Milim milim transhumanizm
Transhumanizm zeki yaşamın mevcut insan formu ve kısıtlamalarının ötesinde sürdürülebilmesi ve evrimleşmesinin hızlandırılmasının yaşamı-yücelten prensip ve değerler ışığında, bilim ve teknoloji vasıtası ile sağlanmasını öngören felsefeler bütünüdür- Max More (1990)
Bir başka deyişle, “İnsanlık +” insanın mevcut tüm kapasiteleri ve özelliklerinin mümkün olan tüm bilimsel ve teknolojik imkanlar kullanılarak değiştirilmesi, geliştirilmesini ve tüm insanlarca erişilebilir hale getirilmesini destekleyen kültürel bir harekettir.
İnsan üstü yaşam süresi, insan üstü zeka, insan üstü sağlık kalitesi bu akımın öncelikli hedefleridir. Transhümanizm kelimesi “geçiş insanı” demektir. Yani insanlıktan robota geçiş arasında bir köprü vazifesi gören hibrid bir canlı sistemidir. Temel amaçlarından bir tanesi ortalama 75-80 yaş olan insan ömrünü 120-130 yaşa kadar çıkarmaktır. Bu akımın bir diğer hedefi İnsan’ı (Human) – İnsan-Üstü (Posthuman) bir seviyeye çıkarmaktır. İnsanın yaşam standardını ve verimliliğini düşüren hastalıklara çözüm bularak ortalama yaşam süresini artırmaktır. Yaşlanmayı durduracak aşılar geliştirilmeli ve insanın bağışıklık seviyesini çok daha güçlü hale getirecek ilaçlar üretilmelidir. COVID-19 ile tam olarak bu geçişi yaşamıyor muyuz sizce de! Ne kadar büyük bir çağa girişe tanıklık ediyoruz farkında mıyız acaba? İnsanlar bugün beyninin yaklaşık %5’ini kullanabiliyor, bunun teknolojik olarak daha üst seviyelere çıkartılabileceğini savunmaktadır bu akım. Transhümanizm akımının Alman filozof Nietszche’nin ‘’Üst İnsan’’ kavramından esinlenmiş olması çok muhtemel imiş. Nietszche’nin “Böyle Buyurdu Zerdüşt “ ve “Ecce Hommo“ kitaplarında ‘’insanın aşılması gereken bir varlık’’ olduğundan uzun uzun bahsedilir yani özellikle dinimizde kemale ermek olarak kısa ifade edebileceğimiz kamil insan acaba şimdi mi geliyor? Bu dünyaya geliş amacımız da zaten bu değil miydi, kendimizi aşmak, bir sonraki evreye geçmek, tekamül etmek. Bu akımın çıkış noktası ve nihai amacı da insanı ‘’insanüstü’’ bir yapıya dönüştürmektir. ‘’Yapay evrim’’ adı verilen bu hareketin bir diğer amacı, insanların hem biyolojik hem de zihinsel potansiyellerini arttırmaktır. Transhümanizm akımı, teknolojik ve bilimsel bir alt yapıya sahiptir. Teknolojik Tekillik, yapay zekanın insan zekasıyla ayırt edilemeyecek kadar geliştiği, onunla bütünleştiği ve artık insandan farklı görülmeyen sosyal statüye eriştiği anın adıdır. Yani teknolojik tekilliğe erişildiğinde, insanların bir kısmı yapay zekalı insanlar olarak aramızda yaşıyor olacaklardır. Bu noktadan sonrasında artık süreç insanlığı post-humanizme doğru giden yola yönlendirecektir. Transhümanizm hareketi genel olarak ileri derecede özgürlükçü, aynı zamanda siyaset üstü, millet üstü, etnisite üstü ve dinler üstü bir yapıya sahiptir.
Transhümanizm disiplinler arası bir akım olduğu için otomasyon, robotik, sibernetik, elektronik ve yapay zeka alanında şirketler, STK’lar ve buralarda istihdam eden bilim insanları, fütüristler, fizikçiler, filozoflar ve çeşitli meslek grupları bu çalışmalarda yer almakta. Marvel’in süper güçlü süper kahramanları, Transformers filmlerinde harika mafsalları olan robotlar Transhümanist hayalleri yansıtmaktadır. Ex machina, I Robot, Transendence, Chappie ve Matrix gibi filmler Transhümanizmin’in neler getireceğini göstermesi bakımından çok önemlidir. Ne garip değil mi, benim yaşlarımda olanlar filmlerde ne gördü iseler, ömürleri elverdiğince bunların yaşanıyor olmasına da tanıklık ediyor olacaklar, yani hayal ve fantastik gördüğümüz dünyaların birdenbire tam da ortasında bulacağız gibi kendimizi. Tabii dünya nüfusunu hızlı bir şekilde bugünkü rakamlarından 500 milyon seviyesine getirme hedefleri olan bu gelecek inşaacıları; aşkın, evliliğin, ailenin, kapitalizmin de sonunun geleceğini açık olmasa da ima etmekteler. Dünya kaynakları tükeniyor artık. Uzay harcamalarının hepsini dünya için harcasak dahi dünya artık fabrika ayarlarına geri dönemeyecek durumda. Maddiyattan maneviyata yönelmemizi şart koşuyor gibi bu dönem sanki, daha çok şeyin varsa zengin değilsin, en aza ihtiyaç duyarak yaşama zenginliği dönemindeyiz. Sonunda insanlık kendi sonunu getirip, kendi reenkarnasyonunu dünyada robot olarak yaratma yolunda hikayesini yazdı. Ama sanırım ben çip takılmadan veya bir robota beynimdekileri nakil edemeden bu dünyadan giderim. Gelecek nesillerimizi nasıl bir hayat bekliyor, çok da merak içindeyim. Gören olursa yanıma geldiğinde bana da anlatsın bir zahmet lütfen.