Reasürans yenilemeleri maratonu devam ediyor
Reasürörlerin ve sigortacıların reasürans yenilemeleri süreci tüm hızıyla devam ediyor. Yenilemelerde önemli bir durak olan Baden Baden Reasürans Toplantısı’nda bu yıl aşırı hava olayları, doğal afetler, ikincil tehlikeler, kapasite, veri ve veri paylaşımı, modellemeler ile eğitim konuları öne çıktı.
Her yıl sonu sigorta sektörü reasürans yenilemelerine yoğun bir şekilde başlıyor. Yenilemelerin ilk adımı ise Monte Carlo’da atılıyor. Ardından Baden Baden’da sürecin ikinci ayağı gerçekleşiyor ve sigortacılar yıl sonuna kadar reasürans anlaşmalarını tamamlıyor. 2024 yılı, iklim değişikliği ve onun yansıması olan aşırı hava olaylarıyla öne çıkıyor. Doğal afetlerin sıklığı ve şiddeti de sigortacıların daha fazla doğal afet kapasitesine ihtiyaç duymasına neden oluyor. Bloomberg Intelligence Kıdemli Sektör Analisti Charles Graham’e göre 2024 yılında doğal afetlerin toplam sigortalı maliyeti 150 milyar doları aşabilir. Graham ayrıca, 2024’ün sadece 9 ayında doğal afetlerin yarattığı toplam maliyetin 108 milyar dolara ulaştığını da belirtiyor. Yenilemeler öncesi meydana gelen Helene ve Milton kasırgaları fiyatları ne ölçüde etkileyeceği konusunda endişe yaratmış olsa da Fitch’e göre fiyatlarda gerçekleşen sertleşme, 2023 yılında görülen yüksek artış oranları kadar olmayacak. Ayrıca artan doğal afet kayıplarının 2025’te olası fiyat düşüşlerini engelleyebilmesi muhtemel gözüküyor.
IAN’DAN SONRA MİLTON REKORA KOŞUYOR
Kısaca hatırlamak gerekirse, Helene Kasırgası’ndan yaklaşık 2 hafta sonra Kategori 3 fırtına olarak saatte 120 mil hızla Florida Siesta Key yakınlarında karaya çıkarak Florida’nın orta kesimlerinde ciddi yıkımlara sebep olan Milton Kasırgası’nın 17 ila 50 milyar dolarlık bir kayıp yaratacağı tahmin ediliyor. Milton Kasırgası, 2022 yılında meydana gelen Ian Kasırgası’ndan (60 milyar dolar) sonraki en maliyetli doğal afet olacak gibi gözüküyor.
FİYATLANDIRMADA FARKLI BEKLENTİLER
Derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings 81 reasürör, sigortacı, broker ve diğer sektör paydaşlarının katılımlarıyla gerçekleştirdiği ankette, sektörün 2025 yenilemelerine yönelik beklentilerini ortaya koydu. Katılımcıların %50’den fazlası reasürörlerin 2025 yenilemelerinde fiyatları artıracağını ve yüksek hasar enflasyonu nedeniyle son yıllarda yaşanan artışların devam edeceğini düşünüyor. %30’luk kesim fiyatların %5’ten fazla artmasını beklerken, %26’sı daha makul artışlar beklemekte. Katılımcıların sadece %22’si fiyatların düşeceğini düşünüyor, Fitch de fiyatların düşeceği görüşünde. Fitch’in sektörün sermaye bolluğu nedeniyle 2025 yılında daha yumuşak bir piyasa beklentisi var.
BADEN BADEN’DA GÜNDEM YOĞUNDU
Reasürans görüşmelerinin ikinci ayağı olan Baden Baden Reasürans Toplantısı, 20-24 Ekim arasında Almanya’da gerçekleşti. Her yıl düzenlenen Baden Baden Reasürans Toplantısı, 3 bine yakın reasürans ve sigorta profesyonelinin Ocak ayındaki ana yenileme ve yeni iş dönemi öncesinde sözleşmelerin yenilenmesini yüz yüze görüşmelerde ele aldıkları ve risk değerlendirmeleri yaptıkları dünya çapındaki en önemli toplantılardan biri. Bu yılki toplantılarda aşırı hava olayları, doğal afetler, ikincil tehlikeler, kapasite, veri ve veri paylaşımı, modellemeler ile eğitim konuları öne çıktı.
