Küresel prim üretimi 5 trilyon doları bulsa da kârsızlık sürüyor

Küresel prim üretimi 5 trilyon doları bulsa da kârsızlık sürüyor

Swiss Re, yayınladığı son Sigma raporuyla 2017 yılına dair küresel sigortacılık verilerini açıkladı. Buna göre, geçtiğimiz yıl küresel prim üretimi 4.9 trilyon dolar olarak gerçekleşti ve bir önceki yıla göre reel olarak %1.5 oranında arttı. 2016 yılında dünya çapında 4.7 trilyon dolar prim üretimi gerçekleşmişti. Yine 2016’da reel büyümenin %2.2 olduğu göz önüne alındığında, sektör büyümesinin yavaşladığı görüldü.

2016’ya kıyasla hem hayat hem de hayat dışı primlerin artışında yavaşlama olsa da, küresel üretimdeki yavaşlamanın asıl sebebi gelişmiş ülkelerde hayat branşının küçülmesi oldu. Gelişmiş ülkelerde 2016 yılında %1.9 oranında küçülen hayat sigortacılığında küçülme hızlandı ve sektör 2017 yılında %2.7 oranında daraldı. Buna karşın, gelişmiş ülkelerde 2017 yılında hayat dışı üretimin büyüme hızında önceki yıla kıyasla pek bir değişim yaşanmadı ve üretim artışı %1.9 olarak kayıtlara geçti. Gelişmekte olan ülkelerdeyse, geçtiğimiz yıl hayat prim üretimi %14, hayat dışı prim üretimi %6.1 oranında arttı. Çin yine büyümenin lokomotifi konumundaydı.

GELİŞMİŞ ÜLKELERDE HAYAT BRANŞI KÜÇÜLDÜ

2017 yılında küresel hayat sigortası primleri 2.6 trilyon dolara ulaştı ve bir önceki yıla göre %0.5 oranında büyüdü. Bir önceki yıl primlerdeki artış %1.4 olarak gerçekleşmişti. Gelişmiş ülkelerde son 10 yıldır durgunluk yaşayan hayat sigortacılığında 2017 yılında prim üretimi %2.7 oranında küçüldü. Buna karşın, gelişmiş ülkelerde Çin’deki hızlı büyüme sayesinde hayat primleri %14 arttı ve son 10 yılın ortalaması olan %8.3’ün üzerinde gerçekleşti.

ENFLASYON VE DÜŞÜK FAİZLER KÜÇÜLME GETİRDİ

Gelişmiş pazarlardaki tüm bölgelerde prim üretimi artışı negatif seviyelerde seyretti. Düşük faiz oranları sebebiyle sigorta şirketlerinin cazip sabit getirili hayat sigortası ürünleri sunamaması küçülmedeki en büyük etken oldu. Giderek artan enflasyon da sektördeki küçülmeyi hızlandırdı. Hayat prim üretimi Kuzey Amerika’da %3.5, Batı Avrupa’da %1.9, gelişmiş Asya’daysa %2.1 oranında azaldı.

EN BÜYÜK İKİNCİ HAYAT SEKTÖRÜ ARTIK ÇİN’DE

Gelişmekte olan ülkelerde hayat sigortacılığı Çin sayesinde önemli bir büyüme sergiledi. Son 10 yılda ortalama %14 büyüyen Çin hayat sigortası sektörü, 2017 yılında ortalamayı aştı ve %21 oranında büyüdü. Bu gelişmeyle birlikte Çin hayat sektörü, ABD’den sonra en büyük ikinci hayat sigortası pazarı haline geldi. Çin hayat prim üretimi, 2017 yılında gelişmekte olan pazarlardaki üretimin yarısından fazlasını oluşturdu. Aynı zamanda, küresel üretimin de %11’ine denk geldi. Çin hariç tutulduğunda, gelişmekte olan ülkelerde hayat prim üretimi %5.8 oranında arttı.

