Reasürans Havuzu’nun artıları ve eksileri…

Reasürans Havuzu’nun artıları ve eksileri…

Reasürans, vatandaşları birebir ilgilendiren bir sektör değildir. Bu nedenle sokağa çıkıp sorsak, çoğu kişinin reasürans hakkında bir fikir sahibi olmaması normaldir. Geçtiğimiz ay kamuoyu ile paylaşılan ve ülkemizin önündeki 3 yıla yön verecek olan Yeni Ekonomi Programı’nın satır aralarında ülke genelinde teminat bulunamayan riskleri kapsayacak bir Türkiye Reasürans Havuzu oluşturulacağının yazılı olması gözlerden kaçmadı. Bu konunun nereden çıktığı, neden ihtiyaç olduğu gibi tartışmalara ve yazılara denk geldik. Fakat “Reasürans Havuzu”konusunu vatandaşların çok da anlayabildiğini düşünmediğimden bu konuyu anlaşılabilir hale getirmek gerekir diye düşünüyorum. En basit anlatımıyla reasürans, sigorta şirketlerinin poliçe düzenleyerek üstlerindeki çeşitli riskleri tekrar sigortalatarak kendilerini güvence altına almasıdır. Bir nevi sigorta şirketinin kendini sigortalamasıdır. Bu reasürans faaliyetini gerçekleştiren ve sigorta şirketlerinden riskleri devralan şirketler de reasürör olarak tanımlanmaktadır. Ülkemizde yerleşik 2 reasürans şirketi bulunuyor. Biri İş Bankası’nın bir iştiraki olan, 1929 yılından bu yana faaliyetlerine devam eden Milli Reasürans. Diğeri ise ülkemizde yerleşik, uluslararası sermayeli tek reasürans şirketi olan VHV Reasürans. Almanya’nın önde gelen sigorta şirketlerinden olan ve bir asrı deviren geçmişi ile VHV grubu, AB sınırları dışındaki en büyük yatırımını ülkemizde yaparak Türkiye’nin geleceğine olan güvenini gösterdi. Sigortacılık Genel Müdürlüğü’nün kısa süre önce yayınladığı mali ve teknik kriterleri sağlayan reasürans şirketleri listesine göre 260’dan fazla uluslararası şirket de ülkemizde reasürans hizmeti verebiliyor. Bu pencereden bakıldığında ülkemiz sigorta sektörünün reasürans desteği sağlamada bir sorunu bulunmadığı söylenebilir.

Reasürans desteği konusunda bu kadar imkan varken, Türkiye Reasürans Havuzu olmasının artıları ve eksileri nelerdir diye sektör temsilcilerine sorduğumda ise önemli detaylar ortaya çıktı.

Bakan Berat Albayrak’ın konuşmasında bahsettiği kadarıyla, riskli faaliyet kollarında faaliyet gösteren tesislerin ucuz sigorta teminatı bulabilmesi için kurulması planlanan bir reasürans havuzuyla ilgili çalışma gerçekleştirileceğinin altını çizen sektör temsilcileri, bu tip faaliyet kollarındaki tesislerin primlerinin, görece daha az riskli faaliyet kollarına göre daha yüksek olmasının sigortacılığın ve risk devrinin doğal bir sonucu olduğunu belirtiyorlar. Birer milli değer olan bu tesislerin risk primli dahi olsa sigorta teminatı bulamadığı bir durum oluşmasının sigorta sektörünün güvenilirliğine zarar verebileceğini işaret eden temsilciler, günümüzün ekonomik şartlarında zor durumda olan kimi art niyetli işverenlerin sigorta teminatı aldıktan sonra şüpheli yangınlarla tazminat almalarının olasılığına da dikkat çekiyorlar. Bu havuz eğer yüksek riskli araçlar için oluşturulan havuzun benzeri bir sigortalama zorunluluğu taşırsa, sigorta sektörüne ciddi zarar veren böylesi hasarlar için koruma mekanizmaları içermesi gerekiyor. Bu sebeple, mevzubahis havuzun geliştirilme sürecinde sektör temsilcileri ile istişare halinde bir yapı kurulmasının hem girişimin başarıya ulaşmasında hem de sürdürülebilir olmasında hayati öneme sahip olduğunun altı çiziliyor.

Yorum yazın