“Doğal afet risklerine karşı koordine olmalıyız”
Swiss Re Kuzey, Orta ve Doğu Avrupa P&C Reasürans Başkanı Leopoldo Camara, Baden Baden’da artan doğal felaketler, jeopolitik gerilimler ve birbirine bağlı riskler karşısında sigorta sektörü genelinde koordineli bir yaklaşıma duyulan ihtiyacın altını çizdi. Baden-Baden’da konuşan Camara, “Bu yıl çok sayıda yıkıcı kasırga gördük ve Boris Fırtınası özellikle Doğu Avrupa’da ciddi bir etki yarattı. Aşırı hava olaylarının yarattığı zorluk çok büyük ve sigorta sektörünün değer zincirindeki tek unsurun tek başına çözebileceği bir sorun değil” dedi. Camara, doğal afetlerin ve makroekonomik dalgalanmaların baskın bir tartışma konusu haline gelmesini beklediğini belirtti. Camara ayrıca, hem sigortacılar hem de reasürörler üzerindeki baskıyı artıran yükselen enflasyon ve mülk değerleri gibi süregelen risklere de dikkat çekerek bu zorlukların üstesinden gelmenin reasürörler, sigortacılar, hükümetler ve sermaye piyasalarının ortak çabalarını gerektirdiğini vurguladı.
TSB İKİNCİ KEZ BADEN BADEN’DA
Türkiye Sigorta Birliği (TSB) geçtiğimiz yıl ilk kez katıldığı Baden-Baden Reasürans Toplantıları’nda bu yıl da yerini aldı. Toplantılara Türkiye Sigorta Birliği Başkanı Uğur Gülen, Başkan Yardımcısı Ahmet Yaşar, Genel Sekreter Özgür Obalı, Genel Sekreter Yardımcısı Atilla Oksay ve Reasürans Departmanından Sorumlu Koordinatör Canan Ceyda Coşar katılım gösterdi. Türkiye’den toplantılara TOBB SAİK Başkanı Levent Korkut ve ekibi de katıldı.
‘GÖRÜŞMELERDEN ÇOK BÜYÜK FAYDA GÖRDÜK’
Toplantı görüşlerini paylaşan Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Uğur Gülen, şunları söyledi: “Sigorta şirketlerinin kendi bilançolarını koruyacak reasürans anlaşmalarının yenileme tarihleri 31 Aralık’tır. Bu nedenle yılın sonuna doğru yoğun bir yenileme maratonu başlar. Baden Baden, aslında bu yenileme öncesindeki son görüşmelerdir ve piyasanın rengi, nereye gittiği, kapasitelerin nasıl dağıtılacağı, fiyatların ne aşamada olacağı burada belirlenir. Yıl içinde meydana gelen ve sigorta ve reasürans sektörünü etkileyen afetler konuşulur. Çok yakın bir zamanda ABD kıyılarını vuran Helen ve Milton kasırgaları toplantılarda konuşulan en önemli konulardan biri. TSB olarak geçen yıl ilk kez Baden Baden’da sektörü temsil ettik. Geçen yıl Kahramanmaraş Depremi’nin arkasından sektörün reasürans koruması bulmakta, fiyatları makul ve mantıklı fiyatlarla bulmakta bir hayli zorlanacağını düşünüyorduk. Türkiye’de sigorta ve reasürans sektörüyle özellikle afetler için alınan tüm önlemleri bütünsel şekilde ele alıp bunlarla ilgili bir bilgi notu hazırlamıştık. Türkiye ile çalışan reasürans şirketlerine Türkiye’de neler yapılıyor, hangi önlemler alınıyor, kamu otoriteleri nasıl çalışıyor, sigorta otoritesi neler yapıyor, bakanlıklarda neler yapılıyor ve hangi önlemler alınıyor, bunları şeffaf bir şekilde geçen yıl anlattık. Bunun çok faydasını da gördük. Bu hamlemiz ile birçok reasürörden övgü aldık. Bu yıl da bu toplantılara katılma kararını aldık. Bu yıl aslında geçen yıl söylediklerimizin hangilerinin yapıldığını, hangilerinde ne kadar ilerleme kaydedildiği gibi konuları reasürörlere anlatıyoruz. Bütün yönleriyle yapılanları anlatmamız reasürörler tarafında Türk sigorta sektörü ile ilgili ciddi bir güven oluşmasını sağlıyor. Bu sebeple Baden Baden Reasürans Toplantısı’na katılmaktan, görüşmeler yapmaktan çok büyük fayda gördüğümüzü söyleyebilirim.”
