
Kaliforniya, tarihinin en maliyetli ve yıkıcı yangınlarıyla karşı karşıya
Kaliforniya’nın Los Angeles şehrinde 7 Ocak 2025 tarihinde başlayan orman yangınları, eyalet tarihinin en yıkıcı felaketlerinden biri haline gelerek dünya gündemine oturdu. Kaliforniya eyaleti, 40 yıldır gördüğü en yıkıcı kış yangınlarından biriyle karşı karşıya.
Son yıllarda orman yangınları dünyanın pek çok bölgesinde artan bir sorun olarak öne çıkıyor. Bu yangınlar, doğanın dengesi için kritik öneme sahip olan orman ekosistemlerini tehdit ederken, aynı zamanda can ve mal kaybına da yol açıyor. Küresel ısınma, orman yangınlarının artışında önemli bir rol oynuyor. Aşırı hava olaylarının sıklığındaki artış ve uzayan kurak dönemler, ormanlardaki yanıcı materyal miktarının çoğalmasına neden oluyor. Bu durum, yangınların daha kolay başlamasına ve daha hızlı yayılmasına yol açıyor.
Birleşmiş Milletler’in yayımlamış olduğu rapora göre, iklim değişikliği ve arazi kullanımındaki değişikliğin orman yangınlarını daha sık ve yoğun hale getireceği öngörülüyor. 2030’a kadar aşırı (orman) yangınlarda küresel artışın %14, 2050 sonuna kadar %30’a ve 2100 sonuna kadar ise %50’ye ulaşması bekleniyor. Ayrıca artan kuraklık, yüksek hava sıcaklıkları ve kuvvetli rüzgârlar gibi iklim değişikliğiyle bağlantılı çevresel değişikliklerin daha sıcak, kuru ve daha uzun yangın mevsimlerine yol açmasının muhtemel olduğu söyleniyor. Dünya yüzeyinin yaklaşık 340 milyon ila 370 milyon hektarının her yıl orman yangınlarıyla yandığı belirtilen raporda, bu orman yangınlarının aşırı hale geldiğinde, sürdürülebilir kalkınmayı olumsuz etkileyebileceği, toplulukların geçim kaynaklarını tehdit edebileceği ve büyük miktarda sera gazı emisyonunu üretebileceğine dikkat çekiliyor.
ABD TARİHİNİN EN MALİYETLİ FELAKETLERİNDEN BİRİ
Kaliforniya’nın Los Angeles şehrinde 7 Ocak 2025 tarihinde başlayan orman yangınları, eyalet tarihinin en yıkıcı felaketlerinden biri haline gelerek dünya gündemine oturdu. Kaliforniya eyaleti, 40 yıldır gördüğü en yıkıcı kış yangınlarından biriyle karşı karşıya. Şiddetli Santa Ana rüzgârlarının etkisiyle hızla yayılan alevler, en az 27 kişinin hayatını kaybetmesine ve yaklaşık 180 bin kişinin tahliye edilmesine neden oldu. Los Angeles’ın batısındaki Pasifik Palisades ve Eaton bölgelerinde yoğunlaşan yangınların, kuru bitki örtüsü ve sert esen rüzgârlar nedeniyle kontrol altına alınmaları güçleşti. Toplamda 40 bin dönümden fazla arazinin kül olduğu ve 12 binden fazla ev ve iş yerinin zarar gördüğü, ekonomik kayıpların ise 150 milyar dolara ulaşabileceği tahmin ediliyor. Hollywood ve çevresine ulaşan yangınlar nedeniyle verilen tahliye emrinden ise en az 130 bin kişinin etkileneceği, ayrıca 30 bin binanın tehdit altında olduğu öngörülüyor. Yangınların çıkış nedeni henüz kesinleşmemiş olup, kundaklama ve yıldırım düşmesi gibi ihtimaller üzerinde duruluyor. Yangınların hızla yayılmasında iklim değişikliği kaynaklı aşırı sıcaklıklar ve kuraklık gibi faktörlerin de etkili olduğu belirtiliyor. Bu felaket, Kaliforniya’nın orman yangınlarına karşı ne denli savunmasız olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Uzmanlar, gelecekte benzer trajedilerin önlenmesi için iklim değişikliğiyle mücadele ve orman yönetimi stratejilerinin gözden geçirilmesi gerektiğini vurguluyor.
