağlık Sigortası; poliçenin sunduğu hizmetler, özel hastanelerden daha hızlı ve kolay erişilebilir hizmet almayı isteyen kişiler için anlamlı bir seçenek haline geldi. Özellikle yaşadığımız COVID-19 deneyimi sonrasında sağlık sigortalarına olan ilgi artarak devam etti. Dijitalleşme, teknolojik çözümlerin artması gibi faktörlerin de etkisiyle sağlık sigortalarının önemi artarak devam ediyor. Tüm bu bilgiler doğrultusunda; son derece hızla gelişen teknoloji, değişen gündelik rutinler ve yaşam şekilleri nedeniyle kişilere özel, ihtiyaca uygun, ekonomik olarak sürdürülebilir, teknolojiye ayak uydurabilen ve yönetilebilen ürünleri daha fazla göreceğimizi düşünüyorum.”

‘DENGEYİ SAĞLAMAMIZ GEREKİYOR’

Sağlıkta maliyet artışlarının primleri nasıl etkilediğine de değinen Parmaksız, “Genel olarak maliyetlerdeki artış her sektör gibi sigorta sektörünü de etkiliyor. Hastane hizmetleri, tıbbi cihazlar, gelişen tedavi yöntemleri, ilaçlar gibi sağlık harcamalarında yaşanan artışlar otomatik olarak sigorta şirketlerinin maliyetlerini artırıyor. Bunun sonucu olarak ise bu artan maliyetleri karşılayabilmek adına biz de poliçe primlerinde artış yapmak zorunda kalıyoruz. Bizim açımızdan bu artışlar birden fazla etkiye neden oluyor. Birincisi mevcut sigortalılarımız ve olası sigortalı adaylarımız için bu dengeyi koruyarak satın alınabilir ve yenilenebilir ürünler oluşturmak ve geliştirmek durumundayız. Diğer etken ise, bu ürünlerin tüm taraflar için sürdürülebilir fiyatlanması konusunda yine dengede kalmamız gerekiyor. Dolayısıyla, giderek artan bir sigortalı sayısına sahip bu sektörde yeni ve bütün taraflar için yönetilebilen, erişilebilen, sürdürülebilir ürünler ve planlar oluşturmak en temel konularımızdan birisi oldu” dedi. Parmaksız, penetrasyonun artması için ürün çeşitliliğinin artırılması, devlet desteğinin artması; kişilerin, ailelerin hatta belli yaş gruplarının ihtiyacına özel ürünler ve planlar sunularak uygun ürün ve fiyatlama modelleri ile ilerlemek gerekeceğini ifade etti.

‘DİJİTALLEŞME SAĞLIĞI DA ETKİLİYOR’

Dijitalleşmenin tüm sektörleri olduğu gibi sağlık sektörünü de etkilediğini belirten Parmaksız, “Sanırım dijitalleşmenin etki etmediği sektör hemen hemen yoktur. Sağlık sektörü de hızla ilerleyen teknolojiden pek tabi etkileniyor. Giyilebilir teknolojiler, dijital muayene ve çok daha fazla tıbbi gelişmelerden muhakkak ki poliçeler, içerikler ve teminat yapıları etkileniyor ve etkilenmeye devam edecek. Kişilerin poliçelerini uygulama aracılığı ile kendilerinin oluşturması, isteğine uygun teminatlar doğrultusunda seçim yapması veya tamamen isteğine uygun planlar oluşturması, poliçelerini ve harcamalarını bu uygulamalar ile takip etmesi teknolojinin sunduğu kaçınılmaz bir süreç olarak karşımıza çıkıyor” dedi.


Liv Hospital Grup Koordinatörü Meri İstiroti:

Hastaneler ve sigorta şirketleri arasındaki iş birlikleri sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırıyor

“Hastaneler ve sigorta şirketleri arasındaki iş birlikleri hem sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırıyor hem de hasta memnuniyetinin artması için önemli rol oynuyor. Tamamlayıcı sağlık sigortaları ve özel sağlık sigortaları vatandaşlar için sağlık hizmetine ulaşma noktasında büyük avantaj sağlarken sağlık kuruluşları açısından da büyük kolaylıklar sağlamaktadır.”