TSB BİLGİ KİTAPÇIĞINDA NELER VAR?
Türkiye Sigorta Birliği (TSB), Baden Baden toplantılarında Kahramanmaraş depremleri sonrası atılan adımların anlatıldığı bir bilgi kitapçığı hazırladı. Kitapçıkta, 2025 yılı beklentileri de paylaşıldı. Kitapçıkta öne çıkan başlıklar ise şunlar:
- 2025 yılında daha fazla CAT (doğal afet) korumasına ihtiyaç duyulması bekleniyor.
- 2025’te 2-3 milyar dolar ek reasürans korumasına ihtiyaç duyulması öngörülüyor.
- Daha fazla kentsel dönüşüm projesinin Bina Tamamlama Sigortası kapsamına alınması ve stabil olan konut satışlarının canlanmasıyla birlikte, orta ve uzun vadede söz konusu sigorta penetrasyonunun artması bekleniyor.
- İnşaat kalitesini güvence altına alma amacıyla Yapı Denetim Sigortası’nın uygulanmasına yönelik öneriler kamu otoriteleriyle paylaşıldı.
- Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK), sigorta şirketlerinde mali dayanıklılığı artırmak ve sermaye artırımı sağlamak amacıyla yürüttüğü çalışmalar, şirketlerin karşılaştığı gerçek riskleri daha iyi yansıtmayı ve sermaye yeterliliği hesaplamalarının daha doğru olmasını sağlamayı amaçlıyor.
- Milli Reasürans’ın ‘En İyi Şartlar’ uygulamasının olumlu etkileri piyasa dinamiklerini iyileştirmeye katkıda bulundu. Bu olumlu etkinin 2025’te de devam etmesi bekleniyor.
- Ülke genelinde kentsel dönüşüm devam ederken özellikle İstanbul ve çevresinde olası Marmara depremine hazırlık amacıyla alınan önlemlere ağırlık veriliyor.
‘TÜRK SİGORTACILARIN KAPASİTE ARTIŞI TALEBİ VAR’
Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkan Yardımcısı Ahmet Yaşar, Baden Baden Reasürans Toplantısı’nda geçen seneye göre daha iyi bir havanın hakim olduğunu belirterek, “Geçen seneki kadar sert bir piyasayla karşı karşıya olmayacağımızı söyleyebiliriz. Reasürörler sermaye ve kapasite açısından problemleri olmadıklarını vurguluyor. Fakat Türkiye’nin özel bir durumu var. Türkiye’den çok sayıda sigorta şirketimiz her zaman olduğu gibi Baden Baden’da ikili görüşmelerini gerçekleştiriyor. Beklenen Marmara depremini de dikkate aldığımızda Türk sigorta şirketlerinin 2-3 milyar dolarlık bir kapasite artışı talebi var. Dolayısıyla bu, Türkiye için geçen seneki kadar sert olmasa da fiyatlarda belirgin bir iyileşme olmayacağını gösteriyor. Çünkü kapasitede bir artış talebi söz konusu. Özellikle 2025’e doğru reasürans şirketlerinin artan sermayeleri ve kapasiteleri sebebiyle piyasalarda 2025 ve sonrasında rekabet artacak ve piyasalar biraz daha rahatlayacak. 2025 yılı yenilemeleri açısından 2024 yılı yenilemelerine baktığımızda fiyatlarda geçen seneki kadar sert bir yükseliş olmamakla birlikte fiyatların aşağıya gelmeyeceği ya da bir miktar yukarıda seyredeceğini gözlemleyebiliyoruz. Dolayısıyla buradan şu sonucu çıkarabiliriz. Türkiye artan deprem riski ve doğal afet riskleri sebebiyle kapasite bulmakta bir problem yaşamayacak. Sigorta şirketlerimiz anlaşmalarını tamamlayarak, en azından ön görüşmelerinde prensip anlaşmalarını tamamlayarak Türkiye’ye dönecekler. Yıl sonuna kadar da bu anlaşmaları gerçekleştirmiş olacaklar. Fakat fiyatlarda geçen seneki kadar sert bir yükseliş olmamakla birlikte bir miktar fiyat artışlarıyla karşı karşıya kalabilecekler. Aartan prim hacmini dikkate aldığımızda belki oransal olarak toplam maliyetleri çok artırmayacak ama ufak bir fiyat artışıyla konu kapanacak gibi gözüküyor” dedi.
