Mirasçı

Kadrolu bir pozisyona atanmak isteyen Yoon Seo-ha, üniversitede saat başına ücret alarak çalışan bir öğretim görevlisidir. Bir gün, baba tarafından uzak bir amcasının öldüğünü ve aile mezarlığının tek mirasçı olarak kendisine kaldığını öğrenir. Bu haber, Seo-ha’yı hem şaşırtır hem de annesiyle kendisini uzun zaman önce terk eden babasını hatırlattığı için üzer. Seo-ha’nın üvey kardeşi Kim Young-ho, amcanın cenazesine gelir ve mirasa dâhil edilmeyi talep ederek olay çıkarır. Seo-ha için bu kardeş, evi terk eden sadakatsiz bir babanın oğludur. Mezarlığın kendisine miras kalması, unutmayı yeğlediği birçok acı verici hatıranın canlanmasına neden olur. Üstüne üstlük, Seo-ha’yı yoğun bir biçimde huzursuz hissettirecek bir dizi uğursuz olay patlak verir. Bu sırada, köydeki bir cinayeti araştıran polis dedektifi Choi Sung-jun, köylülerin garip davranışlarından bunun basit bir adam öldürme suçu olmadığını içgüdüsel olarak fark eder. Cinayeti soruşturmaya girişir ama çabaları bir türlü sonuç vermez. Başmüfettiş Park Sang-min, Sung-jun’u desteklemez ve soruşturmadan çıkarır. Ne yazık ki Sang-min’in, Seo-ha ve Young-ho da dâhil olmak üzere mezarlıkla ilgili ana karakterleri kapsayan soruşturması da sonuç vermez. Kısa bir süre sonra bir başka cinayet işlenir ve köy altüst olur.