Raporda, önümüzdeki birkaç yılda küresel hayat sigortacılığında prim üretiminin iyileşeceği ifade edildi. Swiss Re’ye göre, son 10 yılın büyüme ortalaması önümüzdeki yıllarda aşılacak. Gelişmiş ülkelerde büyümenin yine yavaş olacak ve gelişmiş Asya-Pasifik bölgesi buradaki büyüme oranlarına yön verecek. Gelişmekte olan ülkelerdeyse Çin yine lokomotif olacak ve çok hızlı bir büyüme görülecek. Ne olursa olsun, önümüzdeki beş yılda gelişmiş ülkeler, pazarlarının büyüklüğü dolayısıyla küresel hayat prim üretiminin yaklaşık olarak yarısını sağlayacak. Üretimin yaklaşık üçte biriyse Çin’den gelecek. Diğer gelişmekte olan ülkeler üretimin %15’ine ev sahipliği yapacak.

HAYAT DIŞINDA BÜYÜME YAVAŞLADI

Hayat dışına bakıldığında, 2017 yılında küresel prim üretiminin reel olarak %2.8 arttığı ve 2.2 trilyon dolara ulaştığı görüldü. Raporda, son iki yıla kıyasla hız kesse de, hayat dışı prim üretimindeki artışın son 10 yılın ortalaması olan %2.1’in üzerinde olduğuna dikkat çekildi. 

Gelişmiş ülkelerdeyse büyüme %1.9 oranında, önceki yılla neredeyse aynı hızda (%1.7) gerçekleşti. Büyüme oranı, son 10 yılın ortalaması olan %0.9’un da üzerindeydi. Gelişmekte olan ülkelerdeyse 2017 yılında hayat dışında büyüme %6.1 olarak kayıtlara geçti. Bir önceki yıl hayat dışı üretim %9.8 oranında artmıştı. Son 10 yıllık ortalamanın da %8.4 olduğu göz önüne alındığında, büyümenin hız kestiği görüldü. Swiss Re, yavaşlamanın sebebi olarak Çin’i gösterdi. Çin’de 2016 yılında %20 oranında artan hayat dışı prim üretimi, 2017’de sadece %10 oranında büyüdü. Çin hariç tutulduğunda, 2017’de gelişmekte olan ülkelerde büyüme %2.5 olarak kayıtlara geçti. Bir önceki yıl bu oran %2.1’di.

‘SONUÇLAR İYİLEŞECEK’

Swiss Re, önümüzdeki yıllarda hayat dışında küresel sonuçların iyileşeceği öngörüsünde bulundu. Tahminlere göre, büyüme gelişmiş ülkelerden, özellikle ABD’den gelecek. Gelişmekte olan ülkelerde de güçlü bir büyüme görülecek, ancak önceki dönemlere kıyasla büyüme hızı bir miktar yavaşlayacak.

KÜRESEL EKONOMİ %3 BÜYÜDÜ

Toplam gelir açısından bakıldığında, dünya ekonomisi 2017 yılında iyileşme gösterdi ve küresel gelir %3.3 oranında arttı. 2016 yılında küresel gelir artışı %2.6 oranında gerçekleşmişti. 2007-2016 yılları arasına bakıldığında, toplam gelir artışı ortalama %2.5 olarak hesaplandı. Gelişmiş ekonomilerde toplam gelir artışı %2.3 olurken, gelişmekte olan ülkelerde bu artış %4.8 olarak kayıtlara geçti. Raporda, küresel ekonominin 2018 yılında %3.4 oranında büyüyeceği, 2019’da büyümenin yavaşlayarak %3.1’e düşeceği öngörüsüne de yer verildi. 2018 yılında gelişmiş ülkelerde enflasyonun artacağı, buna karşın gelişmekte olan ülkelerin hızlı büyümesinin süreceği öngörüldü.