‘DÜNYANIN GELECEĞİ İÇİN EL ELE VERMELİYİZ’
Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Genel Sekreteri Özgür Obalı ise görüşmelerde öncelikli olarak son yıllarda artan katastrofik risklerin masaya yatırıldığını belirterek, şu değerlendirmede bulundu: “Baden Baden görüşmeleri bir sempozyum ile başlıyor. Sempozyumda verilen mesajlar genel olarak reasürans ve sigorta sektöründeki ağırlıklı gündemin iklim olduğuna işaret ediyor. Bu seneki ağırlıklı konu artan iklim olayları nedeniyle, son 5 yıldır 100 milyar doların üzerinde oluşan hasarlar. Ana konulardan bir tanesi buydu. Bunu tetikleyen konulardan bir tanesi iklim riski ve ısınan şartlar yanında varlıkların artan değerlerinin de bunda çok önemli bir etki oluşturduğu tartışıldı. Öte yandan, sigorta şirketleri, reasürörler ve onların arkasındaki teminat sağlayan organizasyonların birbiriyle iş birliği içerisinde olması gerektiği, özel sektörle devletlerin birbiriyle olan iş birliğinin sürekli artırılması gerektiği; bu boyuttaki zararları ele almanın veya bunları karşılamanın, kapasite sağlamanın tek başına sadece özel sektörün veya devletlerin altından kalkamayacağı, hepimizin aynı gemide olduğu, piyasanın ciddi bir iş birliği içerisinde olması gerektiği vurgulandı. Veri paylaşımı konusu çok önemli şekilde masaya yatırıldı ve veri paylaşımı konusu tartışıldı. Verilerin ne kadar önemli olduğu, özellikle son dönemde meydana gelen doğal afetlerin modellemesi konusunda veri eksikliğinin, geçmişte yaşanmamış olan boyuttaki risklerin ve oluşan zararların yeni dönemde çok ciddi anlamda bizim modellemelerimize etki edeceği, dolayısıyla bu verinin mutlak surette herkesin birbiriyle paylaşarak daha iyi sonuçlar elde etmesi ve iyi öngörülebilir modeller kurması gerektiği ele alındı. Verinin insanlığın, dünyanın faydasına ortak olarak kullanılması gerektiği vurgulandı. Eğitimin önemine de vurgu yapıldı. Hepimizin menfaatlerinin ortak olduğu belirtildi. Dolayısıyla yeni dönemde dünyanın geleceği için el ele vermeliyiz.”
Türk Reasürans Genel Müdürü Selva Eren:
2025 reasürans yenilemeleri fiyatlarda artışa yol açabilir
“2025 reasürans yenilemelerinin, makroekonomik belirsizlikler ve artan doğal afet riski gibi faktörlerin etkisiyle fiyatlarda artışa yol açmasını bekliyoruz. Kapasite sınırlı hale geldikçe, sigorta şirketleri portföylerini yeniden değerlendirmek zorunda kalacak.”