En az 27 kişinin hayatını kaybettiği, 12 binden fazla binanın hasar gördüğü veya kullanılamaz hale geldiği yangınlarda, ekonomik kayıp 150 milyar dolar tahmin edilirken; J. P. Morgan analistlerine göre, sigortalı kaybın ise 20 milyar dolar ve daha fazlası olabileceği yönünde tahminleri bulunuyor. Bu tahmin, Kaliforniya tarihindeki sigortalı kayıp açısından en maliyetli orman yangını demek. Bu durum, sigorta şirketlerinin hisselerinde de düşüşlere neden oldu.
Kaliforniya, diğer çoğu eyaletten farklı olarak, yıllarca sigorta şirketlerinin fiyatlarını belirlerken hava kaynaklı afetlerin risklerini dikkate almalarına izin vermedi. Bu da sigorta şirketleri için büyük derecede riskli bir durum oluşturdu. Eyaletin zamanla orman yangınlarına, depremlere, sellere ve kuraklıklara daha yatkın hale gelmesi de, birçok sigorta şirketinin eyaletten çekilmesini sağladı.
ŞİRKETLER POLİÇE KESMEYİ DURDURDU
Los Angeles bölgesinin birçok kesiminde evleri yok eden orman yangınları, birçok sigorta şirketinin yüksek yangın riski nedeniyle konut poliçesi vermeyi durdurmasına neden oldu. Yüksek emlak fiyatlarına ve belirsiz bir sigorta piyasasına sahip, felaketlere eğilimli bir eyalette meydana gelen bu büyük çaplı hasarın, sigorta kapsamını daha pahalı ve bulunması daha zor hale getirebileceği söyleniyor.
Etkinin hissedileceği ve yeniden inşa sürecinde zorluklarla karşılaşması muhtemel olan bölgelerden biri de, Pasifik Okyanusu ile Santa Monica Dağları arasında yer alan Pasifik Palisades. Eyalet yetkilileri, Palisades bölgesini daha önce Güney Kaliforniya’daki en yüksek potansiyel orman yangını riski taşıyan 5 bölgeden biri olarak belirlemişti. Aynı zamanda Palisades, sigorta kapsamının bulunamaması konusunda en çok etkilenen bölgeler arasında yer alıyor. 2023 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde faaliyet gösteren büyük bir sigorta şirketi olan State Farm, felaket riskleri nedeniyle artık yeni konut sigortası başvurularını kabul etmeyeceğini açıklamıştı. Geçtiğimiz yıl ise şirket, eyaletteki 72 bin ev ve daire için sigorta kapsamını sona erdireceğini duyurmuştu. Bu kararla, Pasifik Palisades’teki pazar payının neredeyse %70’ini kaybetti.
KALİFORNİYA’DA KONUT SİGORTASI KRİZİ NEDEN VAR?
Kaliforniya, iklim değişikliği nedeniyle orman yangınları, seller ve fırtınaların daha yaygın ve yıkıcı hale gelmesiyle, ülkenin en kalabalık eyaletinde büyük sigorta şirketlerinin mülk sigortası sağlamayı azaltmasına tanık oldu.
Eyalet tarihindeki en yıkıcı 20 orman yangınından en az 15’i 2015’ten sonra meydana geldi.
2023 yılında, Kaliforniya’daki pazar payı açısından en büyük 12 sigorta şirketinden 7’si eyalette yeni poliçe düzenlemeyi durdurdu veya sınırladı.
Bu durum, yüksek riskli bölgelerdeki ev sahipleri için sigorta temin etmeyi veya karşılamayı son derece zorlaştırdı.
