Melisa Kasırgası’nın ağır bilançosu sigorta sektörünü uyarıyor
Cenevre’de düzenlenen Cenevre Derneği İklim Değişikliği ve Çevre Konferansı’nda konuşan Swiss Re CEO’su Andreas Berger, sigorta ve finans sektörlerine iklim riskleri karşısında rollerini köklü biçimde yeniden tanımlama çağrısında bulundu.
Berger, küresel politika yapıcılar, sigortacılar ve sürdürülebilirlik liderlerinin katıldığı etkinlikte, sektörün “salt risk transferinden gerçek risk dönüşümüne” geçmesi gerektiğini vurguladı.
Benjamin Franklin’in “önlemin bir onsu tedavinin bir pounduna bedeldir” sözünü hatırlatan Berger, bu anlayışın artık ekonomik sistemlerin merkezine yerleşmesi gerektiğini söyledi: “Zorluk, bu ilkeyi günlük uygulamaya dönüştürmek — yani klasik anlamda sadece risk transferinden, gerçek risk dönüşümüne geçmek” dedi.
MELİSA KASIRGASI SONRASI YÜKSELEN MALİYETLER VE KORUMA AÇIĞI GÜNDEMDE
Berger, 2005’teki Katrina Kasırgası’nın ardından New Orleans’ta yapılan 14,6 milyar dolarlık altyapı yatırımlarının 2021’deki Ida Kasırgası’nda büyük felaketi önlediğini hatırlatarak, “önlemenin işe yaradığını” vurguladı: Hedefli önleme, can kaybını ve mülk ile altyapı hasarını dramatik biçimde azaltıyor.”
Swiss Re Institute verilerine göre, 2024’te küresel ekonomik afet kayıpları 318 milyar dolara ulaşırken, bunun yalnızca 137 milyar doları sigorta kapsamında karşılandı. Geriye kalan 181 milyar dolarlık (yüzde 57) koruma açığı, büyüyen bir finansal risk oluşturuyor.
Berger, bu rakamların “soyut” olmadığını belirterek, “bunlar yıkılan haneleri, zorlanan kamu bütçelerini ve geciken okul ile altyapı onarımlarını temsil ediyor” dedi.
Çağrısı, Karayipler’in Jamaika’yı vuran yıkıcı Kasırga Melissa’nın ardından geldi. Moody’s’in ilk tahminlerine göre, kasırganın yol açtığı ekonomik kayıplar on milyarlarca dolar seviyesinde. Ancak sigorta kapsamı son derece düşük olduğundan, bu kayıpların yalnızca küçük bir bölümü sigorta tarafından karşılanabilecek.
Jamaika Sigorta Derneği (IAJ) verilerine göre, adadaki konutların yalnızca yüzde 20’si sigortalı ve bunların yüzde 95’i eksik sigortalanmış durumda. Yüksek primler, sınırlı finansal okuryazarlık ve kayıt dışı inşaat uygulamaları sigorta penetrasyonunu düşük tutuyor.
KAMU-ÖZEL İŞBİRLİKLERİNİN ÖNEMİ
Berger’e göre, nüfus artışı ve riskli bölgelerdeki varlık birikimi, önleme çabalarını gölgede bırakma riski taşıyor. Bu nedenle, akıllı şehir planlaması ve arazi kullanımıyla birlikte yürütülen önleme politikalarının sigortalanabilirliği korumak açısından hayati olduğunu söyledi.
Berger, kamu-özel işbirliklerinin (PPP) sigorta erişimini artırmada kilit rol oynayabileceğini belirterek,
“PPP’ler, risk sinyallerini bozmadan sigortayı daha erişilebilir hale getirebilir ve tazminat ödemelerini hızlandırabilir,” dedi.
Ancak her ülkenin farklı dinamiklere sahip olduğunu vurgulayan Berger, “olgun piyasalarda PPP’ler özel mekanizmaların yerine geçmemeli, onları tamamlamalı” diye ekledi.
Swiss Re’nin Kaliforniya’nın Fremont kentiyle yaptığı ve kente şehir çapında sel teminatı sağlayan işbirliğini örnek gösteren Berger, Birleşik Krallık’taki Flood Re programının da sigorta erişimini genişletirken evlerin iklim uyum projelerini fonladığını hatırlattı.
Swiss Re Institute araştırmalarına göre, “sel önlemleri için yapılan yatırımların ekonomik getirisi, afet sonrası yeniden inşa maliyetinin on katına kadar çıkabiliyor.”
Berger: “Önleme, rasyonel bir yatırım; çünkü getirisi olağanüstü yüksek.”
YAPAY ZEKÂ VE TEKNOLOJİYLE İKLİM DİRENCİNİ GÜÇLENDİRMEK
Berger, geleceğe yönelik olarak yapay zekâ ve dijital teknolojilerin dönüştürücü rolüne de dikkat çekti:
“15 yıldan uzun süredir yapay zekâ ve makine öğrenimiyle çalışıyoruz,” dedi.
Swiss Re bugün, üretken yapay zekâ ve dijital ikiz modellerini kullanarak sel, sıcak hava dalgası veya deniz seviyesindeki yükselmeleri simüle ediyor; bu sayede şehir planlaması ve sermaye yatırımlarını yönlendirebiliyor.
Şirket ayrıca, ABD hükümetiyle birlikte afet müdahalesi ve tedarik zinciri dayanıklılığı için “ilk müdahale optimizasyonu” projeleri yürütüyor.
Berger konuşmasını şu uyarıyla tamamladı:
“Yapay zekâ büyük fırsatlar sunuyor, ancak sorumlu kullanılmalı. Veriler önyargılı olabilir, algoritmalar da önyargılı olabilir. Bu nedenle insan denetimi her zaman gerekli.”
        