Sigorta ve reasürans piyasalarının iklim değişikliğinin büyük etkilerini hissettiği bir dönemin içerisinde olduğunu ifade eden Türk Reasürans Genel Müdürü Selva Eren, “Ekstrem doğa olaylarının; sel, kasırga ve orman yangını gibi büyük ölçekli afetlerin sıklığı ve şiddeti arttıkça reasürans şirketleri bu riskleri yönetirken daha yüksek maliyetlerle karşı karşıya kalıyor. Bu durumun, 2025 yılında prim fiyatlarına doğrudan yansımasının kaçınılmaz olduğunu söylemek mümkündür. Sigorta sektörünü etkileyecek diğer bir etken ise, globaldeki yüksek enflasyon ve ekonomik koşullar olarak değerlendirilebilir. Enflasyonun yüksek seyretmesi, hasar ödemelerinin maliyetini artırırken, reasürans şirketlerinin talep edeceği primlerde bir miktar artış talebi getirebilir. 2025 yılına hazırlandığımız bu süreçte, sosyal enflasyonun da etkisiyle özellikle kaza branşında reasürans şirketlerinin karşılaştığı zorlukların devam ettiğini görmekteyiz. 2024’ün ilk yarısında yaşanan doğal afetlerin sektöre getirdiği hasar yükü, fiyatların artan maliyetleri karşılayıp karşılamayacağı konusunda bazı belirsizliklere sebep oluyor. 2025 yılında, reasürans piyasası için büyüyen bir başka alan olan siber risklerin de yenilemelerde daha fazla gündemde olacağını düşünüyorum. Artan dijitalleşme ve siber saldırıların doğurduğu riskler, reasürans şirketlerinin bu branşı daha dikkatli fiyatlandırmasını gerektirecek. Sonuç olarak, 2025 reasürans yenilemelerinin, makroekonomik belirsizlikler ve artan doğal afet riski gibi faktörlerin etkisiyle fiyatlarda artışa yol açmasını bekliyoruz. Kapasite sınırlı hale geldikçe, sigorta şirketleri portföylerini yeniden değerlendirmek zorunda kalacak. Ancak bu durum aynı zamanda sigorta şirketlerine, reasürans ortaklıklarını güçlendirerek ürün yelpazelerini çeşitlendirme fırsatı sunacaktır” şeklinde konuştu.
‘SEKTÖRÜN SERMAYE YAPISI GÜÇLÜ’
“Belirtilen tüm bu zorluklara rağmen, sektörümüzün sermaye açısından güçlü bir yapıya sahip olduğunu düşünüyorum” diyen Eren, “Özellikle, küresel reasürans piyasasının her yıl bir araya geldiği Monte Carlo Reasürans Buluşması’nda yaptığımız görüşmelerde de, faizlerin gidişatına göre oluşacak muhtemel sermaye bolluğunun, 2025 yılı sonrası için geçen senelere göre daha yumuşak piyasaya doğru bir gidişatın habercisi olacağını gözlemliyorum. Türk Reasürans olarak, vizyonumuz doğrultusunda global sigorta ve reasürans piyasasında güvenilir, yenilikçi ve sürdürülebilir çözümler sunmaya devam ediyoruz. Ülkemizde 29 sigorta şirketi, 5 kuruma güvence sağlıyoruz. Globalde ise 17 ülkede yerleşik 27 şirket ile çalışıyoruz. 2025 reasürans yenilemelerinde de piyasaya sunduğumuz kapasite ve iş birlikleriyle, sürdürülebilir büyüme hedeflerimizi gerçekleştirmeyi, sigorta sektörünün küresel dalgalanmalara karşı dirençli olmasına katkı sağlamayı amaçlıyoruz. Bu doğrultuda yapmakta olduğumuz çalışmalarla yakında farklı çözümlerle ek reasürans kapasitesi sağlayıp, Türk Sigorta sektörüne müjdeli haberler vermek için uğraş vermekteyiz” ifadelerini kullandı.
Doğa Sigorta Teknik Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Tümer:
Sigorta şirketlerinin kapasite ihtiyaçları artacak
“Sigorta bedellerindeki artışların yansıması olarak sigorta şirketlerinin kapasite ihtiyaçlarının artmasını beklemekteyiz. Ek kapasite ihtiyacının tamamının geleneksel reasürans plasmanları ile karşılanamamasını beklemekteyiz.”