YENİ SİGORTA DÜZENLEMESİ DUYURULDU
Kaliforniya Sigorta Kurumu (DCI), Kaliforniya’da orman yangını riski taşıyan bölgelerdeki konutların konut sigortasına ulaşımını kolaylaştıran yeni bir düzenleme duyurdu. Artan iklim riskleri karşısında eyalette yaşayanların sigorta erişimini genişletmeyi ve FAIR Planı’na bir alternatif sunmayı amaçlayan düzenlemeye göre, sigortacılar eyalet çapındaki pazar paylarının en az %85’i için poliçe yazdıklarından emin olmak zorunda ve eşik değere ulaşılana kadar her 2 yılda bir %5 oranında artış yapmaya devam etmeleri gerekecek. CDI, şu anda sigortacıların yüksek riskli bölgelerde herhangi bir teminat sağlamaları için yasal bir zorunluluk bulunmadığını da belirtti. Düzenleme, reasürans maliyetlerini diğer sigorta giderlerine benzer şekilde ele alarak tüketiciler için kontrol altına almayı amaçlıyor.
Kurum, “Ülke genelinde iklim riskleri arttıkça reasürans, Kaliforniya da dahil olmak üzere yüksek riskli ve sıkıntılı bölgelerde faaliyet gösteren sigorta şirketleri için daha da zorunlu bir bileşen haline gelmiştir. Reasüransla ilgili düzenlemelerin modernize edilmesi, sigorta şirketlerinin kapsamı genişletmesine ve eyalet genelinde daha fazla riskle karşı karşıya olan topluluklarda daha fazla poliçe yazmasına olanak tanıyarak sigorta piyasamızda istikrar ve esneklik sağlayacaktır” açıklamasında bulundu.
FAIR PLANI ALTERNATİF BİR ÇÖZÜM
Kaliforniya’daki orman yangınlarına eğilimli bölgelerdeki ev sahipleri, düzenli ev sigortası alamadıklarında ya sigortasız kalıyor ya da Fair Access to Insurance Requirements (FAIR) Planı’na katılıyor. Bu plan, sigorta bulamayan ev sahipleri için son çare olarak devlet tarafından oluşturulan bir plan. FAIR Planı’nı satın alan birçok kişi, ipotek gereksinimlerini karşılamak amacıyla bu sigortayı tercih ediyor, ancak poliçeler sadece temel mülk zararlarını kapsıyor ve 3 milyon dolarlık bir limiti bulunuyor. Bu sigortanın, ilgili gayrimenkul değerleri ve sınırlı teminatı göz önüne alındığında, son çıkan yangınlarda evlerini kaybeden FAIR Planı poliçe sahiplerinin zararlarını tam olarak karşılaması zor olabilir. Geçici çözüm olarak tasarlanan bu plan, her geçen yıl daha fazla Kaliforniyalı tarafından tercih ediliyor. 2020 ile 2024 yılları arasında FAIR Planı kapsamında verilen konut sigorta poliçelerinin sayısı 2 katına çıkarak 452 bine ulaştı. FAIR Plan sözcüsü Hilary McLean, Los Angeles bölgesindeki yangınlardan kaynaklanan toplam kayıpları hesaplamanın yıllar alabileceğini belirterek, “Güvenilir kayıp tahminleri için henüz çok erken olsa da, FAIR Plan’ının orman yangınlarından kaynaklanan tazminatları ödeyebileceğini öngörüyoruz” dedi.
FAIR PLANI NEDİR?