KÂRSIZLIK KÜRESEL BİR SORUN

Son iki yıldır küresel hayat dışı sigorta piyasasında süregelen kârsızlık, 2017’de de devam etti ve üç yıl üst üste sektörde underwriting zararı oluştu. Kuzey Amerika’da meydana gelen yüksek doğal afet hasarlarının sektöre faturası ağır oldu. Yatırım gelirlerindeki artış da buradaki zararı örtbas etmeye yetmedi. En büyük sekiz sigorta pazarının bileşik rasyosu 2016’daki %99.4 seviyesinden %101.8 oranına yükseldi. Küresel hayat sigortacılığında kârlılık oranları, kriz öncesi dönemlerdeki gibi seyretse de, düşük faiz oranları hayat branşında faaliyet gösteren sigortacıların kârlılıklarını tehdit etmeyi sürdürdü. Bu branştaki rekabet de dünya çapında birçok sigortacının kârlılığını baskıladı.

HAYAT BRANŞI İÇİN ÖNEMLİ BİR FIRSAT: YAŞLANAN NÜFUS

Uzayan ortalama yaşam süresi ile çalışmayan nüfusun çalışan nüfusa oranındaki artış, emeklilik döneminin finansmanı için büyük bir tehdit oluşturuyor. Emekliliğe hak kazanma yaşı yükseltilmedikçe ya da emeklilik döneminde ödenen maaşlar düşürülmedikçe, emeklilerin finansmanı için gereken birikim oranındaki açığın giderek büyüyeceği düşünülüyor. Dünya Ekonomik Forumu, 2017’de 70 trilyon dolar olan birikim açığının, 2050 yılında 400 trilyon dolara ulaşacağını öngörüyor. Bu açığı; eksik finanse edilmiş kamu emeklilik sistemleri ile kamu çalışanlarının emeklilik fonları (%75), bireysel birikimlerin yetersiz olması (%24) ve eksik finanse edilmiş kurumsal emeklilik fonları (%1) oluşturuyor.

Özel sektör açısından bakıldığında, yaşlıların finansmanındaki birikim açığı firmalar için büyük bir sorumluluk yükü oluşturuyor ve gelecekteki potansiyel kazançlarıyla yatırımları açısından tehdit oluşturuyor. Sorumluluklarını azaltmak isteyen şirketler, emeklilere her yıl belli bir oranda maaş vermek üzerine kurulu geleneksel sistemler yerine, çalışanların, kendi tercihleri doğrultusunda, emeklilik fonlarına ne kadar yatırım yaparlarsa o kadar maaş alacakları sistemlere yöneliyor. Kamu açısından bakıldığındaysa, emeklilik yaşı yükseltilip ödenen maaşların azaltılması nesiller arası eşitsizliği hızla artırıyor.

Bu gelişmeler, bireylerin giderek özel emeklilik sistemlerine yönelmesine yol açıyor. Hayat sigortası sektörü, bu noktada büyük bir fırsat yakalıyor. Yenilikçi ürünlerle, hayat branşında faaliyet gösteren sigortacılar birikim açığının kapanmasında ya da en azından azaltılmasında önemli bir rol oynayabilir. Ama bu fırsat, dünyadaki tüm hayat sigortası pazarları için aynı çekicilikte değil. Düşük faiz oranları ve Solvency II benzeri finansal rejimlerde sabit getirili ürünler sunmanın maliyetinin artması gibi sebepler, hem sigortacılar hem de müşteriler için bazı bölgelerde hayat sigortasının cazibesinin azalmasına yol açıyor.

 

2017 yılında gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen prim üretimi, bir önceki yıla göre %1.1 oranında artarak 3517 dolara ulaştı. Hayat branşında kişi başına prim %1.1 artışla 1899 dolara, hayat dışındaysa %3.8 artışla 1618 dolara yükseldi. Toplam sigorta penetrasyonunda, yani prim üretiminin toplam gelire oranındaysa bir miktar düşüş görüldü.
Gelişmekte olan ülkelerdeyse, kişi başına düşen prim üretimi %13 oranında arttı ve 166 dolar oldu. Bunun 92’si hayat, 73’ü hayat dışı sigortalara harcandı. 2016 yılında %3.2 olan toplam sigorta penetrasyonu, 2017’de %3.3 olarak kayıtlara geçti.

Renk Özcan
renk@sigortacigazetesi.com.tr

Yorum yazın