2023 yılının tüm sektör ve Doğa Sigorta için hasar sonrası hizmetlerin büyük önem arz ettiği bir sınav dönemi olduğunu belirten Doğa Sigorta Teknik Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Tümer, “Tüm sigorta sektörü olarak bu sınavdan başarıyla çıktığımızı düşünüyoruz. Sigorta şirketleri içinde koruma panellerinde yer alan reasürörlerin performansını görebildiği ve değerlendirdiği bir süreç geçirdik. Bu noktada da Doğa Sigorta olarak panelimizde yer alan tüm reasürörler üstlerine düşen görevleri tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiler. Bu yaşananlar sonrası 2024 yılı reasürans yenilemelerinin zorlu geçeceği, dünyadaki tüm doğal afet hasarları ile birlikte fiyatlarda bir artışa neden olacağı zaten bekleniyordu ve bir sürpriz ile karşılaşılmadı. Reasürans kapasitesi daralması ve zorlayıcı market fiyatları ile sigorta şirketleri beklentilerinin çok üzerinde maliyetler ödeyerek 2024 yılına girdiler. 2024 yılı içerisinde maliyet artışlarını mevcut poliçe fiyatlarına yaptıkları artışlarla kompanse etmeye çalışan sigorta şirketleri, yıl içerisinde beklenenin üzerinde seyreden enflasyon nedeniyle sigorta bedellerindeki artışları ve buna paralel kur artışlarının beklenen seviyede gerçekleşmemesinden ötürü kapasite ihtiyaç artışlarını gündemlerine almak durumunda kaldılar” dedi.
‘MALİYETLER YÜKSEK SEVİYEDE OLACAK’
Tümer, 2025 yılı yenilemelerinde sigortacıların değerlendirmesi gereken ana başlıkları şu şekilde sıraladı:
- “2024 yılında hasar fazlası anlaşma fiyatlarında ulaştığı noktada devam edeceği ve burada bir yumuşama beklenmediği dolayısıyla maliyetlerin yüksek seviyelerde olacağını beklemekteyiz.
- Sigorta bedellerindeki artışların yansıması olarak sigorta şirketlerinin kapasite ihtiyaçlarının artması beklemekteyiz.
- Türk piyasasına kapasite sağlayan uluslararası oyuncuların geçen yıl ile aynı kapasiteleri ayırdığı görülmekte olup, yeni ortaya çıkacak olan ek kapasite ihtiyacının tamamının geleneksel reasürans plasmanları ile karşılanamamasını beklemekteyiz.
- 2025 yılı içerisinde yasal kanun koyucunun mevzuatta değişiklik yapabileceği ve buna bağlı yıl içerisinde aksiyon alınması gereken durumların doğmasını beklemekteyiz.”
Neova Sigorta Teknik, Hasar ve Reasüranstan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cem Salih Çelen:
2025’te sektör daha temkinli bir yaklaşım benimseyebilir
“2025 yılında sigorta sektörü birçok branşta iş kabulü ve kapasite sunma açısından daha temkinli bir yaklaşım benimsemek durumunda kalabilecek.”
Reasürans yenilemelerinin 2025 yılında sigorta piyasasına yansımaları hakkında görüşlerini paylaşan Neova Sigorta Teknik, Hasar ve Reasüranstan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Cem Salih Çelen, şu değerlendirmede bulundu: “Türkiye sigorta sektöründe, uygun maliyeti ve esnekliğiyle sigorta şirketlerine avantaj sağlayan eksedan reasürans yapıları yaygın olarak tercih ediliyor. Sigorta şirketlerinin rahatlıkla kapasite sağlayabildiği bu yapılar için özellikle, 2023’te yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında kapasite temininde zorluk yaşanıyor. Bunun yanı sıra, bu yapıların geçmişte sağladığı esneklikler azalarak maliyetlerinde de önemli artışlar yaşanıyor. Bu durum ise sigorta şirketlerini, sermaye yapılarına uygun yeni stratejiler geliştirmeye yönlendiriyor. 2024 yılında mal sigortalarında yaşanan prim artışları ve iş kabulündeki sıkılaşmanın 2025 yılında da devam etmesini bekliyoruz. Global reasürans piyasasındaki dinamikler, Türkiye’deki sigorta sektörünü doğrudan etkiliyor. Özellikle ikincil risklerin (sel, fırtına, yangın gibi) artan sıklığı ve doğal afetlerin şiddetinin artması, reasürans maliyetlerini tüm dünyada yükseltiyor. İklim değişikliğinin etkileri, dünya genelinde risk hesaplamalarını karmaşık hale getirirken, Türkiye gibi doğal afet riski yüksek ülkelerde bu maliyetlerin daha belirgin hale gelmesine neden oluyor. 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından, bu durum biraz daha dikkat çekmeye başladı. Güçlü Türk lirası ve yüksek enflasyon koşulları, sigorta şirketlerinin katastrofik reasürans kapasite ihtiyaçlarını artırıyor. Kahramanmaraş merkezli depremler sonrasında artan reasürans maliyetlerinin yakın dönemde keskin bir düşüş göstermesi beklenmiyor. Bu maliyet artışları da mal sigortalarındaki primleri yukarı yönlü etkilemeye devam edecek.