Kaliforniya FAIR Planı (Fair Access to Insurance Requirements), 1968 yılında eyalet yasaları çerçevesinde oluşturulmuş, kâr amacı gütmeyen bir sigorta havuzu. Amacı, özel sigorta şirketlerinden konut sigortası temin edemeyen ev sahiplerine temel yangın sigortası sağlamak. FAIR Planı, yangın, yıldırım, duman ve iç patlama gibi temel risklere karşı koruma sunuyor. Ek olarak, rüzgâr fırtınası, dolu, isyan, uçak veya araç hasarı, vandalizm ve kötü niyetli zararlar gibi ek teminatlar da satın alınabiliyor. Özel sigorta piyasasında kapsam bulamayan Kaliforniya sakinleri ve işletmeleri, FAIR Planı’na başvurabilseler de, FAIR Planı, geçici bir çözüm olarak öne çıkıyor. Ev sahiplerinin, mümkün olduğunda daha kapsamlı poliçeler sunan özel sigorta şirketlerine geçmeleri teşvik ediliyor.
Son yıllarda, özellikle orman yangınlarının artmasıyla birlikte, FAIR Planı’na olan talep önemli ölçüde arttı. 2020 ve 2024 yılları arasında, FAIR Planı poliçeleriyle sigortalanan ev sayısı 2 katından fazla artmış, toplam risk ise (ticari mülkler dahil) neredeyse 3 katına çıktı.
Ocak 2025’teki Güney Kaliforniya orman yangınları, FAIR Planı’nın mali kapasitesi konusunda endişelere yol açtı. Planın, yaklaşık 30 milyar dolara kadar zarar görebileceği tahmin edilmekte olup, mevcut rezervleri ve reasürans anlaşmaları bu miktarı karşılamakta yetersiz kalabilir. Bu durumda, FAIR Planı, Kaliforniya’da faaliyet gösteren sigorta şirketlerinden ek fon talep edebilir ve bu maliyetler potansiyel olarak sigortalılara yansıtılabilir.
YANGINLARIN ETKİLERİ ARTIYOR
Kaliforniya, iklim değişikliği nedeniyle son yıllarda daha sıcak ve kurak kışlar yaşıyor. Bu durum, bitki örtüsünü kurutarak yangınlara karşı daha savunmasız hale getiriyor. Kaliforniya’nın iklimi, özellikle de güney bölgeleri, yılın büyük kısmında kurak ve sıcak koşullara sahip. Ancak kış aylarında normalde yağışlı bir dönem yaşanır. Son yıllarda kış yağışlarında görülen azalmalar, yangın riskini artıran bir faktör olarak karşımıza çıkıyor. Kış mevsiminde olmamıza rağmen bu yangınların hızla yayılmasının nedeni ise bu mevsimde şiddetli esen Santa Ana rüzgârları. Rüzgârlar yangını büyütürken; kontrol altına alınmasını da zorlaştırıyor.
Kaliforniya’da yaşanan orman yangınlarının son yıllarda hem sıklık hem de yıkıcılık açısından arttığı görülüyor. 2020 yılında yaşanan yangınlar, 4 milyon dönümden fazla alanı etkileyerek eyalet tarihindeki en yıkıcı yangın sezonu olarak kayıtlara geçmişti. O dönemde özellikle yaz ve sonbahar aylarında yoğunlaşan yangınlar, iklim değişikliğinin etkilerini gözler önüne bir kez daha serdi. Şu an ise kış aylarında bu ölçekte bir yangının çıkması, küresel ısınma ve mevsimsel değişikliklerin yangın sezonunu nasıl yıl geneline yaydığını ortaya koyuyor. Kuraklık, rüzgarlar ve sıcaklık artışları, yangın riskini artık her mevsimde artırmış halde.
Sıcaklıkların artması, daha uzun kuraklık dönemleri yaratırken, yağışlı dönemlerin kısalması yanıcı materyallerin birikmesine neden oluyor. Kaliforniya’nın geniş çalılık ve ormanlık alanları, doğal olarak yangına maalesef ki daha yatkın. İklim değişikliği de, bu doğal hassasiyeti daha da kötüleştiriyor. Bu durum, Kaliforniya’nın daha etkili yangın önleme stratejilerine ve iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik daha ciddi adımlar atması gerektiğini gösteriyor. Meydana gelen bu yangın, kış aylarında bile yangın sezonunun sona ermediği gerçeğini acı bir şekilde yeniden hatırlattı.