Kötü tecrübeler bize sigortacılığın önemini gösteriyor

Kötü tecrübeler bize sigortacılığın önemini gösteriyor

Son dönemde sigorta sektöründe en çok konuşulan konuların başında trafik sigortaları geliyor. Uzun süre tartışıldı, yazıldı, çizildi. “Vatandaş dolandırılıyor, çok pahalı” mesajı veren birçok habere şahit olduk.

Aklıselim kişiler ise yaptırılması zorunlu olan bir sigorta ürününün faydası düşünüldüğünde, fiyat üzerine tartışmanın yersiz olduğuna ve vatandaşın zihnini bulandırmaktan öteye geçmediğine dikkat çektiler.

Gelinen durumda ise aklıselim kişilerin haklılığının kanıtlandığını ve söz konusu sigorta ürününün üzerine tartışmaların azaldığını görebiliyoruz. Trafik sigortası hala sigorta sektörü için önemli bir zarar kalemi olarak görülüyor olsa da, olası bir kaza durumunda üçüncü kişilerin başına gelen tüm zararları sigortacılar en kısa sürede karşılayarak sorumluluklarını yerine getiriyor ve vatandaşlar hayatlarına kaldıkları yerden devam edebiliyorlar.

Bu durum hiç değişmeyecek. Evet, sigortacılar görevini ve sorumluluğunu yerine getiriyor. Bizlerden aldıkları primlerle varlıklarımızı güvence altına alarak, sahip olduğumuz varlıklarımızın başına gelebilecek bir olumsuzluk durumunda verilen primin katbekat üstünde bir tutarda ödeme yapıyor. Ve bu ilişki, tüm çerçevesi kanunla belirlenmiş ve finansal kurumlar tarafından sıkıca denetlenen bir yapıda ilerliyor.

Neden bunları anlattığımı merak ediyorsunuzdur. Gelmek istediğim konu son birkaç haftadır gündemin ilk sıralarında yer alan, birçok vatandaşı dolandıran yeni bir saadet zinciri vurgunu. Evet, Türkiye’de çeyrek asırdır farklı versiyonlarıyla kullanılmaya devam edilen titan saadet zinciri yapılanmasının yeni bir sanal versiyonu. ‘Çiftlik Bank’ adıyla yayılan internet oyununa, polisinden, doktoruna, hatta işadamına kadar on binlerce kişi 500 milyon liradan fazla para yatırıyor. Üyelerin yüzde 40’ının sistemde en az yüz bin lira ve üzerinde birikimi olduğu ve 200 bin lira yatırana aylık 50 bin lira kazanç vaat eden sistem, sanal tavuk gibi çiftlik hayvanları satarak vatandaşı soyup soğana çeviriyor ve ardından geçmiş olsun diyebiliyor.

Binlerce insanın istihdam edildiği, ekonominin sağlıklı bir şekilde devamı için olmazsa olmaz durumundaki sigortacılığın, “Paramızı alıyor ama başımıza bir şey gelmeyince o paralar ne oluyor?” diye eleştirildiği ülkemizde, birileri çıkıyor “daha fazla para kazanacaksınız” vaadiyle polisinden doktoruna, hatta iş adamına kadar on binlerce kişiyi dolandırıyor. Böyle bir durumla karşılaşmadan önce bu kişilere “evinizi, aracınızı, sağlığınızı, hayatınızı, fabrikanızı, hayvanlarınızı, çiftliğinizi, tüm varlıklarınızı sigorta güvencesi altına alma konusunda ne düşünürsünüz?” diye sorsak nasıl bir cevap alırdık?

Yorum yazın