Kaybedeni olmayan çözüm yolu: Arabuluculuk

Kaybedeni olmayan çözüm yolu: Arabuluculuk

Av. Arb. Şeyda Karayazgan, arabuluculuğun bir “Alternatif Uyuşmazlık Çözüm” (ADR) yöntemi olduğunu söyledi. Arabuluculuğun; tarafların içinde bulundukları uyuşmazlığı tarafsız bir üçüncü kişi yardımıyla mahkemeye gitmeden ya da mahkeme yönlendirmesiyle çözmelerinde kullanabilecekleri en etkin yöntem olduğunu vurgulayan Şeyda Karayazgan, “Esasında arabuluculuk, günümüzde dostane yollarla uyuşmazlık çözüm yöntemleri içinde en yaygın olarak bilinen ve uygulanan uyuşmazlık çözüm yöntemidir” dedi. Şeyda Karayazgan, arabuluculukla ilgili merak edilen soruları yanıtladı.

Arabulucuya başvurmak için öncelikle dava, sigorta tahkim veya tüketici hakem heyeti/mahkemesine başvurulmuş olması gerekir mi?

Elbette ki hayır. Dava açılmadan önce arabulucuya başvuru halinde, tarafların ilk toplantıya davet edilmeleri ve taraflarla arabulucu arasında sürecin devam ettirilmesi konusunda anlaşmaya varılıp bu durumun bir tutanakla belgelendirildiği tarihten itibaren arabuluculuk süreci işlemeye başlar. Önemle altının çizilmesi gerekir ki, arabuluculuk sürecinin başlamasından sona ermesine kadar geçirilen süre, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.

Şeyda Karayazgan
Şeyda Karayazgan

Bu süreçlerden birisine başvurulduktan sonra, süreç devam ederken arabulucuya başvurulabilir mi?

Evet, dava açtıktan, tahkime başvurduktan ve THH başvurusundan sonra da arabuluculuğa başvurabilirsiniz. Ancak bu durumda arabuluculuğa başvurduğunuzu, mahkeme, tahkim komisyonuna  veya THH’ye bildirmeniz gerekir.

Mahkemede ise Tarafların arabulucuya gitmesi halinde yargılama üç ayı geçmemek üzere ertelenir. Bu durumda usuli süreler durur. Anlaşmaya vardıklarını bildirdikleri tarihte süreler yeniden işlemeye başlar.

Arabulucuya başvurmakla diğer yargı süreçlerinden vazgeçmiş mi sayılırsınız?

Hayır, tarafların anlaşmaması halinde dava hakları devam eder.

Arabuluculukta taraflar uzlaştıktan sonra yeniden bir yargı yoluna gidebilir mi?

Arabuluculuk görüşmeleri sonunda tarafların anlaşmaya varmaları halinde, üzerinde anlaşılmış olan hususların taraflar tarafından tekrar yargı konusu yapılması mümkün değildir.

Arabuluculuk ve avukatlık hizmeti arasındaki fark nedir? Aynı anda iki hizmetin verilmesi mümkün mü?

Arabuluculuk şu an için hukuk mezunları tarafından icra edilebilmektedir. Uygulamada çoğu zaman avukat kartviziti veya panosunda arabuluculuk unvanının kullanıldığı görülmektedir. Oysa avukatlık bir tarafın temsil edilmesi hizmeti iken, arabuluculuk aslında bununla örtüşmemekte ve iki taraf arasında eşit uzaklıkta durmayı gerektirmektedir. Kaldı ki, arabulucu görevini özenle ve tarafsız biçimde yerine getirmek zorundadır.

Bu nedenle, sigorta şirketleri bu konuda tesis edecekleri ilişkide dikkatli olmaları gerekmektedir. İki hizmetin bir arada sunulmasına yönelik süreçlerden mümkün olduğunca kaçınılmalıdır. Zira, mevzuata göre de arabulucular, bu sıfatla görev yaptığı uyuşmazlıkla ilgili olarak açılan davada, daha sonra taraflardan birinin avukatı olarak görev üstlenemez. İstisnası tarafların kabul etmiş olmasıdır.

Arabuluculuk süreci başarısız olursa, oradaki beyanlar ve sunulan bilgiler tarafları bağlar mı?

Taraflar, arabulucu veya arabuluculuğa katılanlar da dahil olmak üzere üçüncü bir kişi, uyuşmazlıkla ilgili olarak hukuk davası açıldığında yahut tahkim yoluna başvurulduğunda, arabuluculuk faaliyeti esnasında, taraflarca ileri sürülen öneriler veya herhangi bir vakıa veya iddianın kabulü delil olarak kullanılamaz ve bunlar hakkında tanıklık yapamaz.

Arabulucuya nasıl başvurursunuz?

Başvuru karşı tarafın, karşı taraf birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yerindeki veya işin yapıldığı yerdeki arabuluculuk bürosuna veya görevlendirilen yazı işleri müdürlüğüne yapılır. Yahut taraflar arabulucuyu, Daire Başkanlığımızın resmi web adresi olan www.adb.adalet.gov.tr adresinde yer alan güncel arabulucular listesinden seçebilirler.

Arabuluculuk sürecinin maliyeti yüksek midir? Maliyeti kim üstlenir?