Hastaneler ve sigorta şirketleri arasındaki iş birliklerinin hem sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırdığını hem de hasta memnuniyetinin artması için önemli rol oynadığını ifade eden Liv Hospital Grup Koordinatörü Meri İstiroti, “Tamamlayıcı sağlık sigortaları ve özel sağlık sigortaları vatandaşlar için sağlık hizmetine ulaşma noktasında büyük avantaj sağlarken sağlık kuruluşları açısından da büyük kolaylıklar sağlamaktadır. Özel sağlık sigortasıyla gelen hastaların beklentileri genellikle yüksek olduğu için hastaneler hizmet kalitesini sürekli geliştirmek durumunda kalıyor. Sigorta anlaşmaları, hastaneye rekabet gücü kazandırıyor. ÖSS ve TSS’ye sahip hastalar anlaşmalı kurumları tercih ediyor. Sigorta şirketleriyle yapmış olduğumuz iş birlikleri onların iletişim kanalları ile acentelerle bağımızı güçlendiriyor. Hastalar için büyük avantaj sağlayan TSS ve ÖSS bazen sağlık kuruluşları için dezavantaj olarak ortaya çıkabiliyor. Özellikle sigorta şirketleriyle yapılan anlaşmalarda, hizmet başına belirlenen fiyatlar bazen hastanenin maliyetlerini karşılamada yetersiz kalabiliyor. Sigortalı hasta yoğunluğunun artışı özellikle yoğun bakım ve ameliyathane gibi sınırlı kapasitelere sahip birimlerde, maliyet yönetiminde sıkıntı yaratabiliyor” dedi.

SAĞLIK HİZMETLERİNE ERİŞİMİ ETKİLİYOR

İstiroti, sağlık sektörünü etkileyen medikal enflasyon hakkında şunları söyledi: “Sağlık sektöründeki hizmet ve ürün maliyetlerinin genel enflasyon oranından daha hızlı artması durumu olan medikal enflasyondaki artış; sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliği, erişilebilirliği ve kalitesi üzerinde ciddi etkiler yaratıyor. Öncelikle döviz kuruna bağlı olarak ithal ürünlerin maliyetleri hızla artıyor. Özellikle kanser ve ortopedi cerrahisi, ileri cerrahi girişimler ve yoğun bakım hizmetlerinde kullanılan spesifik malzemeler ciddi maliyet baskısı oluşturuyor. Yeni nesil görüntüleme cihazları, robotik cerrahi ekipmanları gibi yüksek maliyetli ekipmanların temini, enflasyondan doğrudan etkileniyor. Maaş artışları, devletin hekimlik hizmetlerine yaptığı artışlarla ilgili yapılması gereken düzenlemeler; elektrik, doğalgaz ve diğer işletme maliyetlerindeki artışlar medikal enflasyonla birlikte finansal yükü artırırken, maliyet artışları nedeniyle eğitim programları ve araştırma bütçeleri kısıtlanmak zorunda kalınıyor.”

‘HER ZAMAN ORTA YOLDA BULUŞUYORUZ’

“Hastaneler ve sigorta şirketleri arasındaki iş birliği, her iki tarafın da sürdürülebilirliğini sağlamak için kritik öneme sahiptir” diyen İstiroti, “Ancak artan sağlık maliyetleri bu iş birliğini zorlaştırabiliyor. Çözümlerin genellikle maliyet verimliliği ve taraflar arasında şeffaf iletişim üzerine inşa edilmesi gerekir. Etik ve şeffaf yaklaşım ile sigorta şirketleri ile her zaman orta yolda buluşuyoruz” dedi. İstiroti, son olarak sağlık sigortalarına eklenmesi gereken teminatlar ile ilgili şu değerlendirmede bulundu: “Sigorta şirketleri risk gerçekleşmeden koruyucu sağılık hizmetlerine daha çok değinmelidir. Basit check-up, koruyucu aşılar, koroner BT gibi görüntüleme yöntemleri ile diyetisyen ve beslenme danışmanlığına öncelik verilerek bunlar teminatlara eklenmelidir. Ayrıca erken teşhis ve koruyucu hekimlik kapsamında eklenecek teminatlar uzun vadede tedavi maliyetlerini hem düşürerek hem sigortalıyı hem de sigortacısını mutlu edecektir. Kronik hastalıklarla ilgili ek teminatlı ve ödemeli poliçeler de çok önemli.”

Yorum yazın