Insurtech’in amiral gemisi su alıyor
Insurtech dünyasının sigorta yıldızı tartışmasız Lemonade. Dünyada sigortacılığın işleyişini baştan sona değiştirmeyi vaat eden ABD – New York merkezli start-up 180 milyon dolardan fazla yatırım aldı. Şirketin teknoloji yazar ve davranış ekonomisi uzmanı kurucusu Dan Ariely, sigorta sektörünü yerden yere vuran bir konuşma yaptıktan sonra çok daha üstün bir sistem getireceklerini iddia etmiş ve şu sözleri sarf etmişti: “Eğer insanlığın en kötü yanlarını ortaya çıkaracak bir sistem yaratmak isteseydiniz, şu anki sigortacılığa benzerdi.”
Tüm bu heyecan ve iyi niyete karşın, alınan sonuçlar (en azından şimdilik) çok parlak gözükmüyor. Bir sigorta şirketi yönetmenin ‘dayanılmaz ağırlığının’ Lemonade tarafından da yavaş yavaş hissedilmeye başlandığı söylentileri sektörde dolaşıyor.
PRİM ZARARI KARŞILAMADI
İngiliz sigorta yayını Insurance Times tarafından ABD’den elde edilen bilgiler, Lemonade’in bu yılın ilk 3 ayında 1.5 milyon dolar underwriting zararı kaydettiğini gösteriyor. Şirket, geçtiğimiz yılı ise 15.8 milyon dolar zararla kapatmıştı. Diğer yandan, şirketin geçtiğimiz yıl yazdığı kiracı ve ev sahibi sigortası primlerinin toplamı sadece 8.3 milyon dolar.
Elbette bir startup’ın kurulduğu gibi kâra geçmesini beklemek gerçekçi olmayacaktır. Zararın kâra çevrilebilmesi için startup’lara en az 3 yıl verilmesi gerektiği kabul ediliyor. Ancak bazı uzmanlar, Lemonade’in doğru stratejik kararları vermekte zorlandığını düşünüyor. Underwriting Uzmanı ve teknoloji yazarı Nick Lamparelli, şirketin kurulduğu 2016 yılının eylül ayından bu yana Lemonade’i yakından takip eden bir isim. Lamparelli, Lemonade’in sigorta şirketlerinin alışılagelmiş yöntemlerinin dışına çıkıp kendi yolundan yürüdüğünü, böylece yükün büyük bir bölümünü kendi omuzlarında taşıdığını vurguluyor: “Her şeyi baştan, kendileri yapıyorlar. Tüm teknoloji, underwriting sistemleri, dağıtım sistemleri, tazminat sistemleri sıfırdan hazırlanıyor. Bu da startup için ciddi bir yük. Çoğu startup bu şekilde çalışmıyor. Underwriting ve bilgisayar sistemlerini dışarıdan bir şirkete yaptırıyorlar.”
Şirketin New York’ta hizmet vermeye başlaması hem cesur hem de masraflı bir hareket olarak görülüyor. New York’ta ücretlerin yüksek olmasının yanı sıra düzenlemeler de diğer bölgelere göre daha sıkı. Lemonade’in sigorta şirketlerine göre son derece düşük primleri de denkleme eklenince, düzenleyici kurumlar tedirgin ve huzursuz olmaya başlıyor. Lamparelli, durumu şu sözlerle anlatıyor: “Eyalet düzenleyicileri düşük fiyatlardan memnun olsa da, büyük miktardaki underwriting kayıplarının bu denli düşük fiyatlarla birleşmesi kuşkucu yaklaşmalarına neden oluyor.”
BARDAĞIN DOLU TARAFI
Rakamlardan anlam çıkarmaya çalışırken, Lemonade’in konvansiyonel bir yoldan gitmediğini de göz önünde bulundurmak gerekiyor. Geçtiğimiz yıl şirketin harcamalarına baktığımızda reklam için çok ciddi bir ödenek ayrıldığını görüyoruz. 2017 yılında reklama harcanan 7.7 milyon dolar, şirketin aynı yıl içerisinde yazdığı toplam primin %93’üne denk geliyor. Bu da şirketin ABD üzerinde markasını büyütme hedefini ortaya koyuyor.
Diğer taraftan, şu an şirketin ancak sınırlı bir müşteri portföyü bulunuyor. Bu nedenle rakamlarda dalgalanmalar olabiliyor. Portföyün genişlemesiyle ve havuzun büyümesiyle beraber rakamların daha tahmin edilebilir düzeylere ulaşabileceği düşünülüyor.
SERİNLİĞİNİ KORUYACAK MI?
Lemonade’in rakamlarından daha önemlisi ise vaat ettiği değişim. Bembeyaz bir sayfadan başlayan şirketin, tarihi geçmiş uygulamalarla ve eski kafalı çalışanlarla boğuşması gerekmiyor. Şirketin yeniliğe açık kadrosu yeni teknolojilere yatırım yaparak, gelişmeleri anında özümsüyor. Yapay zeka destekli suistimal takibi ve otomatik tazminat robotları bu süreçlerin başında geliyor. Yapay zeka da veriyle beslenen bir süreç olduğu için, şirketteki veritabanı büyüdükçe verilen kararların da tutarlılığı artıyor. Ayrıca, Lemonade primlerden %20 komisyon alıp broker ya da başka aracılarla muhatap olmadığı için reasürans şirketleri tarafından da seviliyor. Şirketin şimdiden oluşturduğu 25 milyon dolarlık toplam varlıkları ise bir nevi reasürans görevi görüyor.
Lemonade’in gelişimi sektör tarafından merakla takip ediliyor. 300 yıllık kadim iş modelinin sadece birkaç yıllık teknolojiler tarafından alt edilip edilemeyeceği sorusu tüm sigortacıların ilgisini çekiyor. Lemonade’in underwritingdeki zararı kâra geçirip geçiremeyeceğini 1-2 yıl içerisinde öğreneceğiz. Bakalım sigortacıların ‘limonatası’ soğuk kalmayı başarabilecek mi?