Hayır, bir davaya göre oldukça ekonomik ve az maliyetlidir. Bu konuda belki de sigorta tahkim ile yarışabilir. Arabulucu yapmış olduğu faaliyet karşılığı ücret ve masrafları isteme hakkına sahiptir. Arabulucu, ücret ve masraflar için avans da talep edebilir. Aksi kararlaştırılmadıkça arabulucunun ücreti, faaliyetin sona erdiği tarihte yürürlükte bulunan Arabulucu Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenir ve ücret ile masraf taraflarca eşit olarak karşılanır.

Sigortacılıkta hangi tür ihtilaflarda arabuluculuğa gidilebilir?

Arabuluculukta kural tarafların sözleşme konusu yapabilecekleri konularda arabuluculuğa gidilir. Belirtmeliyim ki, arabuluculuk, bir sigorta şirketi için sadece sigorta sözleşmeleri ve özellikle hasar /tazminat taleplerinde kaynaklı ihtilaflar ile sınırlı değildir. Örneğin bir filo kaskoda protokolden kaynaklı hakların kullanılmasından kaynaklı ihtilaflar, primden kaynaklı ihtilaflardan, tedarikçiler, destek hizmet sağlayıcıları veya aracılar ile yaşanılan ihtilaflar ve hatta çalışanlar ile yaşanacak iş sözleşmelerinden kaynaklı ihtilaflara kadar her türlü sözleş konusu olabilecek konuda gidilebilir.

Bu yeni olarak ifade edilebilecek alternatif ihtilaf çözüm yolu, Hazine Müsteşarlığı tarafından da oldukça benimsenmiştir. 2 Ağustos 2016 tarihinde Resmi Gazete’de 29789 sayılı tebliğ ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na yapılan değişikliklerle arabuluculuk hükümleri eklenmiştir. Diğer yandan Sigorta Tahkim Komisyonu’nda da özellikle raportörlerin arabuluculuk işlevini yerine getirebilmesi bakımından mevzuat alt yapısının düzenlenmesi çalışmaları yürütülmektedir.

Bunun dışında, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda uzlaşma kapsamında sayılan suçlardan olmayan-Kamu düzenini ilgilendirmeyen; tarafların serbest iradeleriyle karar verebilecekleri cebri icraya elverişli konularda taraflar arabulucuya gidebilirler.

Sözleşmelere, dava öncesi arabulucuya başvuru şartı getirilmesi de mümkündür.

Arabuluculuk toplantılarına katılmak zorunlu mudur?

Arabuluculuğun dava şartı olduğu durumlarda taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.

ZORUNLU ARABULUCULUK

7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile 01.01.2018 tarihinde iş hukukundan kaynaklı uyuşmazlıklarda arabulucuya başvuru dava şartı olarak getirilmiştir.

Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.

Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.

İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davaları hakkında dava şartı hükmü uygulanmaz.

Arabuluculuk uzun bir süreç midir?

Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren üç hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla bir hafta uzatılabilir.

Arabuluculuk toplantılarına sigorta şirketini temsilen kimler katılır?

Arabuluculuk müzakerelerine İmza Sirkülerine göre yetkililer ve veya vekaletinde açıkça arabuluculuk görüşmelerine katılmalarına dair yetkisi olan avukatlar ve veya uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlayabilecek uzman kişiler de müzakerelerde hazır bulundurulabilir. Ancak bu kişilerinde toplantıya dahil edilmeleri için vekalet ile yetkilendirilmiş olması yerinde olacaktır.

Arabuluculuk neticesinde varılan anlaşma bağlayıcı mıdır?

Taraflar arabuluculuk sürecinin sonunda bir anlaşmaya varırlarsa bu anlaşmayı, asıl uyuşmazlık hakkındaki yetki ve görev kurallarına göre belirlenecek olan hukuk mahkemesine ibraz edip, icra edilebilirliğine ilişkin bir şerh verilmesini talep edebileceklerdir. Bu şerhi içeren anlaşma, ilâm niteliğinde belge sayılır. İcra edilebilirlik şerhinin verilmesi, niteliği itibariyle bir çekişmesiz yargı işi olduğundan buna ilişkin inceleme dosya üzerinden de yapılabilecektir. Ancak, uyuşmazlık konusu aile hukukuna ilişkin ise bu işlemler aynı usulle belirlenecek aile mahkemesince ve duruşmalı olarak yapılacaktır. Eğer, davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa gidilmiş ise, kuşkusuz ki yukarıdaki iş ve işlemler davaya bakan mahkemece yerine getirilecektir.

Arabuluculuk ne zaman sona erer?

* Tarafların uyuşmazlık konusu üzerinde anlaşmaya varması,

* Taraflara danışıldıktan sonra arabuluculuk için daha fazla çaba sarf edilmesinin gereksiz olduğunun arabulucu tarafından tespit edilmesi,

* Taraflardan birinin karşı tarafa veya arabulucuya, arabuluculuk faaliyetinden çekildiğini bildirmesi,

* Tarafların anlaşarak arabuluculuk faaliyetini sona erdirmesi,

* Uyuşmazlığın arabuluculuğa elverişli olmadığının veya 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince uzlaşma kapsamına girmeyen bir suç ile ilgili olduğunun tespit edilmesi durumlarında arabuluculuk sürecine son verilir.

Diğer hukuk yollarına göre hem daha kısa sürede sonuç veren hem daha az maliyetli olan arabuluculuk tüm tarafların faydasına olan bir sistemdir.

 

Yorum yazın