‘RİSK ODAKLI STRATEJİLER GELİŞTİRİLECEK’
Kahramanmaraş merkezli depremler, çok vurgulanmasa da, kasko branşında önemli hasar oranlarına yol açtı ve olası bir Marmara depreminin daha da kötü etkileri olabileceği düşünülüyor. Mevcut reasürans yapılarına ve prim hesaplamalarına bakıldığında, bu riskin daha fazla dikkate alınması gerektiği görülüyor. Bu durum, kasko branşının risk yönetimi ve prim hesaplamaları açısından geliştirilmesi gereken bir alan olduğunu işaret ediyor. 2025 reasürans maliyetleri şekillendiğinde ve 2024 sonu teknik sonuçlar bir araya geldiğinde, bu etkiler daha net bir şekilde ortaya çıkacak. Bu nedenle, 2025 yılında sigorta sektörü birçok branşta iş kabulü ve kapasite sunma açısından daha temkinli bir yaklaşım benimsemek durumunda kalabilecek.”
Ankara Sigorta Reasürans Müdürü İpek İbrahimoğlu:
Toplam katastrofik teminat 15 milyar euro’ya ulaşacak
“Türk piyasasında yükümlülüklerdeki artışa paralel olarak doğal afet teminatında da artış beklemekle birlikte piyasanın toplam katastrofik teminatının 14-15 milyar euroya ulaşacağını öngörmekteyim.”
Reasürans yenilemelerinin 2025’te sigorta piyasasına yansımaları hakkında değerlendirmede bulunan Ankara Sigorta Reasürans Müdürü İpek İbrahimoğlu, şöyle konuştu: “Türkiye piyasasının şuan için toplam katastrofik teminat tutarı orantılı anlaşmalar, olay limitleri ve Cat XL programları kapsamındaki teminatlar dâhil 2024 yılı için 12 milyar eurodur.
‘DOĞAL AFET TEMİNATINDA ARTIŞ OLACAK’
Konservasyon oranlarındaki artış, trete kapasitelerinin aşağı çekilmesi, muafiyet ve istisnaların artırılması, olay limitlerinin baskılanması, deprem komisyon oranında yapılan indirim ve asgari yangın primi uygulaması vs. gibi bölüşmeli anlaşma şartlarında reasürörler lehine önemli iyileştirmeler yapılmıştır. Fakat buna rağmen bölüşmeli anlaşmalara yönelik kapasite sağlanması konusunda önemli zorluklarla karşılaşılmış, bazı sigorta şirketleri kot-par/eksedan bileşik yapılara, bazı şirketler ise tamamen bölüşmesiz yapılara yönelmek zorunda kalmışlardır. Cat XL programların plasmanları ise, reasürörler lehine gelişen fiyat ortamından yararlanma beklentisiyle piyasaya giren yeni kapasitenin yardımıyla tamamlanmıştır. Ayrıca görece rekabetçi fiyatlara sahip programlar, daha büyük programlar veya kümüllerinde ciddi bir büyüme trendi görülen programlarda ise genel plasmandan farklı şartlarla plasman yapıldığı da gözlenmiştir. Bazı şirketlerin plasmanları içinde parametrik kapasite kullanılmış, bazı şirketler bölüşmeli anlaşmaların olay limitlerinin tükenmesi karşısında üstlenebilecekleri olay limit aşım tutarı için özel düzenlenmiş hasar fazlası anlaşmalara yönelmiş, bazı şirketler olay limitlerinin plase edilememiş kısımları için özel düzenlenmiş hasar fazlası teminat almıştır. Bu şartlar göz önüne alındığında; Türk piyasasında yükümlülüklerdeki artışa paralel olarak doğal afet teminatında da artış beklemekle birlikte piyasanın toplam katastrofik teminatının 14-15 milyar euroya ulaşacağını öngörmekteyim.”